SİYASET BİLİMCİ PROF. DR. AHMET SÖZEN: “Erhürman’ı ‘ulusal politikaları desteklemeyen biri’ gibi göstermek istiyorlar”

“Tamamen önümüzdeki seçime endeksli bir hareket. Daha ötesi yok. Amaç, ‘bakın sadece Türkiye ve halkımız değil, yasama da bunu destekliyor’ şeklinde bir görüntü vermektir. Erhürman’ı 'ulusal politikaları desteklemeyen biri' gibi göstermek istiyorlar.”

SİYASET BİLİMCİ PROF. DR. SERTAÇ SONAN: “Bu karar tamamen seçim öncesi bir oldubitti yaratma girişimi”

“Beş yıldır Meclis’te çoğunluğa sahip olan partilerin bunu seçime birkaç gün kala alması, kazanacaklarına dair inançlarını yitirdikleri anlamında ayrıca, hukuki ve siyasi meşruiyeti tartışmalı; toplum nezdindeki güvenleri de ciddi şekilde azalmış durumda.”

SİYASET BİLİMCİ PROF. DR. BİLGE AZGIN: “İki devletli federasyonun tartışmasını yapmak istiyorlar ki seçimde Erhürman’a karşı elleri güçlensin”

“Bu öneri toplumda kutuplaşmayı arttıracak. Bunun yolu böyle son iki hafta kala komiteden geçirerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu bir alet olarak kullanmak değil. İki devletli federasyonun tartışmasını yapmak istiyorlar ki seçimde Erhürman’a karşı elleri güçlensin.”

Serap ŞAHİN

Yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “iki ayrı devlet” tezini oy çokluğuyla komiteden geçiren UBP-YDP-DP Hükümeti, seçim uğruna tüm tuşlara basıyor.

Öneri sahibi; UBP Grubu’na bağlı bazı milletvekilleri, Demokrat Parti (DP) milletvekilleri, Yeniden Doğuş Partisi (YDP) Başkanı Erhan Arıklı ve Lefkoşa Bağımsız Milletvekili Hasan Tosunoğlu olan “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm Konusunda Karar Önerisi” 3 evet, 2 hayır oyu ile oy çokluğu ile komiteden geçerek Genel Kurul gündemine sevk edildi.

YENİDÜZEN, siyaset bilimcilere ilgili öneriyi sordu. Siyaset bilimciler, öneriyi “seçim hamlesi” olarak niteledi, amacın koalisyon ortaklarının kendi adaylarını güçlendirmek olduğu vurgulandı.

Siyaset bilimciler; karar önerisinin hukuki ve siyasi meşruiyetinin zayıf olduğunu, toplumsal uzlaşıdan uzak biçimde ve seçim öncesinde alınmasının “hesaplı bir siyasi hamle” olduğunu dile getirdi.

Prof. Dr. Ahmet Sözen, kararın zamanlamasının tamamen seçim odaklı olduğunu ve koalisyon ortaklarının destekledikleri adayı güçlendirme amacı taşıdığını belirtirken, Prof. Dr. Sertaç Sonan da bu hamleyi “yangından mal kaçırırcasına” alınan, seçmen iradesine ipotek koyan bir girişim olarak niteledi. Sonan, kazanacaklarına dair inançlarını yitirdiklerini bu nedenle panik içinde hareket ettiklerini vurguladı. Sonan, hükümetin beş yıllık dönemde toplum nezdinde güven kaybettiğine dikkat çekti.

Prof. Dr. Bilge Azgın ise kararın Cumhurbaşkanlığı seçiminde bir “alet” olarak kullanılmak istendiğini söyleyerek, bu tür adımların toplumu kutuplaştıracağını ve “milli konuların” seçim hesaplarıyla yürütülmesinin yanlış olduğunu vurguladı.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Sözen:

“Bu karar tamamen Cumhurbaşkanlığı seçimine endeksli bir hareket”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Ahmet Sözen, “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm Konusunda Karar Önerisi”nin zamanlamasının tamamen seçim odaklı olduğunu söyledi.

Sözen, “Tamamen önümüzdeki seçime endeksli bir hareket. Daha ötesi yok yani. Bunun zamanlamasına baktığımız zaman ciddi bir şekilde Cumhurbaşkanlığı seçimiyle alakalı olduğunu görüyoruz.” dedi.

Koalisyon ortaklarının istedikleri Cumhurbaşkanı adayına destek olmak için bu kararı gündeme getirdiğini belirten Sözen, “Amaç, ‘bakın sadece Türkiye ve halkımız değil, yasama da bunu destekliyor’ şeklinde bir görüntü vermektir.” ifadelerini kullandı.

Sözen, muhalif partilerin bu öneriyi reddetmesiyle birlikte muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın “ulusal politikaları desteklemeyen biri” gibi gösterilmek istendiğini dile getirerek, “Bu kadar barizdir. Bunun ötesi yok.” dedi.

Hükümetin bu kararı birkaç yıl önce ya da birkaç ay sonra alması durumunda farklı yorumlanabileceğini belirten Sözen, “Ama seçime bir kala böyle bir kararın çıkması için düğmeye basılması, tamamen 19 Ekim’deki seçimlerle alakalı bir harekettir diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Sertaç Sonan:

“Seçim öncesi oldubitti yaratma girişimi”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Sertaç Sonan, söz konusu önerinin “yangından mal kaçırırcasına” alınmaya çalışıldığını belirterek, bu girişimin seçim öncesinde bir oldubitti yaratma çabasından başka bir şey olmadığını söyledi.

Sonan, “Akla şu soru geliyor: Beş yıldır Meclis’te çoğunluğa sahip olan bu partiler, böyle bir kararı neden daha önce değil de Cumhurbaşkanlığı seçiminden sadece birkaç gün önce almayı tercih ettiler? Bu bana, adaylarının seçimi kazanacağına dair inançlarını yitirmeye başladıklarını ve panik içinde hareket ettiklerini düşündürüyor.” dedi.

Yeni Cumhurbaşkanı’nın hareket alanını kısıtlamaya yönelik bir hamle yapıldığını belirten Sonan, “Bu da en hafif ifadeyle seçmenin iradesine ipotek koymaya kalkmaktır.” ifadelerini kullandı.

Anayasa’nın bir parçası olarak görülebilecek ve oybirliğiyle kabul edilen Bağımsızlık Bildirgesi’yle çelişen bu kararın hukuki zemininin son derece tartışmalı olduğunu söyleyen Sonan, “Siyasi anlamda meşruiyeti de oldukça zayıftır; çünkü son genel seçimin üzerinden neredeyse dört yıl geçmiştir. Bu süre zarfında üç farklı başbakanın liderliğinde kurulan UBP-DP-YDP hükümeti, beşinci yılına girerken toplum nezdindeki güvenilirliğini ciddi ölçüde yitirmiştir.” dedi.

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Bilge Azgın:

“Karar önerisi Cumhurbaşkanlığı seçiminde alet olarak kullanılmak isteniyor”

Siyaset Bilimci Prof. Dr. Bilge Azgın, seçimlere iki hafta kala “Kıbrıs Sorununa İki Devletli Çözüm Konusunda Karar Önerisi”ni komiteden geçirmenin toplumda kutuplaşmayı artıracağını söyledi. Azgın, bunun birtakım değerler üzerinde konsensüs yaratmayı sağlamayacağını belirterek, “Bunun yolu böyle son iki hafta kala komiteden geçirerek Cumhurbaşkanlığı seçiminde bunu bir alet olarak kullanmak değil. İki devletli federasyonun tartışmasını yapmak istiyorlar ki seçimde Erhürman’a karşı elleri güçlensin.” dedi.

Azgın, bu tür adımların seçim hesaplarıyla yapılamayacağını vurgulayarak, “Böyle ufak hesaplarla, böyle milli, büyük milli dava derler ya, bunlar böyle seçim hesaplarıyla olmaz bu işler. Ben sadece onu söylüyorum.” ifadelerini kullandı.

Kıbrıslı Türklerin ciddi bir kesiminin federasyon yanlısı olduğunu kaydeden Azgın, önerinin geçmesi durumunda dahi bu kesimin düşüncelerinde değişiklik olmayacağını belirtti.

KKTC’nin Kuruluş Bildirgesi

15 Kasım 1983'de Federe Meclis'in oybirliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edildi. 40 Milletvekili ve Meclis dışından atanan bir Bakanın önerisiyle alınan Meclis kararında şu ifadeler yer alıyordu:

"Kıbrıs Türk halkının özgür iradesini temsil eden, doğuştan hür ve eşit olan bütün insanların hür ve eşit yaşamalarına inanan, bu inanç içinde, Kıbrıs Türk Halkının kendi kaderini tayin etme hakkını 17 Haziran 1983 tarihli kararıyla dünyaya ilan etmiş olan, ırk, milli menşe, dil ve din gibi farklara dayalı olarak insanlar arasında ayırım gözetilmesini, her türlü sömürgeciliği, ırkçılığı, baskı ve tahakkümü reddeden, Kıbrıs'ta, Doğu Akdeniz'de, Ortadoğu’da ve dünyada tam bir barış ve istikrarın, huzur ve güven içinde yaşama ve kendi kendilerini yönetmeye hakları olduğuna inanan, aynı adada yan yana yaşamaya mecbur bulunan bu iki halkın aralarındaki bütün sorunları, eşit düzeyde müzakerelerle, barışçı, adil ve kalıcı bir çözüme ulaştırmanın mümkün ve zorunlu olduğu görüşüne sımsıkı bağlı bulunan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanının iki eşit halk arasında ortaklığının bir federasyon çatısı altında yeniden kurulmasını ve sorunların çözümlenmesini engellemeyip, kolaylaştırabileceğine kani olan, iki halk arasındaki bütün sorunların barışçı ve uzlaşmacı bir politika ile çözümlenebileceğine inanan ve bu amaçla müzakereler yürütülmesini yürekten dileyen ve önerilmiş bulunan zirve toplantısının bu açıdan yarar sağlayacağına inanan Meclisimiz, Kıbrıs Türk Halkı adına, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kuruluşunu ve 'bağımsızlık bildirisini' onaylar."