1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Realite: Federasyon mu, İltihak mı?
Realite: Federasyon mu, İltihak mı?

Realite: Federasyon mu, İltihak mı?

Alihan Güneş yazdı... "Realite: Federasyon mu, İltihak mı?"

A+A-

Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Bu cumhurbaşkanlığı seçimi, halkın ve Tufan Erhürman’ın seçimiydi. Federalistlerin bir an önce erken genel seçim için hazırlanması gerekmektedir. UBP–DP–YDP hükümeti fiilen bitmiştir ve seçime dönük taban konsolidasyonu başlamıştır. Unutmayalım ki UBP bir seçim makinesidir; kurultay olsun olmasın bu kez tüm gücüyle genel seçimlere asılacaktır.

CTP’deki başkanlık yarışının yalnızca bir liderlik yarışı değil, parti içindeki cılız Popülistler ve ilkeli Federalistler arasında yaşanacak bir mücadele olduğu aşikardır. Uzun süredir hükümete gelemeyen bir grup, “iktidar olmak için her şey mübahtır” modundadır. Mecliste alınan iki devletlilik kararı, CTP iktidara gelince değiştirilecek midir, yoksa “Ne federasyonu yahu?” diyen kariyer siyasetçisi milletvekilleri mi hakim güç olacaktır?

Evet, CTP’nin güncel oy oranı %35–40 bandında seyretmekte ve birinci parti konumunu korumaktadır. Ancak Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki %62,8’lik oran, bir sonraki genel seçimde tam olarak yansımayacaktır; her siyasi parti kendi çıkarı için mücadele edecektir. Unutmayalım ki UBP, aldığı yaraları sarmak için kesenin ağzını açacak, küskünleriyle barışmak adına ne istenirse vermeye hazır olacaktır.

Ne yapmalı?

Yanıt açıktır: Sol popülizme mesafeli durmak, Syriza ve Podemos’un yaşadıklarından ders çıkarmak gerekir. Dünyada sağ popülizm başarı kazanıyor diye aynı hataya düşmemek şarttır. CTP köklü bir partidir ve Ahmet Mithat Berberoğlu benim büyük dayımdır, Limasollu Fasullalı olan anneannemin yeğenidir ve onun anıları hala Kıbrıslı Türk solu için bir yol haritası sunmaktadır.

Türkiye’deki hükümet ortakları Kıbrıs konusunda görüş ayrılığı yaşamaktadır. AKP’nin mevcut ekonomik kriz ortamında AB ile ters düşme lüksü yoktur ve Trump da ancak bir yere kadar destek sağlayabilir. Doğu Akdeniz enerji ve ticaret ağı sorunu, uluslararası bir mutabakatla çözülebilir, aksi halde çok daha ciddi sonuçlara gebedir. Bu nedenle feodal toplumsal ilişkilerin artık güncellenmesi ve çağa uygun, ilkeli bir sol siyasetin örülmesi elzemdir. Aksi takdirde, 2004 havasını arkasına alan federalistler koltuk uğruna hem kendilerini hem de ülkeyi felakete sürükleyebilirler.

Evet, adanın kuzeyindeki halklar uluslararası tanınırlığı olan, dünyaya açılan bir Kıbrıs istiyor. Ancak bunu ilkesiz, popülist bir siyasetle heba etmemek, solun en büyük görevidir. Bunun dışındaki her yol haritası hepimizi felakete sürükleyecektir. Kıbrıs sorunu uluslararası bir sorundur; yalnızca Türkiye ve Kuzey Kıbrıs ekseninde çözülmesi mümkün değildir. Unutmayalım, Türkiye ve Yunanistan ilişkileri şu sıralar oldukça iyi durumdadır ve yüzünü Avrupa Birliği’ne dönen taraf kazançlı çıkacaktır.

Almanya ve Fransa dünya savaşlarını atlatıp Avrupa Birliği’ni kurabildiyse, biz de Türkiye–Kıbrıs–Yunanistan üçlüsü olarak barışı inşa edebiliriz.
Yaşasın halkların kardeşliği!
 

Bu haber toplam 1869 defa okunmuştur