
ENGEL SİZSİNİZ!
Seçim yasaklarına saatler kala, 10 yılın ardından gerçekleşen engelli birey istihdamlarının tümünün “UBP’li ailelerden” gerçekleştiğini söyleyen Alparslan Büyükyılmaz, “En azından engelliler arasında ayrımcılık yapmasaydınız” dedi...
Ertuğrul SENOVA
1997 yılında Lefkoşa’da dünyaya geldi Alparslan Büyükyılmaz. Çocukluğunun en neşeli yıllarında, henüz sekiz yaşındayken hayat onu büyük bir sınavla karşı karşıya bıraktı. 2005 yılında hipofiz bezinde çıkan tümör, göz sinirlerini baskılamaya başlamıştı. Ameliyat oldu, fakat görme yetisinin yüzde 90’ını kaybetti.
O günden sonra hayat, ona hem zor hem de özel bir yol sundu.
Ailesinin desteğiyle eğitiminden ve sosyal hayatından kopmadı. Zorluklara rağmen öğrenmeye olan tutkusu onu Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi’ne taşıdı. Burada psikoloji eğitimi aldı. Şimdi ise klinik psikoloji üzerine yüksek lisansını sürdürüyor, tez aşamasında...
Fakat tümör, hayatının bir parçası olmaya devam etti. İlk ameliyatını 2005’te, ikinciyi 2011’de, üçüncüsünü ise geçen yıl, Kasım 2024’te geçirdi. Hastalık üçüncü kez nüksetmişti. Yine de yılmadı, hayatına devam etmeye kararlıydı.
Alparslan’ın, tüm bunların yanında verdiği başka bir mücadelesi daha var: KKTC’de fırsat eşitliğini yakalamak, yaşamak…
10 yıl sonra ilk engelli istihdamı ve beraberinde gelen ‘seçim yatırımı’
Üniversite eğitiminin ardından belgelerini toplayıp, neredeyse tüm bakanlıklara iş başvurusu yapan Alparslan, yaklaşık 10 yıldır gerçekleşmeyen engelli istihdamı için karar çıkmasını bekliyor… Ve yıllar sonra ilk kez, kamuoyuna “Cumhurbaşkanı seçimleri öncesi kamuya partizan istihdam” olarak yansıyan engelli istihdamı yapılıyor.
Heyecanla listeleri inceleyen Alparslan, maalesef kendi ismini bulamıyor, üstüne bir de istihdamların tümünün partizanca yapıldığını öğreniyor. O an yaşadığı hayal kırıklığını, şöyle anlatıyor:
“Hükümetimizin, adalet ve fırsat eşitliğini tanımamasından dolayı, engelliler arasında bile ayrım yapıldı. Kendimi gerçekten çok kötü hissettim. Keşke engelliler arasında bile ayrımcılığa yol açmasaydılar.”
“20 kişi istihdam edildi, 20’si de Karpaz’dan, UBP kökenli ailelerden”
“Devlet içerisindeki isimlerden aldığım bilgi, 20 engelli istihdam edildi. Tümü de Karpaz bölgesinden, tümü de UBP’li ailelerden” diyor Alparslan ve iddialarına şu bilgileri ekliyor:
“Hatta bu kişilerden beşi sabıkalı, biri ise işe gitmeden maaş almak istiyor.”
“En azından engelliler arasında ayrımcılığa yol açmasaydınız”
İçten bir buruklukla, “Her yerde partizan istihdamlar yaptınız tamam, ama en azından engelliler arasında ayrımcılığa yol açmasaydınız” diyor Alparslan, çok basit bir talepte bulunuyor: “Eşitlik kavramını kullanın.”
“İstihdam yapacaksanız, sınav sistemiyle yapın. Siyasi rant uğruna yapmayın. Ben liyakate dayalı bir sistemden yanayım” diyor. Ona göre Türkiye’deki KPSS Engelli Sınavı gibi bir sınav sistemi yaratılmalı; kamuya giriş nasıl sınavla oluyorsa, engelli istihdamı da sınavla yapılmalı.
Alparslan, gördükleri karşısında ümidini yitirmiş durumda. “Artık kendi kliniğimi açacağım. Açıkçası devlete de, hükümete de güvenim kalmadı” diyerek kendine yeni bir yol çizmeye hazırlanıyor.
“Bir ülkenin güçlü olduğunu, en zayıf halkasına verdiği değer gösterir”
Çünkü zaten ülkede engellilere tanınan haklar en alt seviyede. Bu yaşananlar ise ona göre bir acizliği gösteriyor. Yine de sesini duyurmaktan vazgeçmiyor ve tüm engelli bireyler için konuşmaktan asla vazgeçmeyeceğini söylüyor:
“Engelliye eşitlik ve adalet istiyorum. Bir ülkenin güçlü olduğunu, en zayıf halkasına verdiği değer gösterir. Bu halka da engellilerdir.”

















