1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'Nitelikli iş gücü; ya güneye, ya ülkesine'
'Nitelikli iş gücü; ya güneye, ya ülkesine'

'Nitelikli iş gücü; ya güneye, ya ülkesine'

Sektör temsilcileri günden güne artan ‘kalifiye eleman’ eksikliğine işaret etti, piyasada işçi sıkıntısı çekildiğini gündeme taşıdı

A+A-

Kıbrıslı Türklerin çalışmak için güneye, yabancı uyruklu işçilerin de ülkelerine dönmeye yönelmesi ile ‘kalifiye eleman’ açığı ortaya çıktı. Sektör temsilcileri “Böyle gitmez, çözüm üretilmeli” uyarısı yaptı.

Derya ULUBATLI

Türk Lirası'ndaki olağanüstü değer kaybı ve artan pahalılıkla ülkede geçim her geçen gün daha da zorlaştı, Kıbrıs’ın kuzeyinde işçi sıkıntısı başgösterdi.

Kıbrıslı Türklerin çalışmak için güneye, yabancı uyruklu işçilerin de ülkelerine dönmeye yönelmesi ile ‘kalifiye eleman’ açığı yaşanmaya başladığını ifade eden sektör temsilcileri “böyle gitmez, çözüm üretilmeli” uyarısı yaptı.

Pandemiyle birlikte turizm ve inşaat başta olmak üzere birçok farklı sektör durgun bir sürece girdi, bu durum, çoğunluğu yurtdışından gelen sektör çalışanlarının da iş bırakmasına yol açtı. Artık geçimini sağlamakta zorluk çeken yabancı çalışanlar ülkelerine dönmeye, ülkede gelecek göremeyen Kıbrıslı Türkler ise dövizdeki artışla beraber güneydeki iş imkanlarını değerlendirmeye başladı.

YENİDÜZEN’e konuşan farklı sektörlerden temsilciler, Kıbrıs’ın kuzeyinin artık iş alanı olarak kimseye cazip gelmediğini, bu durumun çok kısa zamanda ülke genelinde ciddi sıkıntılara yol açacağını dile getirdi.

“Yakında çalıştıracak kimseyi bulamayacağız”

Ülkede nitelikli iş gücünün kalmadığını belirten sektör temsilcileri, eleman bulmak konusunda sıkıntı yaşadıklarını ve yakında bu alanlarda çalıştıracak kimsenin bulunamayacağını belirtti. Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca dövizin yükselmesiyle işlerinin çok azaldığını, buna rağmen iş gücü konusunda sıkıntı yaşadıklarını dile getirdi. Amca, “işçileri elimizde tutabilmek için kâr marjını düşürmek pahasına onlara zam yapıyoruz” dedi.

Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga ise artık bu ülkenin insanlar için cazip bir yer olmaktan çıktığını ve kazanılan parayla ihtiyaçlarını gideremeyen kişilerin ister istemez başka yerleri tercih ettiğini vurguladı.

 Öte yandan İnşaat Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, sadece yerli halkın ya da Türkiye’den gelen kişilerin değil, son dönemde çalışmak için adaya gelen Bangladeş, Pakistan gibi ülkelerden kişilerin de iş bırakma eğiliminde olduğunu, ülkenin artık onlar için de bir ‘geçim kapısı’ olmadığını savundu.

Şu an sakin bir sezonda olduklarını anlatan Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner de, yaz sezonu yaklaşınca büyük sıkıntılar yaşayacaklarını tahmin ettiğini ve bu durumun çözümü için adımlar atılması gerektiğini söyledi.

“Bu sektörlere yerli eleman yetiştirmeliyiz, yabancı iş gücüne muhtaç olmamalıyız”

Belirli sektörlerin sadece yabancı iş gücü üzerinden yürüdüğünü belirten temsilciler, bu alanlara erken yaşlardan itibaren yetiştirilecek, nitelikli yerli elemanlar hazırlanması gerektiğini, bunun için de ciddi bir eğitim planlamasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. İş gücünün çoğunlukla yurtdışı kaynaklı olduğunu ve bu kişiler gidince bu gibi sıkıntılar yaşandığını aktaran sektör temsilcileri, “kendi yerel elemanlarımızı yetiştirmeliyiz ki dışarıya muhtaç olmayalım, böyle zorluklar yaşamayalım” dedi.

 


Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca:

“Gitmesinler diye sürekli zam yapıyoruz”

“İnsanlar haliyle ya ülkesine dönüyor, ya da güneyde çok daha fazla para kazanabildiği için orayı tercih ediyor. Sonuç olarak biz de burada işçi sıkıntısı çekmeye başladık”

Türkiye’deki asgari ücretin yükseldiği gün bu konuyu araştırmaya başladıklarını söyleyen Taşeronlar Birliği Başkanı Osman Amca, hem bu yükselişin, hem de yerli iş gücünün güneye gitmeye başlamasının kendileri için ciddi bir iş gücü eksikliği yaratmaya başladığını, konunun çözümü için hükümetle istişare içine girdiklerini söyledi.

Amca şunları anlattı: “İnsanlar haliyle ya ülkesine dönüyor, ya da güneyde çok daha fazla para kazanabildiği için orayı tercih ediyor. Sonuç olarak biz de burada işçi sıkıntısı çekmeye başladık. Dövizin yükselmesinden dolayı işler çok azaldı, buna rağmen işçi sıkıntısı çektiğimize göre, demek ki gerçekten çok büyük bir açık oluştu”.

Şu an yanlarında çalışan kişileri tutabilmek adına onlara zam yaptıklarını da belirten Amca, işçilerin çoğunluğunun ülkesine dönme eğiliminde olduğunu söyledi, “işverenler olarak kâr marjını düşürmek pahasına işçilere zam yaparak gitmelerini engellemeye çalışıyoruz” dedi.

“Çözüm için dövize endeksli yaşama geçmeliyiz”

Kesin çözümün dövize endeksli yaşama geçmek olduğuna dikkat çeken Amca,  bunun için belli kuralları ve şartları sektör olarak tartışmaya başladıklarını ifade etti. Bu anlamda 23 Ocak’tan sonra seçilecek hükümete de çok büyük görevler düştüğünü savunan Amca şöyle devam etti: “Artık hem emeğimizin karşılığını dövizden almak hem de işçilerimizi dövize endeksli ödemek için girişimler başlattık, yoksa hepimiz batacağız. Seçilecek hükümete de bu anlamda büyük görev düşüyor. Bir an önce dövize endeksli yaşama geçmeliyiz. İş dünyasının moral ve motivasyonu artık bozuldu. Kimse yarının ne getireceğini bilemiyor. Bu anlamda iş dünyasının yeni seçilecek hükümetten beklentileri çok yüksektir”.

 


Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga:

“Artık kimse burayı cazip bulmuyor”

“Mevcut durumda TL’nin değer kaybı ve sürekli artan pahalılıkla artık üçüncü dünyadan da ara eleman ihtiyacını karşılama imkanımız kalmadı, çünkü artık bu ülke insanlar için cazip bir yer olmaktan çıktı”

Bu durumun yeni yeni dikkat çekmeye başladığını ancak aslında çok uzun zamandır yaşanan bir sıkıntı olduğunu anlatan Esnaf ve Zanaatkarlar Odası Genel Koordinatörü Hürrem Tulga, özellikle 1980’lerden sonra kalifiye eleman ihtiyacının büyük ölçüde yabancı işçilerden karşılandığına dikkat çekti.

Başta Türkiye olmak üzere üçüncü dünya ülkelerinden de gelen bu işçilerin neredeyse her sektörde kullanıldığını ve gelinen noktada bu kişilerin iş bırakmasının ülkede büyük sıkıntılara yol açacağını vurguladı. Tulga şunları aktardı: “Mevcut durumda TL’nin değer kaybı ve sürekli artan pahalılıkla artık üçüncü dünyadan da ara eleman ihtiyacını karşılama imkanımız kalmadı, çünkü artık bu ülke insanlar için cazip bir yer olmaktan çıktı. Kazanılan para insanların ihtiyaçlarını gidermelerine yardımcı olmuyor, dolayısıyla kimse gelmek istemiyor. Öte yandan var olan çalışanlar da hayat şartlarının zorlaşmasına bağlı olarak kaçmaya çalışıyor. Kısacası sürekli bir nitelikli eleman kaybı yaşıyoruz”.

“Doğru eğitim planlamasıyla yerli eleman yetiştirmeliyiz”

Dünyanın hiçbir ülkesinde esnaflığın başka bir toplum üzerinden karşılanmadığına dikkat çeken Tulga, toplumların bunu önce kendi iç dinamikleriyle çözmeye çalıştığını, nitelikli yerel eleman yetiştirmek için düzgün eğitim planlamaları yaptıklarını ifade etti. Bu yolla yabancı çalışana muhtaç olmadıklarını ve bu gibi sıkıntılarla daha az karşılaştıklarını belirten Tulga sözlerini şöyle sürdürdü: “Doğru planlamayla gençler mesleki eğitim yoluna yönlendirilmeli ve her toplum kendi ihtiyacını önce kendi yerelinden karşılamalı. Eğer tüm elemanlar dışarıdan getirilirse bu gibi sorunlarla karşılaşmak çok olası hale geliyor. Bu da bize eğitimimiz ve yönlendirmemizin yanlış olduğunu gösteriyor. Şu anda sosyal sigortalara kayıtlı özel sektör çalışanlarının yüzde 60’ından fazlası yabancı çalışanlardır. Bu bizim ne kadar kötü bir durumda olduğumuzun göstergesi…”

 


İnşaat Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer:

“Yakında kimse gelmek istemeyecek”

“Bu yaşananlar üretimi ciddi şekilde olumsuz etkiliyor ve verim giderek düşüyor. Bu durum yakın zamanda görünmeyen başka sorunlara da sebebiyet verecek”

Artık nitelikli iş gücünün kaybedildiğini belirten İnşaat Müteahhitler Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, sadece güneye kaçan yerel elemanların değil, Türkiye’den gelen kişilerin de kaybedildiğini dile getirdi.

Yakında Bangladeş ve Pakistan gibi farklı ülkelerden gelen kişilerin de tercih edilmeyeceğine inandığını söyleyen Gürcafer şöyle devam etti: “Tüm bu yaşananlar üretimi ciddi şekilde olumsuz etkiliyor ve verim giderek düşüyor. Bu durum yakın zamanda görünmeyen başka sorunlara da sebebiyet verecek. Bu sorunun bir an önce ele alınıp irdelenmesi ve çözülmesi gerekiyor. Bununla ilgili bir devlet politikası geliştirmeli ve kendi yerel elemanımızı yetiştirmeliyiz”.

“Yerli elemanlar yetiştirmek için istikrarlı bir hükümet gerekiyor”

İnşaat sektöründeki ekskavatör operatörü, beton santrali operatörü gibi kilit noktalardaki çalışanların dışarıdan istihdam edildiğini ve bu kişilere ciddi miktarda paralar ödendiğini dile getiren Gürcafer, bu sektörler için yerel işçi yetiştirmek üzere eğitim programlarının açılması gerektiğini ve bunu yapmanın ülkedeki sektörel gelişime olumlu katkılar sağlayabileceğini aktardı. Gürcafer şunları kaydetti: “Bunun için eğitim alanları açmamız ve yerelden kişiler yetiştirmemiz gerekiyor. Eğer bunu yaparsak hem kendi insanımıza iş imkanı sağlarız hem de firmalarımızın kurumsallaşmasına katkı koyarız. Böylece bu kilit elemanların yarın bir gün yurtdışına gitmesini de engelleriz. Bunu yapabilmek için iradeye ve istikrara ihtiyacımız var. Seçimlerle siyasi istikrar gelirse bunların çözümlerini de gündeme getireceğiz çünkü bu çok önemli bir sorundur ve bunu en çok hisseden sektör de inşaattır. Bu durum çözüme ulaşmazsa bizlere hem sosyal hem de ekonomik anlamda ciddi kayıplar getirecektir”.

 


Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner:

“Sezon açılınca ciddi personel eksikliği yaşanacak”

“Sezon çok canlı olmadığı için şimdilik idare ediyoruz ama yaz sezonu geldiğinde ciddi personel sıkıntısı yaşayacağımıza eminim”

Otelciler olarak personele en azı ihtiyaç duydukları sezonda olduklarını söyleyen Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, böylesi bir dönemde bile işçi kaybı yaşadıklarını dile getirdi.

Esas sıkıntının yaz ayları yaklaştığında ve sezon açıldığında yaşanacağını anlatan Çağıner şunları söyledi: “Şu an çok büyük personel ihtiyacımız yok ama bu eksikliği birkaç ay sonra daha çok gözlemleyeceğimizi düşünüyorum. Şimdilik otellerde çekirdek kadrolar var ancak çok yoğun olmadığımız dönemlerde bile personelden bazıları çıkmaya başladı ve iş gücü eksikliğini hafif hafif hisseder olduk. Eminim ilerleyen dönemlerde bu artacaktır”.

Yaşananların hizmet sektörü için çok büyük bir darbe olduğuna dikkat çeken Çağıner,  pahalılığın durdurulması ve gelirin artırılması gerektiğini, insanların ancak bu şekilde işlerini bırakma ihtiyacı duymayacağını anlattı. “Gelirleri artırmalı ve hayatı ucuzlatmalıyız” ifadelerini kullanan Çağıner, bunun için ciddi bir ekonomik paket de hazırlanması gerektiğini belirtti. İş gücünün çoğunlukla yurtdışı kaynaklı olduğunu ve bu kişiler gidince bu gibi sıkıntılar yaşandığını aktaran Çağıner, “kendi yerel elemanlarımızı yetiştirmeliyiz ki dışarıya muhtaç olmayalım, böyle zorluklar yaşamayalım” dedi.

 

yd-destek-gorseli-2-521.jpg

Bu haber toplam 2332 defa okunmuştur