1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Cinsiyetçi sözler yakılan ateşe atıldı
Cinsiyetçi sözler yakılan ateşe atıldı

Cinsiyetçi sözler yakılan ateşe atıldı

Kıbrıs Feminist İnisiyatifi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Lefkoşa’da dayanışma eylemi düzenledi. 

A+A-

Kıbrıs Feminist İnisiyatifi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Lefkoşa’da dayanışma eylemi düzenledi. 
Kuğulu Park’ta yer alan eylemde, cinsiyetçi sözler, kağıtlar ve pankartlara yazılarak etkinlikte yakılan ateşe atıldı. 
Kıbrıs Feminist İnisiyatifi adına Fezile Osum yaptığı konuşmada, toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına mücadele sürdürüldüğünü belirtti.
Osum, orta çağda eril tahakküm altında cadılaştırarak yakılan kadınların kız kardeşi olduklarını, bu zihniyetin bugün hâlâ yaşam alanlarını kuşattığını söyledi. 
Eylemde, “Eşitsizliğe rızam yok”, “kamu kaynaklarının adaletsiz dağıtıma itirazım var”, “çocuk bakım yükünün sadece kadına bırakılmasına rızam yok”  gibi sloganlar pankartlara yazılarak ateşe verildi. 
 

Kıbrıs Feminist İnisiyatifi basın açıklamasının tam metni şöyle:

25 Kasım günü 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’ndeki diktatör rejime karşı mücadele veren Mirabel kızkardeşler Trujillo diktatörlüğü tarafından katledilmişti. Bu katliamın ardından, 1981 yılında düzenlenen Latin Amerika ve Karayip Kadınlar Kongresi’nde, daha sonrasında ise 1999 yılında Birleşmiş Milletlerin bu kararı benimsemesiyle 25 Kasım, “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü” olarak kabul edilmiştir. Kıbrıs Feminist İnisiyatifi olarak hem ülkemizde hem de dünyada yükselen erkek şiddetine karşı bugün de sesimizi yükseltiyoruz.

fem-4-002.jpg

Ülkemizdeki son verilere göre kadınların yüzde 40’ı fiziksel şiddet, yüzde 60’ı psikolojik şiddet ve yüzde 25’i cinsel şiddete maruz kaldığını belirtmektedir. Covid-19 salgını neticesinde ise kendilerine şiddet uygulayan erkeklerle aynı çatı altında, dolaşım özgürlükleri kısıtlanmış şekilde yaşamak zorunda kaldılar. Dünyanın birçok yerinde ev içi şiddet vakaları Covid-19 ile birlikte artışa geçti, kadınların destek mekanizmalarına erişimleri ise oldukça kısıtlandı. Diğer yandan ekonomik kriz ve giderek artan işsizlik oranları, kadınların ekonomik olarak giderek güçsüzleşmesinin ve dolayısıyla erkek şiddetinin daha da artmasının önünü açtı. Kadınların güvenli yaşam alanlarına kavuşması ve şiddete maruz kalmalarının önüne geçilmesi bizler için elzemdir. Yürürlüğe girdiği 2014 senesinden itibaren Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi (TOCED) yasasının uygulanmıyor oluşu, şiddete karşı gerekli mekanizmaların hayata geçirilmemesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin halen daha devlet politikaları ve bütçesinde öncelikli bir mesele olarak ele alınmaması bizler için kabul edilemezdir.

fem-3.jpg

Erkek şiddeti evlerimizden, iş yerlerimize, sokaklardan, okullarımıza kadar her yerde kendini gösterirken, eril devlet şiddeti de bir yandan kadınların hayatlarına tıpkı bundan 60 sene önce Dominik Cumhuriyeti’nde katledilen kız kardeşlerimize yaptığı gibi baskı ve tahakküm kuruyor. Eril şiddet, tüm suretleriyle kadınların hayatlarını etkiliyor, kendilerinin ve ülkelerinin geleceklerine dair söz söylemelerinin önüne geçmeye çalışıyor. Ülkemizdeki militer, erkek egemen ve baskıcı düzen kadınların hayatlarını her yerden kuşatarak tahakküm altına alıyor. Son dönemde gasp edilen toplumsal irademiz, otoriterleşmeye doğru ilerleyen siyaset ve kadınları kuluçka makinesi olarak gören milliyetçi-muhafazakar iktidarların üzerimizdeki baskısı giderek daha da artıyor. Feminist kadınlar olarak bizler kendi hayatlarımıza da kendi ülkemize de yapılan her türlü müdahaleye RIZAMIZ YOK diyoruz! Toplumun yarısını oluşturan bizlerin ihtiyaçları bugün devlet politikalarında, oluşturulan bütçelerde ve çözüm masasında derhal göz önünde bulundurulmalıdır!

Bizleri yok sayan, bedenlerimize ve yaşadığımız coğrafyaya müdahale eden, oluşturulan baskılarla sesimizi kısmaya çalışan sisteme İTİRAZIMIZ VAR diyoruz.

fem-5-004.jpg

Aşağıda sıraladığımız taleplerimizin bir an önce hayata geçirilmesini istiyoruz!

 

  1. TOCED Yasası bir an önce uygulanmalı, bu Yasa'da öngörülen Şiddeti Önleme Danışma Merkezleri, Şiddetle Mücadele Birimleri ve Cinsiyet Odak Noktaları derhal hayata geçirilirken, İstanbul Sözleşmesi'nde öngörülen tüm düzenlemeler yürürlüğe koyulmalıdır.
  2. Toplumsal cinsiyet duyarlı bütçeleme anlayışı bütçe hazırlıklarına yansıtılmalı ve eşitlik sağlayıcı politikalar için para ayrılmalıdır.
  3. Özellikle gece kulüplerinde yapılan cinsel sömürüye dayalı insan ticareti bir an önce son bulmalıdır.
  4. Kürtajı yalnızca 10 hafta ile sınırlayan Ceza Yasası değiştirilmeli, kadınların güvenli ve ücretsiz kürtaj hakkına kavuşması sağlanmalı ve her kadının doğum kontrol yöntemlerine ücretsiz erişimi garanti altına alınmalıdır.
  5. Ücretsiz ve erişilebilir kreşler ile yaşlı bakım evleri yaygınlaştırılmalıdır;
  6. Okul müfredatları, toplumsal cinsiyet eşitliğine göre yeniden düzenlenmeli, çocuklar ve gençler cinsel yolla bulaşan hastalıklar, doğurganlık hakları ve cinsel şiddete karşı kendilerini nasıl koruyacakları konusunda eğitilmelidir.
  7. Kıbrıs Sorununa çözüm bulmak üzere yürütülen Barış Müzakereleri, BM parametreleri çerçevesinde, kaldığı yerden başlamalı ve ülkemizin geleceği için hayati olan çözüm masasında kadınların eşit temsiliyeti sağlanarak, kadınların taleplerini ve görüşlerini doğrudan masaya yansıtabilecekleri mekanizmalar kurulmalıdır.
  8. 7/24 düzeninde sadece kadınlara ve ev içi şiddete yönelik farklı dillerde hizmet veren bir acil yardım hattı hayata geçirilmeli; Adli Yardım düzenlemesi genişletilerek yaygınlaştırılmalıdır. 
  9. Sığınma evi sayısı artırılmalı ve Kadın Dostu Belediyecilik politikalarının yerel yönetimlerde yürürlüğe koyulması sağlanmalıdır.
  10. Güvencesiz ve kayıt dışı çalışmak zorunda kalan tüm kadınların ücret, izin ve iş güvenliği gibi yasal hakları garanti altına alınarak sektörel toplu sözleşme hakkına kavuşması sağlanmalıdır.

fem-6.jpg

fem-2.jpg

Fotoğraflar: Burçin Aybars

Bu haber toplam 3219 defa okunmuştur