1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Meme kanseri açısından kimler yüksek risk altındadır?
Meme kanseri açısından kimler yüksek risk altındadır?

Meme kanseri açısından kimler yüksek risk altındadır?

Meme kanseri açısından kimler yüksek risk altındadır?

A+A-

 

Dünyaca ünlü star Angelina Jolie’nin memelerini koruyucu amaçlı, herhangi bir hastalık henüz taşımadan cerrahi olarak aldırmasıyla birlikte,  bu alanda çok tartışılan gelişmeleri Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Mehmet İnan, ADRES KIBRIS’a değerlendirdi


 

Gen Testini Kimlere Yaptırmak Gerekmektedir?

----------
Meme kanseri erken teşhis edilirse %95 üzerinde bir organ kaybı olmadan (meme alınmadan) tedavi edilebileceği gibi meme kanseri açısından yüksek risk taşıyan hastaların memelerinin bir ameliyatla alınması onları kanserden koruyacaktır
----------


Dr. Mehmet İNAN
Genel Cerrahi Uzmanı

Angelina Jolie’nin memelerini koruyucu amaçlı, herhangi bir hastalık henüz taşımadan cerrahi olarak aldırması (profilaktik mastektomi) basında geniş yer buldu. Bu olay birçok açıdan tartışıldı. Toplumların önünde önemli karakterlerin davranışları her zaman örnek teşkil etmektedir. Bu neden ile bu olay güzel bir kadının, kendisine kadınsı özellik katan organlarından vazgeçmesi, magazinsel yaklaşımdan ayrı olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Günümüz kadınları özellikle gelişmiş ülkelerde yüksek oranda meme kanseri riski altındadır. Kimileri tarafından magazinsel olarak algılansa dahi aslında çok önemli toplumsal bir sorun karşısında farkındalık yaratacak olan Angelina Jolie’nin koruyucu amaçlı memelerini aldırması tartışılmaya değer bir olaydır.
Meme kanseri erken teşhis edilirse %95 üzerinde bir organ kaybı olmadan (meme alınmadan) tedavi edilebileceği gibi meme kanseri açısından yüksek risk taşıyan hastaların memelerinin bir ameliyatla alınması onları kanserden koruyacaktır.  Yukarıdaki cümlede sanki önemli bir ikilem saklı gibi durmaktadır. Günümüzde kanser olmuş hastaların tedavisinde meme ameliyatları yalnızca kanserli dokunun çıkarılması ve geri kalan sağlıklı meme dokusunun korunması ile sınırlı iken nasıl oluyor da bazı kişiler için daha henüz hasta bile olmamış tüm meme dokusunun alınması önerilmektedir. İşte bu noktada meme kanseri açısından risk faktörlerinin bilinmesi, hatta hesaplanması ve yüksek risk faktörü taşıyan bireylerin toplumun geri kalanından ayrılması gerekmektedir. Kısacası tedavi yaklaşımı genel değil de kişiselleştirilerek uygulanmalıdır.

O zaman meme kanseri açısından yüksek risk faktörleri nelerdir?

  Meme kanseri için risk faktörleri 4 ana gurupta değerlendirilir:
Çok Yüksek Risk içeren hastaların rölatif riski 5’in üzerindedir. Bu grupta Genetik Mutasyon içeren bireyler, memedeki herhangi bir lezyon biyopsini sonucu Lobuler Karsinoma in Situ teşhisi almış ve iyonize radyasyona maruz kalmış hastalar gelmektedir.
Yüksek Risk içeren hastalarda rölatif risk 1,5- 5 arasındadır. Bu grupta ileri yaş, atipik duktal hipeplazi, atipik lobuler hiperplazi, duktal karsinoma insutu, artmış meme yoğunluğu, meme kanseri özgeçmişi, ailesinde meme kanseri olan hastalar vardır.
Düşük risk içeren hastalarda rölatif risk 1,5’in altındadır. Bu grupta hiç doğum yapmamış, geç doğum yapan, erken adet gören, geç menopoza giren, obez, belli bir miktar üzerinde alkol tüketen, emzirmeyen, fiziksel aktivite azlığı olan, hormon replasman tedavisi beş veya daha uzun süreli kullanan hastalar vardır.
Riski belirsiz veya olmayan hastalarda rölatif risk birin altındadır. Bu grupta doğum kontrol hapı kullanan, düşük veya kürtaj yapan hastalar vardır.
  Yukarıda da görüldüğü gibi çok yüksek risk oluşturan grupta genetik mutasyonlar en ön sıradadır. Yüksek geçiş gösteren (penetrasyonu oluşturan) genetik mutasyonların başında özellikle BRCA 1 ve 2 gelmektedir. Bununla birlikte diğer çok yüksek risk gurubu meme lezyonundan yapılan biyopsi sonucu Lobuler Karsinoma in situ teşhisi konmuş hastalardır. Bu hastalarda rölatif risk 6,9-12 kadardır.
  Meme ve over gen mutasyonu taşıyan, lobuler karsinoma in situ teşhisi konan ve toraks bölgesine iyonize radyasyon alan hastalarda meme kanseri riski çok artmaktadır. İşte bu neden ile risk danışmanlığı önem kazanmakta, kantitatif risk hesaplanması, ileri gen testi gerekliliğinin değerlendirilmesi ve gen testi istenmesi ve sonucunun yorumlanması (genetik danışmanlık) gerekmektedir.  Meme kanseri riskini hesaplamak yararlıdır çünkü meme kanseri riskini ortadan kaldırmaya veya azaltmaya yardım edeceği gibi erken tanı ve meme kanserine bağlı ölüm oranını (mortaliteyi) azaltmak amacı ile kullanılmaktadır. Burada yapılan belli bir zaman diliminde meme kanserine yakalanma riski ve genetik mutasyon yani ağırlıklı olarak BRCA 1 ve BRCA 2 genlerinde mutasyon olasılığının hesaplanması ve kime hangi testin yapılması gerektiğini doğru karar verilmesidir. Genetik testler kolay ulaşılabilir ve ucuz testler değildir. Bu neden ile toplumun her bireyi taranamaz. Aile öyküsü genetik yatkınlığı yansıtmayan bireylerde diğer testler uygulanmalıdır. (Gail veya Claus).

/ / /

Gen testleri kimlere yapılır?

Gen testleri yalnızca herediter dediğimiz genetik geçişli kanser taşıma olasılığı yüksek olan bireylere uygulanması gereken bir test türüdür. Bilindiği gibi tüm meme kanserlerinin yalnızca %5-10 kadarı herediter yani mutlak olarak bozuk bir genin aktarılması ile ilgilidir.
Kimlere bu genetik test yapılması gerekmektedir ve bu testin sonuçları nasıl yorumlanmalıdır:
    Öncelikle meme kanseri olan veya meme kanseri akrabası olan herkese bu testin yapılmasına gerek yoktur.  Ailesinde meme kanseri öyküsü olan her kadına gen testi yaptırmak doğru değildir. Ayrıca riskli olduğu düşünülen kişiye tek başına gen testi yaptırmakta yeterli değildir. Öncelikle herediter meme kanseri olan birinci derecedeki akrabaya da test yapılması gerekmektedir. Ayrıca genetik testler kesin yönlendirici sonuç veremeyebilirler. Herediter meme kanserlerinin yalnızca %40-60 bilinen genlerdeki yani meme ve over kanserlerini  (BRCA 1 ve BRCA 2) oluşturan genlerdeki mutasyonu ile saptanmıştır. Geri kalan herediter meme kanserlerinde BRCA1/2’den başka gen mutasyonları söz konusudur. Bu neden ile BRCA testleri açısından negatif olan bir test o kişideki kanserin kesin olarak herediter olmadığını göstermez. Diğer taraftan tüm BRCA 1/2 geni taşıyan annelerin çocuklarına bu mutasyona uğramış genleri aktarma (geni veya hastalığı aktarma, penetrasyon) oranları %100 değildir. Kanseri aktarma olasılıkları aşağıda verilmiştir.
  BRCA 1 mutasyonu:         Meme kanseri  %59-87,
                                             Over kanseri      %28-44 olma olasılığı vardır.
  BRCA 2 mutasyonu:         Meme kanseri    %38-80,
                                              Over kanseri      %16-27 olma olasılığı vardır.
    Bu neden ile ilk önce kantitatif ölçüm yöntemleri kullanılır bu ölçümlerde herediter yatkınlık düşündüren durumlarda hastanın onam vermesi halinde gen testleri yapılır.
    Kanser yatkınlığı açısından gen testi yapılması için:
      Kişinin kanser açısından aile öyküsü alınır ve aile ağacı oluşturulur.  Herediter meme ve over kanseri olan kişiler kişisel ve ailesel olarak bir takım özelliklere sahiptirler, bunlar:
     1- 2 adet birinci derece akrabada meme kanseri (birisi 50 yaş ve altı) olması
     2- 3 veya daha fazla birinci ve ikinci derecede akrabada meme kanseri olması
     3-1. ve 2. derece akrabalarda meme ve over kanseri görülmüş olması
     4- yakın akrabada erkek meme kanseri görülmüş olması
     5- 1 adet birinci derece akrabada bilateral meme kanseri görülmüş olması
     6- 2 veya daha fazla birinci ve ikinci derece akrabada over kanseri olması
     7- en az bir akrabada meme ve over kanseri birlikte görülmesi durumunda;  gen testi için genetik danışmanlık yapılması önerilmektedir.
    Bu danışmanlık sırasında gen mutasyon olasılığı bir takım testler (BRCAPRO gibi) ile analizler edilir ve %10-20 üzerinde sonuçlar çıkarsa gen testi yapılması önerilir. Gen testi ilk olarak aile ağacında mutasyon olma olasılığı en yüksek olan kişiye eğer hayatta ise yapılmalı, bu kişide mutasyon saptanması durumunda diğer aile fertlerine de gen testi uygulanmalıdır.
   Gen testlerinde BRCA 1 ve BRCA 2 genleri pozitif çıkan olgular korucu meme ameliyatı için yönlendirilmelidir.
  Bugüne kadar yapılan çalışmalarda mamografi ile meme taramasının meme kanserine bağlı ölümleri azalttığı, tamoksifen türü ilaçlarla (kemoprevensiyon) ve koruyucu mastektomi gibi memenin cerrahi olarak tamamen alınmasının meme kanserini önlediği ve meme kanserine bağlı ölümleri azalttığı kanıtlamıştır.
    Bu neden ile Angelina Jolie’nin taşımış olduğu BRCA 1 %85 varan meme kanseri riski ve %44 varan over kanseri riski taşıdığı için kanserden korunmak amacı ile memelerini cerrahi olarak aldırması kişisel tercih durumuna göre yadırganmaması gereken bir karardır.

--------------------------

(Haftaya: Meme Kanseri Riski Açısından Yüksek Riskli Hastalarda Alınması gereken Önlemler)

--------------------------

Bu haber toplam 2010 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 109. Sayısı

Adres Kıbrıs 109. Sayısı