1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Bir Sınavın Güvenirliliği
Bir Sınavın Güvenirliliği

Bir Sınavın Güvenirliliği

Yine SBS ve yine tartışmalar… Öğrenci, öğretmen, anne-babalar hemen herkes SBS’nin kendisi ve bu sınavda çıkan soruları tartışıyor… Kuşkusuz bu tartışma ilk değil, son olacağa da benzemiyor… Peki, ama bu durumun nedeni ne? Niye her

A+A-

 

 

 

 

Yine SBS ve yine tartışmalar… Öğrenci, öğretmen, anne-babalar hemen herkes SBS’nin kendisi ve bu sınavda çıkan soruları tartışıyor… Kuşkusuz bu tartışma ilk değil, son olacağa da benzemiyor… Peki, ama bu durumun nedeni ne? Niye her sınavda mutlaka bir sıkıntılı durum ortaya çıkıyor?

 

Öncelikle, toplumda uzun süredir her türlü sınavda veya işe alımda bazı kişilerin kayırıldığı ya da halk tabiriyle ‘torpil’ yapıldığı düşüncesinin hakim olduğunu söylemek lazım... Ne yazık ki bu yargı, bu tür sınavların güvenilir sonuç vermemelerinin bir ürünü olarak karşımıza çıkıyor. Okuyan sayısının hızla arttığı, diplomalı işsizlerin her geçen gün biraz daha çoğaldığı ve aşırı siyasallaşmış bir toplumda insanların her sınavdan şüphe duyması kaçınılmaz görünmekte… Yani bir sınava olan güvensizlik, aslında çok başka nedenlerle hemen harekete geçebiliyor.

 

Oysa bir sınavın güvenilirliği, o sınavın geçerli kılınmasının en önemli unsurudur. Güvenirlik, sonuçların ne kadar tekrarlanırsa tekrarlarsın birbirine yakın ve gerçek sonuçlar vermesi olarak tanımlanır. Güvenilirliğin bir ölçmenin en az üç özelliği vardır:

1.    Elde edilen sonuçların herkesin kullanımına açık olması…

2.    Elde edilen sonuçların herkesin anlayabileceği bir tarzda sunulması…

3.    Elde edilen sonuçların doğruluğu ile ilgili olarak araştırmacıların hepsi tarafından onaylanıyor olması…

 

Ne yazı ki bu son özellik SBS sınavının taşımadığı bir özellik. Birçok eğitim bilimci SBS’yi hem içerek hem de yapısal olarak onaylamamaktadır. Bu nedenle de sınavın güvenilirliği büyük yara almaktadır.

 

Öte yandan güvenilirlik aynı zamanda bir sınavın kararlığını, tutarlığını ve hatalardan arınıklığını gösterir. Bir sınavdaki hata oranı düştükçe güvenirlik artar, hata oranı arttıkça güvenirlik azalır. Hemen her SBS sınavında hatalı soruların varlığı,  tartışma yaratan, günlerce konuşulan soruların varlığı bu sınavın güvenilirliğine büyük darbe vurmaktadır…

 

Şimdi, yaşananlara, tartışmalar ve bir bütün olarak tüm uygulamalara bakın ve siz karar verin, SBS güvenilir bir sınav mıdır?

 

 

 

 

“SBS’yi Kaldırın. Bize Çocuklarımızı Geri Verin”

         Eğitim sistemimize dahil olduğu günden beridir SBS tartışılır bir uygulama olma özelliğini sürdürüyor. SBS’ni;, soru hatalarıyla, uygulamadaki sıkıntılarıyla ve içeriğindeki sorunlarıyla güvenilirliğinin pek de yüksek olmadığını söylemiştik. Bu sorunlar olmasa da SBS’nin  var olması başlı başına bir eğitim sorunu gibi..

 

         10 ve 11 yaşlarındaki çocukların seviyelerin belirlenmesinin mümkün olmadığını… Bu yaşlardaki çocukların gelişimlerinin sadece bilişsel alanda değil, duyuşlar davranışları, tutum ve değerleri ile diğer kişilik gelişimleri sürdüklerinin, bu gelişimleri imal eden bir uygulamanın son derece sakıncalı olduğunu… Yarışmacı, ezberci ve en önemlisi de öğrencilerin sağlıklarını tehdit eder bir yapıda olduğunu defalarca yazdık, çizdik, söyledik… Bununla ilgili o kadar güzel bir yorum geldi ki noktasına virgülüne dokunmadan aktarıyorum:

        

“Oğlum 10 yaşında SBS yüzünden psikolojisi bozuldu.  Her deneme sınavında ful çıkaran bir çocuk sınavdan çıktıktan sonra eve gelene kadar ağladı. Oyun yok, tv yok habire SBS’ye hazırlık ve okul. Her ülkede sınav var elbette ama bizim ülkemiz kadar saçma oturmamış bir eğitim sistemi yok her yıl değişen müfredat, değişen kitaplar, yanlış sorular daha hangisini sayayım. Dershaneyi mantar gibi çoğalıyor. Devlet sınav adetini artırdıkça ve sınav yaşını küçülttükçe daha çok dershane açılacak bu ülkede, yazıklar olsun çocuklarımıza yaşattıklarınız için”

 

 

 

 

 

BİLİYOR MUYDUNUZ?

 

 

Her Öğrenciye Bir “Tablet”

 

         Geçtiğimiz hafta Milli Eğitim Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Kemal Dürüst, TC-Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’i ziyaret etti. Bu ziyaretin hemen ardından da yaptığı açıklamada pilot olarak uygulanmaya yeni başlanan “Fatih Projesi” olarak da adlandırılan, okullar genelindeki bilgisayarlı (akıllı) tahta ve çanta taşıma devrini kapatacak her öğrencinin kullanımına verilecek olan tablet uygulaması hakkında bilgi verdi. Bu bilgilerin ardından da hedeflerinin; “KKTC eğitim sistemi içerisine en kısa zamanda tüm okullarda akıllı tahta ve tablet uygulamasını getirmek olduğunu” belitti…

 

         Haber ve hedef güzel, ama tıpkı sınavlarda yaşanan güvenilirlik sorunu bu hedefte de var. Eğitim sistemi içerisinde hiç kimse bu hedefi doğru, bu hedefin gerçekleşmesini de inandırıcı bulmuyor. Çünkü eğitim yılının ilk dönemi bitmiş olmasına rağmen; eksik öğretmen sorunu, ders kitabı almamış öğrencilerin varlığı, camı, kapısı, masası, sandalyesi kırık okullarımızın varlığı ve belki de bütün bunların en önemlisi olan eğitimlerini hijyen koşullarında geçirmek için ihtiyaç duyulan temizlik malzemelerinin eksikliği dururken, her öğrenciye bir “tablet” ne yazık ki pek anlamlı bir hedef olarak görünmüyor… Bu konu da yanılmayı dilerim ama yanılmayacağım gibi…

 

 

 

BURAYA DİKKAT   

 

 

Çocuğunuz Karnesi Ne Söylüyor?

 

Yarın ilköğretimde okuyan öğrencilerimiz karne alacak. Ortaokul ve liselerde ise sendikal eylemden dolayı karne verilmiyor. Peki, ama çocuğunuz karnesi ve karne alamaması neyi ifade ediyor?

 

Öncelikle karne alacak ilköğretim çocuklarımız karnelerinin bize ne söylediğine bakalım… Aslında karne sadece öğrencinin başarısı veya Başarsızlığını göstermez. Karne,  anne-babanın tutum ve davranışları, çocukla kurduğu iletişimin ve ilişkinin niteliğini, karne sahibi öğrencinin olduğu kadar, anne-babanın, öğretmenin ve bir bütün olarak eğitim sisteminin de başarı ve başarısızlığını göstermektedir. İşte tam da bu noktada ortaokul ve liselerde karne verilmemesinin sonucu kendini göstermektedir.

 

Düşünün ki, hiçbir ortaokul ve lisede karne verilmiyor. Bu duruma karşılık olarak ta öğretmenlerin yurt dışı izinlerinin verilmemesi tehdidi gündeme geliyor. Şaka gibi… Ama değil ne yazık ki…

 

Söylemiştik, karne sadece öğrencinin akademik başarı veya başarısızlığını göstermez aynı zamanda anne-babanın, öğretmenin ve eğitim sisteminin diğer öğelerinin de başarı ve başarılığının en önemli göstergesidir. Sonuç gün gibi ortada karne verilemediğine göre Milli Eğitim Bakanlığı’nın topyekün olarak sınıfta kalmıştır…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 2222 defa okunmuştur