1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Akıncı: “Bir birimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakalım”
Akıncı: “Bir birimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakalım”

Akıncı: “Bir birimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakalım”

Erenköy Direnişi’nin 54’üncü yıldönümü ve direnişte şehit düşenler, Erenköy’de düzenlenen törenle anıldı.

A+A-

Erenköy Direnişi’nin 54’üncü yıldönümü ve direnişte şehit düşenler, Erenköy’de düzenlenen törenle anıldı.

Erenköy Şehitliği önünde düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Tufan Erhürman, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım, Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan, 28. Tümen Komutanı Tuğgeneral Mahmut Altun, 39. Tümen Komutanı Tuğgeneral Erdal Şener, bazı bakanlar, milletvekilleri, kurum, kuruluş ve sivil toplum örgüyü temsilcileriyle halk katıldı. 
64 otobüsle Erenköy’e giden yaklaşık 1400 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen tören öncesinde mezarlara çiçekler bırakıldı, gül suyu döküldü, buhurlar yakıldı.
Protokol sırasına göre çelenklerin şehitliğe sunulması ve saygı duruşu ile başlayan tören, saygı atışı ve İstiklal Marşı eşliğinde bayrakların göndere çekilmesi ile devam etti.
Törende, daha sonra Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KTBK Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım ve GKK Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan, Anıt Özel Defteri’ni imzaladı. Defterin imzalanmasından sonra konuşmalara geçildi. Törende, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Yenierenköy Belediye Başkanı Emrah Yeşilırmak ve Erenköy Mücahitler Cemiyeti Başkanı Mustafa Arıkan birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından şehitliğin gezilmesi ve şehit kabirlerine çiçek konulmasıyla tören sona erdi.


Akıncı: “Destansı mücadele…”
Cumhurbaşkanı Akıncı Anıt Özel defterine şunları yazdı:
“Aziz şehitlerimiz, Yüksek öğrenimlerini yarıda bırakarak bu topraklara gelen gençlerimizin civar köylerdeki halkımızla birlikte gerçekleştirdikleri vatan savunması ve verdikleri destansı mücadele, tarihimizdeki şanlı yerini almıştır. Kıbrıs’ta özgür insanlar olarak varlığımızı sürdürüp, eşit bir toplum olarak haklarımızı talep edebiliyorsak bu en başta sizlerin özverileriniz sayesinde olabilmektedir. Yeri geldiğinde özverinin en büyüğünü gözlerinizi kırpmadan yaptınız, canınızı verdiniz. Bunu, geride kalanlar barış, huzur, özgürlük ve güven içinde yapabilsinler diye yaptınız. Bu fedakarlığınız hiçbir zaman unutulmayacaktır. Ruhunuz şad olsun.”

Yıldırım: “Müstesna bir fedakarlık ve azim…”
KTBK Komutanı Tümgeneral Yılmaz Yıldırım da anıt özel defterine şunları kaydetti:
Aziz Şehitlerimiz, Kıbrıs Türkü’nün şanlı direniş mücadelesinin doruğa ulaştığı Erenköy’de manevi huzurunuzda bulunmanın gurur ve heyecanını yaşıyoruz. 
Müstesna bir fedakarlık ve azimle, korkusuz, vefakar ve cefakar Kıbrıs Türk mücahidi, Erenköy’ün kahraman kadınları ve Kıbrıs Türkü’nün geleceği üniversiteli gençleri, sizler omuz omuza, verdiğiniz kutsal direnişle, hiçbir topluma reva görülmeyen zulüm ve haksızlıklara direnerek şanlı bir mücadelenin sembolü olarak dünya tarihine geçtiniz. 
Sizler ki söz konusu vatan olunca okullarınızı bırakıp topyekün, gönüllü olarak Erenköy’e direniş için koşan gençler, sizlerin önce kanının son damlasına kadar mücadele eden vatan evlatlarına verdiğiniz destekle onlara bir nefes, tüm dünyaya bu topraklarda verilen olağanüstü direnişin sesi oldunuz. 
Kıbrıs Türk gençliğinin vatanseverliğinin göstergesi olan Erenköy Direnişi ile Kıbrıs Türkü‘ne aşıladığınız mücadele ruhu; Kıbrıs Türkü’nün huzura ve özgürlüğe ulaşmasının, aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşuna giden yolun temel taşlarını oluşturmuştur. 
Hiç şüpheniz olmasın ki destanlaşan hatıranız, daima kalplerimizde yaşayacak, yaktığınız özgürlük meşalesi asla sönmeyecektir. Sizleri minnet ve şükran duygularımızla anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyorum. Ruhunuz Şad olsun” 


Algan: “Milli mücadelenin mihenk taşı…”
GKK Komutanı Tuğgeneral Tevfik Algan’ın deftere yazdıkları ise şöyle: 
“Aziz Erenköy Şehitleri; Kıbrıs Türkü’nün bağımsızlığı için vermiş olduğunuz milli mücadelenin, mihenk taşı olan şanlı Erenköy Direnişi’nin yıl dönümünde, bir kez daha huzurlarınızda olmanın onurunu ve mutluluğunu yaşıyoruz.
Sizler bereketçilerinizle, öğrencilerinizle, mücahit ve mücahidelerinizle anavatan ve yavru vatan arasında köprü vazifesi yaparak, Kıbrıs Türk halkı ve milletinin kahramanları oldunuz. 
Vermiş olduğunuz şerefli mücadelenin 54. Yıl dönümünde, Kıbrıs Türkü olarak hatıranıza ve bizlere emanet ettiğiniz vatan topraklarına sahip çıkıyor ve sonsuza kadar yaşatacağımıza söz veriyoruz. Sizleri rahmet ve minnetle anıyor, manevi huzurunuzda saygıyla eğiliyoruz. Ruhunuz şad olsun.
Törende daha sonra konuşmalara geçildi. 


Akıncı: “Bir birimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakalım”
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı konuşmasında Kıbrıslı Rumlar’a şehitlerin huzurunda çağrıda bulundu ve “geleceğin nesillerini artık huzur ve kalıcı barış içinde yaşatmak istiyorsak, bu topraklarda birbirimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakalım” dedi.
Akıncı Rumlar’a “Bu adanın ortak eşit sahipliği gerçeğini artık içinize sindiriniz. Geleceğe bu bakış açısıyla hep birlikte yürümenin yollarını bulalım” şeklinde seslendi.
“54 yıl önce yaşananları gözden geçirmek, bunun muhasebesini yapmak, o günleri anmak, o gün hayatını seve seve, bu topraklarda özgür insanlar olarak yaşayabilmemiz için feda edenleri saygıyla anmak, gazilerimizi minnetle anmak için buradayız” diye konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, bölge halkıyla birlikte, yüksek öğrenimlerini yarıda keserek bu topraklara koşan Erenköy mücahidi yüksek öğrenim gençliğini saygıyla, hayatını kaybedenleri rahmetle andığını belirtti. Akıncı, hayatta olan gazileri minnetle yad ettiğini de ifade etti.
Yüksek öğrenim gençliğinin, 1964’ün koşullarında belli bir hedef için bu topraklara geldiğine işaret eden Akıncı, o hedefleri şöyle anlattı: “Bu topraklarda tahakküm altında olmayalım, bu topraklarda en az Rumlar kadar bizim de hakkımız teslim edilsin. Bu topraklarda iki eşit toplumdan biri olarak, bu Adanın iki eşit söz sahibinden biri olarak varlığımızı sürdürelim. Ve insanca bir hayat idame ettirebilelim.” 
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk halkının ne o gün ne bugün, kimseyi tahakküm altına almak gibi bir iddialarının olmadığını da dile getirerek şunları kaydetti:
“Hakkımızı kimseye yedirmek niyetinde değiliz. Bu adanın tek sahibi biziz, diğer topluma hak vermiyoruz iddiamız da olmadı. Bir geriye dönüp baktığınızda en belirgin farklılık bu noktada kendini göstermektedir. Rum tarafının Yunanistan’la birlikte hepimizin bildiği megali idea ülküsü, Kıbrıs açısından Enosis ülküsü ‘bu adanın tek sahibi biziz, burası Elen ulusuna aittir ve burayı biz Yunanistan’a bağlamak isteriz’ yaklaşımı olmuştur”.


“Bu ada herkese yeterlidir”
Buna karşılık Kıbrıs Türk tarafının yaklaşımlarının zaman zaman farklılık gösterse de, temelinde değişmeyen prensiplerinin adanın tek sahibi olmadığı, iki sahibi olduğu yönünde olduğunu belirten Akıncı, şöyle konuştu:
“Bu adanın iki sahibinden biri de Kıbrıs Türküdür. Biz burada hakkımızı istiyoruz. Bu hakkımızı da kimseye yedirmek niyetinde değiliz. Bu adada özgür insanlar olarak tahakküm altına girmeden, huzur ve barış içinde yaşamak istiyoruz. Bu ada herkese yeterlidir. Bu adada barış ve huzur hakim olsun, mutlu insanlar olarak yaşayalım, geleceğimi hepimiz kurtaralım. Kıbrıs Türk halkının gencinden yaşlısına, kadınından erkeğine bakış açısı, tavrı, davranışı hep bu oldu. Bugün duruma baktığımızda yine farklılık yoktur, bu adada, Kıbrıs Türk halkı olarak istediğimiz, özlediğimiz 1964’de verilen mücadelenin bir devamıdır. Bu topraklarda özgür bir toplum olarak yaşamak istiyoruz.”


“Bu topraklarda daha iyi bir idare kurmamız lazım”
Kıbrıs Türk halkının 1974’de kendi bölgesinde, kendi devletini oluşturmuş bir şekilde geleceğini daha bir güvence altına alarak varlığını idame ettirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, şehitlere karşı borçları olduğunu ifade etti.
Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu topraklarda daha iyi bir idare kurmamız lazım. Kendi insanımızı daha mutlu kılacak gelişmeleri sağlayabilmemiz lazım. Dışımızdan kaynaklanan sorunlar var, bunları inkar etmemiz mümkün değil, kendi elimizde olmayan sıkıntılar bu topraklarda karşımıza çıkabiliyor. Ama kendi içimizden kaynaklanan, kendi tavırlarımız ve davranışlarımızla, yasalarımızla, yürütmemizle, belediyemizle, muhtarlarımızla, hükümetimizle, Meclis’imizle ve her kademedeki insanlarımızla baş edebileceğimiz, sivil toplumumuzla halledebileceğimiz meselelerimiz de var. Her şeyi ama her şeyi, Kıbrıs’ın siyasi sorununa getirip bağlamamamız, bu alışkanlığı bertaraf etmemiz gerekiyor”.
Bir sorun olduğunu, sorun olduğu sürece çözüm arayışının da elbette devam edeceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, “Her şeyi ama her şeyi ona endeksleyen bir hayat da mümkün değil. Şunu da hiç akıldan çıkarmamız lazım; kendi iç bünyemizde yapacağımız her gelişme, gelecekte adı ne olursa olsun olası bir çözümde de bizi çok daha güçlü kılacaktır. Bunu da hiç akıldan çıkarmamayız gerekiyor” dedi. 


Kıbrıs’ın güneyine mesaj…
Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum tarafına mesaj göndermek istediğini de belirterek, şöyle konuştu: 
“1964’te burada yaşananlar her iki toplum açısından da tarihe mal olmuştur. Şehitler verdik, gazilerimiz oldu, elbette Rum tarafında da bir takım acılar yaşandı. 1974’te de bunlar oldu. Geleceğin nesillerini artık huzur içinde, kalıcı barış içinde yaşatmak istiyorsak, geliniz artık bu topraklarda birbirimize tahakküm etme tavırlarını bir yana bırakarak, bu adada bir tek ulusa, bu adanın topraklarının bir tek tarafa ait olmadığı gerçeğini ve bu adanın ortak sahipliliği gerçeğini artık içinize sindirin ve geleceğe bu bakış açısıyla hep birlikte yürümenin yollarını bulalım”. 


“Adada yaşayanların başına açılan gailelerinin benzeri denizlerde de yaşanabilir”
Bu yapılmadığı takdirde yarın bölgemizde çok daha tehlikeli durumlarla karşı karşıya kalabileceğimiz uyarısında da bulunan Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Doğu Akdeniz’deki doğalgaz rezervleri yine bu toprakların iki eşit sahibi olan iki tarafa aittir. Bunu tıpkı ‘Bu ada bir tek tarafa aittir, biz bunu Yunanistan’a bağlamak istiyoruz’ diyerek bu adada yaşayanların başına açılan gailelerin bir benzeri denizlerde de yaşanabilir. Oradan da bu sıkıntılar büyüyebilir. Biz bunu istemiyoruz. Biz oradaki zenginliklerin ortaklaşa, akıl yolunda kullanılmasını isteriz. Herkesin refahına, huzuruna, barışına katkı yapmasını isteriz. O nedenle böylesine bir günde bu barış mesajının da ulaşmasını temenni ediyorum.” 


Yeşilırmak: “Kahramanlık direnişi sayesinde bugünlere gelindi”
Yenierenköy Belediye Başkanı Emrah Yeşilırmak da konuşmasında, Erenköy’den başlayan ve ülkenin geneline yayılan kahramanlık direnişi sayesinde bugünlere gelindiğini kaydetti.
Yeşilırmak, “8 Ağustos birlikte mücadelenin, kendilerini siper eden mücahitlerin, bereketçilerin, askerimizin, talebelerin ve halkın direniş günüdür” dedi. Kıbrıslı Rumlar’ın Erenköy ve bölge köylerini ortadan kaldırmak için 1 Nisan, 3 Nisan, 4 Nisan ve 7 Nisan’da Nikos Sampson komutasında 8-10 bin kişilik bir ordu ile saldırdıklarını anlattı.
Sampson’un “Hücum ileri” emrine karşılık Rum askerlerinden “İleri gidemeyiz” cevabı aldığını ve yok etme hareketinin köylülerin azim ve cesareti karşısında hezimete uğradığını kaydeden Yeşilırmak, 8 Ağustos öncesinde ve 8 Ağustos’ta yaşananlarla ilgili bilgiler verdi.
Kıbrıs Türk halkının köylerinden göçmen edildiğini, yıllarca mağaralarda, çadırlarda çoluk çocuğu ile açlık ve sefalet içerisinde yaşamaya maruz bırakıldığını vurgulayan Yeşilırmak, “Eşleri, oğulları, babaları, dedeleri tepelerde savaşırken, kadınlarımız çocuklarıyla birlikte yıllarca acımasız bir yaşam içinde hayatta kalma mücadelesi verdiler. Bu zorlu ama bir o kadar da sıkıntılı direniş 1958 yılından 1964 yıllarına kadar çekilen acıların, yaşanan yoklukların ve sıkıntıların mücadelesidir ” şeklinde konuştu.


Arıkan: “Milli davada bir hedef tespit edelim ve ulaşmak için çalışalım”
Erenköy Mücahitler Cemiyeti Başkanı Mustafa Arıkan da konuşmasında, Aralık 1963’te Rumların Akritas Planı’nı Türklere karşı uygulamaya koyduğu ve bunun neticesinde şehitler verildiğine işaret etti.
Bu süreçte yurt dışında okuyan gençlerin Erenköy’e çıkışı ve verdikleri mücadeleyle ilgili bilgiler veren Arıkan, Erenköy’de bazı yaşananları anlattı.
Konuşmasında Cumhurbaşkanı Akıncı’ya sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve Türkiye’yle birlikte istişare ederek milli davada bir hedef tespit etme çağrısında bulunan Arıkan, bu hedefe ulaşmak için çalışırken, KKTC’nin dünya ile ilişkilerinin ve sorunun çözümü için daha çok zaman ayrılmasını da istedi.
Arıkan, devlet kurumlarının çalışmasının şeffaf ve oto kontrole açık olmasını sağlamanın önemine işaret ederek, kamu görevinde suç işleyenlerin cezalandırılacağı, başarılı olanların ödüllendirileceği bir sistem oluşturulmasının önemine değindi.
Arıkan, ülkede demokrasi anlayışının, herkesin yeteneğine, ideolojisine göre oluşturulmaması gerektiğini söyledi ve demokrasinin gerçek anlamını netleştirme önerisinde de bulundu.

Bu haber toplam 1757 defa okunmuştur
Etiketler : ,