1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. SİYASETTE MÜDAHALE
SİYASETTE MÜDAHALE

SİYASETTE MÜDAHALE

Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Küçük ve Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Devrim Barçın'a sorduk: UBP’DE SUCUOĞLU DIŞINDA BAŞKA BİR VEKİLE GÖREV VERİLMESİ- MÜDAHALE Mİ, DEĞİL Mİ?

A+A-

UBP’DE SUCUOĞLU DIŞINDA BAŞKA BİR VEKİLE GÖREV VERİLMESİ- MÜDAHALE Mİ, DEĞİL Mİ?

 

Ulusal Birlik Partisi Milletvekili Hasan Küçük:

“Faiz bey dışında başka vekilin görevlendirmesine sıcak bakabilirim”

- “Genel Başkanımız bireysel olarak karar verecek. Kendi kuramayacağını düşünürse, ülke seçimi kaldırmayacağına göre bu parlamentodan bir hükümet çıkması gerekir”

- “Farklı bir vekilin görevlendirilmesi demokrasiye aykırı bir şey değildir. Anayasa’da da böyle bir görevlendirme yazıyor”

 

Merkezi Yönetim Kurulu kararı olmasına rağmen, UBP’de Genel Başkan Sucuoğlu dışında farklı bir isme hükümeti kurma görevinin verilmesi gündeme geldi. Böyle bir adım müdahale mi?

“Gelinen aşamaya hangi bakış açısıyla bakın; bu krize çözüm bulunması gerekiyor. Bu aşamada muhalefetin ‘seçime gidelim’ söylemini de gerçekçi bulmuyorum.

Ekonomik kriz bu kadar derinleşmişken, kurulacak sandık sağlıklı sonuç vermez. Halkın beklentilerini, refah seviyesini artırmak için 3 ay önce tüm partiler halkın önüne bazı hedefler koydu. Şimdi, ‘bazı nedenlerden dolayı hükümet kuramıyoruz, sandıkta oy verin’ dersek tarihe karşı ihanet ederiz. Partiler ülkeyi yönetmek için var. ‘Ben kavgalıyım, ben daha iyi bilirim’ demek olmaz. Zaten seçim olsa, halk sandığa gelmeyecek. Yıldan yıla katılım oranı düşüyor. Halk sandığa gelmeyecek. Katılım oranı düşerken, hangi söylemi halkın önüne koyacağız ki insanları inandıracağız. Bazı gerçeklere sosyal ya da psikolojik açıdan bakarak hareket etmemiz gerekir.

Holigan siyaseti bırakmalıyız. Her partinin dış, iç politikada farklı görüşleri olabilir. Bu sorumlulukla hareket etmeliyiz. Genel Başkanımız bireysel olarak karar verecek. Kendi kuramayacağını düşünürse, ülke seçimi kaldırmayacağına göre bu parlamentodan bir hükümet çıkması gerekir. Keşke bunu CTP’den de bir vekil söylese. Biz de kurabiliriz dese.

Şartlı bir şey olmaz. Bir uzlaşı çıkacaktır. Adı ne olursa olsun, yapılabilecekler bellidir. Sorunların farkındayız. Faiz bey dışında bu görevin verilmesine sıcak bakabilirim. Ülkenin menfaati, partiler üzeri bir olaydır. Hükümet demek kabine görevlendirmesi demek. Demokrasiye aykırı bir şey değildir. Anayasa da yazar.”

 

Seçilmiş bir Genel Başkan varken, farklı bir ismin Başbakan olması ne kadar etik?

“Yaşananlara bir vekil değil, iş insanı, bir baba olarak olaya bakıyorum. Bizim gidecek ülkemiz yok. Ülkede huzurlu yaşamak istiyorum. Üzerimize düşeni yıllardır yapmadığımızı savunuyorum. Siyasi enstrümanları doğru anlattığımız sürece birbirimizi anlarız. 50 kişi parlamentoda üzerimize düşeni yaptık mı? İlk önce bu soru cevaplanmalı. Her yerde bu sorun var.

Alacağınız karar, ülkenin önünü açmaksa, bu kararı desteklerim. Sonuç önemli.  

Siyasette etik kişiler üzerinden gitmemeli. Ülkenin hayrına yapılırsa sonuca odaklanıyorum. Daha iyi hizmet sunulacaksa buna odaklanmak lazım. Danimarka’da da 2003’te aynı şeyler yaşandı. Bu literatürede geçti. Halkın alacağı hizmet, işleyiş durmuşsa önünü açacak karar en değerli karardır. Bu kararı da başbakan verecektir.”

 

 


 

Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Devrim Barçın:

“Yaşananların sorumlusu, Türkiye’nin sözünden çıkamayan Tatar, buna ayak uyduran UBP, DP ve YDP’dir”

- “Bazı UBP'li arkadaşlar sohbetlerde " Gelin AKP'nin bu müdahalesine karşı birlikte mücadele edelim" diyor. Ben de onlara, “Siz toplumla, Türkiye'nin ve  AKP Hükümetinin müdahalesini basın önünde halkla açıkça paylaşmaya hazır mısınız” diye sorduğumda ise hiçbir cevap vermiyorlar

- “UBP’liler dile getirmedikten, müdahale edilen taraf direnmedikten sonra ülke demokrasimiz daha da kötüye gidecektir”

Merkezi Yönetim Kurulu kararı olmasına rağmen, UBP’de Genel Başkan Sucuoğlu dışında farklı bir isme hükümeti kurma görevinin verilmesi gündeme geldi. Böyle bir adım müdahale mi?

Bu durum kesinlikle bir müdahaledir ve bu müdahale de siyasi irade ve demokrasimizedir. Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun, Faiz Sucuoğlu’na “Türkiye artık seni istemiyor” dediğine yönelik  çıkan haberleri yalanlamaması da bu müdahalenin en büyük ispatıdır. Unutulmamalıdır ki müdahale hiçbir zaman tek taraflı değildir. Müdahale eden kadar müdahale edilenin de duruşu ve bu müdahaleye verdiği veya veremediği tepki de büyük önem arz ediyor. Türkiye artık seni istemiyor” denildiğinde “Ben, partililerimin %60,7’sinin desteğini alarak seçildim, partililerim beni istiyor” diyemedikten ve bunu örgütlü bir şekilde UBP’liler de dile getirmedikten sonra yani müdahale edilen taraf direnmedikten sonra ülke demokrasimiz daha da kötüye gidecektir.

Bazı UBP'li arkadaşlar sohbetlerde " Gelin AKP'nin bu müdahalesine karşı birlikte mücadele edelim" diyor. Ben de onlara, “Siz toplumla, Türkiye'nin ve  AKP Hükümetinin müdahalesini basın önünde halkla açıkça paylaşmaya hazır mısınız” diye sorduğumda ise hiçbir cevap vermiyorlar. Özetle sadece bugün değil her zaman bu ülke demokrasisine ve seçilmişlerine yönelik bir müdahale olmuştur. Önemli olan müdahaleye karşı aldığınız tavırdır. CTP ve CTP’liler olarak her zaman bu müdahaleleri açıkça deşifre etmiş ve bu süreçlerde de bedel de ödeyerek demokrasimize yönelik yapılan bu müdahalelere karşı halk ile mücadele etmiş ve etmeye de devam edecek olan bir siyasi partiyiz.”

Seçilmiş bir Genel Başkan varken, farklı bir ismin Başbakan olması ne kadar etik?

“UBP'nin yetkili organlarının bakan değişim kararını Anayasaya aykırı bir şekilde onaylamayıp, hükümeti istifa ettiren Ersin Tatar, şimdi de ‘UBP'nin yetkili organlarından isim bekliyorum’ diyor hem de UBP MYK'sının hükümet kurmak için tek yetkili kişi Faiz Sucuoğlu'dur kararına rağmen.

Tüm bu süreçte yaşananların sorumlusu, ülke demokrasisini ve demokratik teamülleri hiçe sayıp Türkiye hükümetinin sözünden çıkmayan/çıkamayan ve ülkeyi kaosa sürükleyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve buna ayak uyduran/uydurmaya çalışan UBP ile DP ve YDP'dir.

Anayasayı defalarca çiğneyen bu partilerde etik anlayışının olmadığı tüm toplum tarafından bilinmekle beraber, sorunun temeli etik tartışması ötesi bu ülkeyi yurt bilen insanlarımızın ülke demokrasisini sahiplenme adına müdahalelere karşı gösterecekleri mücadeledir.”

 

yd-destek-gorseli-2-696.jpg

Bu haber toplam 3087 defa okunmuştur