1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Üretici kan ağlıyor
Üretici kan ağlıyor

Üretici kan ağlıyor

YENİDÜZEN, ülkedeki üreticilere, üretimle ilgili sıkıntılarını sordu. Beş farklı üretici, tarım ve hayvan üreticiliği ile ilgili beş ayrı sorun ortaya koyarken, sorunların kaynağı olarak ise aynı nedenler öne sürüldü.

A+A-

Tanju KONURALP

Yıllardan beridir yüzü gülmeyen tarım ve hayvan üreticileri, ülkedeki hesapsız yönetim nedeni ile bitme noktasına geldi. Kıbrıs’taki çözümsüzlüğe bağlı olarak uygulanan ambargolar, ABAT kararları, Türkiye’nin göstermeden uyguladığı ambargolar, her yıl iki katına çıkan girdi maliyetleri, üretilen ürünün değerinin altında ve tamamının satılaşamayışı gibi etkenler; tarım ve hayvan üreticilerinin umudunun iyice körelmesine sebep oldu. YENİDÜZEN, bu bağlamda üreticilere sorunlarını ve sebeplerini sordu.

***

Mehmet Bicen: “AB ve Türkiye’nin ambargoları bizi bitirdi”

Ülkedeki tüm üretim sektörlerinin ortak sıkıntılara maruz kaldığını dile getiren Doğancı (Elye) Patates Üreticileri Birliği Başkanı Mehmet Bicen, bu konuda özellikle son üç yıldır büyük sorunlar yaşadıklarını ifade etti. Ülke coğrafyasının elverişli oluşu nedeni ile dünyanın en değerli ürünlerinin elde edildiğini ifade eden Bicen, üretilen bu ürünlerin; çeşitli nedenlerle ülke sınırları dışına çıkamamasından yakındı. “Almanya’nın Mercedes’î varsa bizim de patatesimiz, narenciyemiz var” diyen Bicen, ülke üzerindeki siyasi haksızlık ve yanlışlar sebebi ile kendi markalarını dünyaya sunamadıklarının altını çizdi. Mevcut ana sorunların yanı sıra; Yeşil Hat Tüzüğü’nün, Kuzey ve Güney’de yaşayan halklar tarafından kullanılmadığını vurgulayan Bicen, Türkiye’nin de ambargoları sayesinde; ülke üreticilerinin hiç pahasına yok olduklarına işaret etti. Türkiye’nin ülkeye, yıllık 1 milyar 600 milyon Dolar değerinde ihracat yaptığını ancak; yalnızca 20 milyon Dolar ithalat gerçekleştirdiğini belirten Bican, bütün sorunun özetinin burada olduğuna işaret etti. Ülkedeki siyasilerin cesur, ciddi ve emin adımlarla yürümemesinin ve Türkiye’nin Mersin kapısının ülkeye kapalı olmasının sayesinde, ülkedeki üreticinin bittiğini açıklayan Bicen, “Türkiye’nin bir tek iline ihracat yapsak, sorun biter” şeklinde konuştu.

***

Ethem Tabak: “Üretici kandırılıyor”

Sene başında 100 dönüm tahıl arazisi ve 100 dönümde zeytin icarında bulunduğunu belirten Ethem Tabak, her iki arazi için devlete, pul ve kira bedeli olarak toplam 3 bin 935 TL ödeme gerçekleştirdiğini ifade etti. Kuraklık bedellerinin yatırılacağı haberinin ardından, başvurunsun karşılığını almak için kooperatife gittiğini vurgulayan Tabak, burada kendisine yalnızca 48 dönüm için kuraklı bedeli ödeneceği bilgisinin verildiğini açıkladı. Sebebini sorduğu zaman ise kendisine verilen yanıtın, “yalnızca 47 dönüm arazin görünüyor” şeklinde bir cevap verildiğinin altını çizen Tabak, “benden 200 dönüm için kira ve pul parası aldılar, bunun sonunda ise bana 48 dönüm arazin var diyorlar, bu nasıl iştir” şeklinde konuştu. Ayrıca iki buçuk aydır süt paralarını da alamadığından yakınan Tabak, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın verdiği sözlerin arkasında durmadığını ve üreticiyi kandırdığını dile getirdi.

***

Hüseyin Atakan: “Partizanca yönetim bizleri borca batırdı”

Hayvan üreticiliği ile geçimini sağlayan Hüseyin Atakan, üç yıl içerisinde, ülkedeki tarım ve hayvancılığın oldukça kötü bir seviyeye getirildiğinden yakındı. Girdi maliyetlerinin oldukça yüksek olduğunu belirten Atakan, süt ve et fiyatlarının ise normalden çok daha düşük bir fiyatta tutulduğunu ayrıca ülkeye kaçak et girmesine de göz yumulduğunu ifade etti. Öte yandan verdikleri ürünlerin karşılığını almakta da sıkıntı yaşadıklarını vurgulayan Atakan, verilen çeklerin ise karşılıksız çıktığının altını çizdi. Üç yıl önce 60 bin Euro’su bulunduğunu ifade eden Atakan, üç yıl boyunca da kesintisiz üretim yapmasına rağmen bu gün 10 bin Euro borcu olduğunu ve farkın en özet şekliyle bu olduğunu dile getirdi. Öte yandan seçim arifesinde dağıtılan Kırsal Kesim Arazileri ne’de değinen Atakan, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın partizanca ve yanlı çalıştığına dikkat çekti.

***


Mehmet Tozanlı: “Alternatif pazar yok”

Başta Türkiye’nin ambargoları ve Kıbrıs sorununa, son üç yıldır ülke içerisindeki yanlı yönetimin de eklendiğini belirten Mehmet Tozanlı, üreticilerin çıkmaza sokulduğunu ifade etti. Girdi maliyetlerinin çok pahalı olduğunu ve alternatif bir pazarın bulunmadığını belirten Tozanlı, üretilen malın ellerinde kaldığını vurguladı. Ülkede fiyat istikrarının ahi sağlanamadığından yakınan Tozanlı, devletin bu konuda hiçbir doğru adım atmadığının altını çizdi.

***


Tansel Nizami: “Yeterli devlet desteği görmüyoruz”

Ülkede bulunan iklim şartları nedeni ile tarım üreticiliği yapmanın oldukça meşakkatli bir iş olduğuna değinen Tansel Nizami, özellikle ülke üreticisinin sabrı ve umudunun olmaması halinde, bu sektörün çoktan yok olabileceğinin altını çizdi. Fazla üretim veya üretimin düşmesi hallerinde, üreticilerin zarara uğradığını vurgulayan Nizami, üreticinin çilesinin bitmediğini kaydetti. Girdi maliyetlerinin her gün yükseldiğini ve elektrik, su, işçi maliyetleri gibi konuların da oldukça pahalı olduğuna işaret eden Nizami, sektörünün ayakta durabilmesi adına devlet desteğinin zorunlu olduğuna işaret etti. Mevcut şartlarda bu desteğin yeterli olmadığını ifade eden Nizami, desteğin yeterli noktaya getirilmemesi halinde, durumun vahim bir hal alabileceğine işaret etti.

***

Recep Tozanlı: “Tohumda partizanlık”

Üç yıldır UBP hükümetinin verdiği hiçbir sözü tutmadığını ifade eden Mehmet Tozanlı, alınan kararların dahi uygulanmamasından yakındı. Bir üretici olarak kendisini en kötü etkileyen konunun ise patates tohumu konusu olduğuna değinen Tozanlı, hükümetin tohum dağıtımlarında dahi partizanlık yaptığını öne sürdü. “Beş kilo tohum için siyasilere mi yalvaracağız” şeklinde sitem eden Tozanlı, diğer taraftan yanlı ve büyük üreticilerin tırlar dolusu tohumu, Rum tarafından getirdiğini ve hükmedenlerin buna göz yumduğunu kaydetti.

Bu haber toplam 2173 defa okunmuştur