
“Devlet üretimi planlamıyor, denetim yok”
UBP – YDP – DP Hükümeti’nin yanlış üretim politikaları nedeniyle et ve süt fiyatlarında yaşanan artış, sektörün üç ayağı olan üretici, kasap ve imalatçıları karşı karşıya getirdi.
Serap ŞAHİN
UBP – YDP – DP Hükümeti’nin yanlış üretim politikaları nedeniyle et ve süt fiyatlarında yaşanan artış, sektörün üç ayağı olan üretici, kasap ve imalatçıları karşı karşıya getirdi.
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği, fiyatların yükselmesinin temel sebebinin hükümetin üretimi planlamaması ve piyasayı denetlememesi olduğunu savunurken, Kasaplar Birliği ile Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği bu iddiaları reddediyor, üreticileri kamuoyunu yanıltmakla suçluyor.
Üreticiler, “300 TL’ye sattığımız hayvan 3-4 el değiştirip 850 TL’ye halka ulaşıyor” derken, kasaplar “yüzde 30 yem zammına rağmen et fiyatlarına yüzde 150-230 zam yapıldı” çıkışı yapıyor.
İmalatçılar ise süt satış fiyatlarına ilişkin iddiaların “gerçek dışı” olduğunu belirtiyor ve maliyet kalemlerini tek tek sıralıyor.
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adil Onalt:
“Devlet üretimi planlamıyor, denetim yok; halk pahalıya tüketiyor”
Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Başkanı Adil Onalt, göreve geldikleri dört aylık sürede üretimi planlamak ve fiyat istikrarını sağlamak için yoğun çaba gösterdiklerini, ancak hükümetin hiçbir adım atmadığını söyledi. “Planlı üretim nedir, bilen yok. Bize ne üretmemiz gerektiğini bile söylemiyorlar” diyen Onalt, üretici, imalatçı ve kasabın aynı masada oturmasına rağmen, hükümetin denetim ve yönlendirme eksikliği nedeniyle sistemin tıkanmış durumda olduğunu kaydetti.
Adil Onalt, halkı kasap reyonlarından alışveriş yapmaya çağırarak, süpermarketlerdeki fiyatların fahiş olduğunu belirtti. “Canlı hayvan kilosunu 300 TL’den satıyoruz. Kasap reyonlarında fiyatlar 600-850 TL arasında. Ama süpermarketlerde bu daha da artıyor çünkü araya aracılar giriyor, üzerine bir de yüzde 20 kâr konuyor. Aynı hayvan 3-4 el değiştirip halka ulaşıyor. Sıkıntı burada” dedi.
“Süt fazlası var, imalatçı almıyor, sonra ihracat primiyle devlet soyuluyor”
Onalt, üretimde kota sistemiyle yönlendirme yapılması gerektiğini vurgularken, “Bize desinler ki 400 ton süt istiyoruz, biz de o kadar üretelim. Ama imalatçı ‘üretin’ diyor, sonra ‘fazla var’ diye almıyor. Bu defa hükümet sıkıştırılıyor, ihracat desteği 12 TL’den 25 TL’ye çıkarılıyor. Bu devlet kaynaklarını sömürme politikasıdır” iddialarında bulundu.
Tüm paydaşlarla aynı masaya oturduklarını hatırlatan Onalt, bazı çevrelerin sonradan tutum değiştirdiğini savundu:
“Biz fiyatları net açıkladık, şeffaf olduk. Ama bugün Kasaplar Birliği, İmalatçılar Birliği birbirlerinin hesabını yapıyor. Bu kötü niyettir. Oysa kasaplar bizimle fikir birliği içindeydi. Ne oldu da değişti bu tutumlar?” sorusunu sordu.
“Süt 17-18 TL’ye alınıyor, halka 47 TL’ye satılıyor”
Onalt, sektördeki denetimsizliğe dikkat çekerek, “Süt üreticiden 17-18 TL’ye alınıyor, pastörize süt 47 TL’ye satılıyor. Güneyde bir buçuk euroya satılıyor. Neden bu fark? Çünkü güneyde sektör korunuyor, denetleniyor. Bizde ise ne denetim ne de yönlendirme var.” diye konuştu.
“Biz üreticiyiz. Amacımız halkın uygun fiyata et ve süt ürünlerine ulaşması” diyen Onalt, hükümete “Biz bu kadar özveriyle üretip halka ulaşmaya çalışırken, neden ekonomi hâlâ güneye kayıyor?” sorusunu yöneltti.
Onalt, “Bu sektörün ayakta kalabilmesi için devletin yapması gereken çok açık. Üretimi planlasın, maliyetleri belirlesin, piyasayı denetlesin. Ama bunların hiçbiri yapılmadı. Sözde verilerle, yapay zekalı hesaplarla halk kandırılıyor.” diye konuştu.
Kasaplar Birliği Başkanı Raşit Şenkaya:
“Ete yüzde 100 zam olsaydı, güneyden daha ucuz olacaktık”
Kasaplar Birliği Başkanı Raşit Şenkaya, etin yalnızca alış fiyatı üzerinden değerlendirilmesinin yanlış olduğunu, etin dükkâna giriş maliyetinin hesaplanmadığını belirterek “İnsanlarda sürekli olarak bir algı yaratmaya çalışıyorlar.” dedi. Şenkaya, süt ve diğer ürünlerde de benzer yanlış algıların yaratıldığını savundu.
Yemin ham madde fiyatlarındaki artış oranlarını da paylaşan Şenkaya, “Arpa 2,5 senedir hiç zamlanmadı. Diğer ürünlerin de toplam ortalama zammı yüzde 60’dır. Zaten bir üretimin yüzde 50’si arpa, yüzde 50’si diğerleri olduğuna göre 2,5 senede hayvancının yemine gelen zam yüzde 30” dedi.
Et ve süt fiyatlarında ise çok daha yüksek artışlar yaşandığını belirten Şenkaya, “Süt fiyatları 1,5 senede yüzde 100 zamlandı. Kuzu eti yüzde 230, dana eti yüzde 150 zamlandı” ifadelerini kullandı.
Şenkaya, “Bir hayvancının en büyük gideri nedir? Bir mandıranın bugün yüzde 80-85 gideri yemdir. Yüzde 15-20 su, elektrik, işçi” diyerek sektördeki maliyet dağılımına dikkat çekti.
Et fiyatlarının bu kadar zamlanmasının rasyonel olmadığını vurgulayan Şenkaya, “Bugüne kadar yüzde 30 yeme zam alan bir hayvancı yüzde yüz zam yapsa biz buna razıydık. Yüzde 100 zam yapsaydı, güneyden daha ucuz olacaktı. Ama hayvancı yüzde 230 küçükbaşa, yüzde 150 büyükbaşa, yüzde 100 de süte zam yaptı. Hâlâ daha mutlu değil.” dedi.
Bazı büyük firmaların inşaat sektöründen hayvancılığa geçmeye çalıştığını da kaydeden Şenkaya, “İnşaat sektöründeki büyük firmaların hayvancılık sektörüne kaymasını engellemeye çalışıyorlar. Bırakın hayvancılık büyüsün. Bu insanların hayvancılık sektörüne kaymasının en büyük sebebi bu işte çok büyük para olmasıdır. Hayvancılık sektörü şu an tarihinin en büyük kazanç dönemini yaşıyor” ifadelerini kullandı.
Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği Mahmut Erden:
“Benim iddia ettiğim her şey veriye dayalı”
“Benim iddia ettiğim her şey veriye dayalı” diyen Süt Ürünleri İmalatçıları Birliği Mahmut Erden, kasaplarla, imalatçıyla, restorancıyla, marketçiyle kavga eden bir birlik var karşımızda” ifadelerini kullandı.
Erden, “17-18 TL'ye alınan süt neden 47'ye satılıyor?” yönündeki açıklamaları da “külliyen yalan” olarak nitelendirdi. Resmi rakamları paylaşan Erden, “Devletin bize fatura ettiği rakam 20,50'dir litre başına. Fakat şöyle bir şey var. Ülkede diyelim ki 100 litre süt var. Bunun 50 litresi borsaya konulur, 50 litresi taban fiyattan gider. Borsada 18.45’ten yüzde 10 aşağısından biz bunu aldık. O zaman süt, paçal yapıldığında (ortalama maliyet çıkarıldığında) 19,50'ye gelir. Yani bizim 19,50'den aşağı süt alma şansımız yok. Matematiksel olarak da mümkün değil” dedi.
Süt fiyatlarının desteklerle birlikte daha da yükseldiğine işaret eden Erden, “Hayvancıya, litre başına devletin verdiği bir süt teşviği var, 2.80 TL. Ve hayvancıya 1,5 TL de bala desteği veriliyor. Dolayısıyla o iddialar, yani ‘biz 17-18 TL’ye süt satıyoruz’ söylemleri tamamen külliyen yalandır” ifadelerini kullandı.
Özel sektörde üretilen UHT sütlerin fiyatına da değinen Erden, “İddia ediliyor ki biz 15 TL’ye süt alıyoruz da 50 TL’ye süt satıyoruz. Bu da yalan. 50 TL’ye satılan süt, Koop Süt’e ait. Koop Süt’ün kendi maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı fahiş fiyata satılıyor. Fakat bizim özel sektörün sattığı süt şu an piyasada 35 TL ile 42 TL arasında değişiyor. Hiçbirisi 50 TL’yi bulmuyor. Kooperatif pahalı satıyor diye onu bizim üzerimize yıkmaya hakları yok.” dedi.
Ambalaj ve üretim maliyetlerine de değinen Erden, “Mesela 20 TL’ye süt aldık. Bunun 13 TL ambalaj maliyeti var, etti 33 TL. İşçilik koyun 5-6 TL, etti 38 TL. Bu maliyetlerle kendileri daha ucuza satabilir mi yani?” diye sordu.
















