1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. “Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum, suçu alelacele bana attılar”
“Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum, suçu alelacele bana attılar”

“Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum, suçu alelacele bana attılar”

Falyalı cinayetiyle ilgili Türkiye’deki dava süreci başladı. Mahkemede konuşan sanık Mustafa Söylemez “Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum. Alelacele yıktılar bana suçu” iddiasında bulundu.

A+A-

Çatalköy’de, Şubat 2022’de Halil Falyalı ve şoförü Murat Demirtaş’ın uzun namlulu ateşli silahlarla saldırıya uğradığı ve her iki ismin de hayatını kaybettiği olayla ilgili Türkiye’deki dava başladı.

DHA'nın haberine göre Falyalı ve şoförü Demirtaş'ın öldürülmesine ilişkin aralarında Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez kardeşlerin olduğu toplamda 6 sanık yargılanıyor.

İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ilk duruşmaya tutuklu sanıklar Mustafa Söylemez, Mehmet Faysal Söylemez ve Abdurrahim Çelik, Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, Ender Yıldız ve Cengiz Şener de salonda hazır bulundu. Tutuksuz sanık Metin Süs ise duruşmaya katılmadı. Halil Falyalı’nın eşi Özge Falyalı’yı ise Avukatı temsil etti.

 

“Hayatımda Kıbrıs’a gitmedim”

İlk savunmayı Mehmet Faysal Söylemez yaptı. Söylemez, "Hayatımda Kıbrıs’a gitmedim. Sanıklardan sadece Mustafa’yı kardeşim olması dolayısıyla tanırım. Suçlamaları kabul etmiyorum. Mağdur edildim. Tahliyemi ve beraatımı talep ederim" dedi.

 

“Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum…”

Sanık Mustafa Söylemez ise "Örgüt kurma ve yönetme suçunu işlemedim. Hiç tanımadığım insanlarla nasıl örgüt kurabilirim. Sanıklardan Mehmet Faysal ağabeyim, Metin Süs arkadaşımdır. Diğer üç kişiyi tanımıyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum. Ayrıca ben hiç kimseyi öldürmedim. Öldürülmesine azmettirmedim, yardımcı olmadım. Kıbrıs polisi yoğun baskı altında kalmış zannediyorum. Alelacele yıktılar bana suçu. Muhtemelen uçaktaki kişilerin GBT’sine bakıp beni suçladılar" dedi.

 

“Aracı ben kiraladım. Su şişesinde parmak izimin olması normal”

Özge Falyalı’nın avukatının sorusu üzerine Kıbrıs’ta araç kiraladığını belirten Mustafa Söylemez, "Aracı ben kiraladım. Su şişesinde parmak izimin olması normal. Olayı öğrendiğimde Girne’den çıkıp Lefkoşa’ya geçiş yaptım. Üç ayrı yerde geniş kontrolden geçtik. Suç delili olsa polis göremez miydi? Suçun bana yıkılmasının nedeni sabıka kaydı ve GBT. Kıbrıs polisi de 2 senedir bizdeki GBT’yi görebiliyor GBT’yi görüp suçu bana yıktılar" diye konuştu.

 

“YDÜ’de hukuk okuyorum, kaydım silindi, yenilemek için gittim”

Falyalı’nın avukatının ne sıklıkta Kıbrıs’a gittiğini sorması üzerine Mustafa Söylemez, Yakındoğu Üniversitesi’nde hukuk okuduğunu, kaydının silindiğini, kaydı yenilemek için gittiğini söyledi.

Söylemez, "Bunlar (Falyalı) çok zengin. Aileden para koparmak için yalancı tanık tutulmuş. Halil Falyalı'yı hayatımda hiç görmedim. Telefonda dahi görüşmedim. Ortak bir işim olmadı, olamaz da." iddiasında da bulundu.

 

“Polis tarafından psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldım… Suçlamaların kaynağı Kıbrıs polisidir”

Sanık Ender Yıldız da Kıbrıs’a tatil amaçlı yalnız gittiğini ileri sürerek poliste psikolojik ve fiziksel şiddete uğradığını öne sürdü. Yıldız, "Suçlamanın kaynağı Kıbrıs polisidir. Kabul etmiyorum. Devletime ve kurumlara inanıyorum. Devletim ve kurumlarınca yeni soruşturma yapılmasını talep ederim. Suçsuzum" dedi.

Savunmaların ardından avukatlar tahliye talebinde bulundu.

 

İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanıklar Mehmet Faysal Söylemez ve Mustafa Söylemez'in "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" suçundan ise 5 yıldan 12'şer yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.

İddianamede, sanıklar Abdurrahim Çelik, Cengiz Şener, Metin Süs ve Ender Yıldız için "tasarlayarak kasten öldürmeye yardım" ve "suç işlemek için kurulan silahlı örgüte üye olmaktan" 32 yıl altışar aydan 46'şar yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.

İddianamede, KKTC'de hakkındaki "adam kaçırma, darp ve zorla alıkoyma" suçlamaları ile ilgili olarak 14 Ekim 2021'de polise teslim olan ve tutuklanan maktulün, kendisi ve çalışanları aleyhlerindeki davalar geri çekilince 17 Aralık 2021'de cezaevinden tahliye edildiği yer alıyor.

Maktulün, 8 Şubat 2022 sabahı şoförü Demirtaş'ın kullandığı araçla kendisine ait otelden korumaları Halil Işık ve Türkistan Gülce'nin eskortluğunda ayrıldığı bilgisine yer verilen iddianamede, bir aracın yolun daralan yerinde park halinde durduğu, şoförün korna çaldığı ancak aracın yoldan çekilmediği bildiriliyor.

İddianamede tam bu esnada birkaç el tabanca sesi geldiği, hemen akabinde otomatik tüfeklerle maktulün içerisinde bulunduğu aracın hedef alınarak ateş edildiği, kanlar içerisinde kalan Falyalı ile Demirtaş'ın öldüğü anlatılıyor.

İddianamede, "son derece organize, planlı ve profesyonel bir şekilde" işlendiği belirtilen dava konusu eylemin belli bir sürece yayıldığı, önceden ayrıntılı şekilde planlandığı ve bunun için de şüphelilerin bir araya gelip birtakım görüşmeler yaptıklarına değinildi.

İddianamede, şüphelilerin suçun işlendiği tarihten çok daha önce bu eylemi gerçekleştirmeye karar verdikleri ve planladıkları, ilk olarak 2021 yılı Eylül ayında Musa Çiçek ve Mustafa Söylemez'in KKTC'ye kaçak yollarla gittikleri, bu ilk gidişlerinde maktul Halil Falyalı'nın cezaevinde olması nedeniyle eylemi gerçekleştiremedikleri ancak vazgeçmedikleri ifade ediliyor. (AA)

Bu haber toplam 2578 defa okunmuştur