
‘İlahiyat öğrenci yurdu’nda ödüllü sınav kampı
Hala Sultan İlahiyat Koleji Öğrenci Yurdu, Şubat tatilinde okuldaki tüm öğrenciler için ‘Meslek Dersleri Yarışma Kampı’ adı altında ‘hadis veya meal/siyer’ kitaplarını içeren ödüllü sınav kampı düzenliyor.
• 8-12 Şubat tarihleri arasında yapılacak kampta; YGS, Meslek Dersleri Yarışma Kampı, Kitap Okuma Kampı ve spor aktivitelerini içeren Turnuva Kampı olacak
• Kampa katılacak kız ve erkek öğrencilerin isimlerini ayrı ayrı telefon hatlarına mesaj olarak yazılması isteniyor. Kampın ücretsiz olup sınırlı kontenjanın bulunduğu belirtilirken, kampa sadece yurtta kalan öğrencilerin değil tüm okul öğrencilerinin katılabileceği belirtiliyor
• KTOEÖS Başkanı Gökçebel: “Maalesef aile baskısıyla başını örten çocuklar ve başını örtmeyi düşünmeyen, farklı düşünen çocuklara da baskı göstererek bu kültürleşmenin içine alınması için yurtlarda ciddi bir faaliyet başlandı. Oradaki programlarda da ciddi yapılanmalar ve sürekli bunun gibi eğitim sonrası dönüşümsel dersler sadece Şubat tatilinde değil öğleden sonraları da devam ediyor”
Didem MENTEŞ
Hala Sultan İlahiyat Koleji Öğrenci Yurdu, Şubat tatilinde okuldaki tüm öğrenciler için ‘Meslek Dersleri Yarışma Kampı’ adı altında ‘hadis veya meal/siyer’ kitaplarını içeren ödüllü sınav kampı düzenliyor. En çok hadis ezberleyen veya meal/siyer kitaplarından yapılacak mini testlerle ödül verileceğine öğrencilere duyuran yurt yönetimi, 8-12 Şubat tarihleri arasında yapılacak kampta; YGS, Meslek Dersleri Yarışma Kampı, Kitap Okuma Kampı ve spor aktivitelerini içeren Turnuva Kampı da düzenleyecek. Kampa katılacak kız ve erkek öğrencilerin ayrı ayrı telefon hatlarına, katılmak istedikleri kampın adını ve kendi isimlerini mesaj olarak yazılması istendi. Kampın ücretsiz olup sınırlı kontenjanın bulunduğu belirtilirken, kampa sadece yurtta kalan öğrencilerin değil tüm okul öğrencilerinin katılabileceği duyuruldu.
Gökçebel: “Kabul edilir değil”
Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Tahir Gökçebel, bu duruma eleştirerek, “taşımacılık, yemesi içmesi, kalması finanse edilerek diğer okullara sağlanmayan avantajlar ilahiyatta tam gün sağlanarak götürülmeye çalışılıyor. Maalesef aile baskısıyla başını örten çocuklar ve başını örtmeyi düşünmeyen, farklı düşünen çocuklara da baskı göstererek bu kültürleşmenin içine alınması için yurtlarda ciddi bir faaliyet başlandı. Oradaki programlarda da ciddi yapılanmalar ve sürekli bunun gibi eğitim sonrası dönüşümsel dersler sadece Şubat tatilinde değil öğleden sonraları da devam ediyor” dedi.
Gökçebel, İlahiyat Koleji’nde yeni okul modelleriyle düşünmeyi, yaratıcılığı öldüren, soyut kavramlarla çocukları geleceğe hazırlarken, yükleme modeliyle bir eğitim sistemi yaratılmaya çalışıldığını belirterek, bu sistemin gelecekte Kuzey Kıbrıs’ın başına çok büyük işler açacağını savundu. Gökçebel, okula sağlanan imkanlar, verilen eğitimler ve ders veren öğretmenlere yönelik bir kadrolaşma yaratılarak da anti-demokratik bir anlayış yaratılmaya çalışıldığını ifade etti.
Kamp programı
Hala Sultan İlahiyat Koleji Öğrenci Yurdu’nun 25 Ocak 2016’ya kadar okula kayıtlı tüm öğrencilere yönelik düzenlediği kamp programı şöyle: TOBB HALA SULTAN ÖĞRENCİ YURDU… Kamp programına Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde okuyan tüm öğrencilerimiz bekliyoruz… Kamplar 8-12 Şubat tarihleri arasında yapılacaktır. 1. YGS Kampı: ‘Son sınıf öğrencileri için yoğun bir ders çalışma programı ve iki deneme sınavı. İki deneme arasında başarısını en çok arttırana ödül’. 2. Meslek Dersleri Yarışma Kampı: ‘Okulda yapılan 6 yarışmaya hazırlık programı. En çok hadis ezberleyen veya meal/siyer kitaplarından yapılacak mini testlerde birincilere ödül’. 3. Kitap Okuma Kampı: ‘Hedeflenen kitabı/kitapları okuyup, yapılacak mini testte birinciye ödül’. 4. Turnuva Kampı: ‘Satranç, masa tenisi, halı saha, play station, voleybol turnuvalarında şampiyonlara ödül’.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------
Gökçebel: “İlahiyat sıradan bir anlayış değildir”
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, İlahiyat Koleji’nde yeni okul modelleriyle düşünmeyi, yaratıcılığı öldüren, tamamen empoze edilen bilgilerle, soyut kavramlarla çocukları geleceğe hazırlarken, yükleme modeliyle bir eğitim sistemi yaratılmaya çalışıldığını belirterek, “ilahiyat sıradan bir anlayış değildir” dedi.
İlahiyat Koleji’nin ülkenin karakterine uymayan, dayatmayla ortaya çıkmış bir okul olduğunu hatırlatan Tahir Gökçebel, “Bizim öğretmenlerimiz orada bilimsel, demokratik, laik, çağdaş ilerici bir eğitim anlayışla ders veriyor. Ancak daha sonra buraya alttan alttan belli ki TC Elçiliğinin bastırmasıyla görevlendirme 3 tane müdür muavini getirildi. Okulda bu ülkeye uymayan bin sene önce horasan da okutulan, fıkıh, kelam tefsir gibi dersler vardır. AKP’nin dayatmasıyla Elçiliğin yavaş yavaş kadrolanma gibi bir faaliyeti vardır” dedi. İlahiyatta zaman içerisinde sürekli bir kültürlüme yapılarak, maddi imkansızlıkları olan ailelerin çocuklarını da kapsayacak şekilde, gelecekteki dönüşümü avantaj sağlama adına devlet imkanlarını ve mali kaynak aktarılarak okulun organize edilip yurtlar açıldığını hatırlattı. Ayrıca taşımacılık, yemesi içmesi, kalması finanse edilerek diğer okullara sağlanmayan avantajların ilahiyatta tam gün sağlanarak götürülmeye çalışıldığını belirten Gökçebel, “Maalesef aile baskısıyla başını örten çocuklar ve başını örtmeyi düşünmeyen, farklı düşünen çocuklara da baskı göstererek bu kültürleşmenin içine alınması için yurtlarda ciddi bir faaliyet başlandı. Oradaki programlarda da ciddi yapılanmalar ve sürekli bunun gibi eğitim sonrası dönüşümsel dersler sadece Şubat tatilinde değil öğleden sonraları da devam ediyor” dedi.
“Bu eğitim sistemi ülkenin başına çok işler açacak”
Gökçebel, “Bizim anlayışımız devlet okulları kamusal nitelikli olmalıdır ve yurttaş yetiştiren bu okullar, nasıl bir yurttaş yetiştirileceğinin cevabını vermelidir. Bize göre geleceği kurtarmak için yetiştireceğimiz yurttaşlar, dengeli kişiliğe sahip, bilimsel kavrama yoluyla öğrenen, düşünebilen tartışabilen, kendini ifade edebilen, aydın kişi ve özellikle bilimsel bilgiyi aklını kullanmayı başarabilen, 18 yaşını bitirdikten sonra kendi dini vecibelerini yerine getirecekse bir mahsuru yoktur. Ama daha çocuk yaşta alınarak soyut şeylerle aklını, özgürleştiremeyen bir çocuğun daha sonra düşünme yeteneğini geliştirilmesi beklenemez. Dolayısıyla eğer yurttaş yetiştireceksek, eğitim de ne tip bir yurttaş yetiştireceğimizi tanımlayarak, okullarımızı bu hale getirmemiz lazım. Yok ki yeni okul modelleriyle düşünmeyi, yaratıcılığı öldüren, tamamen empoze edile bilgilerle, soyut bir takım kavramlarla, çocukları geleceğe hazırlarken, yükleme modeliyle bir eğitim sistemi gelecekte bu ülkenin başına çok büyük işler açacak diye düşünüyorum. Ortadoğu, Afganistan ve benzeri ülkelerde yaşanan sıkıntıların bundan kaynaklandığını, demokrasinin bilimin ve insan haklarının gelişmemesinin buna bağlı olduğunu biliyoruz dolayısıyla bizim için ilahiyat sıradan bir anlayış değildir.
“Giderek kendi yapılaşmalarını sağlıyorlar”
Gökçebel, İlahiyat Koleji’nde sağlanan imkanlar, verilen eğitimler ve ders veren değerli öğretmenler olduğunu ancak gittik sonra yapılaşmanın ve kadrolaşmanın giderek Türkiye’nin içine düştüğü anti-demokratik anlayışın yansımasının burada da tezahür edeceğini düşündüğünü savundu. Gökçebel, “Bugün orada din kültürü, fıkır, kelam, tefsir gibi derslere 15- 20 tane öğretmen geliyor. Yavaş yavaş oradaki bizim öğretmenlerimiz usandırılarak ya da nakil formu dolduranın yerine Türkiye’den öğretmen getirilerek, telafi edilmeye çalışılıyor. Bizim öğretmenlerimiz devre dışı bırakılıyor” dedi. İlahiyat Koleji’nin ideolojik bir okul olduğunu söyleyen KTOEÖS Başkanı, “Çocukların ailelerinin talebi vardır diyerek, talepler üzerinden gidilmesi doğru değildir. Bu kabul edilemez” dedi.
Gökçebel, “Konu sadece ilahiyatta dindar insanlar yetiştirilsin değildir. İyi bir eğitim ve oradan yetişecek olan beyni yıkanmış avukat, beyni yıkınmış doktor yetiştirilemeye çalışılmasıdır temel sıkıntı. AKP’den önceki yobaz sistemle karşılaştırıldığı zaman şimdi yobaz olup tinyoz olan, bilgili olan bir nesil yetiştiriliyor. Dolayısıyla onlar bu işi daha iyi savunuyor. Bizim derdimiz camiye falan gitmesin değil çocuğu bilimsel yetiştirin düşünebilsin, tartışabilesin, kendi tercih etsin. Ama ‘ailesi ister’ gerekçesini sunarak, anaokuldan çocuğu alıp beynini yıkarsan, bu başka ideolojik misyon içerir.

















