
Sorunlar silsilesi!
Kıbrıs’ın kuzeyinde 2024-2025 eğitim yılında birçok sorun yaşandı, nitelikli eğitimden uzaklaşıldı. Geride kalan eğitim yılına; konteyner sınıflar, toplumsal mücadeleye dönüşen eylemlilik süreci ve öğrencilerin yaralandığı minibüs kazası damda vurdu.
Hüseyin ÖZBARIŞCI
Kıbrıs’ın kuzeyinde hafta başında tamamlanan 2024-2025 eğitim ve öğretim yılı, büyük sorunlarla tamamlanarak geride kaldı. Özellikle Disiplin Tüzüğü konusunda toplumsal mücadeleye dönüşen eylemler, eğitim yılına damga vuran en büyük olay oldu.
2024-2025 eğitim yılı daha başlamadan, eylemler baş gösterdi. UBP-DP-YDP Hükümeti’nin büyük ortağı UBP’nin 21 Eylül 2024 tarihinde yapılacak kurultayı nedeniyle, okullar tarihte ilk kez bir hafta ertelenerek geç başladı. Alınan bu karar, büyük tartışmalara yol açarken, KTÖS ve KTOEÖS o günlerde inşaatı devam eden Külliye’ye siyah çelenk bırakarak, olayı protesto etti.
Eğitimin geç başlamasının yanı sıra, büyük eksikliklerle başlaması da bir başka dikkat çeken unsur oldu. Daha önce yurttaşın cebinden kesilerek oluşturulan Deprem Fonu’ndan yararlanılarak depreme dayanıklı okullar yaratılacağı iddiasıyla başlanan çalışmalar eğitim sezonu boyunca devam etti, hatta söz konusu çalışmalar şu an bile tamamlanamadı. 2023 yılındaki deprem sonrası önce çadırlara taşınan öğrencilere, bu kez konteyner sınıflar reva görüldü, bazı okullarda öğrenciler yıl boyunca konteynerlerde eğitim gördü. Bununla ilgili eylemler, yıl boyunca devam ederken, ilk eylemi CTP Lefkoşa İlçesi, Gönyeli’deki Suat Günsel İlkokulu’nda gerçekleştirdi.
Geride kalan yılda, eğitimde baş gösteren bir diğer önemli konu da derslerin boş geçmesi oldu... UBP-DP-YDP Hükümeti, gerek nakiller, gerekse öğretmen atamaları konusunda da geç kaldı, birçok ders ‘boş’ olarak geçildi. 2024-25 eğitim yılında akran zorbalığı ve şiddet olayları da yaşandı. Öğretmen sendikaları, bu konuda Eğitim Bakanlığı’nı göreve davet ederek, konu hakkında çalışma yapmasını istedi.
Disiplin Tüzüğü eylemleri damga vurdu...
Mart ayı içerisinde UBP-DP-YDP Hükümeti’nin Disiplin Tüzüğü’nde bir gecede değişikliğe giderek ortaokullarda başörtüsü yasağını kaldırması ülkede büyük yankı uyandırdı. Özellikle Lefkoşa’daki İrsen Küçük Ortaokulu ve İskele’deki Bekirpaşa Lisesi’ndeki eylemler dikkat çekti. İki okulda da başörtüsü takılan kız çocukları, zorla okula götürülmek istendi, öğretmenler, veliler buna karşı çıktı. Bunun sonucunda bazı okullarda sınavlar da günlerce ertelendi. Söz konusu öğrencilerin okula girebilmesi için baskı uygulanması da gözden kaçmadı, sendikalara grev yasağı getirildi. Söz konusu eylemler, okullarda da sınırlı kalmadı, toplumsal mücadeleye dönüştü. 100’e yakın örgütün destek belirttiği eylemlilik süreci, Nisan ayı başında 13 bin kişinin katıldığı yürüyüşle büyüdü. Yürüyüşün ardından hem Meclis önünde, hem de tüm bölgelerde eylem ateşi yandı, toplumsal mesaj verildi. Eylem ateşlerinin ardından ise yine 10 binler meydana inerek tek bir ağızla “Yobazlığa Geçit Yok” diye haykırdı. Toplumun “Başörütüsü Tüzüğü” olarak tanımladığı Disiplin Tüzüğü’ndeki değişiklik, ara emri talebiyle yargıya taşındı. Anayasa Mahkemesi, geçtiğimiz hafta görülen son duruşmada, karar için davayı süresiz erteledi.
“Güneye gidin” söylemleri tepki topladı
Eylemlilik sürecinde UBP-DP-YDP Hükümeti’ne yakın bir takım çevrelerin açıklamalarında “Beğenmeyen güneye gidebilir” söylemleri de toplumda da büyük tepkiye yol açtı. Hem hükümetin küçük ortağı YDP Genel Başkanı Erhan Arıklı, hem de bu tarz yorum yapan kişiler, sosyal medyada sert eleştirilere maruz kaldı. KTOEÖS ise bunlara seyirci kalmadı, yapılan sözlü saldırılar için polise gidip suç duyurusunda bulundu.
Öğrencileri taşıyan minibüs devrildi
Eğitimde yaşanan bunca soruna bir de Mayıs ayında Yenierenköy’de öğrencileri taşıyan minibüsün devrilmesi eklendi. Kazada can kaybı yaşanmaması yürekleri serinletirken, otobüs şoförü dahil 20’yi aşan kişinin yaralanması hepimizi üzdü. Yaşanan olay tartışmaları da beraberinde getirdi. Öğrencilerin eski otobüslerle taşınması, büyük tepkiye yol açarken, eylemler de gerçekleşti.
