1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Eğitimde 'kayıp dönem' bilmecesi
Eğitimde  'kayıp dönem'  bilmecesi

Eğitimde 'kayıp dönem' bilmecesi

Hem özelde hem de devlet okullarında yapılan çeşitli çalışmalar, geride kalan eğitim yılında ‘yarı dönemin’ kaybolmasını engelleyemedi… Eğitim Bakanlığı'nın ders kayıpları ya da müfredat geriliğini nasıl gidereceği bilinmiyor

A+A-

Fehime ALASYA

Covid-19 salgını sürecinde sağlık ve ekonomiden sonra eğitimde de büyük kayıplar yaşandı, öğrenciler 2019-2020 eğitim sezonunun neredeyse yarısı kaybetti, müfredat ilerleyemedi.  

Yapılan tüm çalışmalara rağmen bu eğitim aylarını ‘kayıp’ olarak nitelendiren eğitim bilimciler, bunun yeni eğitim-öğretim yılına yansımaması için çalışmalar yapılması gerektiğinden yana hemfikir…

Yaşanan eğitim kayıplarının ‘telafi’ edilmesi gerektiğini işaret eden eğitim bilimciler, yeni dönemde okulların erken açılması veya eğitim sürelerinin günlere yayılarak uzatılması gibi çeşitli önerilerde bulundu.

Hem özelde hem de kamu okullarında yapılan çeşitli çalışmalar, geride kalan yarı dönem eğitim yılının kaybolmasını engelleyemedi.

Özel okullardaki dersler ‘uzaktan eğitim’ veya ‘online eğitim’ adı altında yapılan bazı çalışmalarla yürütülürken, kamuda ise televizyon ve web sitesi üzerinden uzaktan eğitim ile yarı dönem geride bırakıldı.

Bu süreçte ‘eğitimde fırsat eşitliği’ altında hem kamu-özel okulları arasındaki farkın daha da açıldığını ifade eden eğitim bilimciler, bunun yanında kamu okulları içindeki çocuklar arasında da eşitsizlik yaşandığının altını çizdi.

 


Eğitim Bilimci Salih Sarpten: “Bu eğitim kayıplarını giderecek ciddi çalışmalara ihtiyaç var”

 

Yapılan tüm çalışmalar, her ne yöntemiyle isterse olsun büyük bir kayıptır. Her şeye rağmen yüz yüze eğitim en iyi öğrenme şeklidir. Yeni dönemde bu eğitim kayıplarını giderecek ciddi çalışmalara ihtiyaç vardır.”  

“Bu salgın süreci tüm dünyada sağlık ve ekonomiden sonra en çok eğitimi etkiledi. Bu alanda çok üst düzeyde kayıplar var. Ülkemizde de iki yönden önemli olumsuz etkisi oldu.

Özel okullar ve kamu okulları arasındaki fark daha da açıldı. Özel okullar nispeten senkron çalışmalar veya öğrencilerine ulaşarak, gerek online eğitim, gerekse uzaktan eğitim, ödev gönderimi ve takibi ile yapıldı. Kamu okullarında bu olmadı. Eğitim alması yapılan yayınlarla öğrencilerin sorumluluğuna bırakıldı. Bu da bize kamu – özel okulları arasındaki farkın daha da açıldığını gösterdi.

İkinci önemli olumsuz fark ise sosyoekonomik eğitimi düşük olan ve olmayan bu çocuklar arasındaki farkın da açıldığını gördük. Bazı çocukların bu imkanları yoktu, onların kayıpları daha da büyük oldu.

Önemli bir diğer yanı da ciddi psikolojik etkisi oldu. Çocuğun okuldan uzak kalması, planlı bir eğitim öğretimin olmayışı önemli bir psikolojik sorun yaşandı. Bunlar bize çok ciddi eğitim kayıpları yaşandığını gösteriyor.Tüm dünyada olduğu gibi ülkemiz de bu işe hazırlıksız yakalandı ama bizim teknolojik alt yapımız sıfıra yakındı, bu yüzden çok büyük kayıp yaşadık.”

“Yeni dönemde bu eğitim kayıplarını giderecek ciddi çalışmalara ihtiyaç vardır"

“Bu kayıplar önümüzdeki eğitim dönemine yansıyacak mı bakmak gerek, iyi bir programlama yapmak gerek. Bu kayıpları giderici bir akademik çalışma yapılmalı. Bu konuda bakanlıkta çalışma yapılıyor, yani, aslında bu da bize yapılan tüm uygulamalara rağmen kayıp olduğunun kabul ediliyor olduğunu gösteriyor.

Eğitimin gün-yıl içindeki eğitim süresi uzatılmalı. Bu anlamda çeşitli çalışmalar yapılmalı.

Yapılan tüm çalışmalar, her ne yöntemiyle isterse olsun büyük bir kayıptır. Her şeye rağmen yüz yüze eğitim en iyi öğrenme şeklidir. Yeni dönemde bu eğitim kayıplarını giderecek ciddi çalışmalara ihtiyaç vardır.”

 


 

Eğitim Bilimci Kemal Akkan Batman:  “Eğitimde fırsat eşitliği bağlamında fark açıldı”

 

“Eğitimde fırsat eşitliği bağlamında fark açıldı, akıllı telefonu, tableti olmayan çok çocuğumuz var. Burada bir fırsat eşitsizliği doğdu. En doğrusu yeni eğitim yılında ölçme değerlendirme yapılmalı, eksikleri tamamlanmalı ve ardından yeni konulara geçilmeli.”

“Bu salgın olduktan sonra gördüm ki bu süreçte okullar kapandı ve bakanlık Merkezi Eğitim Sistemi gibi bir uygulamayla ders yayınlarına başlandı. Kayıp gibi görülen 14 günlük bir durum var. Uzaktan eğitim ile bu süreç işledi. Bence teorik olarak 14 günlük kayıp var ve bu da çok büyük bir kayıp değil diye düşünüyorum. Eylül ortası açılan okullarımız yeni eğitim yılında 1 Eylül’de açarsa bu kayıplar giderilebilir. Bunun yanında okuldaki eğitim süreleri de uzatılabilir. Okullar açıldığında önce ölçme sınavları yapılabilir ve çocukların eksikleri giderilebilinir diye düşünüyorum. Eksikleri nedir bakılıp giderilebilinir.

Eğitimde fırsat eşitliği bağlamında fark açıldı. Sosyal tabakalar arasındaki uçurumdan söz ediyorum. Akıllı telefonu, tableti olmayan çok çocuğumuz var. Burada bir fırsat eşitsizliği doğdu. Yine olan alt tabaka çocuklarına oldu. Devlet bunun önlemini almalıydı. Bu sayede özel ve kamu okulları arasındaki fark da açıldı. En doğrusu yeni eğitim yılında ölçme değerlendirme yapılmalı, eksikleri tamamlanmalı ve ardından yeni konulara geçilmeli.”

 

Bu haber toplam 3165 defa okunmuştur