1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. 'PAKET'E TEPKİLER SÜRÜYOR
PAKETE TEPKİLER SÜRÜYOR

'PAKET'E TEPKİLER SÜRÜYOR

Önceki gün Ankara’da imzalanan "2013-2015 Ekonomik Paket"e tepkiler sürüyor

A+A-

 

 

 

Önceki gün Ankara’da imzalanan "2013-2015 Ekonomik Paket’e tepkiler sürüyor

 

Birleşik Kıbrıs Partisi (BKP), ekonomik pakete karşı, “Kıbrıslı Türklerin özgürlüğü, kendi kendini yönetmesi ve erken federal çözüm için tüm çözüm yanlısı ilerici güçlere ortak mücadele” çağrısında bulundu.

BKP’den yapılan açıklamaya göre, Birleşik Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri İzzet İzcan, “AKP’nin dayatma ekonomik programını ve paketini reddettiklerini, yürürlükteki program ve paketlerinde iptal edilmesini talep ettiklerini” belirterek, “Kıbrıs Türk toplumunun varlığına, kimliğine ve kültürüne yönelik son darbe niteliğindeki 2013-2015 dönemini kapsayan dayatma ekonomik pakete karşı tüm ilerici güçler bir araya gelmelidir. Ülkemize yönelik bu sömürgeci saldırı karşısında ancak birlik olursak direnip, kazanabiliriz” dedi.

İzzet İzcan şöyle devam etti:

“Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan ekonomik paket, çalışma yaşamını kuralsızlaştıracak, sendikasızlaştırmayı, örgütsüzlüğü, emek sömürüsünü derinleştirecek, maaş ve ücretleri eritecektir. Daha fazla yoksulluk, işsizlik ve göç yaratacaktır. Başta KIB-TEK, Telefon Dairesi, Limanlar, Koop-Süt ve Kooperatif işletmeleri olmak üzere kamu kuruluşlarımızın, belediyelerimizin ve ülke zenginliklerimizin AKP yanlısı sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacaktır. Türkiye’ye olan bağımlılığı arttıracak ve entegrasyon sürecini hızlandıracaktır.”

AKP’yi, Kıbrıs Türk toplumunu, kimliğini, kültürünü ve kamusal zenginliklerini yok etmeyi ve ülkeyi sömürgeleştirmeyi hedeflediğini savunan İzcan, statükodan kurtularak, federal çözüme bir an önce ulaşmanın Kıbrıs Türk toplumunun tek çıkış yolu olduğunu ifade etti.

 

KIBRIS SOSYALİST PARTİSİ: PAKETLENECEKMİYİZ, PAKETLEYECEKMİYİZ?


TC Hükümeti ile KKTC Hükümeti arasında imzalanan Ekonomik ve Mali İşbirliği Protokolü nasıl yorumlanmalı ve nasıl tavır takınılmalıdır?


Öncelikle, biz Kıbrıslıların “paket” hatta “yıkım paketi” vs diye adlandırdığımız ve ilk olmayan bu protokollerin aslında ve her
şeyden önce siyasal hedefli oldukları tespiti yapılmalıdır. Yani, TC’nin Kıbrıs üzerinde oynadığı koloniyal oyunların bir parçası olduğu görülmelidir. Görülmeli ve “TC’de mi KKTC’de mi hazırlandı” gibi alakasız detaylarla uğraşılmamalı.

Neymiş efendim “Bu paketi önerene değil kabul edene kızalım. Türkiye'nin dayatmaları denilen kavramın arkasında sığınıp Kıbrıs Türk toplumunun bu işi kendi eliyle yaptığı gerçeğini de unutmayalım.”


Meseleye böyle bakmak, yani “biz” (yani “Kıbrıslılar”) ve “onlar” (yani Türkiyeliler) en hafifinden siyasetin ABC’sinden anlamamak demektir. Meseleye böyle bakmak, sınıfların varlığını inkar etmek demektir ve aynı şekilde sınıf çıkarlarını da…


En önemlisi de sınıf mücadelesini inkar etmektir.


Bilinmelidir ki, Kıbrıslı dediğimiz insan topluluğu da sınıflardan oluşmaktadır. Ve bu sınıfların bazıları bağımsızlık, demokrasi, barış vs gibi kaygılar taşırken, diğer bazıları bu kaygılardan uzak, tersine, kendi sermaye ve konumlarını korumak ve geliştirmekten başka bir kaygı taşımamaktadırlar. Onlar, sermayelerini ve bireysel saltanatlarını sürdürmek uğruna halkın tüm değerlerini ve varlığını yabancı sermayeye (ki onlar buna anavatan derler) peşkeş çekmekten bir an bile tereddüt etmezler. Çünkü onlar burjuvadırlar. Çünkü onlar vatan hainidirler. Çünkü onlar halkın parçası değil, uluslararası emperyalizmin parçasıdırlar.


Bilmeliyiz ki TC sermayesi ve dolayısıyla devleti biz Kıbrıs halkının ekmeğine, aşına göz koymuştur, iradesine göz koymuştur, ayrı bir varlık olarak iradesine göz koymuştur. Ve bunu yaparken yalnız değildir. Arkasında ABD ve AB emperyalistleri, önünde, yani Kıbrıs toprağında da Kıbrıs Türk burjuvaları vardır.


Onlar sınıfsal çıkarlarının gayet iyi farkındadırlar.


Sorun, bizler, işçiler, memurlar, dar gelirli esnaf-zanaatkarlar, köylüler ve aydınlar sınıfsal çıkarlarımızın farkında
mıyız?


Bizi paketlemeye çalışanları PAKETLEMEK için harekete geçmeliyiz. Onları demokratik kitle örgütlerimi
zle kuşatmalı, Sosyalist Partimizin önderliğinde kitlesel mücadele ve direnişle paketlerini reddederek bu memleketin bizim alacağımız kararlar doğrultusunda yönetileceğini ilan etmek için işbaşı yapmalıyız.

 


 

HÜR-İŞ: YENİ PAKETLE ÇALIŞANLARIN HAKLARINA SALDIRI SÜRÜYOR

KKTC Hükümeti’nin toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren konularda herkesten gizleyerek Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan yeni ekonomik paket imzalandıktan sonra basın aracılığı ile toplum ile paylaşılmıştır.

İki yıldan bu yana sefalet ücretine dönüşen asgari ücreti artırmayan zihniyet yeni paketlerinde de çalışanların haklarına saldırmaktadır.

Kıdem tazminatının kaldırılacağını, İhtiyat Sandığı prim oranlarının azaltılacağını ve devletin varlıklarının, liman işletmelerinin, telefon işletme haklarının ve elektrik dağıtımının özelleştirileceğini imzaları ile teyit etmektedirler. Yapılacakları kabul etmediğimizi belirtir şiddetle reddederiz.

Daha 2012 yılının başında tüm itiraz ve uyarılarımıza rağmen sosyal güvenliğin geleceğini kurtaracağını iddia ettikleri yasal değişikliklerin çözüm getirmediğini ve yeni dönemde de menfaatlerin kısıtlanacağını çekinmeden yazmaktadırlar.

Diğer taraftan bizlerin kayıt dışılık ile mücadele ve vergi adaletinin sağlanması için yaptığımız tüm çağrılara kulaklarını tıkayan UBP Hükümeti, bu konuda verilen talimatları ekonomik pakette imzalamakta tereddüt etmektedir.

Ülke insanına uymayan ve çalışanların haklarına tecavüz olan bu ekonomik paketi kabul etmediğimizi kamu oyuna duyururuz.

 


İNŞAAT TAŞERONLARI BİRLİĞİ: BU PAKET HALKA MENFAAT SAĞLAMAZ

2013 – 2015 yıllarını kapsayan ekonomik paketin Kıbrıs Türk halkına bir menfaat sağlamayacağı görüşündeyiz. 2010 – 2012 ekonomik paketinde olduğu gibi özel sektörü güçlendirme ile ilgili detaylar görünmektedir. Ancak bir önceki pakette olduğu gibi detayda kalacağı görüşündeyiz. Liberal ekonomik sisteme göre yapılan paketin KKTC iş insanına yaramayacağı gün gibi ortadadır. Zaten ambargolardan dolayı kapalı bir ülke olan ülkemizde sektörlerin kısıtlı iş imkanlarından yararlanması çok zordur. Ülkede mevcut olan işsizliğin bu paketteki özelleştirmeler ile daha da büyüyeceği göz önüne alınırsa, özel sektöre kayacak olan elektrik, telefon, kooperatif gibi iş yerlerindeki çalışanları  da piyasaların kaldırmayacağı ortadadır. Her gün yapılan vatandaşlıklarla zaten ülkedeki işsizlik en yüksek seviyelerdedir. Özel sektörü güçlendirmeden,  nüfus planlaması yapılmadan, ülkenin temokrafik yapısı ortaya konmadan uygulanacak liberal bir ekonomi ülkeyi daha da kaosa sürükleyecektir.

 Bu paket K.T. İnşaat Taşeronları Birliğine uymamaktadır. Bu paket hazırlanırken  bizim hiçbir fikrimiz alınmamıştır. Ve bu nedenle bu ekonomik paketi  kabul etmemiz  mümkün değildir.

 

                                     

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 925 defa okunmuştur