1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. AB'nin Türkiye İlerleme Raporu…
ABnin Türkiye İlerleme Raporu…

AB'nin Türkiye İlerleme Raporu…

"Ancak şunun da peşinen bilinmesi gerekir ki ilerleme raporları Türkiye için bir karne değildir. Hükümetimize karne verecek yegane makam millettir"

A+A-

"AB'nin 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nun, Türkiye'nin reform kararlılığının tescil belgesi olarak da nitelendirilmesi yanlış olmayacaktır"

 

Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin asla masadan kalkan, çözümden kaçan taraf olmayacağını belirtti ve Türkiye'nin attığı cesur adımların karşı taraftan da beklendiğini kaydetti.

Türkiye'nin uyarısına rağmen Avrupa Komisyonu'nun tarihi değiştirmeyerek Kurban Bayramı'nda açıkladığı 2013 İlerleme Raporu hakkında bayram sona erene kadar yorum yapmayacağını daha önce açıklayan Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bayram bitince raporla ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin AB Bakanı ve Başmüzakereci Bağış, yaptığı yazılı açıklamada raporda öne çıkan başlıklarla ilgili tek tek değerlendirme yaptı.
"Avrupa Birliği'nden raporun yayımlanma tarihini değiştirmesini talep etmiştik ancak diğer aday ülkeler ve Komisyonun çalışma takviminden dolayı bu mümkün olmadı. İlerleme Raporu'na ilişkin değerlendirmemizi bayram süresince paylaşmamamız esasen bu duruma verdiğimiz tepkinin bir tezahürüdür" diyen Bağış, 1998 yılından bu yana Türkiye için hazırlanan 16. ilerleme raporunun daha önceki raporlardan farklı bir özelliği bulunduğunu kaydetti.

Bağış, "25 Haziran 2013 tarihinde toplanan Genel İşler Konseyi, 22. fasıl Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu faslının açılması konusunda mutabık kalmış, ancak Hükümetlerarası Konferans’ın tarihinin ilerleme raporundan sonra belirleneceğini ifade etmiştir. Bir faslın müzakerelere açılmasının ilerleme raporuyla ilişkilendirilmesi sadece Türkiye'nin katılım süreci açısından değil, Avrupa Birliği'nin Genişleme Politikası açısından da bir ilktir. İlerleme raporunda 22. faslın açılmasını engelleyecek herhangi bir husus bulunmaması, Türkiye'nin reform sürecindeki kararlılığının en önemli göstergesidir" değerlendirmesinde bulundu.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da raporun içinden makul ve yapıcı eleştirileri dikkatle not ederek, eksiklikleri gidermek için hassasiyetle hareket edeceklerini kaydeden Bağış, "Ancak şunun da peşinen bilinmesi gerekir ki ilerleme raporları Türkiye için bir karne değildir. Hükümetimize karne verecek yegane makam millettir" dedi.

"Türkiye'nin reform kararlılığının tescil belgesidir"

Bugün Türkiye'nin demokratikleşme, insan hakları ve ekonomik gelişmişlik bakımından hiç tartışmasız AB standartlarına en yakın noktada bulunduğunu ifade eden Bağış, "Bu tespitin genel olarak 2013 yılı ilerleme raporunun lafzına ve ruhuna yansıtılmış olması da memnuniyet vericidir. Hükümetimizin farklı alanlarda yürüttüğü kapsamlı reform çalışmaları ilerleme raporuna olumlu yansımış, Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı Demokratikleşme Paketi'nden övgüyle bahsedilmiştir" dedi. Bağış, şöyle devam etti:

"Bu noktada AB'nin 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nun, Türkiye'nin reform kararlılığının tescil belgesi olarak da nitelendirilmesi yanlış olmayacaktır. 2013 Türkiye İlerleme Raporu'nda Türkiye'nin gerçekleştirdiği reformların AB tarafından tasdik ve takdir edilmesi hususunda da bir "ilerleme" belgesi olduğu anlaşılmaktadır. İlerleme Raporu'nda da belirtildiği üzere, Hükümetimiz demokratikleşme sürecine ve reformlara bağlıdır. 11 yıldır aralıksız süren reform ve değişim perspektifimiz bundan sonra da aynı kararlılıkla devam edecektir. Türkiye, değişiyor, gelişiyor, kabuk değiştiriyor. Yargı alanında gerçekleştirilen köklü reformlar bu değişimin en önemli itici gücünü oluşturuyor. İlerleme Raporunda da 3. Ve 4. Yargı Reformu Paketlerinin olumlu etkisine vurgu yapılmaktadır. Farklı kesimlere yönelik Hükümetimizin attığı cesur adımlardan övgüyle bahsedilmektedir."


"AB ülkelerinin raporu yayımlansa..."

Bağış, açıklamasında AB üyesi ülkelerin de ilerleme raporu yayımlansa onların da adım atması, reform yapması gereken pek çok alanın tespit edileceği belirterek, "Hatta bugünkü koşullarda reform hızı ve kararlılığı bakımından halihazırda AB üyesi birçok ülkenin Türkiye'nin gerisinde kalacağı açıktır. Raporda yer alan yapıcı eleştiriler önümüzdeki dönemde yapılacak çalışmalar açısından bize yol gösterici olacaktır. Rapor'da Türkiye'de sivil toplumun artan hareket alanından, canlı ve aktif vatandaşlık temelinde bir sivil toplum hareketinden bahsedilmesi önemli bir değerlendirmedir" görüşüne yer verdi.

Küresel krize rağmen son 11 yıldır Türkiye ekonomisinin sergilediği başarının ilerleme raporuna da yansıdığını dile getiren Bağış, son ilerleme raporundan bu yana fasıllar itibarıyla 33 müzakere faslının 32'sinde ilerleme kaydedilmiş olduğunun AB tarafından bir kez daha teyit edildiğini belirtti.

"Üye ülkelerin akıl tutulmasından kurtulmasını bekliyoruz"

Bağış, bu yıl Avrupa Komisyonu'nun da müzakere fasıllarındaki çalışmaların üye ülkeler arasında mutabakat olmaması nedeniyle birçok kez sekteye uğradığının altını çizdiğini hatırlattı ve şöyle devam etti:

"Dolayısıyla Komisyon da artık müzakere sürecinde yaşanan tıkanıklığın, Türkiye'nin teknik eksikliklerden değil, bazı üye devletlerin süreçteki belirsiz siyasi tavırlarından kaynaklandığını kabul etmiştir. Raporda ayrıca Türkiye-AB ilişkilerinin potansiyelini tam anlamıyla kullanmanın en iyi yolunun aktif ve güvenilir bir katılım müzakeresi çerçevesinde mümkün olduğu belirtilerek, müzakerelere ivme kazandırılması gerektiği vurgulanmıştır. Bu çerçevede bizim için en öneli husus artık Komisyonun da 23. ve 24. fasılların biran önce müzakerelere açılması gerektiğinin altını çizmesidir. Yargı Reformu Stratejisi ve Yolsuzlukla Mücadele Stratejisinin kabul edilmesi ile Kamu Denetçiliği Kurumu ve Türkiye İnsan Hakları Kurumu'nun kurulması gibi bu fasıllar açısından çok kilit adımları atmamıza rağmen, 2006 yılında tarama süreci tamamlanan bu fasılların açılış kriterlerinin hala tarafımıza iletilmemesi şüphesiz kabul edilemez bir durumdur.

Nitekim Avrupa Komisyonu yetkilileri de bu haksızlığa daha fazla sessiz kalamayarak, açılış kriterlerinin bir an önce Türkiye'ye iletilmesi konusunda çağrı yapmaktadır. Komisyon'un üye ülkelere çağrıda bulunması önemli bir gelişmedir. Biz bazı üye ülkelerin içinde bulunduğu akıl tutulmasından biran önce kurtulmasını ve diğer fasıllar üzerindeki siyasi blokajları da en kısa sürede kaldırarak ilişkilerimizin daha sağlıklı bir zemine taşınmasını bekliyoruz."

Kıbrıs…

Bağış, Kıbrıs konusunda Türkiye'nin asla masadan kalkan, çözümden kaçan taraf olmayacağını belirtti ve Türkiye'nin attığı cesur adımların karşı taraftan da beklendiğini kaydetti.

Vize konusuna da değinen Bağış, şunları belirtti:
"Biz bu konuda adım atmak istiyoruz ancak vize diyalogunu savunan birçok üye ülkenin AB Adalet Divanı'nda geçtiğimiz günlerde karara bağlanan Demirkan davasında vizesiz seyahate karşı müdahil olduğunu üzülerek izledik. Türk vatandaşlarının AB'ye vizesiz girişi, Türk halkının hakkıdır. Biz haklılığımızın farkındayız ve 50 yıl önce imzaladığımız Ankara Anlaşması'nın neden, niçin, ne istikamette imzalandığını biliyoruz. Bu anlaşmadan doğan haklarımızın sonuna kadar takipçisi olacağız."

(AA/tak)

Bu haber toplam 1499 defa okunmuştur