1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Borçluların lehine çok sayıda yeni düzenleme!”
“Borçluların lehine çok sayıda yeni düzenleme!”

“Borçluların lehine çok sayıda yeni düzenleme!”

CTP- BG Milletvekili, AD-HOC Komite Başkanı Tufan Erhürman, sorunların giderilmesi hedefiyle hazırlanan Yasa Önerisi’nin detaylarını YENİDÜZEN’le paylaştı…

A+A-

‘Yeniden Yapılandırma’ Yasa Önerisi Komite’den geçti, Genel Kurul’da ‘onay’ arayacak…


 

• CTP- BG Milletvekili, AD-HOC Komite Başkanı Tufan Erhürman, sorunların giderilmesi hedefiyle hazırlanan Yasa Önerisi’nin detaylarını YENİDÜZEN’le paylaştı…

• “Öneri’de yasanın uygulanabilmesi için borçlunun alacaklısına başvurması koşulu ve hakem heyeti kaldırıldı

• “Yeni yasa önerisinde borçluların lehine olan çok sayıda yeni düzenleme var. Katsayılarla ilgili değişikliklerin bu çalışmaya başlanılan dönemdeki beklentilerin çok daha ilerisinde…”

• “Daha önceki yasalarda yalnızca bankaların ve kredi sağlayıcılarının alacakları kapsama dahilken, bu yasa önerisiyle özel kişiler arasındaki tüm borç ilişkileri kapsama dahil edildi…”

• “Daha önceki yasalarda var olan katsayılar bu öneriyle ciddi oranda düşürüldü... Örnek vermek gerekirse, önceki yasada 4,20 olan 2002 yılına ilişkin katsayı 2,95’e, 3,50 olan 2003 yılına ilişkin katsayı 2,44’e, 2,80 olan 2004 yılına ilişkin katsayı 2,24’e düşürülmüştür…”

Meltem SONAY

Faiz, borç- alacak ilişkilerini düzenleyen tüm mevzuata ilişkin değişiklikleri hazırlamak ve görüşmek üzere oluşturulan geçici Ad-Hoc Komite, ‘Borç İlişkilerinden Kaynaklanıp Tahsili Geciken Ve/Veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Yapılandırılması Yasa Önerisi’ görüşmeleri tamamladı, öneriyi onayladı.

Yasa Önerisi’nin Pazartesi gün Genel Kurul gündemine gelmesi bekleniyor.

CTP- BG Milletvekili, AD-HOC Komite Başkanı Tufan Erhürman, sorunların giderilmesi hedefiyle hazırlanan Yasa Önerisi’nin detaylarını YENİDÜZEN’le paylaştı…

YENİDÜZEN: Daha önce borçların yeniden yapılandırılması konusunda iki ayrı yasanın çıkarıldığı biliniyor… Bu iki yasanın çıkarılmış olmasına karşın aynı konuda üçüncü bir yasa önerisi hazırlanmasına neden gerek duyuldu?

ERHÜRMAN: Daha önceki yasaların uygulanmasını olumsuz yönde etkileyen iki temel faktör vardı. Bunlardan birincisi, yasanın uygulanmasının borçlu ve alacaklının inisiyatifinden ciddi şekilde etkileniyor oluşu, ikincisi ise Anayasa’ya aykırılık ile ilgili tartışmalardı.

Her iki faktör de özellikle ikinci yasanın uygulanmasında ciddi sorunlar yarattı. Bazı borçlular borçlarının yeniden yapılandırılması talebiyle alacaklılarına başvurmadılar. Bazı alacaklılar da başvuruda bulunan borçluların başvurularını kabul etmediler. Bunlara bir de yasaya göre kurulması gereken hakem heyetinin yetkili makamlarca kurulmaması ve Anayasa Mahkemesi’ne yapılan başvurular eklenince, yasa ancak marjinal denilebilecek bir düzeyde uygulama alanı bulabildi.

“Hakem Heyeti kaldırıldı…”

Bugün gündemde olan yasa önerisi ile ilgili çalışmalar bu sorunların giderilmesi hedefiyle başlatıldı. Öneri’de yasanın uygulanabilmesi için borçlunun alacaklısına başvurması koşulu ve hakem heyeti kaldırıldı. Yargılamanın herhangi bir safhasında borçlu ya da alacaklı tarafından borcun yeniden yapılandırılmasının talep edilmesi ve mahkemenin hakkında halihazırda hüküm ve/veya emir alınmış borçlarda uygun ve adil görmesi durumunda yasadaki katsayıların uygulanacağı öngörüldü. Burada hakkında hüküm ve/veya emir alınmış borçların yeniden yapılandırılmasının mahkeme tarafından uygun ve adil bulunma koşuluna bağlanmış olması da Anayasa’ya aykırılıkla ilgili tartışmaları ortadan kaldırmak için alınmış bir önlemdir. Henüz dava konusu olmamış ve yasal takip başlatılmış olmasına karşın henüz hakkında hüküm ve/veya emir alınmamış borçlarda yasadaki katsayıların uygulanması elbette mahkemenin uygun ve adil bulması koşuluna bağlı değildir.
Bunlara ek olarak, yasanın, kısa, kolaylıkla anlaşılabilir ve sürelere bağlı olmaması da daha önceki yasalara oranla farklı olan yanlarıdır.

“Anayasa’ya aykırılık tartışmalarının önünü kapadı…”

Kısacası bu yasanın daha öncekilerden yöntemsel açıdan farklı olan yanları, uygulanmasının alacaklı ile borçlunun inisiyatifine bağlanmamış olması, anayasaya aykırılık tartışmalarının önünü kapatması, kolay anlaşılabilir olması ve uygulanmasının sürelerle bağlı olmamasıdır.
Bu yöntemsel farklılıklarla hedeflenen, yasanın yürürlüğe girmesinden sonra herhangi bir sebeple uygulamasının akamete uğramaması, özel kişiler arasındaki tüm borçlarda uygulanması ve dolayısıyla temel hedef olan son kez böyle bir yasa çıkarılması hedefine bağlı kalınmasıdır. Takdir edilecektir ki uygulanması çeşitli sebeplerle sınırlı olacak bir yasanın çıkması halinde bu konudaki tartışmaları sonlandırmak mümkün olmayacaktır. Bu nedenle, yasanın uygulanmasında sıkıntı yaratma ihtimali olan tüm yöntemsel sorunlar giderilmeye çalışılmıştır.

“Borçluların lehine çok sayıda yeni düzenleme var…”

YENİDÜZEN: Yeni yasa önerisinde daha önceki yasalara kıyasla borçluların lehine olduğu söylenebilecek yeni düzenlemeler var mı?

ERHÜRMAN: Yeni yasa önerisinde borçluların lehine olan çok sayıda yeni düzenleme var. Bu öneride özellikle borçluları temsil eden kesimlerin yeniden yapılandırmada “ana para”nın esas alınması yolundaki talepleri hariç, tüm taleplerinin karşılandığını söylemek mümkündür. Bu arada katsayılarla ilgili değişikliklerin bu çalışmaya başlanılan dönemdeki beklentilerin çok daha ilerisinde olduğunun da altını çizmek gerekir. Öneri dikkatle okunduğunda, özellikle katsayılardaki ciddi değişiklikler ve diğer düzenlemelerle birlikte, bankaları ciddi risk altına sokmaksızın yapılabilecek her şeyin yapıldığı görülecektir. Ayrıca “ana para” konusundaki tartışmaların yapıldığı dönemdeki katsayılarla bu önerideki katsayıların karşılaştırılması durumunda, katsayılarla ilgili değişikliklerin borçlu lehine yarattığı durumun göz ardı edilmesi sanırım mümkün değildir.

“Özel kişiler arasındaki tüm borç ilişkileri de kapsama dahil…”

Yeni öneride borçlular lehine yapılan değişiklikleri şöyle sıralamak mümkündür:

1.Daha önceki yasalarda yalnızca bankaların ve kredi sağlayıcılarının alacakları kapsama dahilken, bu yasa önerisiyle özel kişiler arasındaki tüm borç ilişkileri kapsama dahil edilmiştir. Tahsili geciken veya imkansız hale gelen, bu nedenle hapislikle sonuçlanan borçların yalnızca bankalara ve kredi sağlayıcılarına olan borçlar olmadığı hatırlanırsa, bu önemli bir değişikliktir. Kaldı ki belli bir dönemde uygulanan yüksek faizlerin ve ülkenin genel ekonomik durumunun yalnızca bankalara ve kredi sağlayıcılarına olan borçları etkilemediği açıktır. Dolayısıyla bu öneriyle, bütünsel bir yaklaşımla, söz konusu dönemde yüksek faiz uygulanması ve/veya ülkedeki ekonomik durum dolayısıyla tahsili gecikmiş olan veya ödenemez hale gelen, özel kişiler arasındaki tüm alacak ve borç ilişkileri kapsama alınmıştır.

“Katsayılar ciddi oranda düşürüldü…”

2. Daha önceki yasalarda var olan katsayılar bu öneriyle ciddi oranda düşürülmüştür. Örnek vermek gerekirse, önceki yasada 4,20 olan 2002 yılına ilişkin katsayı 2,95’e, 3,50 olan 2003 yılına ilişkin katsayı 2,44’e, 2,80 olan 2004 yılına ilişkin katsayı 2,24’e düşürülmüştür. Katsayılar, Devlet Planlama Örgütü tarafından yayımlanan enflasyon oranları çerçevesinde belirlenmiştir. Katsayılardaki bu değişikliklerin borçlular lehine olduğu açıktır.

“Yasa yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yalnızca yasal faiz uygulanacak…”

3. Daha önceki yasalardan farklı olarak bu öneriyle, mahkeme tarafından yeniden yapılandırılan borca, bu Yasa’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yalnızca yasal faiz uygulanacağı düzenlenmiştir. Yasal faizin Merkez Bankası tarafından saptanıp yürürlüğe konulan mevduat yıllık azami faiz oranı olduğu hatırlanırsa bunun da borçluların lehine bir değişiklik olduğu anlaşılacaktır.

“Borçlunun borcun donuğa düşmesinden sonra yaptığı ödemelerin değerini artacak…”

4. Daha önceki yasalarda, borçlunun borcunun donuğa düşmesinden sonra yaptığı ödemeler toplamdan çıkarılırken, bu öneride borçlunun borcunun donuğa düşmesinden sonra yaptığı ödemelerin ilgili yılların katsayılarıyla çarpılarak toplamdan düşüleceği düzenlenmiştir. Alacaklıların alacaklarının hesaplanmasında, ilgili fıkralarda belirlenen miktarlar Yasa’nın ekinde yer alan tablodaki katsayılarla çarpılırken, borçlular tarafından ilgili fıkralarda belirlenen tarihlerden sonra yapılan ödemelerin aynı katsayılarla çarpılmaması bir adaletsizlik yaratmaktadır. Katsayılar aracılığıyla alacaklıların alacakları bugünkü değerlerine çekilirken, borçluların yaptıkları ödemelerin katsayılarla çarpılarak bugünkü değere çekilmemesi doğru değildir. Doğru olan, tüm nakit akışlarının tabloda yer alan katsayılarla çarpılarak bugünkü değerlerine çekilmesidir. Bu düzenleme de, borçlunun borcun donuğa düşmesinden sonra yaptığı ödemelerin değerini artırmak suretiyle borçlu lehine sonuç doğuracaktır.

5. Daha önceki yasalarda borcun donuğa düşmesinden sonra alacaklı ile borçlunun anlaşması üzerine yapılan yeniden yapılandırmalar hukuka uygun olup olmadıklarına bakılmaksızın geçerli kabul edilmekteydi. Bu durumda aslında borcunu ödeyemeyecek durumda olduğu bilinen bazı borçluların borçları yeniden yapılandırılabilmekte, böylece donuk alacak kapsamından çıkarılabilmekte ve bu borçlara faiz uygulanması devam ettirilebilmekteydi. Oysa yürürlükte olan Tebliğe göre, borcunu ödeyemeyecek durumda olduğu bilinen bir kişinin borcunun banka tarafından yeniden yapılandırılması hukuken mümkün değildir. Bu noktadan hareketle bu öneride, hukuka aykırı yeniden yapılandırmaların geçersiz olacağı düzenlenerek borçlunun korunması amaçlanmıştır.

“Bu düzenlemelerin ötesine geçilmesi, ülkede bankaları ve bankacılık sistemini riske etmek anlamına gelir…”

YENİDÜZEN: Son olarak bu konuyla ilgili söylemek istediğiniz başka bir şey var mı?

ERHÜRMAN: Belirtildiği gibi, bu öneriyle, bankaları ciddi risk altına sokmaksızın borçlu lehine yapılabilecek tüm düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin ötesine geçilmesi, ülkede bankaları ve bankacılık sistemini riske etmek anlamına gelir ki bankalardaki mevduatların bu ülkenin insanlarının mevduatları olduğu ve bankalar tarafından verilen kredilerin ülkede ekonominin çarklarının dönmesi için elzem olduğu hatırlanırsa, herhalde hiçbirimiz yasa koyucunun yapacağı düzenlemelerle bankaları ve bankacılık sistemini riske atmayı istemeyiz. Dilerim kimse bu öneride borçlular lehine yapılan düzenlemeleri göz ardı edecek bir tutum içerisine girmez ve öneri dikkatle incelenerek yapılan iyileştirmeler fark edilir.

“Bu alanda yapılan son yasa…”

Bu arada bu önerinin yasalaşması halinde bu alanda yapılan son yasa olacağı konusunda verilen taahhüdün de unutulmaması gerekir. Borçluların sürekli olarak yeni çıkacak yasalarla beklenti içerisine sokulması bir yandan ekonomideki öngörülebilirliği, diğer yandan da borçların uygulanan faizlerle daha da şişmesi sonucunu doğurmaktadır. Popülist yaklaşımlarla, sürekli yeni yasa çıkacağı ve borçların daha da düşeceği veya ödenmesinin gerekmeyeceği beklentisi yaratılması tüm ülkeye ve başta borçlular olmak üzere herkese zarar verir.

“Öneri yasalaşırsa, Komite derhal faiz yasası ve icra ile ilgili düzenlemeler üzerinde çalışmaya başlayacak…”

Bunlara ek olarak bu alanda çalışma yapan Ad Hoc komitenin önünde bu öneri dışında, faiz yasası ve icrayla ilgili düzenlemelerin de olduğunu hatırlatmak isterim. Eğer öneri yasalaşırsa, Komite derhal faiz yasası ve icra ile ilgili düzenlemeler üzerinde çalışmaya başlayacaktır.

“Yasa yürürlüğe girer girmez avukatlarınıza başvurun…”

Borçlulara önerim, yasa yürürlüğe girer girmez, avukatlarına başvurmaları ve yapılacak tebligatların gereklerini derhal yerine getirmeleridir. Borçluların bu kadar lehine olan bir yasadan yararlanma gayreti içerisine girmeksizin yeni bir yasa beklentisi içerisine girmek asla gerçekleşmeyecek bir beklentiden hareketle, kendi kendini zor durumlara sokmaktan başka bir anlam taşımayacaktır.

Bu haber toplam 3547 defa okunmuştur