1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. ‘Satılık’… Karnaval… Ve ‘ben ağlıycam galiba’ (!)
‘Satılık’… Karnaval… Ve ‘ben ağlıycam galiba’ (!)

‘Satılık’… Karnaval… Ve ‘ben ağlıycam galiba’ (!)

‘Satılık’… Karnaval… Ve ‘ben ağlıycam galiba’ (!)

A+A-

 



İlk dikkat çeken, onlarca binanın üzerinde asılı yaftalar: For Sale… Limasol, adeta “satılığa” çıkmış durumda… Ekonomik krizin boyutunu görmek açısından son derece önemli…

Leymosunlu Kıbrıslı Türkler, her ziyarette olduğu gibi önce “eski mahallelerinde” bir gezintiye çıkıyor… Biraz da “yüz buruşturarak” bakıyorlar artık, eski evlerine… Ve espriler: “Şimdi dönecek olsak, arabaları koyacak garaj, eşyaları sığdıracak bina bulamazdık herhalde (!)…”

Tüm şehir, bebek çocuk genç yaşlı “kostüm” değişmiş… Çok ağırlıklı olarak “kadın kılığında” erkekler; etekle, jartiyerler, fileli çorapla, dolgu memelerle… Doğrusu bu durum, ayrıca bir “sosyal araştırma” gerektiriyor… On binler sokakta!

---------
Cenk Mutluyakalı
---------

Leymosun’a otobüsler dolusu insan gidiyor…
Karnaval’a…
Öyle bir, iki otobüs değil, 20’nin üzerinde…
Bir o kadar da özel aracıyla yol alanlar…
Fotoğrafçılık Kulübü, Yürüyüş Kulübü gibi ayrıca organizasyonlar…
Ve Kıbrısılı Türkler’in de kimi ‘nostaljik’ bir özlemle, kimi ‘meraktan’ aktığı Limasol’da tüm şehir, bebek çocuk genç yaşlı “kostüm” değiştirmiş…
Çok ağırlıklı olarak “kadın kılığında” erkekler; etekle, jartiyerler, fileli çorapla, dolgu memelerle…
Doğrusu bu durum, ayrıca bir “sosyal araştırma” gerektiriyor…
Ama çocuklar çok tatlı, neşeli, keyifli, çok şirin…
Binlerce binlerce insan sokaklardan akıyor ve bu akış bitmek bilmiyor…
Sanki, bir makine ‘rengarenk insan basıyor’ şehrin bir ucunda, sokağa salıyor, sonrasında sürüyor curcuna…
Onca renk cümbüşü arasında ellerde bira şişeleri, ağızlarda sigara ve purolar, hele de çocuklarla yan yana gelince, biraz mide bulandırıyor…
Yine de Leymosun, köklü bir karnaval geleneğini, anlatılmaz bir kalabalıkla yaşıyor.

‘For Sale’ yaftaları…

İlk dikkat çeken, onlarca binanın üzerinde asılı yaftalar: For Sale…
Limasol, adeta “satılığa” çıkmış durumda…
Ekonomik krizin boyutunu göstermek açısından son derece önemli…
Hemen her yüz metrede, onlarcasını görmek mümkün, apartman dairelerinin balkonlarında, dükkanların vitrinlerinde, evlerin bahçe duvarlarında asılı yaftaları…
En ilginci, Leymosun’un eski Kıbrıslı Türk mahallelerinde, bir gelinlik mağazasının kapısında asılı duran yazı: Parasız kaldım!

Otobüste anılar

Girne’den kalkan otobüsle yol alıyoruz, Limasol’a…
Doğal olarak otobüsün tamamını, doğum belgesinde ‘Leymosun’ ya da ‘Limasol’ yazanlar oluşturuyor…
Ve şehre ilk girildiği andan itibaren herkes anılarını başlıyor anlatmaya…
- “Her hafta sonu burada denize girerdik…”
- “Bu mahallede falanca otururdu…”
- “İşte burası bir eğlence mekanımızdı…”
- “Bak, eski sinemamız…”
İnsan dinledikçe, hani Yeşilçam filmlerini andıran o reklam geliyor akla ve küçük kız çocuğunun son karedeki sözleri: “Ben ağlıycam galiba !..”

‘Bizim sokaklar’

Leymosunlu Kıbrıslı Türkler, her ziyarette olduğu gibi önce “eski mahallelerinde” bir gezintiye çıkıyor…
Biraz da “yüz buruşturarak” bakıyorlar eski evlerine…
Ve espriler: “Şimdi dönecek olsak, arabaları koyacak garaj, eşyaları sığacak bina bulamazdık…”
En ilginci de, hem Limasol’daki evler “bizim”, hem de Girne’deki (!)
Büyük çoğunlukla, güneye kaçan Kıbrıslı Türk işçiler kalıyor bu evlerde yine…
Ama döküm saçım…
Sokaklar temiz, kirlilik yok…
Ancak ‘dökülüyor’ evler, iş yerleri…
Yine de herkes, uzun uzun yürüyor nice çocukluk anısının yaşandığı sokaklarda, fotoğraflar çekiyor bir kez daha evlerini, yine ve yeniden torunlara anlatılıyor…
Oysa ki torunlar çok da anlamıyor, bu “eski şehri…”
Karnaval… Genç işi!..

Şehir “Karnaval”ı yaşıyor…
Biraz da “genç işi…”
Yani, sevgililer dans etsinler, içsinler, eğlensinler, içlerindeki “çılgın”ı sokağa salsınlar diye…
Ve karnaval yürüyüşüne katılan çocuklar-gençler, onların aileleri için de çok özel bir armağan…
Bir de, siyasi eleştirilerini ya da topluma iletmek istedikleri mesajlarını özel koreografi, pankart, canlandırmalarla sunmak isteyenlere, kaçırılmaz bir ‘vitrin’ var ortada…
Böylesi gelenekler, şehirlerin tanıtımı açısından da önemli elbette…
Yoksa, onlarca otobüs dolusu insan, Kıbrıs’ın kuzeyinden Limasol’a akmazdı, böylesi bir günde…

 

Bu haber toplam 1146 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 99. Sayısı

Adres Kıbrıs 99. Sayısı