1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Yenierenköy Belediyesi’nde neler yaşandı?
Yenierenköy Belediyesi’nde neler yaşandı?

Yenierenköy Belediyesi’nde neler yaşandı?

İçişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Asım Akansoy, Yenierenköy Belediyesi’nde yaşananlar hakkında YENiDÜZEN’e konuştu

A+A-

• “Önerdiğimiz modeli kapalı kapılar ardında tümü kabul ediyor, sendika, çalışanlar ve belediye başkanı dahil ama kapı açıldıktan sonra ‘biz bunu kabul edemeyiz’ deyip başka bir noktaya doğru konular çekiliyor”

• “ 2 bin TL maaş alandan 100 TL kesilmesinin ya da 2 bin 500 TL maaş alandan 300 TL kesilmesinin Yenierenköy gibi sosyolojik bir yapı içerisinde bu kadar büyük tepkilere yol açması anlaşılır ve akılcı bir durum değildir” dedi

• “Başka model varsa çıkıp bunu savunsun sendika da dahil. Ben sendikaya açık çek verdim, ‘sürdürülebilir bir model çıkarın ben sizi destekleyim’. Oturdular, tartıştılar bize gayri resmi verdikleri cevap şu oldu; ‘sizin öneriniz doğrudur başka bir model olamaz. Ama biz de sendika olarak çıkıp bu öneriyi desteklemeyiz.”

• “Çalışanların hakları benim için hayatidir, önceliklidir. Çalışanların evlerine ekmek götürmesi, çocuklarını okutması, insanca yaşaması, mutlu olması benim için asli bir konudur. Bu konuda tartışacağım bir şey yoktur. Bunu yapabilmek için ama çalışanların içinde bulunduğu mekanizmanın da sürdürülebilir olması gerekiyor.”

Fayka Arseven KİŞİ

Yenierenköy Belediyesi’ndeki çalışanların eylemleri bugün Meclis önünde kuracakları çadır eylemi ile devam edecek, İçişleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Asım Akansoy ise, “Yenierenköy’de bu kadar abartmaya bu kadar tartışmaya bu kadar tantanaya değmeyecek beni ciddi anlamda şaşırtan tepkiyle karşı karşıya kaldık” dedi.

Kapalı kapılar ardında Yenierenköy için hazırladıkları önerilerin sendika, çalışanlar ve belediye başkanı tarafından kabul edildiğini söyleyen Akansoy, “Ama kapı açılınca kabul edilmiyor” ifadesinde bulundu.

Sendikaya açık çek verdiğini, ‘sürdürülebilir bir model çıkarın ben sizi destekleyim’ dediğini kaydeden Akansoy, “Oturdular, tartıştılar bize gayri resmi verdikleri cevap şu oldu; ‘sizin öneriniz doğrudur başka bir model olamaz. Ama biz de sendika olarak çıkıp bu öneriyi desteklemeyiz’”  cevabını aldığını belirtti.

“Önemli olan verilen mücadelenin kesintisiz olması, kaybedilen hakların tekrardan kazanılabilmesidir” diyen Akansoy, “Bir adım geriye atmam hiçbir sorunda sorumluluk üstlenmem en ufak bir konuda ödün vermem gibi bir yaklaşımla asla ve asla bir yol alınmaz” vurgusunda bulundu.

Akansoy, Yenierenköy Belediyesi’ndeki grev ve eylem hakkındaki yaşanan süreci YENiDÜZEN’e anlattı.

“Anlaşılır ve akılcı değil”

Akansoy, “ 2 bin TL maaş alandan 100 TL kesilmesinin ya da 2 bin 500 TL maaş alandan 300 TL kesilmesinin Yenierenköy gibi sosyolojik bir yapı içerisinde bu kadar büyük tepkilere yol açması anlaşılır ve akılcı bir durum değildir” dedi.

“Deniyor ki; hep çalışanlardan isteniyor. Kesinlikle böyle bir şey yok” diyen Akansoy, “ Tam aksi biz son dönemdeki uygulamalar ve önerilerimizle 1’ncisi ayda 85 bin TL devlet katkısını Yenierenköy Belediyesi’ne artırdık. 2’ncisi kaynağından kesilmek üzere sosyal sigorta ve ihtiyat sandığının çalışanlara yatırılacağının yasasını çıkardık. 3’ncüsü Yenierenköy belediyesi için ekstra ciddi anlamda bir kaynak önerdik” ifadesinde bulundu.

Akansoy, “Şimdi tüm bunlar varken, sadece çalışanlara asıldık demek çok doğru ve gerçekleri yansıtan bir söylem değildir. Bu anlamda şu an halen daha grevin devam ediyor olması bizim için kabul edilebilir değildir. Biz bundan mutsuzuz” vurgusunda bulundu.

“Kapalı kapılar ardında kabul edildi”

Akansoy sözlerine şöyle devam etti:
“Her türlü öneriyi en samimi şekilde ortaya koyduk. En sonunda arkadaşlara sürdürülebilir bir sistem bulmaları halinde ‘bizim göremediğimiz bir model varsa siz yapın biz sizi destekleyelim’ dedik. İşveren Belediye Başkanı’dır. Belediye Başkanı bizlerle sürekli temas halinde, kendisine her türlü desteği veriyoruz. Ben çalışanlarla tek tek toplantı yaptım. Çalışanlar çok iyi niyetli bir şekilde soğukkanlı davranıyorlar. Ancak sorumluluk orayı yöneten, halkın iradesini alan arkadaşımızdadır.  Biz elimizden gelen tüm desteği verdik. Bundan sonra da vermeye hazırız.”

Akansoy, “Önerdiğimiz modeli kapalı kapılar ardında tümü kabul ediyor, sendika, çalışanlar ve belediye başkanı dahil ama kapı açıldıktan sonra ‘biz bunu kabul edemeyiz’ deyip başka bir noktaya doğru konular çekiliyor” dedi.

“Çadır eylemi, eylemler neyi çözer?”

“Çadır eylemi yapılabilir, başka eylemler de yapılabilir ancak bu neyi çözer” şeklinde konuşan Akansoy, “Lapta Belediyesi’nin yaptığı gibi 40 kişiyi işten çıkarıp ne halleri varsa görsünler mi demek lazım. Yoksa 100-200-300 TL’nin mi biz hesabını yapıyoruz ve aylardır belediye çalışanları mağdur durumda tüm mesele bu. Bu kış kara günde eylem kararı almaları kabul edilebilir değildir” vurgusunda bulundu.

“Sizin önerileriniz doğru denildi”

Akansoy sözlerine şöyle devam etti:
“Bu sadece Yenierenköyle ilgili de değildir. Esas kavga sürdürlebilir olmayan bir sistemin sürdürlebilir noktaya taşınması için yerel gelirler ve devlet katkısının, personel giderinin de ötesinde günlük hayatı yönetebilecek noktaya getirmesi gerekir. Şimdi bu Yenierenköyde yüzde 95’dir devlet katkısı ve yerel gelirlerin toplamı. Başka belediyelerde de başka sorun varsa öngörülecek model başka model olamaz. O zaman başka model varsa çıkıp bunu savunsun sendika da dahil. Buna ben hazırım. Ben sendikaya açık çek verdim, ‘sürdürlebilir bir model çıkarın ben sizi destekleyim’. Oturdular, tartıştılar bize gayri resmi verdikleri cevap şu oldu; ‘sizin öneriniz doğrudur başka bir model olamaz. Ama biz de sendika olarak çıkıp bu öneriyi desteklemeyiz.’

“Ya da sistem tamamen çöker, tamamen batabilir”

Akansoy son olarak şunları ifade etti:
“Dünya küresel krizden geçiyor ve bu küresel kriz karşısında belli haklarda belli gerilemeler yaşanabilir. Önemli olan verilen mücadelenin kesintisiz olması kaybedilen hakların tekrardan kazanılabilmesidir. Bir adım geriye atmam hiçbir sorunda sorumluluk üstlenmem en ufak bir konuda ödün vermem gibi bir yaklaşımla asla ve asla bir yol alınmaz. Bu tür bir yaklaşım sistemi kırar. Oysa ki ülkemizde de pek çok örnekte olduğu gibi gerek çalışan maaşlarından kısmı ve geçici kesintiler hatta daha da acı reçeteler uygulanarak, çalışanların bile işten çıkarıldığı dönemler oldu. Bunlar sistemin çalışabilmesi adına sendikalar tarafından yapıldı. Bunun en bariz örneği DAÜ’dür. Ama ne oldu? Üniversite toparlandıktan sonra en önce işe alınanlar işten çıkarılanlar oldu. Şimdi biz bunun bilinciyle hareket ediyoruz. Çalışanların haklarına dokundurmam. Çalışanların hakları benim için hayatidir, önceliklidir. Çalışanların evlerine ekmek götürmesi, çocuklarını okutması, insanca yaşaması, mutlu olması benim için asli bir konudur. Bu konuda tartışacağım bir şey yoktur. Bunu yapabilmek için ama çalışanların içinde bulunduğu mekanizmanın da sürdürlebilir olması gerekiyor. Eğer sürdürlemezsse bu mekanizma gün gelir birisi çıkar ve çalışanların ciddi bir kesimini işten çıkarabilir. Ya da sistem tamamen çöker, tamamen batabilir.”

Bu haber toplam 2408 defa okunmuştur