1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Sedye üzerinde, monitörsüz hasta olmaz”
“Sedye üzerinde, monitörsüz hasta olmaz”

“Sedye üzerinde, monitörsüz hasta olmaz”

Hemşireler ve Ebeler Sendikası (KTHES), Lefkoşa Devlet Hastanesi Koroner Yoğun Bakım Servisi’nde hastaların sedye üzerinde yatırılması, hemşire eksikliği ve teknik ekipman sıkıntısı nedeniyle eylem başlattı.

A+A-

Fehime ALASYA

Hemşireler ve Ebeler Sendikası (KTHES), Lefkoşa Devlet Hastanesi Koroner Yoğun Bakım Servisi’nde  “yatak, monitör ve personel eksikliğinin giderilmesi” gerekçesiyle, serviste mevcut yatak ve monitör sayısı olan 8’den fazla hasta yatışı kabul etmeme eylemine başladı.  

Mart ayının ortasında bir operasyon geçiren ve yoğun bakımda sedye üzerinde bekletilen vatandaşlardan biri olan Ülkü Öztürk Kalıpçıoğlu, bu eylemi son derece haklı bulduğu görüşünü paylaşarak, hastanede yaşadıklarını YENİDÜZEN’e anlattı.

Kalıpçıoğlu, “Doktorlar inşaat içinden geçerek ameliyathaneye gidiyor, hastalar sedye üzerinde yatırılıyor ama diğer yandan Saray yapmak isteniyor. Burada ne sağlıkçıların ne de çalışanların suçu var, bir suçlu arıyorsak suçlu yönetimdir” dedi.

 

Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı İbrahim Özgöçmen:

“Hiçbir hastanın bu çağda sedye üzerinde yatırılması kabul edilemez”

Koroner Yoğun Bakım Servisi’nde uzun süredir, mevcut 8 yatağın dışına hasta yatışı yapıldığını ifade eden Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı İbrahim Özgöçmen, hastaların sedyelerin üzerinde, yaşamsal faaliyetlerinin gözlemlendiği monitörler olmadan yatırıldığını belirtti.

Plansız, programsız işleyiş yüzünden, kapasite üzerinde hastaların yoğun bakıma yatırıldığını kaydeden Özgöçmen, “Hiçbir hastanın bu çağda sedye üzerinde yatırılması kabul edilemez” dedi.

Hemşireler ve Ebeler Sendikası Başkanı İbrahim Özgöçmen, YENİDÜZEN’e konuştu.

Hastaların monitörsüz olarak sedyede yatmasının, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğine vurgu yapan Özgöçmen, yüksekten düşme riskinin de doğduğunu, hastaların can güvenliği olmadığını anlattı.

Sık takip gerektiren hayati risklerin olduğu yoğun bakımlarda gerek hemşire eksikliği, gerekse de teknik donanımın yetersizliğinin, ‘hasta can güvenli’ açısından kabul edilir bir durum olmadığını kaydetti.

 

“Hemşire eksikliği de büyük sıkıntı…”

Serviste ciddi anlamda hemşire eksikliği de yaşandığını anlatan Özgöçmen, tüm bu sıkıntıların etik ve ahlaki olmadığını dile getirdi.  

“Hasta başlarındaki monitörlerin bağlı olduğu ve hemşirelerin önünde olan, hastaların yaşamsal faaliyetlerinin takip edildiği ana monitör de bozuk. Bu monitör hasta takiplerini geçmişe yönelik de kaydediyordu. Küçük bir tamiratla sadece anlık takip edilebilir duruma getirildi, tamamen çalışmıyor.”

 

“Hastaların hayatı risk altına girebilir”

Mevcut yoğun bakım yatak kapasitesinin 8’den 13’e çıkarılması gerektiğine vurgu yapan Özgöçmen, bunun yanında hem mevcut hemşire yetersizliği, hem de yeni yatak kapasitesi ile en az 10 hemşireye daha ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Özgöçmen, “Aksi halde hastaların sağlığındaki sıkıntılar gözden kaçabilir, hastaların hayatı risk altına girebilir.”

 

“Geçmişte kimse (yargı bile) bize işyerinizde ne gibi eksiklikler var diye sormadı, biz yargılandık”

Eksik ve sıkıntılarına karşın “En kısa sürede halledeceğiz” yanıtı aldıklarını ifade eden Özgöçmen, bu duruma güvenmediklerini dile getirdi.

Mevcut işleyişte ortaya çıkabilecek olan kötü bir durumda sağlık görevlilerinin zan altında kalacağını, yargılanacağını anlatan Özgöçmen, bu durumu yakın geçmişten örnekler vererek ifade etti.

Özgöçmen, şöyle devam etti:

“Geçmiş dönemde ki o zaman sedye bile yoktu, yatakta yatan bir hasta, monitörü bozuk olan yataktaydı, hayatını kaybetti, soruşturma süreci başladı ve yargılanarak üç ay ceza aldılar. Kimse (yargı bile) bize çalışma ortamınızda ne gibi eksiklikler var diye sormadı. Biz yargılandık. O dönem de monitörlerin arızalı olduğu içeriye bildirilen tüm raporlarda yer alıyordu.”


“Birine bir şey olması durumunda vebali bize kalır, bunu kabul etmiyorum”

Dünden itibaren 8 yatak kapasitesi üzerinde hastanın yoğun bakımda bakılmayacağına ilişkin karar aldıklarını belirten Özgöçmen, bununla ilgili tüm yazılı bildirileri gerekli yerlere yaptıklarını anlattı. Özgöçmen, “Birine bir şey olması durumunda vebali bize kalır, bunu kabul etmiyorum” dedi.

Mevcut yatak kapasitesinin arttırılarak 13’e çıkarılabileceğine değinen Özgöçmen, “Bu çok büyük bir maliyeti olmayan bir iştir, yeter ki istensin, niyet olsun” şeklinde konuştu.

 

“En büyük sıkıntımız plansızlık ve programsızlıktır”

Sağlık sistemindeki aksaklıklarla işleyişin aksadığına vurgu yapan Özgöçmen, “En büyük sıkıntımız plansızlık ve programsızlıktır. Bu ülkede plansızlık nedeniyle ciddi bir sevk yapılıyor ve bunlar için çok ciddi paralar ödeniyor. Bunun önüne artık geçilmeli.” yorumunda bulundu.

 

“Bir yanda 85 Milyon’a hastane yapımı, diğer yanda 97 Milyon’luk sevk”

Özgöçmen, Sağlık Bakanlığı’nın hastaneye yatırım yapmak yerine, milyonlar harcayarak özel hastanelere sevk yapmayı tercih ettiğini anlatarak, “85 milyon TL’ye pandemi hastanesi yapılıyor, aynı yıl 97 milyon TL sevk parası ödeniyor.” dedi.

 

Yoğun Bakım Servisi’nde sedye üzerinde bekletilen Ülkü Öztürk Kalıpçıoğlu:

“Doktorlar inşaat içinden geçerek ameliyathaneye gidiyor, hastalar sedye üzerinde yatırılıyor ama diğer yandan Saray yapmak isteniyor”

Mart ayının ortasında bir operasyon geçiren ve yoğun bakımda sedye üzerinde bekletilen vatandaşlardan biri olan Ülkü Öztürk Kalıpçıoğlu, “Doktorlar inşaat içinden geçerek ameliyathaneye gidiyor, hastalar sedye üzerinde yatırılıyor ama diğer yandan Saray yapmak isteniyor. Burada ne sağlıkçıların ne de çalışanların suçu var, bir suçlu arıyorsak suçlu yönetimdir” dedi.

Hem operasyonu yapan doktorların hem de hastaların çok haklı olduğuna ve zor şartlarda görevini yürüttüğüne vurgu yapan Kalıpçıoğlu, yaşadıklarını ve düşüncelerini şöyle ifade etti:

“Acil operasyonların yapılması lazım, ama acil olan hastalar var ne yapsınlar… Çözüm hastane yönetimi ve sağlık bakanlığında olması lazım.

Bir sürü pırıl pırıl sağlıkçı inşaat içinde hala uğraşıyorlar. Yanan yerin inşaatının içinden geçip sedye ile ameliyathaneye gittik. Bu doktorlara ve vatandaşa reva mı? Bana sonda takılacaktı, bir sağlıkçı oradaki ışığı aç dedi, diğeri ışığımız bozuk yanıtını verdi… Bu sağlıkçılar canla başla uğraşıyor, günah”

monitor.jpgUzun süredir bozuk olan ana monitör, bir nebze tamiratı yapılsa da istenilen düzeyde çalışmıyor.

 

Bu haber toplam 2386 defa okunmuştur