1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. AB: BM kararları dışında alternatif yoktur
AB: BM kararları dışında alternatif yoktur

AB: BM kararları dışında alternatif yoktur

Avrupa Birliği: "Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne, BM Güvenlik Konseyi kararları temeli dışında alternatif yoktur."

A+A-

 Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, kuzeyde, Kapalı Maraş'ın açılmasından ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik açıklamalardan üzüntü duyduklarını belirterek, "Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne, BM Güvenlik Konseyi kararları temeli dışında alternatif yoktur." açıklamasını yaptı.
Borrell, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün ziyaret ettiği KKTC'de 46 yıldır kapalı olan Maraş'ın bir kısmının açılmasıyla ilgili açıklama yaptı.
Borrell, Maraş'ta bugünkü gelişmelerin, diyaloğa alan açma girişimleri devam ederken ve Kıbrıs sorununun çözümü ve adanın birleşmesine yönelik müzakerelerin BM himayesinde hızla başlamasına ihtiyaç duyulduğu bir zamanda meydana geldiğini belirtti. 
AB'nin, müzakereleri desteklemeye ve kalıcı çözüm bulunmasında aktif rol oynamaya hazır olduğunu kaydeden Borrell, "AB, Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümü ile iki bölgeli, iki toplumlu siyasi eşitliğin olduğu federasyon temelinde, BM çerçevesinde ve AB'nin kuruluş ilkeleri çizgisindeki birleşmeye tam olarak bağlıdır." ifadesini kullandı.
Borrell, Maraş'ın statüsü hakkında, BM'nin ilgili kararlarıyla uyum içinde olmayan eylemde bulunulmaması gerektiğini savunarak, Türkiye'nin, müzakerelere yardımcı olacak ortam yaratılması sorumluluğuyla hareket etmesi ve somut katkı sunması gerektiğini belirtti.
Borrell, "AB'nin mesajı çok açıktır. Kıbrıs sorununun kapsamlı çözümüne BM Güvenlik Konseyi kararları temelindekinin dışında alternatif yoktur. Bu bakımdan Maraş'taki kapalı bölgenin açılmasıyla ilgili bugünkü eylemlerden ve Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik BM ilkeleriyle çelişen açıklamalardan üzüntü duyuyoruz. Bunlar daha fazla güvensizliğe, bölgede daha fazla gerilime neden olacaktır ve acilen geri alınmalıdır." ifadelerine yer verdi.

 


"2004 yılında verdiği taahhütleri yerine getirmelidir"

TC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok saymayı alışkanlık haline getiren Avrupa Birliği'nin (AB) şimdi de Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini reddetme cüretini gösterdiğini" bildirdi.

Aksoy, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Kıbrıs meselesine ilişkin açıklaması hakkındaki soruya cevabında, Kıbrıs meselesinin taraflarının belli olduğunun, adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün ancak Ada'nın ortak sahibi iki halkın iradesi esas alındığı takdirde mümkün olacağının altını çizdi.

Aksoy, "Kıbrıs Türklerinin varlığını ve haklarını yok saymayı alışkanlık haline getiren AB şimdi de Kıbrıs Türk halkının çözüm iradesini reddetme cüretini göstermektedir." ifadelerini kullanarak, Borrell'in Kapalı Maraş ve Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda dile getirdiği görüşlerin, Birliğin Ada'daki gerçeklerden ne kadar kopuk olduğunu yeniden gözler önüne serdiğini kaydetti.

Kıbrıs Türk halkına hiçbir açıklamasında atıfta bulunmayan, 2004 yılında Birleşmiş Milletler (BM) çözüm planını reddeden Güney Kıbrıs Rum Yönetimini üyelikle ödüllendiren, Kıbrıs Türklerine verdiği sözlerin hiçbirisini yerine getirmeyen AB'nin çözüme katkıda bulunmasının beklenemeyeceğini vurgulayan Aksoy, "Öte yandan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin Kapalı Maraş konusunda aldığı ve Türkiye’nin tam destek verdiği karar, Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi yeni mağduriyetler yaratılmasına değil, mevcut mağduriyetlerin giderilmesine matuftur." ifadelerini kullandı.

Aksoy, BM Güvenlik Konseyi kararlarının mülkiyet haklarının üzerinde olmadığına dikkati çekerek, aynı şekilde BM Güvenlik Konseyi kararlarının halkların iradelerinin de üstünde olmadığını kaydetti.

 "AB KIBRIS TÜRK HALKININ VARLIĞINI VE İRADESİNİ DİKKATE ALMALI"

Kıbrıs Türk halkının iradesinin son seçimlerde iki devletli çözüm modelinin müzakere edilmesi yönünde oluştuğuna ve bu iradeye AB dahil herkesin saygı göstermesi gerektiğine işaret eden Aksoy, Kıbrıs'ta iki toplumlu, iki kesimli federal çözüm modelinin 50 yılı aşkın süredir denendiğini, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını eşit ortak olarak görmemesi, gücü ve refahı paylaşmak istememesi nedeniyle bir sonuç vermediğini belirtti.

Aksoy, "AB, Kıbrıs meselesinin çözümüne katkıda bulunmak istiyorsa, öncelikle Kıbrıs Türk halkının varlığını ve iradesini dikkate almalı ve 2004 yılında verdiği taahhütleri yerine getirmelidir." değerlendirmesinde bulundu.

Bu haber toplam 1886 defa okunmuştur