
“Pastadaki pay için hukuk ihlal ediliyor”
Bir grup stajyer avukat, Hukuk Meclisi tarafından Ekim ayında düzenlenen baro sınavının ‘usulsüz’ olduğunu iddia ederek, sınavla ilgili bir takım uygulamaları eleştirdi
Didem MENTEŞ
Bir grup stajyer avukat, Hukuk Meclisi tarafından Ekim ayında düzenlenen baro sınavının ‘usulsüz’ olduğunu iddia ederek, bir takım uygulamaları eleştirdi. 37 stajyer avukat adına açıklama yapan Sunalp Sencer, Hukuk Meclisi tarafından düzenlenen baro sınavında bu yıl farklı uygulamalar yapılarak stajyer avukatların sınavı geçmemesinin sağlandığını savunarak, bir toplantıda, stajyer avukatlara “Pasta büyümüyor; fakat paylaşanlar çoğalıyor” diyerek avukat sayısının artmasının istenmediğinin söylendiğini öne sürdü.
Sencer, stajyerlerin Şubat 2015 tarihine kadar baro sınavında 10 yasadan tabi tutulduğunu ancak hiçbir gerekçe gösterilmeden 1 Haziran 2015 tarihi itibarıyla bu sayının 12’ye çıkarıldığını belirterek, bu değişiklik kararının Avukatlar Yasası’na göre 1 yıldan daha az bir süre (3 ay) içerisinde yürürlüğe koyabileceğini bu nedenle yasanın ihlal edildiğini savundu.
Sunalp Sencer, baro sınavındaki ‘baraj’ uygulamasını da eleştirerek, ‘yasalar’dan farklı olarak İngiliz hukuk sistemi prensipleri üzerine ve sınavlarda yanıltıcı İngilizce deyimler kullanıldığını ve usule aykırı davranıldığı ileri sürdü. Stajyer avukatların mağdur olduğunu savunan Sencer, Başsavcılığın kendilerine detaylı açıklama yapmadığını söyledi ve haklarını mahkeme yoluyla arayacaklarını dile getirdi.
“Pastadaki payların azalması istenmiyor”
YENİDÜZEN’e konuşan Sunalp Sencer şunları söyledi: “Hukuken Mahkeme’nin memurları olarak kabul edilen ve bu sebeple adaletin tecellisine vasıta olmaları gereken avukatların bazıları, tamamıyla ticari bir zihniyetle, müvekkillerini bir “pasta” olarak gördüklerini ve paylaşmak istemediklerini 22 Nisan 2015 tarihinde, Barolar Birliği binasında gerçekleşen bir toplantıda, stajyer avukatlara ilân ettiler. ‘Pasta büyümüyor; fakat paylaşanlar çoğalıyor. Siz de bu tarafa geçtiğinizde (stajyerlikten avukatlığa geçtiğinizde demek isteniyor) bize teşekkür edeceksiniz.’ Bu sözlerle stajyerlere neden baro sınavlarının zorlaştırıldığını, neden sınav konularının arttırıldığını bildirdiler: ‘Avukat sayısı çok yükseldi; yeni avukat istemiyoruz.’ Bunun ardından hukuk seviyesinin düştüğünü, topluma daha yüksek kaliteli hukuk hizmetleri verilmesinin istendiğini de ilâve etmiş olmalarına rağmen, alınan önlemler için verdikleri ilk izahat “pastadaki paylarının” azalmasını istemedikleri oldu.
“Hukuk ihlal ediliyor”
Mesele sırf hukuk hizmetlerinin kalitesinin yükseltilmesi olsa idi, ve başka art niyet olmasaydı, aklı selim hiç kimse herhangi bir itirazda bulunamazdı; çünkü, halkımızın en yüksek seviyede hukuk hizmetlerine lâyık olduğu münakaşa mevzuu dahi olamaz. Ne var ki, hizmetin verilmesinin de hukuka uygun bir şekilde düzenlenmesi şarttır. Özellikle, bu düzenlemenin hukukçular tarafından yapılacağı dikkate alındığında, hukuku ihlâl ederek hukukun seviyesinin yükseltilebileceğini düşünmek mümkün değildir. Hal-i hazırda bu düzenlemeyi yapma görevini, stajyerlerin avukatlık yapma ehliyetini denetleyici merci olarak, Hukuk Meclisi üstlenmiş bulunuyor. Hemen ilâve edilmelidir ki Hukuk Meclisi’nin görevi, bazı diğerlerinin yanısıra, stajyer avukatların avukatlık ehliyetini denetlemektir; avukatların gelir düzeylerini teminat altına almak değildir. Bu nedenle, Hukuk Meclisi’nin kararları için başka her ne sebep olursa olsun, “pasta” meselesi ortaya atılmış olduğundan, alınan karar Hukuk Meclisi’nin yetki sahası dışında bir sebebe daha dayanmış olduğundan veya dayanmış olduğu ihtimali yaratıldığından, mevzu-u bahis karar yetkisizlikten ve amaç sapmasından dolayı hukuken sakattır.
“Avukatlar Yasası’na aykırı sınav uygulaması”
Üç Yüksek Mahkeme yargıcı, Başsavcı, Barolar Birliği Başkanı ve üç kıdemli avukattan oluşan Hukuk Meclisi “pasta muhafaza” operasyonunu 27 Şubat 2015 tarihli bir kararıyla harekete geçirdi. Bu kararla, Şubat 2015’e kadar on yasadan sınava tabi olan stajyerler 1 Haziran 2015 tarihi itibarıyla on iki konudan sınava tabi tutuldular. Avukatlar Yasası, Hukuk Meclisi’nin sınav konularında değişiklik yapabileceğini bildirirken, bu değişikliklerin karar tarihinden itibaren ancak bir yıl sonra yürürlüğe girebileceğini de hükmetmektedir. Kararı bir yıldan daha az bir zaman içerisinde (üç ay içerisinde) yürürlüğe koymakla, Hukuk Meclisi Avukatlar Yasası’nı alenen ihlâl etmiştir. Avukatlar Yasası’nı ihlâl ederek ülkedeki hukuk hizmetlerinin seviyesini yükseltmekte olduğunu iddia ediyor. Herhalde ki, böyle bir duruma gülünür mü, ağlanır mı kişinin mizah anlayışına bağlıdır. Diğer bir hazin husus da Avukatlar Yasası mucibince “yasalardan” sınava tabi olan stajyer avukatların, bazı Huku Meclisi mensuplarının bu hususu teyit eden, fakat daha sonraları yanıltıcı olduğu ortaya çıkan telkinlerinin aksine, yasaların yanısıra, hiçbir yasada yeri olmayan ve ancak ülkemiz üniversitelerinde okutulmayan İngiliz hukuk sistemi prensipleri üzerine, ve sınavlarda yanıltıcı İngilizce deyimler kullanarak imtihan edilmeleridir.
“Zorunluluk yok”
Hukuksuzluktan ve adaletsizlikten şikâyet ederken, stajyer avukatların da hukuk ve adalet kaidelerine uymaları gerekir. Bu nedenle, Avukatlar Yasası’nın Hukuk Meclisi’ne “zorunlu hallerde” kararın yürürlüğe girme süresinin iki aydan az olmamak koşuluyla kısaltılabileceğini belirtmektedir. Fakat, bunun yapılabilmesi için, ülkemizin kanunları gereğince, zorunlu hallerin ne olduğunu bildirmesi gerekir. Aksi takdirde, Hukuk Meclisinin 27 Şubat 2015 tarihli kararı hukuken “yok” sayılır. Haziran ve Ekim 2015 sınavları bu “hukuken yok” olan, yani hiçbir hukuki geçerliği olmayan karara istinaden yapıldılar. Bunu neticesinde, sınav geçme oranı yüzde doksanlardan yüzde iki civarına düştü. Pastanın paylaşılmaması teminat altına alınmış olundu.
“Hiçbir yasada ve tüzükte yeri yok”
Hukukun bu bariz ihlâli yeterli değilmiş gibi, Hukuk Meclisi bir de hiçbir yasada, hiçbir tüzükte yeri olmayan, varsa yerini Hukuk Meclisi mensuplarının dahi gösteremediği, bir “baraj” uygulamaktadır. Ülkenin en üst düzey hukukçularından oluştuğu düşünülen bir kurumun “baraj uygulamasının mesnedi nedir” sorusuna “baraj her yerde vardır; senelerdir böyle yaptık” cevabı herhangi bir hukukçuyu ciddi endişelere düşürür. “Senelerdir böyle yaptık”a söylenebilecek tek şey vardır: “senelerdir yanlış yaptınız”. Bir yanlış tekrarlandıkça doğru olamaz.
“Dilekçemiz geçiştirildi”
Stajyer avukatlar Hukuk Meclisi’nin bu sözü edilen uygulamalarının hukuka aykırılığını kabul etmesi, ve sırf bazı tamahkâr kişilerin hasislik ve ihtirasına alet olmaması gerekmektedir. Otuz yedi stajyer avukatın bu nedenle hazırlayıp Hukuk Meclisi’ne tebliğ ettikleri bir şikâyet, “geçiştirici” bir yazıyla, “yaptıklarımızı yapmaya hakkımız vardır”, şeklinde özetlenebilecek şekilde, herhangi bir hukuki dayanaktan mahrum olarak cevaplandırıldı.
Ülkede hukukun seviyesi ancak hukuku denetleyenlerin de hukuka riayetiyle yükselmeye başlar. Aksine bir davranış, şimdiki tutumun devamı, ancak hukuku çiğner, ve adaleti sırf bir kadın adı olmaya mahkûm eder.”

















