1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Lefkeliler ikiye bölündü
Lefkeliler ikiye bölündü

Lefkeliler ikiye bölündü

Lefke’deki camilerde sabah ezanlarının yüksek sesle hoparlörden okunmasıyla ilgili tartışmalar sürerken YENİDÜZEN Lefke’de tartışmaların nabzını tuttu

A+A-

Lefke’deki camilerde sabah ezanlarının yüksek sesle hoparlörden okunmasıyla ilgili tartışmalar sürerken YENİDÜZEN  Lefke’de tartışmaların nabzını tuttu

'SAPTIRILDI'


Lefke’deki camilerde sabah ezanlarının yüksek sesle hoparlörden okunmasıyla ilgili mahkeme süreci tamamlandı, tartışmalar ise bitmedi. Lefke halkı sabah ezanları konusunda ikiye bölünürken, “konunun başka taraflara saptırıldığı” noktasında birleşti.Tartışmaların odağındaki caminin imamı ve konuyu mahkemeye taşıyan avukat YENİDÜZEN’e konuştu

CAMİ İMAMI KONUŞTU: HOPARLÖR ŞART…
• Din İşleri Başkanlığı Lefke temsilcisi ve Şeyh Nazım Kıbrisi Cami (Orta Cami) İmamı Mehmet Genç “Biz gerekli hassasiyeti dava kararından önce gösterdik ama denetim yapılmadı. Ezan hoparlörden okunmadığı anda susturulmuş demektir çünkü başka türlü duyuramazsınız” dedi.

DAVA AÇAN AVUKAT: YAYIN YAPMAK SUÇ
• Hoparlörden ezan okunmasını mahkemeye taşıyan Lefke’de sakin Feza Güzeloğlu ise ibadet yerlerine dini ayin veya merasimi yaymak için hoparlör, megafon gibi cihazların yerleştirilmesi ve yayın yapılmasının suç olduğunu belirterek, bu cihazların sökülmesi için dava açtığını ve ara emri aldığını söyledi.


Didem MENTEŞ

Lefke’deki camilerde sabah ezanlarının yüksek sesle hoparlörden okunmasıyla ilgili mahkeme süreci tamamlandı, tartışmalar ise bitmedi. Lefke halkı sabah ezanları konusunda ikiye bölünürken, “konunun başka taraflara saptırıldığı” noktasında birleşti. Din İşleri Başkanlığı Lefke temsilcisi ve Şeyh Nazım Kıbrisi Cami (Orta Cami) İmamı Mehmet Genç “Biz gerekli hassasiyeti dava kararından önce gösterdik ama denetim yapılmadı.

Ezan hoparlörden okunmadığı anda susturulmuş demektir çünkü başka türlü duyuramazsınız” dedi.

Hoparlörden ezan okunmasını mahkemeye taşıyan Lefke’de sakin Feza Güzeloğlu ise ibadet yerlerine dini ayin veya merasimi yaymak için hoparlör, megafon gibi cihazların yerleştirilmesi ve yayın yapılmasının suç olduğunu belirterek, bu cihazların sökülmesi için dava açtığını ve ara emri aldığını söyledi. Güzeloğlu, yıllardır sabah ezanlarının yüksek sesinden dolayı rahatsız olduklarını belirterek, alınan ara emri kararıyla 2 Kasım’dan beri hoparlörden ses duyulmadığını vurguladı.

Bir süre önce Lefke’deki Şeyh Nazım Kıbrısi Cami (Orta Cami), Pir Paşa Cami ve Aşağı Cami’den yayınlanan sabah ezanlarının yüksek seste olması nedeniyle Feza Güzeloğlu tarafından dava açılmış, dava sonucunda ezanın hoparlörden okunması yasaklanmıştı.

Mahkeme kararı ardından YENİDÜZEN Lefke halkı, Din İşleri Başkanlığı Lefke temsilcisi ve Şeyh Nazım Kıbrisi Cami (Orta Cami) imamı Mehmet Genç ve Feza Güzeloğlu ile görüştü.

-------------------------------------------------------


YENİDÜZEN, ADIM ADIM DOLAŞTI HALKA SORDU

Lefkeliler ikiye bölündü

Lefkeliler bir süreden beridir süre gelen hoparlörden yüksek sesle ezan okunması konusunda ikiye bölündü. Bir kısım Lefkeli sabah ezanlarının çok yüksek tonda okunduğunu ve camilerin yanında bulunan evdeki vatandaşların rahatsız olduğunu dile getirdi. Bazı Lefkeliler ezanın çıplak sesle okunmasını talep etti. Kimi Lefkeli ise hoparlörden çıkan ses tonunun kısık olduğunu ve rahatsız edici boyutta bulunmadığını belirtti. “Kıbrıs’ta ezan sesleri susturuldu” yönündeki haberlerin ise tamamen çarpıtma haberler olduğunu söyleyen Lefke halkı, “Ezanın sabah saatlerinde çok yüksek sesle çıkmasından dolayı rahatsızız. Kimsenin ezanın susturmayla ilgili bir durumu yoktur, olmaz” dedi.

--------------------------------------------------------------------

Avukat Güzeloğlu: “İbadet yerlerinden kamuya açık alana yayın yapılması suçtur”

Camiden hoparlörle ezan okunmasıyla ilgili Güzelyurt Kaza Mahkemesi’nde dava açan Avukat Feza Güzeloğlu ise bu davanın ‘hoparlörün sökülmesi’ yönünde olduğunu söyledi. YENİDÜZEN’e konuşan Güzeloğlu, yılladır sabah 4:30 gibi sabah ezanıyla uyandığını ve çok yüksek ses nedeniyle rahatsız olduğunu belirterek, bu davayı Aralık 2014’de Fasıl 154 Ceza Yasası’nın 187’inci maddesine aykırı olduğu için açtığını belirtti. Yasaya göre¸ Kamuya açık bir yerde işitilmeyecek şekilde bir kilise veya caminin kabul edilmiş dini adetleri uyarınca yapılan herhangi bir dini ayin veya merasimi yaymak için bir kilise veya caminin içine yerleştirilen herhangi bir hoparlör, megafon veya amplifikatörün kullanılamayacağını bunun suç olduğunu belirtti. Buna bağlı olarak 2 Kasım 2015’de davayla ilgili ara emri alındığını kaydeden Güzeloğlu, bahse konu tarihten itibaren Lefke’de sabah ezanının hoparlörden duyulmadığını dile getirdi.

Güzeloğlu, “Son mahkemede avukatlar Mehmet Genç’e hoparlörün çevrilmesini ve sesini kısmasını teklif etti ama ne sesini kıstı ne de hoparlörü ters çevirdi. Verdiği sözü yerine getirmedi. İstediği gün sesi açardı istediği gün kapardı. Yapılan suçtur hiçbir ibadet yerinden kamuya açık alandan hoparlör veya megafonla ses verilemez. Ben hoparlörün sökülmesi için davayı açtım. Mahkeme ara emri kararı verdi ve hoparlörün sökülmesine kadar kullanılmasın dedi. Şuanda suç işleniyor. Biz Vakıflar Örgütü ve Dinişleri Başkanlığı’na mahkeme kararını gönderdik. Uygulamaya koymak zorundadırlar. İmam doğruyu söylemiyor” şeklinde konuştu.

------------------------------------------------------------

Genç: “Ezan hoparlörden okunmadığı anda susturulmuş demektir”

Din İşleri Başkanlığı Lefke temsilcisi ve Şeyh Nazım Kıbrisi Cami (Orta Cami) imamı Mehmet Genç, ‘ezan hoparlörden okunmadığı anda ezan susturulmuş demektir çünkü başka türlü duyuramazsınız” diyerek, ezanın ses tonuyla ilgili gerekli hassasiyetleri daha önceden uygulamaya koyduklarını dile getirdi. Ses yüksekliğiyle ilgili devletin bugüne kadar herhangi ölçüm yapmadığını söyleyen Genç, kendilerine mahkeme kararıyla ilgili bir belge ve emir gelmediğini vurguladı.

Ezanla ilgili bir şikayet olmadığını, ezanın yasaklandığı gibi bir durumun kesinlikle söz konusu olmadığını vurgulayan Genç, “Ezanı kimseye yasaklayamaz” dedi. Feza Güzeloğlu’nunun bu konuyla ilgili her zaman şikayetleri olduğunu ancak hep başkalarından bu şikayetleri duyduğunu iddia eden Mehmet Genç, “Feza Hanım hiçbir zaman bize gelip ‘ezandan şikayetim var’ demedi. Facebookdan paylaşımları oldu. Biz her zaman sağdan soldan duyduk. Biz mümkün mertebe hoparlörün sesini kısıyoruz” dedi.

Mahkeme kağıdı gelmedi

Genç, şunları aktardı: “İş mahkemeye taşındı ve ben iki kez davaya katıldım. Feza Hanım o zaman hoparlörden ezan okunmasın, çıplak sesle okusunlar dedi. Son mahkemede ise ben hakime şunu söyledim; ‘Bu mümkün değil. Müslüman bir ülkede yaşıyoruz. Birileri istemiyorsa başkaları da bunu istiyor. Burada teknik bir mesele var. Hoparlörün ses tonun ne kadar olacağı veya olmayacağıdır. Bununla ilgili bir bilirkişi veya devlet tarafından bir uzman gelip ses ölçümü yapmadı. Biz mahkemede bu konuda Feza Hanım ile anlaştık, gelip ölçüme bakılacağı söylendi. Dediği şeyleri biz yaptık. Daha sonraki benim olmadığım mahkemede ise ‘evet ses duymuyorum, rahatsız olmuyorum” dedi ama bu kez de ‘hoparlörü çevirsinler’ dedi. Madem rahatsız olmuyorsun ne istiyorsun. Biz onu da yaptık ama bir Allahın kulu ne geldi ne baktı”

Son gelinen noktada ‘ezanlar okunmayacak ya da çıplak sesle okunacak’ diye bir mahkeme kağıdı veya emir almadıklarını söyleyen Mehmet Genç, “Din İşleri Başkanlığı’nın; ‘özellikle sabah ezanıyla kimseye zulüm etmeyeceğiz’ şeklinde bir taahhüdü var. Bu tüm camilerde geçerlidir ve sabah ezanını gündüz ezanı tonunda okuyoruz” dedi. Tüm bunlara dikkat ettiklerini ve bu hassasiyetle ezanın okutulduğunu belirten Genç, bu konudaki hukuki sürecin bir üst mahkemeye devam edeceğini söyledi.

“Bu karar bizim tasvip ettiğimiz bir karar değil”

“Bu durum öyle bir hale geldi ki Kıbrıs Türkü ezan istemiyor diye anlaşıldı” diyen Genç, bu algıya üzüldüğünü dile getirdi. Genç, “’Kıbrıs’ta ezanlar susturuldu yönünde haberler yapıldı.’ Bu Kıbrıs Türkü’nün dışarıdaki imajını kötüleme noktasına getirdi. Yoksa dünyadaki hiçbir yerde ezanları kimse susturamaz. Çünkü Müslüman ve özgür bir ülkeysek, egemenliğimiz varsa ezanlar okunur. Ezana karşı hassasiyetleri herkes dikkate almak zorundadır. Özellikle sabah ezanında vatandaşı rahatsız etmenin alemi yok. Adam inanmıyorsa onun da hakkıdır. Ona da saygı duymak lazım ama onlarda bizim kadar anlayışlı olup orta yol bulunmalıdır yoksa bu iş çözülmez. Feza Hanım ezandan rahatsızım derse ben anlarım ama hakaret ederse ben buna karşıyım.

Lefkeliler dinsiz imansız olarak yansıtıldı. Kimse sahip çıkmadı. Ben bu konuda yalnız kaldım. Ben her ve de söylüyorum. Ezanlar okunuyor. Biz o hassasiyetlere dikkat ediyoruz. Hukuki süreç devam ediyor.

Başkanlığımızın bu konuda talimatı olmadığı sürece görevimizin başındayız. Bu karar bizim tasvip ettiğimiz bir karar değil. Çünkü biz bütün hassasiyetleri göz önüne aldığımız halde hala daha bir işlem, kontrol yapılmadığı halde tekrar mahkemeye gidip böyle bir kararın çıkması doğru bir karar değildir. Unutmayalım ki KKTC Müslüman bir ülkedir, burada inançlı insanlar da var ezan duymak isteyen insanlar da var. Herkes herksin hakkını hukukuna saygı duymak zorundadır. Biz bu mantıkla görevimizin başındayız. Ben her sabah camileri kontrol ediyorum, kimse rahatsız olmasın diye. Minareden çıkan ezanı hoparlörden kestiğiniz anda o memlekette ezan susturulmuş demektir. Bizim rahatsız edelim diye bir derdimiz yoktur”

------------------------------------------------------------------------------------

Lefke halkı ne dedi? Lefke halkı ne dedi?

Can Kaşer:
“Benim evim Orta Cami’nin yanındadır. Sabah ezanı okunmaya başladığı zaman çocuğum yataktan fırlardı. Ben zaman zaman ses tonunun kısılması için hocaya çıkıp bağırdım. Hocayla bir iki defa tartışma yaşadık. Hoca bana; ‘ezan sesinden rahatsız olun?’ diyerek işi başka taraflara çekmeye çalıştı. Ben mahkemenin aldığı kararı doğru buluyorum. Ama basında ‘Lefke’de ezanlar susturuldu’ haberlerinin de yanlış olduğu ve konunun saptırıldığına dair tepkimi belirtmek isterim. Biz hoparlörden çıkan sesin azaltılmasını istedik. Çünkü hafta içi ya da hafta sonu olsun hasta olan, rahatsız olan ya da işe gidecek olan insanlar sabah uyanıp rahatsız oluyor. Bence ezan çıplak sesle okunmalıdır. Ezanı bile teknolojiyle birleştirdiler”

Musa Karakuş:
“Ezan sesinden şikayetçi değilim. Müslüman bir ülkede 2 dakika süren ezan sesi beni rahatsız ediyor denmesi ayıptır. Bunun için mahkemeye gidilmesi yanlıştır. Benim evim camiye yakın ve ben rahatsız değilim. Daha önce ezanın sesi daha yüksekti ve tonunun azalttılar”

Salih Gazi:
“Ezanın sesini zaten daha önce azaltıldı. Sabahları sesini kısarlar hatta bazen sesini duymadığımız olur. Ezanın susturulması diye bir şey yok onu zaten istemeyiz. İstediği kadar sesi kısılsın yine hoparlörden sesi duyulacak. Ben ezanların saatinde okunmasını isteyen biriyim. Bu konu çok saptırıldı. Ezanın sesinden rahatsızlık duymuyorum”

Hüseyin Emel:
“Lefke’deki camilerde ezan seslerinin yüksekliğinden dolayı sıkıntı var. Evlerin olduğu yerde özellikle sabah ezanın çok yüksek tonda veriliyor. Konu ezan değil ses yüksekliğidir. Sesi ayarlanırsa bir sorun yoktur. Ben Türkiye’deki bazı haber kanallarında bazı vatandaşların ezan sesinin yüksekliğinden dolayı rahatsız olduklarını gördüm. Bu da aynı şeydir ezan çok yüksek seste olmamak üzere belli bir makamda okunmalıdır”

Ahmet Uzunoğlu:
“Müslümanlık dinle yayılır. Dinde de makamlar vardır. Ezanı da makamıyla ve güzel okuyabilirseniz Hıristiyanlığı da Müslümanlığa çekersiniz. Bu ezanların akustik okunması gerekmektedir. Gürültülü şekilde okursanız birilerini geri itersiniz. Güzel şekilde okunursa ruhu okşar, gelen yabancılar da ezan sesine sempati duyabilir. Ben bugün bir pop müziğini arabesk makamında güzel şekle okuyabilirsem dinletebilirim. Bu nedenle suni bir şekilde ezan okunmasına karşıyım”

İsmini vermek istemeyen bir kadın yurttaş:
“Bizim inancımız tamdır. Kimse ezanı istemiyoruz diye adlandırmasın. Konu ezan sesinin ton yüksekliğidir. İşe gittiğim dönemlerde her sabah ezanın yüksek sesi nedeniyle saat 4:30 gibi uyanmak zorunda kaldım. Zaten sıcak havalarda uyuyamaz olurduk bir de sabahın çok erken saatlerinde yüksek ezan sesi nedeniyle uyanırdık. İşe sersem gibi giderdik. Caminin yanında oturuyoruz ve o ezan sesi beyninizin içinde çınlar. Benim kızlarım sırf ezan sesinin yüksek olması nedeniyle Lefke’ye gelmek istemez. Çünkü haftasonları rahat uyumak isterler. Üç caminin mikrofonundan art arda ezan okunmaya başlar. İnsanları o vakitte uyandırmamaları gerekir. Bir mahkeme kararı çıktı ancak ne hukuk ne yasa tanıyorlar. Biz sabahları ezan sesinin daha az çıkmasını isteriz, ezanın kaldırılmasını değil bu nedenle başka kişilerin konuyu saptırmasını da istemiyoruz”

İsmini vermek istemeyen bir erkek yurttaş:
“Ben dükkana çok erken saatlerde gelirim. Çıkan ezan sesi sanki dükkanın içinde yankılanır. Ezanın ses tonu rahatsız edici noktadadır. Ben birkaç sene önce Feza’nın imama hoparlörün sesini kısması için ricada bulunduğunu biliyorum ama hoca suyunu gitmeyerek zıtlaştı bu nedenle konu mahkemeye taşındı. Halbuki hoca da ılımlı yaklaşsaydı sorun çözülürdü. Bu olayın biraz abartıldığını düşünüyorum. Lefkelilerin ezana karşı olduğu yankısı uyandı. Bu doğru değil”

Bu haber toplam 6764 defa okunmuştur