1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Tatar: “Tefeciler denetlenmiyor, milyar milyar TL’lerden bahsediliyor”
Tatar: “Tefeciler denetlenmiyor, milyar milyar TL’lerden bahsediliyor”

Tatar: “Tefeciler denetlenmiyor, milyar milyar TL’lerden bahsediliyor”

Başbakan Tatar; “Tefeciler Merkez Bankası denetiminde değildir. Ülkeyi yöneten bizler, o piyasada ne döndüğünü, ne faizler döndüğünü bilmiyoruz. Finans piyasalarının KKTC ekonomisine yaptığı katkıların şeffaf olması gerekir” dedi.

A+A-

Başbakan Ersin Tatar, mecliste yaptığı konuşmada tefecilerin (finans kuruluşlarının) Merkez Bankası denetiminde olmadığına dikkati çekerek “Ülkeyi yöneten bizler, o piyasada ne döndüğünü, ne faizler döndüğünü bilmiyoruz” dedi.

Finans piyasalarına ilişkin denetimi öngören bir yasa çalışması olduğuna işaret eden Tatar; “Tefeciler Merkez Bankası denetiminde değildir. Ülkeyi yöneten bizler, o piyasada ne döndüğünü, ne faizler döndüğünü bilmiyoruz. Finans piyasalarının KKTC ekonomisine yaptığı katkıların şeffaf olması gerekir” dedi.

Başbakan Tatar, şunları söyledi: “Bankaların ve Merkez Bankası’nın denetiminin dışında ne gibi hacimler olduğunu bilemiyor. Bu nedenle devlet planlama yapamıyor. Arzu edilen her şeyin şeffaf olması, denetim altında olması ve hacmin ne olduğunu, hangi koşullarda kredilendirmeler olduğunu mercek altına alacak bir denetleyebilecek bir duruma ihtiyaç vardır. Hazırlanan yasanın bu denetimi sağlayacak. Rakamlar tahmin edilenden daha büyüktür. Gelen bilgilere göre milyar milyar TL’lerden bahsediliyor. O nedenle bu piyasanın denetlenmesi ve kayıt altına alınması gerekiyor"

 

Sucuoğlu: "Tasarı özellikle engellilerin maaş ve barem düzenlenmesinde eksik olan unsurların tamamlanmasına fayda sağlayacak”

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faiz Sucuoğlu, yasa tasarısıyla ilgili söz aldı. Sucuoğlu, yasa tasarısının Ocak ayında Bakanlar Kurulu’ndan Meclis’e gönderildiği söyleyerek, “Tasarı özellikle engellilerin maaş ve barem düzenlenmesinde eksik olan unsurların tamamlanmasına fayda sağlayacak” dedi.

Konuşmalardan sonra oylamaya geçildi. Tasarının ivedilikle komitede görüşülmesi, oy birliği ile kabul edildi.
Daha sonra Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Yasa Tasarısı'nın komitede ivedilikle görüşülmesi onaya sunuldu.

 

Atun: "Tefecilik bu ülkenin kanayan yaralarından biri”

Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi Başkanı Sunat Atun, söz alarak tasarıyla ilgili bilgi verdi.  Atun, hazırlanmasının üzerinden 9 yıl geçtiğini ancak siyasi irade gösterilemediği için tasarının yasallaşamadığını belirtti. 
Atun, “Bu komitenin gündemindeki en önemli tasarıdır. Tüketici Kredileri Yasa Tasarısı da görüşülüyor. Şu anda ivediliği istenen tasarıdan sonra yaz aylarında Suç Gelirlerinin Aklanması ve Önlenmesi Yasa Tasarısı ele alınacak. Bunları sıra ile ele alacağız. Özellikle tasarı iş çevrelerinin ve Maliye Bakanlığı’nın mustarip olduğu kayıt dışı ekonominin engellenmesinde rol oynayacak. Tefecilik bu ülkenin kanayan yaralarından biri” dedi.

 

Tatar: "Rakamlar küçümsenecek rakamlar değil, Milyar TL’ler söz konusu”

Başbakan Ersin Tatar, komite başkanı Atun’a teşekkür etti, yıllardır Meclis gündeminde olan tasarının yasallaşmasının finans sektörünün yönetimi ve denetimi için önemli olacağını söyledi. Tatar, “Bankaların ve Merkez Bankası’nın dışında olan hacimleri bilemiyoruz. Bu nedenle sistematik planlamada sıkıntı yaşanıyor. Rakamlar küçümsenecek rakamlar değil. Milyar TL’ler söz konusu” dedi.

Yasa ile finans piyasalarında hacmin ne olduğunun, fiyatlandırmanın nasıl olduğunun mercek altına alınacağını kaydeden Başbakan, “KKTC’de ne kadar çek, kimin elinde, çeklerin kırdırılması ne kadar? Çek kırdırmada yüzde 30-40 faiz alan insanlar var. Devlet buraya müdahale etmeli, kimlerin bu işi yaptığını bilmeli. Merkez Bankası’nın süreçte yer alması, piyasaların şeffaflık şekilde denetlenmesi önemli” dedi. 

 

Özyiğit: "Sizin 3 ay ertelediğiniz çekler kimin elinde?”

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de tasarıyla ilgili söz aldı.  Özyiğit, hükümete, “Sizin 3 ay ertelediğiniz çekler kimin elinde?” diye sordu. Cemal Özyiğit, Tüketici Kredileri Yasa Tasarısı’nın komitede görüşüldüğünü, kooperatiflerin bu düzenlemeyle ilgili endişesi olduğunu ifade etti, endişenin giderileceğine inanç belirtti. Özyiğit, “Bu meclis artık birleşik faiz illetini gündemine almalı” şeklinde konuştu.
Özyiğit, tasarıyla ilgili ivediliğe destek vereceklerini belirtti.

 

Arıklı: "1987'den beri faiz yasamız yok"

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı da Genel Kurulda söz aldı. Arıklı, “Bunlar pansuman tedbirler. Asıl yara 1987’den beri bir faiz yasamızın olmaması. Bu yasayı geçirmeliyiz. Son iki yılda 500 iş yeri el değişti. Buralara tefeciler el koydu. Anlı şanlı birçok işletme tefecilere çek kırdırdığı için kapandı” dedi.
Arıklı, ivediliğe olumlu oy vereceklerini söyledi.

 

Toros: "Bankalar, ülkemizin bankacılık sistemine azami güven veriyor”

CTP milletvekili Fikri Toros da Genel Kurulda söz aldı. Toros, “KKTC’de en çok gurur duyduğumuz sektörlerden biri de bankacılıktır. Bankalar, ülkemizin bankacılık sistemine azami güven veriyor” dedi.

Yasa tasarısının kontrol dışı finansman faaliyetlerini, tefeciliği önlemeye yönelik olduğunu belirten Toros, “Güvenirlik şart. Kayıt dışılığa karşı mücadelede önemli bir unsur. Bu, suç gelirlerinin aklanmasına da katkı koyacak bir yasa tasarısı” dedi. Toros, tasarıya destek vereceklerini belirtti.

Tezkere, oy birliği ile kabul edildi.


ÇEVRE DE GENEL KURULUN GÜNDEMİNDE

Genel Kurulda daha sonra Çevre (Değişiklik) Yasa Önerisinin komitede görüşülmesine ilişkin  tezkere de onaya sunuldu.

 

Hasipoğlu: "Ülkemizde ‘kirletirim, cezamı öderim’ anlayışı var"

Öneri sahibi de olan Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi Başkanı Oğuzhan Hasipoğlu, genel kurula bilgi verdi. 
Öneride, elektrik santralleri, atık yakma tesisleriyle ilgili düzenlemeler olduğunu belirterek “Ülkemizde ‘kirletirim, cezamı öderim’ anlayışı var.  Bu düzenlemeyle 6 asgari ücret kadar olan cezayı 100 katına çıkaracağız. Ciddi yaptırımlar olacak” şeklinde konuştu.  

 

Derya: "Çöpünü denizlere döken gemilere, kaçak balık avlayanlara bile ceza kesilmiyor"

CTP milletvekili Doğuş Derya, öneriyi şimdi gördüklerini, komite üyesi olarak bunu bilselerdi daha iyi olacağını ancak yine de ivediliğe evet diyeceklerini söyledi.

Derya, “Düzenleme çevre kirliğini önlemekle ilgiliyse bu konuda eksiklikler” var diyerek, çevre kirliğinin sadece karbon salınımıyla ilgili olmadığını kaydetti.

Çevre Dairesi ile belediyeler arasında çevre konusunda iş birliği yapılamadığını belirten Derya, çöpünü denizlere döken gemilere, kaçak balık avlayanlara bile ceza kesilemediğini söyledi.

Temiz enerjiye geçişin de konuşulması gerektiğini ifade eden Derya, plastik ve cam atıklarıyla ilgili düzenlemeye gidilmesi gerektiğini belirtti. 

Derya, kültür mirası, cinsiyet eşitliği ile ilgili küçük komitelerin de Meclis Başkanlığı aracılığı ile çalıştırılmasını istedi. 

 

Özyiğit: "Çevreyi koruyamıyoruz, bir şeyleri eksik bırakıyoruz"

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de tezkere üzerine söz alarak,  “Çevreyi koruyamıyoruz. Bir şeyleri eksik bırakıyoruz. Sadece filtre ile ilgili değil her alanda caydırıcı cezalar önemli” dedi.

Lefke’de yeni bir maden endişesi olduğunu kaydeden Özyiğit, AKSA konusunda da konuştu. 

Özyiğit, “Yatırımdan neden kaçıyorsunuz, toplumun geleceğini niye riske atıyorsunuz?” diye sordu.

Özyiğit’in bu sözüne Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy yerinden tepki verdi.

Özyiğit’in “siyasi manevra” eleştirisi üzerine Taçoy, “Dün eğitimciydiniz bugün AKSA’cı” diye yanıt verdi.

 

Gündüz: "Deniz polisleri uygulaması hayata geçirilmeli"

UBP milletvekili Menteş Gündüz de, öneri üzerine söz alarak bu düzenlemeden sonra Çevre Yasası’nın kapsamlı şekilde ele alınması gerektiğini söyledi.

Denizdeki atıklara da değinen Gündüz, çöplerin sadece denizi kirletmekle kalmadığını, gemilerdeki insanların hayatını da tehlikeye attığını belirtti.

Gündüz, deniz polisleri uygulamasının hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.

Yangından, kirlilikten sonra değil, öncesinde önlem alınması gerektiğini ifade eden Gündüz, bu denetimler için yetenekli insanlara ihtiyaç olduğunu belirtti.

Lefke konusunda konuşan Menteş, “CMC KKTC için bir garabet ancak Lefke halkı endişe etmesin. Lefke’de yeni bir madenin hayata geçirilmesi söz konusu değil, bu garabetin ortadan kaldırılması gayreti söz konusudur” şeklinde konuştu.

 

Arıklı: "Sanayi bölgelerindeki kirlilik kara bir leke"

YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, da öneriyle ilgili konuşarak, “Çevreyle ilgili sorunumuz santrallerin etrafa saldığı zararlı gazlardan ibaret değil. Ses de çevre kirliliği…Trafik polisleri artık bu konuda tedbir almalı ” dedi.

Arıklı, sanayi bölgelerindeki kirliliğin KKTC’nin alnındaki kara bir leke olduğunu söyledi.

Erhan Arıklı, enerji konusunda da konuşarak, insanların yenilenebilir enerji kullanabilmesi için teşvik edilmesi gerektiğini belirtti.

Erhan Arıklı, CMC atıklarının bir an önce kaldırılması gerektiğini de vurguladı.

 

Ataoğlu: "Sıfır Atık Projesi'ne  rahatlıkla başlanabilir"

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu da Genel Kurulda söz aldı.  Ataoğlu, çevreyle ilgili nasıl bir yasal düzenlemeler yapılması gerektiğine değinerek, denizlerde mavi bayrak, limanlarda mavi kart uygulamasına geçilebileceğini ifade etti.

Sıfır atık projesine de rahatlıkla geçilebileceğini kaydeden Ataoğlu, “Uygun olan yerlerde bunu başlatabiliriz” dedi. 
Ataoğlu, çevre dersinin müfredata konulduğunu anımsatarak, sadece 9’uncu sınıflara değil, bu dersin ilkokuldan üniversiteye kadar her bireye verilmesi gerektiğini vurguladı.

Ceza yazma yetkisinin yerel yönetimlerde olduğunu belirterek, ancak bunun polisle paylaşılabileceğini kaydeden Ataoğlu,  “Yerel yönetimlerin yazdığı ceza 8 TL. Çevre Dairesi devreye girerse bu 8 bin TL olacak. Ceza paylaşımı olmalı” dedi. 

Ataoğlu, Lefke konusunda da konuşarak, “Şirket bizim konuştuğumuz gömme usulüyle hareket etseydi bugün istediğimiz noktaya gelmiş olacaktık” dedi.

Fikri Ataoğlu, “Çevre önemli bir konu. Bu çalışma geniş olmalı” şeklinde konuştu.


TC İLE İMZALANAN PROTOKOL...

Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra öneri sahibi, UBP Mağusa Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, Hukuk Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi gündeminde bulunan Hak Düşümü ve Zamanaşımı Sürelerinin Durdurulması (Geçici Kurallar) Yasa Önerisi’yle ilgili bilgi verdi.

Hasipoğlu, bu yasanın pandemi sürecinde gerekli hale geldiğini ve hak düşümü ve dava açamama nedeniyle belli tarihler için bu uygulamaların ileri bir tarihe alınması için hazırlandığını belirtti.

Anayasa Değişikliğine İlişkin Halkoylaması ( Geçici ve Özel Kurallar ) Yasa Önerisi’nin komitede ivedilikle görüşülmesi konusunda söz alan TDP Milletvekili Cemal Özyiğit, Covit 19 süreci öncesinde de bu konunun konuşulduğunu, ancak bunu cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilişkilendirilmesinden rahatsızlık duyduğunu belirterek, bu çalışmaların hiçbir seçimle ilişkilendirilmeden müstakil bir yasa tasarısı hazırlanmasını önerdi.

Meclis Başkan Yardımcısı UBP Milletvekili Zorlu Töre de, milletvekili dokunulmazlığı konusunda ciddi problemler yaşandığını bu değişikliklerin halk tarafından kabul edilmesi için kürsü dokunulmazlığı haricinde bu dokunulmazlıkların kaldırılmasını önererek, milletvekillerine sağlanan bu dokunulmazlıkların polemik haline geldiğini belirtti.

2 kişinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili büyük sorunlar yaşandığını hatırlatan Töre, önerisini yineleyerek, 11 Ekimde gereğinin yapılabileceğini söyledi.

Komiteye geri çekilen Birleştirilmiş Barış Harekatından Önce Yabancılardan Sözleşme ile Satın Alınan Taşınmaz Malların Kaydını Düzenleyen (Değişiklik) Yasa Önerisi ile Ceza Muhakemeleri Usulü (Değişiklik) Yasa Tasarısı’nın üçüncü görüşmesinin Genel Kurulda yapılması da onaya sunularak oybirliğiyle kabul edildi.

Genel Kurulda, Başbakanlığın 2020 Yılı TC Hükümeti İle KKTC arasında İktisadi ve Mali İşbirliği Anlaşmasına İlişkin Tezkeresi de okunarak bilgiye sunuldu.

YDP Milletvekili Erhan Arıklı, TC ile yapılan anlaşmayla ilgili daha öncede fikirlerini paylaştığını bunun bir protokol olmadığını yapısal dönüşüm ve reform istenmediğini, 20 Temmuz’da imzalanan ve yer alan yerel yönetimler reformunun bile yerine getirilmediğini savundu.

Bundan sonraki İlişkilerde önemli rol oynayacak AR-MA modelinin gündeme geldiğini ifade eden Arıklı, bu anlaşmanın KKTC’nin içinde bulunduğu mali sıkıntılar giderilsin diye hazırlandığını söyledi.

Arıklı, ekonomik olmayan bu mali protokolle kısa süreli bir rahatlamaya kavuşulacağını ancak bunun sağlayacağı rahatlığın yapısal dönüşüm fırsatının kaçırılmasına sebep olacağını söyledi.

 

Ataoğlu: "Eylem planıyla ilgili bir cevap alamadık"

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu da, anlaşmayla ilgili önceden yaptığı konuşmasında eylem planıyla ilgili açıklama talep ettiklerini ancak cevap alamadıklarını dile getirerek, sektörlere nasıl katkı yapılacağının da bilinmediğini kaydetti.

Ataoğlu, birlik içinde birşeyler yapılması zamanı olduğunu kimseye açıklama yapılmadığını dile getirerek, esnafın yaşadığı sıkıntıları, hayvancının sorunlarını sıraladı.

 

Özyiğit: "Oldu bittiyle imzalanan protokol normal olamaz"

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise, işbirliği için anlaşma imzalanmasının normal olduğunu ancak son anda oldu bittiyle imzalanan bir protokolün normal olmadığını belirtti.

Tüm sektörlerin sorunları olduğunu bugün Kar-iş’in eyleminin de buna örnek teşkil ettiğini belirterek, bu anlaşmayla reel sektöre 116 milyon ayrıldığını diğerinin altyapı için dendiğini hatırlatarak, o altyapı yatırımlarıyla ilgili ayrıntılı bilgi verilmediğini kaydetti.

TC’yle imzalanan protokolde yer alan konularla ilgili eleştirilerde bulunan ve genel hatlarıyla hükümete söz hakkı tanınmadığını savunan Özyiğit, sektörlere nasıl yardım edileceğinin planlanması gerektiğini söyledi.

Özyiğit, bugün imzalanan Vakıflar’ın turizm kredisini de eleştirerek insanların ilk önce evlerine ekmek götürebilmesi gerektiğini vurguladı.

 

Erhürman: "Meclise sunulan anlaşmaların yasal olarak 1 yılı aşmaması gerekiyor"

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, Başbakan ve Dışişleri Bakanının salonda olmamasını eleştirerek, uluslararası anlaşmaların anayasanın 90. Maddesine göre mecliste görüşüldüğünü ancak bu anlaşmanın anayasaya göre meclise gönderilecek uluslararası anlaşma kapsamına girmediğini belirtti.

Meclise sunulan anlaşmaların yasal olarak 1 yılı aşmaması gerektiğini bu nedenle bilgiye sunuş noktasında olmadığını kaydeden Erhürman,  bunun uygulama anlaşması da olmadığını bu nedenlerle bilgiye sunuşun da yok hükmünde olduğunu söyledi.

 

Özersay: "İmzalanan anlaşma 1 yıllık"

Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da söz alarak, imzalanan anlaşmanın 1 yıllık olduğunu içerisinde bir yılı aşabilecek bir ek maddeden yola çıkarak yok hükmünde saymanın anlamsız olduğunu kaydederek, tahhüdlerin de önemli olduğunu, burada Ar-Ma modeli diye birşeyin yer aldığını onun da müteakip anlaşma sonrasında 1 yıl olması nedeniyle 1 yılı aşacağını söylemenin varsayım olacağını anlattı.

Bu 1 yılı aşacağı için onaya sunulmasını talep etme zorunluluğunun sorulabileceğini, anlaşmanın değil eklerin içinde yer alan bir taahhüdün aşaması olduğunu ancak hukuken görüş alınıp gerekirse onaya getirilebileceğini söyledi.

 

Erhürman: "Ek 5'in 12 maddesi anlaşmanın ayrılmaz parçası" 

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman yeniden söz alarak Özersay’ın konuşmasında anlaşmanın 1 yıllık olduğunu söylediğini ancak ek 5’in 12 maddesinin anlaşmanın ayrılmaz parçası olduğunu ve bir yılı aşan bir süre içerdiğini kaydetti.

Müteakip anlaşma imzalandığı an 1 yılın aşılmış olacağını ve bu müteakip anlaşmalar için süre verilmediğini açıklayan Erhürman, uygulama anlaşması olmadığında hem fikir olduklarını ancak 1 yıllık olmadığı konusunda anlaşamadıklarını söyledi.

Erhürman, bunun bilgiye sunulması ve onaylanmasının bir sonraki anlaşmalarla ilgili yasal sorunlar yaratacağını savunarak, bu onayın bundan sonraki anlaşmaları da tehlikeye attığını savundu.

Anayasa maddesiyle ilgili de yeniden bilgi veren Erhürman, Özersay’ın kendisini farazi yorumlarda bulunmakla itham ettiğini ancak tartışılacak bir şey olmadığını, Başsavcılıktan gelecek yorumun ardından bu konuyu tartışabileceğini ancak bu anlaşmanın yasal olarak Meclis’te bilgiye sunulamayacağını yineledi.

Erhürman, anlaşmanın içeriğine ilişkin görüşlerini de yeri geldiğinde aktaracağını söyledi,

Erhürman ve Özersay bir süre anlaşmanın yasal olup olmamasıyla ilgili karşılıklı fikirlerini sundu.

Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, konunun hukuki görüş alınmasının ardından yeniden gündeme geleceğini söyledi.


AB UYUM YASA TASARISI

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman’ın konuşması ardından Meclis Genel Kurul’a, Hukuk Siyasi İlişkiler ve Dışilişkiler komitesinin gündeminde olan Belediyeler Değişiklik Yasa Tasarısının iç tüzüğün ilgili maddesine göre,  AB Uyum Yasa Tasarılarını Görüşmek Üzere Oluşturulan Geçici Özel Komitesi gündemine alındığı bilgisi verildi.

 

Arıklı: "Bu hükümetin bir özelliği var ağlayana meme var, ağlamayana yok”

İç tüzüğün 62. maddesi uyarınca YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı söz aldı ve eylemler konusunda konuşma yaptı.

Her hafta Meclis açıldığında pandemi döneminde zarar gören kişilerin Meclis önünde eylem yaptığını ifade eden Arıklı, “Bu hükümetin bir özelliği var ağlayana meme var, ağlamayana yok” dedi.  

Hükümetin ancak eylem yaparak sesini duyuranlara yardımcı olduğunu savunan, hükümet etmenin bu anlama mı geldiğini soran Arıklı, hükümetin reel sektöre yönelik tedbir almak için ne yaptığını sordu.

“Bu dönem taşın altına eliniz sokacağınız dönem” diyen Arıklı, 233 kişinin Kalkınma Bankası’ndan kredi alamadığını ve bu sebeple de bir çok iş yerinin açılamadığını söyledi.

Sicil affı konusunda bir an önce düzenlemeye gidilmesi gerektiğini ifade eden Arıklı, yarın Turizm Seyahat Acenteleri Birliği’nin eylem yapacağını, bir yıl önce satılan paketler için sorunlar yaşandığını, KKTC’de bu konuda henüz çözüm üretilmediğini kaydett.

 

Ataoğlu: "Herkes elini taşın altına koymalı"

DP Genel Başkanı Fikri Ataoğlu ise, Güneye geçişler konusunda yaptığı konuşmada, geçtiğimiz günlerde Güney’de çalışanların Meclis önünde yaptıkları eylemi anımsatarak, vatandaşların bu konuda çok ciddi şekilde duyarlılığını ortaya koyduğunu söyledi.

Bu kişilerin geçiş tarihini sorduğunda Temmuz olarak bir tarih verildiğini belirtip, vakaların devam etmesi halinde bu durumun ne olacağını soran Ataoğlu, uzun bir süredir pandemiyle yaşandığını, çalışanların işlerine dönmeleri halinde Güneyde çalışan kişilerin çok dikkatli davranacaklarının bilinci içinde olduklarını kaydetti.

Ekonomik paketlerin açıklaması yapılmadan, paydaşlar ve sivil toplum örgütleri ile birlikte çalışılırsa eylemlerin azalacağına inanç belirten Ataoğlu, Kar-İş’in bugün dile getirdikleri taleplerine değinerek, bu istekler için çözüm odaklı davranılması gerektiğini vurguladı.

Seyahat acenteleri için gerekli açıklamaların yapılmadığını, ortada büyük bir muamma olduğunu söyleyen Ataoğlu, uçuşların sağlıklı devam ederek, charter seferlerin sağlıklı başlaması halinde belki Eylül-Ekim dönemi için turizmde bir hareketlenme olabileceğini kaydetti.

Ataoğlu, herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini sözlerine ekledi. 

 

Özyiğit: "Kontrollü geçişler neden bugünden itibaren sağlanmıyor?"

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit de, geçiş kapıları konusunda yaptığı konuşmada, pandeminin devam ettiğine işaret ederek, 10 Mart’tan önceki haftaya bakıldığında Rum tarafının geçiş kapılarını kapattığını anımsatarak, arkasına görülmeye başlayan vakalarla kapıların kapatılmasının o günler için doğru olduğunu kaydetti.

Daha sonra Pile’de yaşayan vatandaşların ülkelerine giremediklerini, sonrasında ise Güney’de iş yerlerinin açılmasıyla birlikte orada çalışan vatandaşların işlerine dönemedikleri için mağdur olduklarını aktaran Özyiğit, bu konuda yapılan görüşmeleri ve Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantıyı anımsattı.

1 Temmuz’a kadar işçilerin orada kalması söylemlerinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Özyiğit, geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantı ardından, bu konuda Bilim Kurulu Raporu’yla karar verileceğinin ortaya konduğunu, ancak şu ana kadar ortada bir rapor olmadığını söyledi, bu raporun nerede olduğunu sordu.

Bir an önce Bilim Raporu’nun ortaya konmasını isteyen Özyiğit, neden kontrollü geçişlerin bugünden itibaren sağlanmadığını öğrenmek istediğini söyledi.

 

Erhürman: "Nedir eksiğimiz veya neyi tamamlamayı bekliyoruz?"

CTP Genel Başkanı Erhürman da, geçiş kapılar konusunda yaptığı konuşmada, ilk kapanma kararı alındığında bu kararın nasıl alındığını sorarak, ilk başta bizim kapıları kapatmamızın temel sebebinin sağlık altyapısındaki eksikliler olduğunu kaydetti.

Açılacağımız gün pandeminin biteceğinin düşünülmediğini, açılacağımız gün daha hazırlıklı olacağımızı düşündüğümüz için kapıların kapandığını ifade eden Erhürman, Güneyle noktalarının kademeli olarak açılması konusunda 1 Temmuz’a kadar beklenmesi gerektiğinin söylendiğini, “peki nedir eksiğimiz veya neyi tamamlamayı bekliyoruz" diye sordu.   

Bugün ve 1 Temmuz arasında olacak olan şey nedir diye öğrenmek istediğini ifade eden Erhürman, 1 Temmuz’dan sonra karantinasız açılmaya nasıl gidileceğini de öğrenmek istediğini kaydetti.

Erhürman, dışarda iki grup endişe yaşandığını, bir grubun hiç açılmamayı istediğini, bir grubun ise açılmazsak ekonomi ne olacak endişesi yaşadığını kaydetti.

Kademeli açılma önce Güneye, sonra dünyaya açılmayı gerektirmez mi diye soran Erhürman, eksiklerimizin ne olduğunu öğrenmek istediğini, pandemi hastanesi konusunda ne yapılacağını öğrenmek istediğini söyledi.

 

Özersay: "1 Temmuz tarihini hükümet ortaya koydu"

Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudtret Özersay eleştirilere cevaben yaptığı konuşmada, kapıların aslında kapalı olmadığını, deniz hava ve kara yolu gelişlerde karantina uygulaması olduğunu kaydetti.

İki lider arasında mutabakata değil görüş birliğine varıldığını, ancak hayata geçmesinin hükümetin kararıyla olabileceğine işaret eden Özersay, hükümet ve Cumhurbaşkanı arasında bir koordinasyona ihtiyaç olduğunu söyleyerek, 1 Temmuz tarihini hükümetin ortaya koyduğunu belirtti.

Bunun Bakanlar Kurulu kararı olduğunu ifade eden Özersay, bu kararın tabi ki değişebileceğini, bu süreçte tek bir doğru olmadığını, bunun bir görüş doğrultusunda alındığını, Bilim Kurulu’nun bu tarihi işaret ettiğini anlattı.

Alanında uzman olan kişilerin görüşlerini ortaya koyduğunu, her durumda bir risk olduğunu ancak bunların oranın değiştiğini ifade eden Özersay, bu riskin sağlık altyapısının durumu ile orantılı olması gerektiğini söyledi.

İşini kaybetme riski altında olanların 1 Temmuz’a kadar orada kalmayı kabul ettiğini söyleyen Özersay, çözüm olarak en azından çok kısmi olarak çalışıldığını, Cumartesi günü itibarıyla test yapmaya başlayanlar olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanlığı bünyesinde görev yapan kurulun ise ortaya koyduğu tespitlere değinen Özersay,  Rum tarafının 8-9 Haziran’da yeni bir döneme gireceğini açıkladığını, bazı uçuşlara açılacağını söylediğini, dolayısıyla bunu açıklamamış olsaydı  kapıların hemen açılabileceğini, ancak bu uygulamanın bir gözlemlenmesi gerektiğini, “bu çalışmayla ciddi bir sıkıntı yaşanması halinde, biz de yeni bir döneme, karantinasız döneme girilebilir  dedik” dediklerini anımsattı.

Hangi ülkelerle açılım yapılabileceğini konusundaki çalışmayı Sağlık Bakanlığı’nın yapacağını, ülkeleri risk konusuna göre kategorize etmek konusunda bir görev üstlendiğini vurgulayan Özersay, Temmuz başı geldiğinde vakaların devam etmesi halindeki soruya karşılık ise, şartların sürekli değiştiğinin bilinciyle, risk çok artarsa Temmuz başında yeniden bir değerlendirme yapılabileceğini kaydetti.

Rum tarafının yapacağı uygulamanın bu bağlamda kendileri için aydınlatıcı olacağına işaret eden Özersay, oradaki tecrübeye binaen yeni bir takım tedbirler alınması gerekip, gerekmeyeceğini göreceklerini vurguladı.

Özersay, Türkiye Cumhuriyeti’nin o tarihteki durumuna bakılarak 1 Temmuz’da açılıp açılmayacağına karar verileceğini belirterek, bu konuda siyasi  düşünülmediği ve düşünülmeyeceğini kaydetti.

Güneyde çalışanların ciddi bir sıkıntı yaşadıklarının farkında olduklarını ifade eden Özersay, kapanma sürecinde olduğu gibi, açılma sürecinde de sorunlara kayıtsız kalmayacaklarını söyledi.

 

Pilli: "Pandemi hastanesi yok ama pandemi servisi var"

Sağlık Bakanı Ali Pilli de söz alarak eleştirileri ve soruları yanıtladı.

Yıllardır sağlığa önem verilmemesi sebebiyle,  sağlık altyapısının eksikliklerinin ortada olduğunu ifade eden Pilli, Lefkoşa Devlet Hastanesi’nin altyapısının günümüz koşullarına göre yetersiz kaldığını söyledi.

Sağlık altyapısının geliştirilmesi için Bakanlar Kurulu’nun bir takım kararlar aldığına işaret eden Pilli, ülkedeki bürokratik kararların biraz geç alınması nedeniyle bazı aksaklıkların yaşandığını, Girne Amerikan Üniversitesi Hastanesi’nin bitirilmesi konusunda çalışmaların sürdüğünü, 3-4 ay içinde tamamlanacağını kaydetti.

Güzelyurt Hastanesi konusunda da çalışmaların devam ettiğini ifade eden Bakan Pilli, pandemi hastanesi konusunda ihaleye çıkılacak şekilde plan yapıldığını, ayın 25’ine kadar bunun tamamlanacağını söyledi.

Hastanenin ihaleye çıktıktan sonra 60 gün içinde tamamlanacağını vurgulayan Bakan Pilli, alınan tedbirler doğrultusunda bir başarıya imza atıldığını, bu şartların devamı için sağlık altyapısının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Sağlık açısından güvenli bölge olarak görüldüğü için hem turizm, hem yatırım, hem inşaat almak için ülkeye talebin arttığını, onun için de sağlık altyapısının bir an önce geliştirilmesi gerektiğini ifade eden Bakan Pilli, bugün bir pandemi hastanesi olmadığını, ancak bir pandemi servisi oluşturulduğunu anlattı.

Ülkede pandemi servisi olarak ayırdıkları toplam 178-200 yatak kapasitesi olduğunu, 70 civarında da solunum cihazı bulunduğunu, ana binanın nörolji servisi olduğunu, covit 19 için 6 yataklı bir yoğun bakım servisleri bulunduğunu anlatan Bakan Pilli, bunun haricindeki hastalar için de yoğun bakım servislerinin mevcut olduğunu kaydetti.

Nöroloji servisinin açılıp, pandemi servisinin başka bir bölüme aktarılması için bir çalışmaları bulunduğunu ifade eden  Bakan Pilli, ayın 25’inde çizimleri tamamlanması planlanan pandemi hastanesinin GAÜ Hastanesi ve Güzelyurt Hastanesi haricinde düşünülen 3. bir proje olduğunu söyledi.

Sağlık üzerinden politika yapıp, menfaat sağlamak isteyen kişilerin sınıfta kalacağını ifade eden Bakan Pilli, epidemiyolojik çalışma konusunda Bilim Kurulu’nun bugün genişletilmiş bir toplantı gerçekleştiğini, sonucunu henüz almadığını, raporun yazılması ardından kamuoyu bilgilendirilmesinin hemen yapılacağını kaydetti.

Kapılar konusunda çok ciddi çalışmalar olduğunu, halkın da bu konuda çok ciddi endişeleri bulunduğunu ifade eden Bakan Pilli, buna siyaset karıştırmadan bilim kurulunun verileri doğrultusunda en doğru kararın verileceğini anlattı.

Kademeli olarak açılma için yeterli, ilaç, ekipman bulunduğunu, şu an için pandemi hastanesi dışında bir sıkıntı bulunmadığını ifade eden Sağlık Bakanı Ali Pilli, şu an için içerden bir pandemi hastanesi yaratıldığını belirtti.

Şu andaki en büyük sıkıntının nöroloji servisinde yaşanan sıkıntı olduğuna dikkat çeken Pilli, herkesin üzerine düşen görevi yapması halinde sorunların en kısa sürede aşılabileceğine dikkat çekti.

Yeniden söz alan CTP Genel başkanı Tufan Erhürman, Sağlık Bakanı Ali Pilli’nin verdiği rakamlar için teşekkür ederek, Bakan Pilli’nin GAÜ hastanesinin alımı konusunda yaptığı öz eleştiri konusunda teşekkür etti.

Pandemi hastanesinin hala yapılmaması ve ihaleye kadar ve hastanenin bitirilmesine kadar geçecek süre konusunda eleştirilerde bulunan Erhürman, bugüne kadar yapılamayanların maliyetinin katlanarak arttığını söyledi.

Verilen bilgilerin takipçisi olacaklarını ifade eden Erhürman, yapılması gerekenlerin abuk sabuk sebepler   ötürü yapılmamasının sıkıntılarının ise devam ettiğini belirtti.

Bu haber toplam 32419 defa okunmuştur
Etiketler :