1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Türkiye’de 2019 yerel seçimleri ve İstanbul
Türkiye’de 2019 yerel seçimleri ve İstanbul

Türkiye’de 2019 yerel seçimleri ve İstanbul

İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin yenilenecek olması, iptal edilen zaferin sahibi Ekrem İmamoğlu etrafında gelişen “her şey çok güzel olacak” mottosunun yaygınlaşmasına yol açmıştır.

A+A-

Şevki Kıralp
sevkikiralp@gmail.com

Türkiye Cumhuriyeti’nin sistem değişikliği öncesindeki son Başbakanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son yıllardaki sağ kolu Binali Yıldırım AKP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adayı oldu. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde AKP’nin yurt genelindeki oyları 2014’deki yerel seçimlere kıyasla artmış olsa da, iktidarın büyük merkezlerde muhalefetle yıllardır hassas bir yarış içerisinde olduğu ortadaydı. Örneğin, 2017 anayasa değişikliği halk oylamasında Ankara ve İstanbul’da “hayır” oyları “evet” oylarını geçmişti. Ankara’daki “hayır” oyları %51,1; İstanbul’dakiler %51,3’tü. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Cumhur İttifakı” yoktu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan MHP Ekmeleddin İhsanoğlu’nu desteklerken Ankara’da %51,3 oy almıştı. Ankara’daki oyunu 2018’de MHP’nin de desteğiyle ancak %51,5’e çıkarmıştı. Fakat İstanbul’da 2014’te MHP’siz %51,7 olan oyu 2018’de MHP’nin desteğine rağmen %50’ye düşmüştü. Sonuç olarak, bu iki büyük merkezdeki yarışın iktidar açısından “çantada keklik” olmayacağı geçtiğimiz yıllardaki sonuçlara bakıldığı zaman ortadaydı ve 2019 yerel seçimlerindeki neticeler, 1994’ten beri muhafazakâr sağın elinde olan İstanbul ve Ankara büyükşehir belediyelerinde değişimi işaret etti. Yenilenecek olan İstanbul seçimlerindeki yarışın ise son derece çekişmeli geçeceği beklenmektedir.  

31 Mart 2019 yerel seçimlerinde Antalya, Ardahan, Artvin, Bilecik, Bolu, Kırşehir, Sinop ve Ankara AKP’den Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçti. Dersim (Tunceli); Halkların Demokratik Partisi’nden Türkiye Komünist Partisi’ne geçti. Kars; Milliyetçi Hareket Partisi’nden HDP’ye geçti. Ağrı, Bitlis ve Şırnak HDP’den AKP’ye geçti. Amasya, Kastamonu, Erzincan, Karaman, Çankırı ve Bayburt AKP’den MHP’ye geçti ki bu bölgelerde “Cumhur İttifakı” ortak adayla yarışmamış, AKP ayrı, MHP ayrı aday göstermişlerdi. Adana ve Mersin MHP’den CHP’ye geçti. Olağanüstü hal dönemindeki tutuklamalar sonrasında kayyum atanan Hakkâri, Diyarbakır, Mardin, Siirt ve Van’ı ise yeniden HDP kazandı. Yurt genelindeki oy dağılımına baktığımız zaman, 2014 seçimlerine kıyasla AKP %42’den %44’e yükseldi, CHP %26’dan %30’a çıktı, İyi Parti %7,4 oranında oy aldı, MHP %17’den %7’ye, HDP ise %6’dan %4’e düştü. AKP ülke genelinde oylarını artırmasına rağmen Ankara’yı 125 bin oyla kaybetti. Siyasal dönüşümlere genellikle büyük merkezlerin öncülük ettiği, örneğin kuzey Kıbrıs’ta Lefkoşa Türk Belediyesi’ni kazanan siyasal akımın çoğu zaman genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığında da başarı sağladığı dikkate alındığı zaman, büyük merkezlerde kazanmanın Türkiye’deki muhalefet için bir motivasyon kaynağı olacağı ifade edilebilir. Hali hazırda yükselmekte olan bir motivasyon da vardır, çünkü İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminin yenilenecek olması, iptal edilen zaferin sahibi Ekrem İmamoğlu etrafında gelişen “her şey çok güzel olacak” mottosunun yaygınlaşmasına yol açmıştır. 

Seçimlerin en çok tartışılan boyutu elbette ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinin Yüksek Seçim Kurulu kararıyla iptal edilmesi ve yenilenecek olmasıdır. Seçimlerin yenilenmesi kararının alındığı oylamada YSK Başkanı Sadi Güven ve üç üye seçimlerin yenilenmemesi yönünde oy kullanırken yedi üye seçimlerin yenilenmesi lehine oy verdi ve çoğunluk sağlandı. Seçimin iptal gerekçesi “bazı sandık kurullarının ilçe seçim kurulları tarafından kanuna aykırı düzenlenmiş olması” (sandık kurullarında kamu çalışanı olmayan kişilerin görevlendirilmiş olmasından dolayı) şeklinde gösterildi. İstanbul’daki seçim iptali sonrasında CHP, sonuç almaktan ziyade protesto etmek maksadıyla, 2018 Haziran ayında yapılan Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin iptal edilmesi talebiyle YSK’ya başvurarak, “2018 seçimlerinde de kamu çalışanı olmayan şahıslar sandık kurullarında görevlendirilmişti, 2019’u iptal ediyorsanız 2018’i de iptal etmelisiniz” açıklamasında bulundu. Netice itibariyle, İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimleri oldukça tartışmalı bir ortamda yenileniyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli kurumlarından biridir. 2019’daki bütçesi 24 milyar TL’dir ki bu çoğu bakanlığın bütçesinden büyüktür. Hizmet götürdüğü devasa nüfus bakımından, Türkiye siyasetinde bir bakanlık kadar hükmü vardır. Bunun yanında, Türkiye’deki muhafazakâr görüş açısından, İstanbul Osmanlı ve Türk-İslam kültürünün tarihsel kalbi sayıldığı için ayrı bir öneme sahiptir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yıldızı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemlerde parlamıştı ve iktidar açısından İstanbul’un manevi değeri son derece büyüktür. Ekrem İmamoğlu’nun iptal edilen seçim zaferi, belediye meclisinde çoğunluğun AKP’de kalması nedeniyle belki icraat noktasında çok da tatmin edici bir başarı sayılamazdı. Fakat, İmamoğlu’nun seçim zaferinin motivasyon sağlayıp muhalefetin dinamizmini artırma potansiyeli de son derece büyüktü. Cumhurbaşkanı Erdoğan İstanbul’da 39 ilçenin tamamında seçim mitingi yapacağını açıklamış ve yenilenecek seçimi ciddiye aldığını ortaya koymuştur. Muhalefet cephesinde TKP seçimi boykot kararı almıştır. Demokratik Sol Parti, adayının seçime katılmayacağını açıklamıştır ancak İmamoğlu’nu desteklemek yönünde bir tavır içerisine girmediği gibi parti yönetiminin açıklamasında “DSP’liler bir CHP’liye oy vermez” gibi bir ifade de kullanılmıştır. Bununla birlikte, DSP içerisinde yarıştan çekilen Büyükşehir Belediye Başkan adayı Muammer Aydın başta olmak üzere bazı isimler İmamoğlu’nu destekleyeceklerini açıklamıştır ve partide istifalar ve huzursuzluklar yaşanmaktadır. Vatan Partisi ve Saadet Partisi seçime kendi adaylarıyla ayrı ayrı katılacaklarını açıklamıştır. Demokrat Parti adayını 23 Haziran seçimlerine koymayacağını açıklamış, ancak seçimde kimi destekleyeceğine dair net bir tavır içerisine girmemiştir. İfade edilmelidir ki, TKP, DP, SP, VP ve DSP’nin oy toplamı 200 bini aşkın bir oya denk gelmektedir ki bu oran iki aday arasında belirleyici bir fark yaratılmasına katkıda bulunabilirdi. Bunun yanında, Abdullah Öcalan’ın avukatlarıyla görüştürülmesi, pek çok çevrede iptal edilen seçimde kritik rol oynayan ve tekrarlanacak seçimde yine kritik olacak olan HDP seçmenlerinin tavrını etkilemeye yönelik, yani HDP’lilerin İmamoğlu’na verecekleri oy miktarını azaltmaya yönelik bir hamle olarak okunmaktadır.

İmamoğlu ve “her şey çok güzel olacak” mottosunun Türkiye siyasetinde özellikle muhalefet adına yeni bir çığır yarattığı ortada. Öte yandan, sadece Dersim (Tunceli) içinde değil, Türkiye genelinde geniş sempati toplayan TKP’li belediye başkanı Mehmet Maçoğlu da benzer bir çığırı çoktan yaratmış durumda. Fakat Dersim (Tunceli) belediye meclisinin belediye tabelalarına “Tunceli” yerine “Dersim” yazılması yönündeki kararı sonrasında Atatürkçü Düşünce Derneği idare mahkemesine başvurarak bu kararın iptalini istemiştir. Bundan ötürü, bazı Kemalist çevreler ile TKP arasında bir gerilim de söz konusudur. Dolayısıyla, bir yanda İyi Parti ile HDP arasındaki gerginlik, bir yanda Kemalistler ile Komünistler arasındaki gerginlik derken, muhalefetin Türkiye genelinde gözle görülür bir parçalanmışlığı vardır ve İstanbul seçimleri bundan bağımsız değildir. An itibariyle muhalefet iktidara göre daha dağınık ve daha parçalanmış bir görüntü çizmektedir, fakat İmamoğlu’nun iptal edilen zaferi de zaten bu koşullarda kazanılmıştı. İptal edilen zaferin sahibi Ekrem İmamoğlu, seçimin yenilenmesi kararının ardından Kıbrıs’ı ziyaret etti ve Cumhurbaşkanı Akıncı’ya konuk oldu. Bu siyaseten kayda değer bir mesajdı, çünkü Cumhurbaşkanı Akıncı’nın siyasal duyarlılıkları ile İmamoğlu’nun siyasal duyarlılıkları arasında benzerlikler vardır ve her ikisi de Türkiye’deki iktidardan farklı siyasal eğilimlere sahiptir. Yine kayda değer olan bir diğer gelişme ise, Akıncı ile İmamoğlu’nun, seçimlerde İmamoğlu’na destek açıklayan ve bundan ötürü “bir yerlere not edildiği” haberlere konu olan Cem Yılmaz’ın gösterisini beraber izlemeleriydi.

Son olarak, Türkiye’deki iktidar ve muhalefet yapısına İstanbul’un ötesinde daha genel bir bakış açısı sunmakta yarar vardır. Öncelikle, iktidarın iki partisi AKP ve MHP, ideolojik olarak birbirlerine son derece yakındırlar. Ülkeyi ekonomide neo-liberal, sosyal yaşamda muhafazakâr ve siyasette milliyetçi bir çizgide yönetmek üzere anlaşmış durumdadırlar. Bu doğrultuda birlikte hareket etmektedirler. Ana-muhalefet CHP halka uzak ve elitist çizgisinden son yıllarda uzaklaşmıştır ve sosyal-demokrat bir çizgiye bürünmüştür. Muhalefetin diğer partileri olan HDP ve İyi Parti birbirlerine son derece uzaktırlar. İyi Parti milliyetçi bir partidir. AKP ve MHP gibi muhafazakâr değil, daha seküler bir duruşa sahiptir. Ancak, HDP ile arasında şu ana kadar köprü kurmamıştır ve bu yönde adım atma olasılığı yüksek görünmemektedir. Öte yandan, Saadet Partisi AKP’ye alternatif bir “milli görüş” imajı çizmektedir ancak şu an sadece üç milletvekili vardır ve yanındaki seçmen desteği son derece sınırlıdır.

Bu haber toplam 1840 defa okunmuştur
Etiketler :
Gaile 464. Sayısı

Gaile 464. Sayısı