1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Gazetecilere ölüm tehdidi yapabilecek kişi ya da grupların önceden tespit edilmesi gerekir”
“Gazetecilere ölüm tehdidi yapabilecek kişi ya da grupların önceden tespit edilmesi gerekir”

“Gazetecilere ölüm tehdidi yapabilecek kişi ya da grupların önceden tespit edilmesi gerekir”

Kıbrıs’ın kuzeyinde son dönemde basın emekçilerine yönelik tehditlerle tartışılmaya devam ediyor. 

A+A-

Kıbrıs’ın kuzeyinde son dönemde basın emekçilerine yönelik tehditlerle tartışılmaya devam ediyor. 

Tehditlerin “sistematik” hale gelmeye başladığını belirten Avukat Cemre İpçiler, devletin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS) doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini vurguladı.

AİHS’in iç hukukun bir parçası olduğuna dikkat çeken İpçiler, gazetecilerin şiddet veya şiddet tehdidine maruz kalmasıyla ilgili olarak devletin hem pozitif hem de negatif yükümlülükleri bulunduğunu belirtti. Bu yükümlülüklerin Yaşam Hakkı (Madde 2), İşkence Yasağı (Madde 3) ve İfade Özgürlüğü (Madde 10) kapsamında açıkça düzenlendiğini söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) Özgür Gündem v. Türkiye (2000) ve Dink v. Türkiye (2010) kararlarına işaret eden İpçiler, devletin yalnızca basın faaliyetlerine müdahale etmemekle yetinemeyeceğini, aynı zamanda üçüncü kişilerin tehdit ve saldırılarına karşı gazetecileri korumakla da yükümlü olduğunu hatırlattı.

“Adı ister ‘Türk İntikam Tugayı’, ister ‘Casperlar’, ister ‘Speedy Gonzalesler’ olsun, gazetecilere ölüm tehdidi yapabilecek kişi ya da grupların önceden tespit edilmesi ve bu tehditlerin gazete kapılarına kadar dayanmadan engellenmesi devletin görevidir” diyen İpçiler, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesinin ifade özgürlüğüne doğrudan müdahale anlamına geleceğini söyledi.

İpçiler, gazetecilere yönelik sıklaşan tehditlerin yarattığı “caydırıcı etki”nin (chilling effect) bile tek başına devletin pozitif yükümlülüklerini ihmal ettiğini gösterdiğini ifade etti.

Bu haber toplam 865 defa okunmuştur
Etiketler :