
“Müzakereler kaldığı yerden devam etmeli deniyorsa, 11 Şubat 2014 belgesi de teyit ediliyordur”
Özdil Nami, müzakerelerin “kaldığı yerden” devam etmesinin, Crans Montana’ya kadar süreci taşıyan 11 Şubat 2014 belgesi dahil tüm anlaşmaların teyidi anlamına geldiğini söyledi.
Dışişleri eski Bakanı ve eski müzakereci Özdil Nami, müzakereleri yeniden başlatmaya yönelik yapılan toplantı ve değerlendirmeler ışığında, 11 Şubat 2014 tarihli belgenin yeniden hatırlatılmasının faydalı olacağı görüşünü dile getirdi.
Nami, Kıbrıslı Rum Liderin “müzakereler kaldığı yerden devam etmeli” yönündeki ifadelerinin, süreci Crans Montana’ya kadar taşıyan ve siyasi eşitlik ile egemenlik gibi temel başlıkları içeren 11 Şubat 2014 belgesi dahil tüm anlaşma ve yakınlaşmaların da teyit edilmesi anlamına gelmesi gerektiğini ifade etti.
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Nami, bu aşamada Birleşmiş Milletler’in öncelikli görevinin, tarafları bu temel konuları yeniden tartışmaya itme çabalarına engel olmak olduğunu vurguladı. Açıkta kalan içerik başlıklarına girilmeden önce, “takvim–hakem–eşit bedel” unsurlarını içeren bir süreç kurgusuna tarafların odaklanması gerektiğini belirten Nami, Kıbrıslı Rum Lider Tufan Erhürman’ın ortaya koyduğu dört ayaklı önerinin de esasen bu yönde bir çağrı olduğunu kaydetti.
Nami, 2014’de alınan kararları hatırlattı:
“11 Şubat 2014
Eroğlu – Anastasiadis Ortak Açıklaması
(Tam Türkçe Metin)
Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderleri, Kıbrıs’ta mevcut statükonun kabul edilemez olduğunu ve devam edemeyeceğini kabul ederler. Bu statükonun sürdürülmesinin her iki tarafın da çıkarlarına hizmet etmediği konusunda mutabıktırlar.
Bu çerçevede liderler, Kıbrıslıların liderliğinde ve Kıbrıslılara ait olacak bir sürecin başlatılması konusunda mutabık kalmışlardır. Birleşmiş Milletler, tarafların talebi doğrultusunda, iyi niyet misyonu çerçevesinde süreci destekleyecektir.
Müzakerelerin amacı, iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon temelinde, siyasi eşitliğe dayalı, tek egemenliğe, tek uluslararası hukuki kişiliğe ve tek Kıbrıs vatandaşlığına sahip Birleşik Kıbrıs oluşturmaktır.
2.
Birleşik Kıbrıs Federasyonu, iki eşit statüde kurucu devletten oluşacaktır.
Federal hükümetin yetkileri anayasa ile açık ve sınırlı şekilde tanımlanacaktır.
Federal hükümete açıkça verilmemiş tüm yetkiler kurucu devletlere ait olacaktır.
3.
Birleşik Kıbrıs’ın tek egemenliği, Kıbrıs Türkleri ile Kıbrıs Rumlarının eşit statüsünden kaynaklanacaktır.
Bu egemenlik; bölünme, ayrılma veya başka bir ülkeyle birleşme (taksim, secession, enosis) içermeyecektir.
4.
Birleşik Kıbrıs’ın tek uluslararası hukuki kişiliği ve tek Kıbrıs vatandaşlığı olacaktır.
Bu vatandaşlık, federal yasalarla düzenlenecek ve her iki toplumun kimliğini koruyacak şekilde uygulanacaktır.
Buna ek olarak, her kurucu devletin kendi iç vatandaşlığı bulunacaktır.
5.
Birleşik Kıbrıs Federasyonu’nun anayasal düzeni, iki toplumun siyasi eşitliğini ve etkin katılımını güvence altına alacaktır.
Siyasi eşitlik, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında tanımlandığı şekildedir.
6.
Federal hükümetin tüm organları ve karar alma mekanizmaları, her iki toplumun etkin katılımını yansıtacak şekilde yapılandırılacaktır.
Bu çerçevede, federal düzeyde alınacak kararlarda her iki toplumdan en az bir olumlu oy bulunması sağlanacaktır.
7.
Müzakereler, tüm başlıkları kapsayacak şekilde yürütülecek ve
“Her şey kararlaştırılana kadar hiçbir şey kararlaştırılmış sayılmayacaktır.”
Tüm konular birbirine bağlıdır ve eşit önemdedir.
8.
Varılacak kapsamlı çözüm, eş zamanlı ve ayrı ayrı yapılacak referandumlarla, her iki toplumun onayına sunulacaktır.

















