
"Verimli bir şekilde çalışacağız"
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, yaz tatilinin ardından yeni yasama yılına bugün başladı.
Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu, yaz tatilinin ardından yeni yasama yılına bugün başladı.
Cumhuriyet Meclisi’nin 8. dönem 4. yasama yılına girdiği bugünkü törensel nitelikli ilk toplantısı saat 10.00 sıralarında Meclis Başkan Vekili Ünal Üstel başkanlığında başladı.
Meclis’in yeni yasama yılındaki ilk toplantısına, Cumhurbaşkanı Vekili Sibel Siber, Başbakan Ömer Kalyoncu, 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Türkiye Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay, Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, GKK Yardımcısı Tuğgeneral Erdinç Korkuter, Sayıştay Başkanı Osman Korahan, eski parlamenterler, bürokratlar, meclis başkanları, siyasi parti başkanları, milletvekilleri katılıyor.
Meclis Başkanı Sibel Siber Cumhurbaşkanlığı’na vekalet ettiği için Meclis Başkan Vekili Ünal Üstel’in konuşma yaptığı toplantıda hükümete ve siyasi parti başkanlarına söz verildi.
ÜSTEL: “YENİ YASAMA YILINDA HALKIMIZIN BEKLENTİLERİNİ KARŞILAMAK İÇİN ETKİN VE VERİMLİ BİR ŞEKİLDE ÇALIŞACAĞIZ”
Meclisin açılış konuşmasını yapan Ünal Üstel, bugün Meclis’in 8. Dönem 4. Yasama yılını açtıklarını ifade ederek, yeni dönemde halkın beklediği yasaları geçirmek için etkin ve verimli bir şekilde çalışacaklarını vurguladı.
Üstel, yeni yasama yılının ülke, halk ve tüm Meclis çalışanları için verimli, başarılı ve hayırlı bir yıl olmasını temenni ederek, “Devlet yönetiminin ana ilkesi; şüphesiz o ülkede yaşayan bireylerin huzurunu, güvenini, mutluluğunu ve refahını sağlamaktır. Bunu başarmanın yolu ise, yasama, yürütme ve yargı organlarının verimli ve uyumlu çalışmasından geçer” dedi.
Üstel, bugün gelinen noktadan yeteri kadar memnuniyet duymamalarının nedeninin, bu üç ana organın gerektiği gibi çalışmaması veya daha doğrusu çalışamaması olduğunu ifade ederek, Adli Yılın açılış konuşmasında eleştirel bir konuşma yapan Yüksek Mahkeme Başkanının, yargının gerektiği gibi etkin çalışamadığından söz ettiğini kaydetti ve şunları söyledi:
“Yargının önünün açılması için Anayasa değişikliği ile birlikte düzeltilmesi gereken birçok madde sıraladı. Bu da bize gösteriyor ki bir kurumun verimliliğinin artması yönünde yapılacak düzenlemeler sistemin bütünüyle ilgilidir, yani bir kurumun verimliliği diğer kurumların verimliliği ile paralel gider. Bu yasama için de geçerlidir.
Geçtiğimiz yıl Meclis açılışında Meclis Başkanı yaptığı konuşmasında ‘iki önemli sorunumuz var. Biri, yarım asırdır devam eden Kıbrıs sorunu, diğeri ise 40 yıldır hala kurumsal yapımızın arzu ettiğimiz noktaya gelememesi. Kurumsallaşmanın yetersiz olduğu bu sistem, çalışma arzusunu düşürmekte, insan kaynaklarının etkin kullanılmasını önlemekte, hak ve adalet duygusunu zedelemekte ve kamudaki verimliliği düşürmektedir. Bunun da doğal olarak yaşamımıza yansıması olumsuz olmaktadır’ demişti.
Meclis’te yasaların geçmesinin şu veya bu nedenlerle gecikmesi veya yasalar geçse bile tüzüklerinin geçen yıllara rağmen hazırlanamaması kısacası uygulanmaması, devletin denetim görevinde yetersiz kalışı ve en sonunda yargının adaleti sağlamada gecikmesi. İşte tüm bunlar devlet yönetimindeki başarının önündeki engellerdir, iyi yönetilmeyen bir devlet yapısı demektir ve bu yapı doğal olarak bizi ileriye götürmez, halkımızı mutlu kılmaz. Bugün yaşadığımız birçok sorunun temelini oluşturan da işte budur. Peki bu olumsuz yapıyı düzeltmek çok mu zor? Şu andaki mevcut yapıyı düzeltmek için gerekli olan tek şey siyasetçi, sivil toplum, iktidar, muhalefet, kısacası halk olarak ortaya koyacağımız istek, inanç, azim ve güçlü iradedir. Eğer bu yönde birlikteliği sağlarsak başaracağız, çünkü genel kanaatin aksine düzeltilmesi gereken bu iç sorunlarımızın birçoğunun Kıbrıs sorunu ile ilgisi yoktur.
Ülkemizde birçok konuda projelere ihtiyacımız olduğunu biliyoruz ama en basit bir projenin bile hayata geçmesi maalesef çok uzun zaman hatta yıllar almaktadır. Üzülerek belirtmeliyim ki, Meclis Başkanlığının inisiyatifinde yürütülen projelerde işlerin ne kadar yavaş yürüdüğüne bir kez daha çok yakından tanık olduk. Bir projenin hazırlanması, ihaleye hazır hale gelmesi, ihaleye çıkılması ve ihaleyi kazanan firma ile işlerin ileri götürülmesinin ve denetiminin her bacağında sorunlar yaşanmaktadır. Çeşitli nedenleri alt alta sıraladığınızda sorun yine açıktır. Sorunumuz, geçen bunca yılda yarattığımız düzenin kurumsallaşmayı değil popülizmi ön planda tutmasıdır.”
Ünal Üstel, 40 yılda yarattıkları bu “hantal yapıyı” hemen değiştirmek mümkün olmasa da özellikle son dönemlerde gittikçe yükselen hoşnutsuzluk ve bu yapının sürdürülemez olduğu konusunda toplumda oluşan ortak görüş ve reform isteğinin en güçlü motivasyon olduğuna inanç belirtti.
Kıbrıs sorununun çözümünün sadece kendi iradeleriyle mümkün olmadığını ancak, kendi iç kurumsal yapılarının düzeltme iradesinin büyük ölçüde ellerinde olduğunu ifade eden Üstel, “Olası bir çözümde de kendi iç yapımızı düzeltmenin yine bizim görev ve sorumluluğumuzda olacağını unutmadan, özellikle çözüm müzakerelerinin ivme kazandığı bu dönemde somut adımlar atmalıyız. Hem yasamada komitelerin verimliliğini artıracak, hem yargının işleyişinin önünü açacak adımlar atmak hem de etkin denetim mekanizmasının işleyişini sağlamak ortak görevimizdir. Önümüzdeki dönemin devlet işleyişinde gerçek anlamıyla reformların gerçekleşeceği bir dönem olması temennisini bir kez daha tekrarlıyorum” diye konuştu.
Üstel, Meclisin; Kıbrıs’ta iki toplumlu iki bölgeli siyasal eşitliğe dayalı adil ve kalıcı bir çözümü desteklediğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“11 Şubat 2014’de imzalanan ortak metni ve bu çerçevede başlayan müzakereleri desteklediğimizi belirtmiştik. Halen arzumuz bu müzakerelerin iki halkın yararına olacak şekilde sonuçlanması ve hem çözümü hem de kalıcı barışı getirmesidir. Kıbrıs’ta bulunacak yaşayabilir adil bir çözümün; iki topluma getireceği sosyal, kültürel, ekonomik kazanımlar yanında, Doğu Akdeniz’deki bölge barışı için de ayrı bir önem taşıdığının bilincindeyiz.
Kıbrıs Türk halkı; varlığını ve geleceğini güven altına alacak, yaşam kalitesini yükseltecek, kendi kimliğine uluslararası hukuk içinde saygı gösterilecek, iki toplumlu, iki bölgeli adil bir çözüme her zaman hazır olmuştur.”
Üstel, yasama ve denetim faaliyetleri yanında Kıbrıs sorununda bulunacak çözüm planı ile ilgili halkı en iyi ve doğru şekilde bilgilendirmenin en önemli görevleri olduğunu ifade ederek, “Unutmamalıyız ki kirli bilgi kaos ortamı yaratır. Biz halkımızın refahı ve mutluluğunu arzu etmekteyiz ve Kıbrıs Türk Halkının temsilcileriyiz. O nedenle zamanında ve doğru bilgiye ulaşarak, halkımızın sorularına muhatap kaldığımız zaman gizlilik ilkeleri varsa o ilkelere saygı göstererek, halkımıza doğru bilgiyi vermek sorumluluğumuzdur” dedi.
Üstel, Meclise düzenli olarak Cumhurbaşkanlığı tarafından görüşme tutanaklarının gönderildiğini, ayrıca geçen günlerde Cumhurbaşkanı tarafından Meclisin bilgilendirildiğini ifade ederek, ilerleyen zamanlarda, müzakerelerin ilerlemesine bağlı olarak bu bilgilendirmenin daha sıklıkla yapılacağına inanç belirtti.
“ÜÇÜNCÜ YASAMA YILINDA TOPLAM 52 YASA MECLİSTEN GEÇTİ”
Üstel, 1 Ekim 2014 ve 1 Ekim 2015 tarihleri arasında, üçüncü yasama yılında toplam 52 yasanın Meclisten geçtiğini, sistemin işleyişini olumlu yöne çevirmek için yasama olarak üzerlerine düşeni yapmaları ve halkın beklediği yasaları geçirmek için etkin ve verimli şekilde çalışmaları gerektiğini ifade ederek, şöyle devam etti:
“Toplumumuzun görev verdiği siyasetçiler olarak bizler, bu yeni yasama yılında geçen yılkı performansın üzerinde bir çalışma yürütmeli ve komitelerin gündemindeki yasaların bu yasama yılında yasalaşmasını gerçekleştirmeliyiz. Unutmamalıyız ki ister iktidarda olalım ister muhalefette olalım hepimizin ortak amacı halk yararına çalışmak, siyasetin vitrini olan Meclis’in saygınlığını artırmak ve itibarını korumaktır.
Meclisimizden geçen yasaların toplum yaşamına olumlu yansıması; etkin uygulama ve denetimle ancak mümkün olabilir. Bugün mevcut birçok yasanın, uygulamadaki eksiklikler veya denetimindeki yetersizlikler nedeniyle toplum yaşamında arzulanan pozitif etkiyi yapmadığı açıktır. Uzun zamandır bekleyen ve kamudaki verimliliği artıracak, sadakatı değil liyakatı gözetecek, üçlü kararnamelerin yarattığı olumsuzluğu giderecek ve motivasyonu artıracak bir kamu görevlileri yasasına gereksinim olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Bugün kamu çalışanlarına kesilen olumsuz faturasının esas nedeni aslında kişiler değil sistemsizliktir. Başarıyı ödüllendirmeyen, iş motivasyonunu kıran, çalışanın çalışma heyecanı ve ruhunu erozyona uğratan bu yapının değişmesi ile kamuda reform gerçekleşecektir. Kamu Görevlileri Yasa Tasarısı’nın önümüzdeki dönemde yasalaşması ortak sorumluluğumuzdur.
Kendimizi bu güzel toprak parçasında yaşarken güvende hissetmek, tükettiğimiz tüm gıdaların, nefes aldığımız havanın üzerine bastığımız toprağın sağlıklı olması, sağlıklı çevrede yaşamak, kullandığımız ürünlerin sağlıklı olması en doğal insan hakkıdır. Bunun için de yasalara ihtiyaç vardır, yasaların bizi koruması gerekmektedir.
Yasaların uygulanması için ise sadece Meclis’ten geçmesi yetmez, bildiğiniz gibi tüzükleri hazır değilse uygulanamaz. Meclisimizden geçen yasaların tüzüklerinin hazırlanması ve yaşama sunulması maalesef istenilen hızda değildir, gecikmektedir. Çevre yasası, 2012 yılında geçtiği halde bugün hala tüzükleri tamamlanamamıştır. Gıda güvenliği ve Ürün Güvenliği yasalarında ve daha birçok yasada durum aynıdır.
Nedenini araştırdığınızda, yine sistemin işleyişindeki tıkanıklıklar ve kurumsal yapıdaki zafiyet göze çarpmaktadır. Büyük ülkeler için pilot bölge uygulaması yapılabilecek kadar küçük bir nüfusa sahip olduğumuz halde sorunlarımızın içinden çıkılmaz ve çözülmez bir yumak haline gelmesine göz yumamayız. Biz bu sorunlarımızı tüm yönetim kadroları, siyaset kurumu, sivil toplum ve halkımızla birlikte çözme iradesini gösterirsek bugün şikayet ettiklerimiz ve konuştuklarımız geride kalacak.”
Meclis Başkan Vekili Ünal Üstel, Meclis Başkanlığı olarak birçok önemli projenin inisiyatifini aldıklarını, Meclis’in “Engelsiz Meclis” projesinin ihalesinin mevcut sistemden kaynaklanan sorunlardan dolayı istedikleri hızla ilerleyemediğini ve ancak geçen ay sonu itibariyle sonuçlanabildiğini kaydetti.
Üstel, öncülüğünü yaptıkları ve herkesi heyecanlandıran diğer projenin de, Lefkoşa Türk Belediyesi ve Mimarlar Odası ile birlikte yürüttükleri Lefkoşa’da Girne Kapısı civarı ve o bölgedeki parkların, Lefkoşa Master planına uygun olarak düzenlenmesi projesi olduğunu ifade ederek, şimdiki durumda; Proje yarışmasını kazanan eserin uygulama projesi hazırlandığını ve finansman onayı beklendiğini söyledi.
Yine Kıbrıs Vakıflar İdaresi ile protokol imzalanarak Lefkoşa surlariçindeki bir binanın Çağdaş Sanat Müzesi olarak restore edilmesi için çalışmaların sürdürüldüğünü ifade eden Üstel, Doğu Akdeniz Üniversitesi, Milli Arşiv ve Meclis Kütüphanesi ortak çalışmasıyla, Meclis ve Devlet arşivinde 1920’lerden beri mevcut tüm yerli Türkçe gazetelerin Meclis web sayfasına büyük bir kısmının aktarıldığını ve halen tümünün aktarılması çalışmalarının sürdüğünü anlattı.
Üstel, Dr. Fazıl Küçük Müzesi’nin restorasyonu ve müzenin halka çağdaş müzecilik anlayışı ile kazandırılması projesinin restorasyonunun tamamlanmak üzere olduğunu ifade ederek, projeler ve dış ilişkiler konusunda şunları söyledi:
“Yılsonuna kadar müzenin tamamlanmasını beklemekteyiz. 1000 dönüm arazi üzerinde olan Meclis Ormanı’nında yürüyüş ve bisiklet yolları projesinin birinci bacağı tamamlanmıştır, şimdiki hedefimiz ikinci ve daha geniş kapsamlı bir proje ile çağdaş bisiklet yolları ile halkımıza doğal bir park kazandırmaktır. Sanat ve Kültür alanında yapılan çalışmalara büyük önem vermekteyiz. Meclis Kültür Varlıklarını Koruma Komitesi olarak çalışmalarımız sürüyor. Meclis koleksiyonunda bulunan sanatçılarımızın eserlerinden iki sergi gerçekleştirerek, halkımızın beğenisine sunduk. Gençlerimizi yaratıcı çalışmalara özendirmek ve Meclis ile gençlerimiz arasında bağ oluşturmak amacıyla liselerarası kısa film yarışması düzenledik ve kazananlara ödüllerini verdik.
Dış İlişkilere her zaman büyük önem vermekteyiz. Özellikle uluslararası alanda, toplumumuzun demokratik yolla seçilmiş temsilcilerinin temaslarının önemli olduğunu sıklıkla vurgulamaktayız. Meclis Başkanımızın konuşma yaptığı İstanbul’da yapılan İslam İşbirliği Parlamenterler Arası Birlik Toplantısı’na gözlemci üye olarak (İSİPAB) katıldık. Yine Hanoi’de Parlamentolar Birlik Toplantısı (PAB) bünyesinde yer alan “Kıbrıs için Arabulucular Masası” toplantısına katıldık. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi ( AKPA) da gözlemci üye olan iki Milletvekilimiz, ve AB Parlamentosu’nda temaslar yapan milletvekillerimiz, halkımızın sesini uluslararası alanda duyurmaya çalışmakta ve orada yaptıkları çalışmalarla ilgili Meclisimize bilgi aktarmaktadır.
(TAK)

















