
'BANA KAZIK ATTINIZ'
Hükümet hem de tek başına hükümet UBP, Meclis’te “nisap” sağlayamadı... Peki işin perde gerisinde ne var. İki kelimeyle özeti: “Partizanlık kavgası.”
UBP Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu, dün, “Bana kazık attınızR
Hükümet hem de tek başına hükümet UBP, Meclis’te “nisap” sağlayamadı... Peki işin perde gerisinde ne var. İki kelimeyle özeti: “Partizanlık kavgası.”
UBP Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu, dün, “Bana kazık attınız” diyerek, Meclis’i “boykot” etti, partisine “protestosunu” böyle dile getirdi. Tepkisi, hem Başbakan’a, hem de Bakan Sunat Atun’a...
* * *
Ertuğrul Hasipoğlu’nun “boykotu” için farklı söylentiler de vardı.
Kendisine yakın bir isme “müdürlük” istediği, sonuç alamadığı, bu nedenle de Meclis’e gitmediği konuşuluyordu.
Ancak, biraz araştırınca öğrendik ki, Hasipoğlu, kendine yakın ismin “müdürlük” konusunu çözmüştü...
Peki o halde ne oldu?
* * *
UBP, tüm ilçelerden “listeler” toplamıştı, “istihdam” için!..
Bu isimler, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’na “sınavsız, yarışmasız” istihdam edilecekti, çünkü parti içinde söz verilmişti.
“Partizan istihdam” konusunu yönetme görevi de Genel Sekreter Ertuğrul Hasipoğlu’na verilmişti üstelik.
Ancak, Ekonomi Bakanı Sunat Atun, “sınav yapacağım” deyince, işler karıştı...
Sınav yapıldı!..
Sonuçlar açıklandı.
UBP Genel Sekreteri Ertuğrul Hasipoğlu da, “çocukları işe alınacak diye söz verilen partililerin hedefi” oldu.
Bunun üzerine dün, “Siz bana kazık attınız” diyerek Meclis’e gelmedi, “nisap” da sağlanamadı...
* * *
Bir yandan, Türkiye’nin “ekonomik programını” uyguluyor hükümet, “tasarruf” iddiasıyla, öte yandan “kurtaralım” dediği kurumlara, “partizan ishtihdam”a uğraşıyor.
Bu ne iki yüzlülüktür, bu ne “değişmez” UBP geleneği!..
[Şimdi bu koşullarda, Elektrik Kurumu için yapılan sınavların ‘şaibeli’ olduğunu düşünenler, haksız mı? Ya da ne kadar ‘güvenilir’ kabul edilecek ki, sınavlar...]
60 istihdam için 578 başvuru
Bir hafta içerisinde iki sınav haberi okudum... Yeni istihdamlar yapılması için...
Meselenin ihtiyaç, sınav tekniği, adalet, fırsat eşitliği, güven taraflarına hiç girecek değilim.
“Yine mi torpil vardı”, “Hak edenler mi kazandı” gibi tartışmalar hiç bitmedi, bitmeyecek de...
Benim derdim, ülkede “işsizliğin” geldiği noktayı anlatmak.
Önce SAYIŞTAY DENETÇİ SINAVI yapıldı.
24 denetçi alınacaktı ve tam 276 aday yarıştı.
Sonra Elektrik Kurumu’na alınacak 36 kişi için 302 kişinin yarıştığını gördük.
İki ayrı sınavda, 60 münhal için 578 kişi umut etti, ter döktü, “eş, dost, tanıdık” aracı koydu, sınava girdi.
Ve sonuçta, 500’ü aşkın insanımız yine dışarıda kaldı.
Biliyorum ki, bu insanların pek çoğu, aslında özel sektörde çalışıyor.
Ama öyle bir sistem var ki, özel sektörde çalışmak, “işsizlik”le eştir ülkemizde...
Ve sorun maaş falan da değildir.
Böyle olmadığını gördük.
Şu anda, kamuya giriş ücreti, özel sektördeki maaşların daha gerisindedir...
Ama emin olunuz ki, 3 bin lira maaşa özelde çalışan birisi, 1.500’e kamuda istihdam edilmeye hazırdır...
Üç sebepten dolayı...
Bir, gelecek garantisi...
İki, daha rahat ve yorulmadan çalışma koşulları.
Üç, nasılsa, kamuda çalışırken, özeldeki işini de sürdürebilme ayrıcalığı...
Esas odaklanmamız gereken bu sebeplerdir.
Yoksa, çalışma yaşamı huzur bulamaz, kolay kolay...