
“Toplumun en çok güvendiği devlet üniversitesi DAÜ”
DAÜ-SEN, yükseköğrenim alanındaki genel algı ve tutumları ölçen kamuoyu araştırmasının sonuçlarını düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu.
Serap ŞAHİN
Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), yükseköğrenim alanındaki genel algı ve tutumları ölçen kamuoyu araştırmasının sonuçlarını düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu.
DAÜ-SEN tarafından açıklanan kamuoyu araştırması, yükseköğretim alanında yaşanan sahte diploma krizine, DAÜ’nün toplum nezdindeki güçlü konumuna ve hükümete yöneltilen sorumluluk beklentisine dikkat çekti.
Toplantıda konuşan Sendika Başkanı Ercan Hoşkara, Kıbrıs’ın kuzeyindeki bazı üniversitelere duyulan güvenin son derece düşük olduğuna işaret ederek sahte ya da kolay diploma algısının yaygınlaştığını vurguladı. Araştırmada DAÜ hem en güvenilir hem de en kaliteli üniversite olarak öne çıkarken, toplumun yükseköğretimin geleceğine dair en büyük sorumluluğu hükümete ve Eğitim Bakanlığı’na yüklediği görüldü.
Hoşkara, “Yükseköğretim alanının gelişerek devam etmesini istiyorsak, mutlak surette nitelik çalışmalarına destek verilmesi gerekiyor.” dedi.
“Toplum üniversite sayısının farkında değil”
Araştırmanın 700 kişilik seçmen kitlesi üzerinden yapıldığını aktaran Hoşkara, “Kıbrıs’ın kuzeyindeki en iyi üniversite hangisi diye sorduk. Yüzde 53,7 oranında DAÜ en iyi üniversite olarak algılanıyor. Yüzde 28,9 YDÜ görünüyor. GAÜ, UKÜ, LAÜ, ODTÜ gibi üniversiteler ise 4.9 ile 2,2 arasında oranlarla öne çıkan üniversiteler oldu. Toplamda altı üniversiteyi toplum ‘iyi statüde’ algılıyor” ifadelerini kullandı.
Hoşkara, “Geriye kalan üniversiteler 0,1 düzeyinde. Bazıları hiç görünmüyor. Topluma hizmet verme amacıyla kurulan bu üniversitelerin aslında hiçbir noktada dokunamadığını görüyoruz.” dedi. YÖDAK onaylı 23 üniversiteye yönelik toplumsal algıyı ölçtüklerini ifade eden Hoşkara “20 ve üzerinde üniversite olduğunu düşünen yüzde 19. Toplum üniversite sayısının ne kadar olduğunun da farkında değil” dedi.
Hoşkara, “Bu kadar kontrolsüz nitelikten uzak üniversitenin faaliyet yürütmesi, toplam yükseköğretim alanının da niteliğini aşağıya çekmekte ve uluslararası alanda da Kuzey Kıbrıs üniversiteleri imajını kaybetmektedir.” ifadelerini kullandı.
“En kaliteli ve en güvenilir üniversite olarak DAÜ öne çıkıyor”
Ankette, en çok bilinen üniversitenin hangisi olduğu sorusuna da yanıt arandığını söyleyen Hoşkara, “DAÜ 41,9 ve YDÜ 41,3 ve oranlarında başı çekiyor. Diğer dört üniversitenin yüzde 4 ve yüzde 2 oranında algısı var, diğerlerinin yok. En çok tercih edilenler DAÜ ve YDÜ. Bu altı üniversitenin dışında algı toplum içinde mevcut değil” şeklinde konuştu.
En kaliteli üniversite sorularında da DAÜ’nün yüzde 49,6 oranında birinci sırada yer aldığını belirten Hoşkara, ikinci sırada ise YDÜ’nün geldiğini söyledi.
Hoşkara, anket verilerine göre en güvenilir üniversite sorusunda ise DAÜ’nün yine açık ara önde olduğunu kaydetti.
“Toplumum yüzde 57’sine göre sahte diploma yaygın”
Hoşkara, araştırma sonuçlarına göre toplumun yüzde 57’sinin sahte diploma olaylarını ‘yaygın’ veya ‘çok yaygın’ bulduğunu belirtti. Anket katılımcılarına göre yüzde 58’inin ise kolay diploma verilmesinin ‘yaygın’ veya ‘çok yaygın’ olarak cevapladığını kaydeden Hoşkara, “Bu algı, yükseköğrenim için büyük bir tehlike” ifadelerini kullandı.
Hoşkara, “Bazı üniversitelere güven olduğunu görebiliyoruz ama ankette görünmeyen üniversitelerin varlığı, sahte veya kolay diploma algısının da yaygın olduğunu düşündüren noktada.” diye konuştu.
“YÖDAK’ın bilinirliği yüzde 49,5 oranında”
Yükseköğretim Denetleme ve Akreditasyon Kurulu’nun (YÖDAK) toplum nezdindeki bilinirliğini de ölçtüklerini söyleyen Hoşkara, “YÖDAK’ın bilinirliği yüzde 49,5 oranında. ‘YÖDAK denetim yapabiliyor mu?’ sorusuna ise yalnızca yüzde 25,1 ‘evet’ dedi. YÖDAK’a güven konusunda ise yüzde 29,8’lik bir kesim denetim yapmadığını düşünüyor.” dedi. Hoşkara, YÖDAK’a güven sorusunda ise yüzde 29,8’inin “hayır” cevabı verdiğini belirtti.
Yükseköğretimin geleceğine dair beklentileri de değerlendirdiklerini ifade eden Hoşkara, “KKTC’de üniversitelerin öğrenci sayısı yerine daha çok niteliğe odaklanması gerektiğini düşündüklerini söyleyenlerin oranı yüzde 70. Bu da toplumun nitelik vurgusuna verdiği önemi net şekilde ortaya koyuyor ve geleceğe yönelik Hükümete bir mesaj veriyor.” ifadelerine yer verdi.
“Hükümete ciddi sorumluluk düşüyor”
Hoşkara, “Yükseköğretimde devlet üniversitesi olmalı mı yoksa tüm üniversiteler özel mi olmalı?” sorusuna katılımcıların yüzde 78,4’ünün devlet üniversitelerinin olması gerektiği yönünde görüş bildirdiğini kaydetti.
Katılımcıların nitelik konusundaki hassasiyetine de dikkat çeken Hoşkara, “Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye üniversiteleri ile rekabet edebilen nitelikli üniversitelerimizin olması sizin için önemli bir değer mi?” sorusuna ise yüzde 73 oranında ‘evet’ yanıtı verildiğini belirtti.
Hoşkara, Kıbrıs’ın kuzeyindeki üniversitelerin nitelik açısından Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye’deki üniversitelerle rekabet edebilmesinin önemli bir değer olduğunu düşündüğünü vurguladı. Kıbrıs’ın güneyindeki Kıbrıs Üniversitesi ve Lefkoşa Üniversitesi’nin uluslararası derecelendirme sistemlerinde DAÜ’den bile daha üst sıralarda yer aldığını ifade eden Hoşkara, “Bu anlamda geri kalarak, uluslararası alandan öğrenci çekme ihtimalimiz azalıyor. Avrupa Birliği dışında kalan bir yapıyla Güney Kıbrıs’la rekabet etmek giderek zorlaşıyor. Bu da yükseköğretimin ülkemize ekonomik katkısının tamamen ortadan kalkabileceği anlamına gelir.” dedi.
Bu noktada devletin ve hükümetin üzerine ciddi sorumluluk düştüğünü dile getiren Hoşkara, “Yükseköğretim alanının gelişerek devam etmesini istiyorsak, mutlak surette nitelik çalışmalarına destek verilmesi gerekiyor. Derecelendirme sistemlerinin hem yerel hem de uluslararası platformlarda etkin şekilde kullanılması gerektiğini görebiliyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Toplum, yükseköğretimde en büyük sorumluluğu hükümete yüklüyor”
Ercan Hoşkara, ankete katılanlara YÖDAK, hükümet ve Eğitim Bakanlığı'nın bu alandaki rolleri hakkında toplumun ne düşündüğünün sorulduğunu da kaydetti. Hoşkara, “Burada Eğitim Bakanlığı’na ve hükümete yaklaşık yüzde otuz oranında bir rol biçildiğini, toplumun hükümetin ve Eğitim Bakanı'nın daha aktif bir rol üstlendiğini düşündüğünü görüyoruz. YÖDAK’ın ise sadece yüzde on beş oranında bir rol aldığı düşünülüyor.” dedi.
Bu verilerin, toplumun yükseköğretimin geleceğiyle ilgili en büyük sorumluluğu hükümete ve Eğitim Bakanlığı’na yüklediğini gösterdiğini ifade eden Hoşkara, “Aslında toplum, YÖDAK yerine hükümeti daha çok sorumlu tutuyor diyebiliriz.” şeklinde konuştu.
