1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. ‘İstihdam, partizanlık, yurttaşlık istediler’
‘İstihdam, partizanlık, yurttaşlık istediler’

‘İstihdam, partizanlık, yurttaşlık istediler’

'UBP sivrisineklerin peşinde, bataklığı kurutmanın değil' diyen Başbakan Ömer Kalyoncu'dan KANAL SİM'e özel açıklamalar

A+A-

“İşe yandaş almak UBP için çok önemlidir. Çünkü UBP sivrisineklerin peşindedir, bataklığı kurutmanın peşinde değil…”

“UBP’nin hükümeti bozmadaki esas gerekçesi şuydu; 2 dudak arasında işe adam almak, falan kişiye şu araziyi vermek veya ben falanı isterdim yurttaş yapasınız da yapmadınız, gibi şeylerdi. Bunlar yaşandı yani.”

“Çok başarılı oldu mu hükümet? Çok başarılı olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü önemli bir zaman dilimini su ile feda etti.”

“Özgürgün dönüşümlü Başbakanlık falan da önermedi, zaten bir sorun olduğunu da söylemedi. Hükümet öylece bozuldu!”


“Türkiye önerilerimizi reddetti”

“Bizim de Türkiye’nin de talepleri vardı protokolde… Yargının önerilerini ilettik. Elektrik Kurumu’na yönelik öneriler de Başbakanlığımıza aittir. Müsteşarıma onların müşaviri dedi ki; hayır sizin önerileriniz kabul edilmezdir.”

 

YENiDÜZEN (Özel)

Başbakan Ömer Kalyoncu, UBP’nin istihdam ve partizanlık yapamadığı gerekçesi ile hükümetten gittiğini belirterek, “UBP sivrisineklerin peşindedir, bataklığı kurutmanın peşinde değil” dedi.
Başbakan Ömer Kalyoncu, Kanal Sim’de Meyil Adakul Elektrikçi’nin hazırlayıp sunduğu Öğlen Postası programda önemli açıklamalarda bulundu.
Kalyoncu, UBP’nin hükümetten neden çekildiğinin gerekçelerini söyledi, Ekonomik Protokol’ün hazırlanış sürecinde neler yaşadığını anlattı.

“UBP önüne ne konulursa imzalayacak pozisyonda”

Kalyoncu, “Su konusunda aslında UBP yanımızda durmadığını beyan etti. Nasıl olursa olsun bir antlaşmanın imzalanmasından yana olduğunu göstermiş oldu bu tavırlarıyla” diyerek, şunları ifade etti:
“Yanımızda olmuş olsaydı 6 ay sürmezdi zaten.  Şantaj da yaptı; imzalamazsanız hükümeti bozarız diye. Bu da gösteriyor ki UBP aslında memleketin yararına olabilecek bir tartışmanın içerisinde değil, daha ziyade önüne ne konursa imzalayacağı pozisyondadır. Arkasının ne geleceği çok da umurunda değildir. Geçmişte de aynı şeyi yaptılar. Bir önceki seçim döneminde UBP yalnız başına hükümetteydi. O dönemde de arkasından ne geleceğini umursamadan işler yaptılar. Bir kurultayda 300 kişiyi işe aldılar. Ondan sonra bir baktık ki teknik kadrolarda boşluklar var. Polise, hastanelere adam alınacaktı ama böyle bir problem ile karşı karşıya kaldık. Onun için şimdi de çok farklı bir seyir alacağını sanmıyorum hükümetin.”

“UBP’nin esas meselesi işe adam alamamak, arsa dağıtamamak”


“UBP’nin hükümeti bozmadaki bahanesi maaşların yüzde 60’nın ödenmesidir. Ama sadece bir bahanedir gerçekten çünkü bunu biliyorlardı. Bakanlar Kurulu’nda da konuşuldu” şeklinde konuşan Kalyoncu, “Maliye Bakanı bizzat bilgi verdi.  Kamuoyundaki algıya oynadılar. Hükümetin maaşları ödeyememesinin üstüne yattılar” dedi.
Kalyoncu, UBP’nin hükümeti  bozmadaki esas gerçeği sakladığını söyleyerek, “Esas gerçek şuydu; 2 dudak arasında işe adam almak, falan kişiye şu araziyi vermek gibi, veya ben falanı isterdim yurttaş yapasınız da yapmadınız gibi şeylerdi. Bunlar yaşandı yani.  Bir de DP’den bu kadar vekil istifa edince ve UBP’ye yeşil ışık yakınca, ‘niçin ben başbakan olmayım’ düşüncesi vardı. Hükümet bunun için bozuldu. Yoksa çok hevesliydiler iş yapmaya da CTP önlerini tıkardı diye bir şey yok” açıklamasında bulundu.

“İşe adam almak  UBP için çok önemlidir”


İstihdamların münhal ile yapıldığına dikkat çeken Kalyoncu şunları söyledi:
“Size diyorlar şu kadar adam aldınız biz alamadık.  Adam aldıkları dedikleri İhtiyat Sandığının münhalle adam almasıdır, henüz alınmadı da…  İhtiyat Sandığı Yönetim Kurulu’nda da çok sayıda UBP’li sendikacı var. Her şeyden de haberleri var ne olup bittiğinden. Bunlar üzerinden politikaya yapmaya çalıştılar.
Bu da şu demektir; işe adam almak UBP için çok önemlidir. Çünkü UBP sivrisineklerin peşindedir, bataklığı kurutmanın peşinde değil.  Yıllardır bu memleketi bozan ne ise aynı şeyleri yapmak istedi ama bu hükümet döneminde önleri tıkandığı için aslında hükümet bozuldu. Çünkü teker teker insanların ihtiyaçlarını gidermek aynı zamanda kuralları da bozmaktır. Bu fırsat eşitliğini ortadan kaldırır.  Herkesi teker teker tatmin etmek için yasaları göz ardı etmek sonunda yasa tanımaz hale gelmektir. İnsanlar da alıştılar buna ve sizden talep ettikleri şudur; benim için bu işi yapabilirsiniz. Umarım bu alışkanlık çok kötü sonuçlar doğurdu daha da doğurmaz.”

“UBP’de ‘bize de münhal verin mantığı’ vardı”

“Sağlık Bakanlığı’na da münhalle alındı” diyen Kalyoncu, “İşçi statüsünde alındı. Bir taraftan sağlık dökülüyor deniliyor bir taraftan elemana ihtiyaç var. Kendileri ile de konuşularak yapıldı. Haberi yoktu diye bir şey yok. Bize de münhal verin biz de alalım mantığı içindeydiler ama biz nasıl adam alınacağı yönünde çaba ortaya koyduk, yasa hazırlanmıştı  Meclis’e gönderilecek aşamaya geliyordu” şeklinde konuştu.


“UBP’nin bilmiyorum demesine şaşarım”


Hükümetin bozulmasında Türkiye’nin etkisi oldu mu sorusuna ise Kalyoncu şunları ifade etti:
“Türkiye’nin tavır koyup koymadığını zaman içerisinde göreceğiz. Bu protokolün hazırlanmasına bakanlık müsteşarları da yer aldı. Ekonomi Bakanı müsteşarı da vardı ekipte. Her temasta protokole farklı şeylerin girip çıktığını gözlemlemek mümkündü.  Türkiye’nin istekleri vardı. Protokolde geçmişteki protokollerde var olan gerçekleşmeyen şeylerin protokolde yer alması gibi bir talebi vardı. Bu protokolün adı da yeniden yapılandırma protokolüydü. Sadece ekonomik anlamda değil devletin yeniden yapılandırılmasıyla ilgili maddeleri de içeren bir protokoldü. Dolayısıyla bu protokolün hazırlanmasındaki zorlukları UBP’nin bilmiyorum demesine şaşarım çünkü her adımda bilgileri vardı. Başbakan müsteşarı protokol ile ilgili de Bakanlar Kurulu’na bilgi verdi. Son Türkiye’ye giden heyetin içerisinde Ekonomi Bakanı müsteşarı da vardı.” 

Elektrik-yargı-DPÖ


“Bu protokolü kim hazırladı” sorusuna da Başbakan Ömer Kalyoncu şu yanıtı verdi:
“Türkiye’nin talepleri de vardı protokolde dolayısıyla en son şeklidir bizim için önemli olan. Elektrik Kurumu ve yargıyla ilgili bizim gönderdiğimiz konular vardı. Yargıyla ilgili gönderdiğimiz konularda yargının bize verdiği önerilerdir. Elektrik Kurumu’nun da Başbakanlığın önerileridir.
Bunların kabul edilmediğini ben net şekilde söyleyebilirim. Türkiye’nin esas talebi şuydu yargıda; daha açık daha şeffaf etik kuralları yazılı ve ekonomik ilişkilerde bulunduğumuz ülkelerin yargı sistemine, yargı sisteminin yakınlaştırılması gibi ifadeler vardı. Yargı özellikle yargı sisteminin değişmesine yönelik ifadelere özellikle net olarak karşı çıktı, biz de.
Ben bizzat TC Başbakan Yardımcısıyla 2 kez telefonda konuştum. Elektrik ve yargı konusunda önerilerimizi not ettiler. Ancak müsteşarıma onların müşaviri dedi ki; hayır sizin önerileriniz kabul edilmezdir. Dolayısıyla bu konuda basında çıkan haberler bulanık suda balık avlamaya benzer. 
Elektrik ve yargı konusunda anlaşmazlık olduğunu ta baştan beri söylüyorum. DPÖ meselesi ortaya atıldığında da dediğim şuydu;  İstatistik Kurumu planlama içerisinden çıkarılacak, planlama farklı bir kapasitede yapılacak.”

“Topa tutulması gereken UBP’dir”

“Dikkat ederseniz Türkiye protokolde elektriğin özelleştirilmesi talebinde bulunurken, bu protokol imzalanmadı diye gerekçe göstererek hükümeti bozmaya çalışan bir UBP var. Hükümet programında özerkleşeceği yazdığı halde.  Bu nasıl bir mantıktır” diyen Kalyoncu, “Bir hükümet programı hazırlarsınız ve dersiniz ki; şu şu şu özerkleştirilecek.  Ama ondan sonra Türkiye ile imzalanacak protokolde bunları siz özelleştirmediniz diye ortağınız gerekçe gösterip hükümeti bozacak. Bence topa tutulması gereken bu konuda UBP’dir” dedi.

“65 yapacağız demedik, yükselteceğiz dedik”

Emeklilik yaşı tartışmalarına da Kalyoncu şu yanıtı verdi:
“Sosyal sigortanın durumu ortadadır. Her ay ödeme gerçekleşeceğinde bankalardan borçlanılır. Büyük borçları var. Sosyal Sigorta’nın mali olanaklara kavuşturulması gerekir. Biz 65 yapacağız demedik yükselteceğiz dedik. Belli ki sosyal sigorta bu şekilde yürüyemez. Çok insan vardır devlette ki fırsat verilse  60’ın üzerinde de çalışabilir. Zaruri değilse kamudan 60 yaşından önce emekli olmuyor.
TC ‘sosyal sigortalar açık veriyor tedbir almanız gerekir,bizim size yardım edebilmemiz için’ dedi. Ne tedbir alınabilir? Ya yaş yukarı çekilir ya da primler artar ya da her ikisi olur.”

“Peşin yargılı olmak istemem”

Protokolün UBP’nin hükümetten çekilmesine etkisi oldu mu sorusuna Kalyoncu, “UBP kendi bunun içindeydi. Bir ayağın içerde bir ayağın dışarıda ve bunu halka yedirecen ve halk da bunu yeyecek ben gülerim” dedi.
‘Türkiye böyle bir etki kullandı mı’ sorusuna da Kalyoncu, “Göreceğiz.Bu konuda peşin yargılı olmak istemem” yanıtını verdi.
Yeni hükümet bu protokolü imzalarsa Kıb-Tek ve yargı tehlikede mi sorusuna da Kalyoncu, şunları söyledi:
“ Bilmem, belki de şimdi değiştirirler. Aslında 3 yıllık protokol içerisinde hükümetin o kadar yapacağı iş vardı ki elektriğe sıra gelmezdi diye düşünüyorum. Su meselesi var, telefon, limanlar, sosyal sigortalar var. Pek çok yasa varken bir de elektrik ve yargı… yargı da yapılacak iş yoktur demek istemiyorum ama anglo sakson sisteminin getirilmesi anlayışı ve çabasına gerek yok diye düşünüyorum. Dolayısıyla vazgeçebilirler bu ikisinden ama göreceğiz.”

“İçlerine sindirirlerse hükümet kurulacak”

“ CTP saha dışımıdır” sorusuna Kalyoncu, “UBP PM kararına bağlıdır. DP’nin şartlarını kabul ederler ve aralarında bölüşüm yapabilirlerse DP ile hükümet kurulacak. Ama bakanlık yarışları olduğu dışarı sızmış vaziyettedir. Hangi bakanlıkların DP’ye verileceği de önemlidir. Bunu da içlerine sindirirlerse bu hükümet kurulacak biz de muhalefette görevimizi yapmaya başlayacağız” yanıtını verdi.
DP’den istifa eden vekillere açılan davaların ne olacağının sorulması üzerine de Kalyoncu şöyle konuştu:
“Davalar geri çekilecektir herhalde aksi takdirde hem davalar devam edecek hem de onların güvenoyunu alacak bu ikisinin bir arada yürüyeceğini ben sanmıyorum” dedi.
Tüm bu süreci “al ver” olarak niteyeleyen Kalyoncu, “al yüzüm ver yüzüm yaşanacak. Zaten siyasette bu türden borçlandırma işi dava işleri nerede görüldü ki? Başından belliydi.  Bir anlamda vatandaşı kandırdılar. Ondan sonra da göstermelik davalar açıldı şimdi herhalde bu davalar geri çekilecek. Başka türlü nasıl olacak olmaz ki ” ifadesinde bulundu.

 

“Dönüşümlü başkanlık teklifi yok”

Hüseyin Özgürgün’ün dönüşümlü başkanlık teklif ettiğine dair iddialara da yanıt veren Kalyoncu şunları söyledi:
“Bu memlekette konuşulamayacak şey yok galiba. Yazılanları havada kapıyorlar mı ne?  Hangi dayanağa dayanaraktan Özgürgün CTP’ye böyle bir teklif yapmış olabilir ve bu sanki de geçerli olabilecekmiş gibi kabul edipte gazete sayfalarına yazılabilir? Nasıl bir mantık dezenformasyonu vardır ortada? Başında nerdeydi akıllar da şimdi ara yerde böyle bir teklif olduğu iddia ediliyor. Böyle bir teklif yok.”
‘Algı operasyonu mu bu’ sorusuna “Herhalde… biz bunu teklif ettik ve kabul etmediler algısı mı? bir teklif edilmedi, iki hükümet kurulurken aklın nerdeydi” diyen Kalyoncu şöyle devam etti:
“2 genel başkan buluştu ve ortada sorun olmadığını, grupta birkaç laf edildiğini, aslında bunların da Parti Meclisi’nde gündeme gelip gelmeyeceğini bilmediğini beyan etti ve üstesinden geliriz herhalde, dendi.
Son Bakanlar Kurulu toplantısında şöyle bir sonuca ulaşmıştık, pürüz oluşursa, bir heyetle yüz yüze konuşmaya gidecektik. Ama o aşamaya gelinemedi, hükümet bozuldu.”

“Çok başarılı oldu mu hükümet? Bunu söylemek mümkün değil”


Hükümeti değerlendiren Kalyoncu şunları ifade etti:
“Özellikle meclis açısından çok uyumlu bir süreç geçmedi. Çünkü arzulanan sayıda yasa Meclis’ten geçmedi. Önemli olan yasalardan biri Siyasi Partiler Yasası, İhale Yasası, Beyaz Kimlik Yasası Meclis’ten geçti. Zaten 9 ayın2 ayı tatildi. Pek çok yasa  ve tüzük sevk edildi meclise. Pek çok Bakanlar Kurulu kararı alındı. Ama şunu söylemek gerekirse özellikle Meclis’in açılışında söylediğim bir şey vardı bu dönemin olumlu geçebilmesi için Meclis’in çok olumlu ve hızlı çalışma yapması gerekir. Onu gerçekleştiremedik.
Çok başarılı oldu mu hükümet? Çok başarılı olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü önemli bir zaman dilimini su ile feda etti.”

Bu haber toplam 3682 defa okunmuştur