1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Derinya ve Aplıç için 7 MİLYON TL ARANIYOR!
Derinya ve Aplıç için 7 MİLYON TL ARANIYOR!

Derinya ve Aplıç için 7 MİLYON TL ARANIYOR!

Avrupa Birliği kaynakları ile yapılacak “yol” inşaatları dışında iki geçiş noktası için ekstra 7 milyon TL’ye daha ihtiyaç var.

A+A-

Mert ÖZDAĞ

 

Derinya ve Aplıç barikatlarının açılması için “resmi” süreç ilerlerken mali portre de yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladı.

Buna göre, Avrupa Birliği kaynakları ile yapılacak “yol” inşaatları dışında iki geçiş noktası için ekstra 7 milyon TL’ye daha ihtiyaç var.

Geçiş Kapıları Teknik Komitesi’nin gündeminde bulunan, Kıbrıslı liderler Mustafa Akıncı ile Nikos Anastasiadis arasında varılan mutabakat gereği açılacak Lefke- Aplıç ve Derinya kapıları için yürütülen projelerde, yol inşaatlarının 5 ayı geçmeyen bir sürede tamamlanması öngörülüyor.

İçişleri Bakanlığı’nın daha önceki girişimi ile Lefke- Aplıç ve Derinya kapılarında, yolların kuzeyde kalan bölümleri için Avrupa Birliği’nden mali yardım sağlanmıştı.

Avrupa Komisyonu bu amaçla, 16 Ocak 2016 tarihi itibarıyla 2.1 milyon Euro’yu serbest bırakmıştı.

Yapılacak yollara ilişkin UNDP-PFF tarafından açılan ihaleyi kazanan M-Tas & Ahmet Korukoğlu Ltd. ortaklığının 8 Mart’ta hazırladığı projeyi sunması ile süreç yeni bir boyut kazanacak.

Bugün projenin sunulmasıyla bu kez uygulama için yine UNDP-PFF tarafından yeniden ihaleye çıkılması gerekiyor.

Uygulama ihalesinin bu hafta içinde çıkılmasıyla sürecin inşaat aşamasına geçmesi için bir adım daha atılmış olacak.

Yol inşaatlarının da 5 ay geçmeyecek bir sürede tamamlanması gerekiyor, zira bu ihale şartlarından biri…
                                                                                  

***

Tabii AB’nin Kıbrıs Türk tarafına tahsis ettiği mali kaynak sadece “yol inşaatlarını” kapsıyor.

Yol inşaatı dışında geçiş noktalarının açılması için ortaya çıkacak diğer ihtiyaçların mali bedellerinin de olduğu aşikar…

İki (yeni) geçiş noktasında telefon, elektrik, su alt yapısı ve polis istihdamı da ayrı birer sorun…

Mesela; Derinya için;

• 294 bin TL telefon,
• 174 bin TL elektrik,
• 56 bin TL su,
• 476 bin TL polis için bilgisayar- demir kapı vs,
• 2 milyon 411 bin TL askeri harcamalar (tel-nöbetçi kulübesi vs),
• 912 bin TL inşaat alt yapı (kabinler, kamera sistemi) için kaynak gerekiyor.

Yani Derinya’nın toplam maliyeti yaklaşık 4 milyon 328 bin TL… 
Peki Aplıç için ne kadar para gerekiyor?
Onun da ‘taslak maliyet tablosu’ elimizde…

Aplıç için de;

• 212 bin TL telefon alt yapısı,
• 137 bin TL elektrik alt yapısı,
• 50 bin TL su alt yapısı,
• Polis için 725 bin TL bilgisayar- demirbaş raylı kapı, asker için 510 bin TL’lik karargah binası- çevre düzenlemesi,
• Planlama İnşaat Dairesi için 1 milyon 120 bin TL  kabin ve alt yapı giderleri için kaynak gerekiyor.

Yani toplamda Aplıç için yaklaşık 2 milyon 745 bin TL kaynağa ihtiyaç var.
Bunlara ek olarak Polis Genel Müdürlüğü’nün iki kapı için 70 polis istihdamı talebi resmi olarak hükümete iletilmiş durumda…

İşte şimdi, yeni hükümetin tavrı merak konusu.

Hadi Eylül sonu, Ekim başına kadar AB kaynağı ve UNDP projesi ile “yol” sorununu aştık diyelim.
Peki ya sonrası?
İki barikat için 7 milyon TL’yi aşkın maliyet ve 70 polis istihdamına ihtiyaç var.
İşte bunun için de hem ‘mali güç’ hem de ‘irade’ lazım…
Daha doğrusu niyet!
Bugünden itibaren gözler yeni hükümetin “barikat siyaseti”ne ve konu üzerinde göstereceği hassasiyete çevrilecek.
Bakalım hükümet barikatların açılması için hızlı ve sorun çözücü olacak mı?
İzleyip göreceğiz.

------------------------------------------------------------------

‘Özel şirketler ne zamandan beri kamu statüsü aldı?’

Ayorgi'deki (Karaoğlanoğlu'ndaki) arazi meselesi ile ilgili bölgede ikamet eden bir okuyucumdan bir mektup geldi.
Aynen yayınlıyor, yorumu size bırakıyorum:

Sayın Mert Özdağ.

Ayorgi'deki tarih olmuş hikaye bende duruyor.
İTEM Yasası çerçevesinde biz de istemeden de olsa başvuru yaptık.
(Yapmasak baskılar geliyordu tahsis verilen yerler alınacaktı)
Şu an oturduğumuz ev parseli deniz kıyısına kadar uzanıyordu.
Evin çevresi beton bir avluya sahipti.
Betonun bittiği yerde demir parmaklıklar konulmuştu.
Ev duvarından sonra denize doğru 10 metre kadar mesafede idi.
Evin parseli denize kadar olduğunu söylemiştim.
Eşdeğer komisyonunda T cetveli hazırlandı ve daireden bize bilgi geldi.
Bu doğrultuda koçan verilecekti.
Bakanlar Kurulu kararı ile evin bulunduğu parsel ikiye bölündü.
Ve deniz kısmı kamu yararı için ayrıldı.
Yeşil alan dendi.
Girne Belediyesi emrine verildi.
Sonra bölünen parsel deniz ve küçük liman Karamehmetler Balıkçılık ve yat limanı olarak
isimlendirildi.
O günlerde CTP'li olmak ceza görmekti.
Evin önündeki beton ve demir parmaklıklar hiçe sayılarak sınır evin 4 metre dışından çekildi.
UBP o günlerin düşmanca uygulamaları bize çok uğradı.
Futbol sahası tahsisimizde olmasına rağmen aynı şekilde, futbol sahası yapılması için
alındı.
10 yıl kadar orayı sulu tarım yaparak kullandım.
Bölge gençliğinin spor yapacak yeri yoktu, olumlu bulduk.
Kamu yararı diye bize hak görmeyenler.
Bugün kovboylara peşkeş çekecek zihniyet devam ediyor.
Başka hedefleri var.
Girne Belediyesi Merkür Hotel'e kiralamanın hesaplarını yapıyordu.
CTP yetkilileri bu oyunu bozdu.
Ve liman bölümünü yukarda anlattığım şekilde kurum değiştirilerek Ulaştırma Bakanlığı'na devredildi.
Bu gün Ulaştırma Bakanlığı  burayı kamu gördüğü kovboylara vermek istiyor.
Niçin?
Özel şirketler ne zamandan beri kamu statüsü aldı.
Oyuncak ve masal devleti, çok başarılı imzalara devam ediyor.

• Ali Bağlarbaşı

Bu haber toplam 2182 defa okunmuştur