1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Parlayan bir yıldızız diyen Hükümet nerede?”
“Parlayan bir yıldızız diyen Hükümet nerede?”

“Parlayan bir yıldızız diyen Hükümet nerede?”

Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Lefkoşa Sevgi Evi’nde bugün 09.00-11.30 saatleri arasında uyarı grevi gerçekleştirdi ve grev sırasında basın açıklaması yaptı.

A+A-

Kamu İşçileri Sendikası (Kamu-İş), Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na bağlı Lefkoşa Sevgi Evi’nde bugün 09.00-11.30 saatleri arasında uyarı grevi gerçekleştirdi ve grev sırasında basın açıklaması yaptı.

Grevde, personel eksikliği ve ağır çalışma koşullarına dikkat çekildi. Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu, Sevgi Evi çalışanlarının 180 saat çalışması gerekirken personel eksikliği nedeniyle ortalama 340 saate varan bir tempoyla görev yaptığını belirterek, “Fedakârlık yapıyorlar. Bu çocuklar onların çocukları olmamasına rağmen, anne şefkatiyle bakıyorlar. 2 saatlik grevi yaparken bile üzülüyorlar” dedi.

Personel eksikliğine rağmen istihdam yapılmamasına sert tepki gösteren Serdaroğlu, “Parlayan bir yıldızız diyen Hükümet nerede? Neden buraya talep olmasına rağmen bütün Bakanlar Kurulu’na soruyorum, personel istihdam edilmiyor? Sizde hiç mi insanlık yok?” ifadelerini kullandı. Serdaroğlu, Personel Dairesi’ne çağrıda bulunarak münhal ilan edilmesini talep etti: “Bu işi yapacaklarını bile bile gelsinler buraya” dedi.

Serdaroğlu, hükümetin kamu kurumlarında taşeron şirketlerden personel alımı yapmasına değinerek, “Buraya da sakın taşeron şirketten anne getirmeyin” ifadelerini kullandı.

Lefkoşa Sevgi Evi’ndeki annelerin önemine dikkat çeken Serdaroğlu, anneler ile çocuklar arasında kurulan bağın altını çizdi.

Kamu-İş Başkanı Ahmet Serdaroğlu:

“Binayı yapmakla değil, önemli olan içindeki çalışma koşulları, personel ve diğer unsurlar”

“Tangül Çağıner Vakfı’na teşekkür ederiz. İş insanlarımızın böyle güzel bir değer kazandırması umarız herkese örnek olur. Ancak hükümet bunların değerini bilmiyor; sıkıntı burada. Binayı yapmakla değil, önemli olan içindeki çalışma koşulları, personel ve diğer unsurlar. Bu işler bina yapmakla olmuyor. Burada bebeklerimiz var. Hepsi olmasa bile, özel eğitim alması gereken çocuklar da var aralarında. Toplamda 33 çocuğumuzun 8 tanesi özel eğitime muhtaç, 4 tanesi ise yeni doğmuş bebek. Burada anne, eğitimci, şoför, güvenlik açısından ciddi anlamda bir işletme zaafiyeti ve personel sıkıntısı var. Ülkemizde sürekli personel alınmasına rağmen, sendikalar hala personel eksikliği için grev yapmak zorunda kalıyor. Özellikle bu tarz elzem yerlerde eylem yapmaktan ciddi anlamda üzüntü duyuyoruz.”

“Halkımızın takdirini alması gerekenler bu binada çalışanlardır”

“Halkımızın takdirini alması gerekenler bu binada çalışanlardır. Son derece insanlık üzerine kurulu çalışma programlarıyla çocuklara bakıyor, bu çocukları ülkeye yararlı bir birey olarak kazandırmaya çalışıyorlar. Zor koşullar ve yüksek saatlerde çalışıyorlar. 180 saat çalışmaları gerekirken, ortalama 340 saate ulaşan mesaiyle, evdeki çocuklarını ve eşlerini ihmal ederek buradaki sorumluluklarını yerine getirmeye çalışıyorlar. Bu sorumluluktan buradaki personel kaçmadığı için yöneticiler bunu görmezden geliyor. Buradaki anneler, her ne kadar bu bebekler onların çocukları olmasa da bir anne şefkatiyle onlara bakıyor. Bu eylemi bile yaparken içleri acıyor, üzüntü duyuyorlar.”

“Alınan o personeller şu anda nerede? “İşleyemezmiş” diyerek başka yere gönderdiniz”

“Hükümet , sosyal devletiz, parlayan bir yıldızız, bu devleti tanıtıyoruz diyor. Peki, yaptığınız istihdamlar nerede? Sayın Bakan’a soruyorum: Ocak ayında istihdam yaptınız. Şubat ve Mart’ta nerede bu arkadaşlar? Biz eylem, grev yapma derdinde değiliz. Biraz insaf artık.
Çocuklar burada savunmasız bir şekilde kalıyor. Sizde hiç mi insaf ve vicdan yok? Yönetici değilsiniz, yönetemiyorsunuz; peki insanlığınız da mı yok? Daha önce burada eylem yaptık, personel aldınız. Soruyorum: Alınan o personeller şu anda nerede? “İşleyemezmiş” diyerek başka yere gönderdiniz. O zaman burada çalışamayacak olanı buraya neden getirdiniz?

Personel Dairesi’ne çağrımızdır: Anne, eğitmen, şoför münhaline çıkın. Bu işi yapacağını bile bile insanlar gelsin. Buraya gelip bu işi yapamıyorlarsa, evlerine gitsinler. Ama yok, olmaz. Çünkü sonra oy alamayacaksınız. Sizin zaten oy alma yeteneğiniz sadece bu kadar. İşe göre adam değil, adama göre iş politikasıyla alım yapıyorsunuz. Oy alacaksanız, sosyal bir devlet olacaksınız ve bunu halka göstereceksiniz.”

“Buradaki sorunlara eğilin, burası elzem bir yerdir”

Duyarlı bir iş insanları, Tangül Çağıner Vakfı ne güzel bir tesis yaptı. Siz bunu işletemiyorsunuz ayıbından utanmıyorsunuz. Rica ediyorum, çocuklar ve bu anneler adına Bakanlar Kurulu’nda vicdanı ve insani duygusu biraz yüksek olan biri varsa buradaki personel sorununu çözün. Buradaki sorunlara eğilin, burası elzem bir yerdir. Bir an önce çözün. Yoksa burada olacak olanlardan ne KAMU-İŞ Sendikası, ne annelerimiz ne de çocuklarımız sorumludur. Sorumlu siz olacaksınız. Bu bir insanlık ayıbıdır. Sayın Çalışma Bakanı’na soruyorum: Bu durumu Bakanlar Kurulu’na ilettiniz mi? Bu durumdan Başkan’ın, taleplerden haberi var mı? Eğer haberleri yoksa suç sizde. Ama varsa bunu kamuoyuyla paylaşın.

“Buraya da sakın taşeron şirketten anne getirmeyin!”

Taşeron şirket üzerinden personel almayı yeni moda haline getirdiniz. Hastaneleri doldurup orada da iş barışını bozdunuz. Buraya da sakın taşeron şirketten anne getirmeyin! Anneler önemlidir, bağ kurulur. Bu bağ kurulduktan sonra şirket gelir, başkasını getirir. Biz bunları yaşamak istemiyoruz. Devlet kontrolünde, devlet görevlisi olacak burada çalışacak olanlar. Burası elzem bir yerdir. Serdaroğlu, hükümetin kamu kurumlarında taşeron şirketlerden personel alımı yapmasına değinerek, “Buraya da sakın taşeron şirketten anne getirmeyin” ifadelerini kullandı. Lefkoşa Sevgi Evi’ndeki annelerin önemine dikkat çeken Serdaroğlu, anneler ile çocuklar arasında kurulan bağın altını çizdi.

Bu haber toplam 8163 defa okunmuştur
Etiketler :