1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. Ortak ses… Akdeniz’de kazma bırak
Ortak ses… Akdeniz’de kazma bırak

Ortak ses… Akdeniz’de kazma bırak

Kazma Bırak Kampanyası imzacısı olan Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'tan 68 ekoloji örgütü, ekolojik yıkım ve savaş tehdidine karşı düzenlediği çevrimiçi basın toplantısı ile fosil yakıt arama faaliyetlerine son verilmesi çağrısında bulundu.

A+A-

Kazma Bırak Kampanyası imzacısı olan Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'tan 68 ekoloji örgütü, ekolojik yıkım ve savaş tehdidine karşı düzenlediği çevrimiçi basın toplantısı ile fosil yakıt arama faaliyetlerine son verilmesi çağrısında bulundu.

Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ta faaliyet yürüten ve Kazma Bırak Kampanyası bileşeni olan 68 ekoloji örgütü, çevrimiçi bir basın toplantısı düzenledi.

Gazeteduvar’dan Eren Topuz’un haberine göre Ege ve Akdeniz'de yaşananların değerlendirildiği toplantının moderatörlüğünü Ecehan Balta yaparken Foti Benlisoy, Türkçe ve Yunanca çeviri yaptı. Programa Türkiye’den Onur Yılmaz, Yunanistan’dan Emmanuela Terzopoulou, Kıbrıs’tan Murat Kanatlı ve Myrto Skouroupathi konuşmacı olarak katıldı.

 “Ya öz gücümüze güveneceğiz ya da sistemin bizi felaketten felakete sürüklemesini izleyeceğiz”

Konuşmacılardan Onur Yılmaz, Kazma Bırak Kampanyası’nın amacının iklim krizine kalıcı bir çözüm getirmek olduğunu belirterek, “Böyle mega projeler için, ‘Birkaç kişinin yan yana gelmesiyle nasıl durdurulabilir’ diye düşünebilir insanlar. Oysa biliyoruz ki sistem krizde ve nesnel koşullar bizim iradi bir biçimde üzerine gitmemizi bekliyor. Ya özgücümüze güveneceğiz ya da sistemin bizi felaketten felakete sürüklemesini izleyeceğiz. Biz bu kampanya ile ilkini seçiyoruz” dedi.

“Fosil yakıttan elde edilen gelir, halkın ortak refahı için kullanılmıyor”

Yerin üstünün de altındaki magma gibi kaynadığını söyleyen Yılmaz, “Geçim kaynaklarını, barınma şartlarını, kısaca hayatta kalma olanaklarını kaybeden emekçi insanlar, ekolojik çöküşün sonuçlarını, ekosistemlerin tahribatı ve iklim krizi ile deneyimliyorlar. Dünyanın dört bir yanında, ama özellikle de yoksul ülkelerde kırılgan ekonomi ve ekosistemlerin mahvolması sonucu yollara düşmek zorunda kalan yüzbinlerce insan Akdeniz ve Ege Denizi’nde can veriyor. Bizler bu yıkımın sonuçlarına gözlerini kapatmayan tüm yaşam savunucuları olarak seslerimizi, 25 Eylül günü ilan ettiğimiz kampanya ile Türkiye’nin geçtiğimiz ağustos ayında müjdeleyerek duyurduğu Karadeniz’deki fosil gazına, Akdeniz’de alan paylaşımı yüzünden sürekli askeri gerilime neden olan ülkelerin fosil yakıt arama projelerine ve şu an devam eden EastMed Doğu Akdeniz Boru Hattı Projesi’ne karşı birleştirdik” şeklinde konuştu.

“Askeri harcamalar arttı, pandemi döneminde sağlık harcamaları azaldı”

"Hükümetlerlerimiz savaş gemilerini Akdenize çıkartsalar da görüşme masasında otursalar da bir şey açık: Doğu Akdeniz'deki petrol ve doğalgaz rezervlerinin kontrolü için aralarındaki rekabet, barış için de çevre için de tehlikeli bir tehdit" diyen Terzopoulou, "Bizleri bu rezervlerin kontrol edip işletilmesinin her ülkenin ulusal çıkarı olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar. Yalan söylüyorlar. Petrol, hiçbir petrol üreten ülkenin halkına refah getirmemiştir. Tersine, çevresel felaketlere, yolsuzluklara ve otoriter yönetimlere neden olmuştur" diye konuştu. Yunanistan'ın 2021 bütçesinde silahlanma harcamalarının yüzde 30 arttığını belirten Terzopoulou, pandemi döneminde sağlık harcamalarının ise yüzde 16 azaldığını vurguladı.

“Kıbrıs halkları olarak barışın değerini çok iyi biliyoruz”

Murat Kanatlı, “Böylesi bir kampanyaya Kıbrıs’ın her iki yanında Türkçe ve Yunanca konuşan bizler de katkımızı koyuyoruz” diyerek konuşmasına başlarken, “Ekolojik krizin bu kadar derinleştiği koşullarda ne yapabileceğimizi soranlara karşı Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs halkları olarak cevap veriyoruz. Bizler özellikle savaşa bu kadar yakınlaştığımız koşullarda barışın değerini Kıbrıs halkları olarak onca savaş ve acıdan sonra çok iyi biliyoruz ve etrafımızda dolaşan savaş gemilerine karşı barışı savunuyoruz” dedi. Ada ülkesi olarak ekolojik yıkımların neler getirebileceğini çok iyi bildiklerini söyleyen Kanatlı, “Küresel iklim krizlerine karşı sesimizi ve dayanışmamızı hep birlikte artıralım. O yüzden bizler de savaşlara ve ekolojik yıkıma karşı Türkçe ve Rumca konuşan Kıbrıslılar olarak ‘Gaz ve hidrokarbon aramalarını durdurun’ diyoruz” şeklinde konuştu.

Kıbrıs'ın metrekareye en fazla silahlı birimin düştüğü coğrafyalardan birisi olduğunu belirten Kanatlı, "Yeni doğalgaz yataklarının keşfiyle beraber bazı kesimler, buradaki çözüm sürecinin mali olarak desteklenebileceğini iddia etmektedir. Barış için gaz, tamamen bir illüzyondur. Doğalgaz aramalarındaki süreç askeri gerginliği artırmakta, artan gerilim de milliyetçiliği büyütmekte, toplumlar arası güveni ortadan kaldırmaktadır" dedi.

“Olumsuz etkileri, olası faydalarından daha ağır basıyor”

Kıbrıslı konuşmacı Myrto Skouroupathi da Kıbrıs'ın enerji açısından izole bir ada olması nedeniyle fosil gazının petrol bağımlılığından kurtulmanın bir yolu olarak sunulduğunu söyledi. Yapılan Çevre Etki Değerlendirmeleri'nin hiç birinin ulusal güvenlik bahanesiyle kamuoyuna açıklanmadığını belirten Skouroupathi, adanın geçim kaynağı turizm ve balıkçılığa bağlı olan binlerce sakininin potansiyel bir kaza nedeniyle sürekli tehdit altında olduğunu vurguladı. 

Akdeniz'deki 200 platformdan birinde kaza olması olasılığın Akdeniz'in kırılgan ekosistemi ve ekonomisi için büyük bir tehdit olduğunun Çevre Bakanlığı tarafından da kabul edildiğini ifade eden Skouroupathi, "Açıktır ki hidrokarbonların çıkarılmasının olumsuz etkileri, ada sakinlerinin yaşam kalitelerine olası faydalarından daha ağır basmaktadır" dedi.

 

Bu haber toplam 1485 defa okunmuştur