1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. "Canlı hayvan fiyatına zam yaptık, kasaplar kaos yarattı"
"Canlı hayvan fiyatına zam yaptık, kasaplar kaos yarattı"

"Canlı hayvan fiyatına zam yaptık, kasaplar kaos yarattı"

Hayvan üreticileri canlı hayvan fiyatlarına 1 ila 2 TL arasında bir artış geldiğini, kamuoyuna yansıyan “% 100 zam yapıldı” iddialarının asılsız olduğunu açıkladı...

A+A-

Didem MENTEŞ

Hayvan üreticileri, canlı hayvan satış fiyatlarının yükseltildiğini, küçükbaş hayvanda 2 TL, büyükbaşta ise 1 ila 1.5 TL arasında zam yapıldığını belirterek, kamuoyuna yansıyan “% 100 zam yapıldı” iddialarının asılsız olduğunu açıkladı, zammın "bir iki TL'lik" olduğunu iddia etti.

YENİDÜZEN’e konuşan hayvancılar, üreticinin son 9 yılda girdi maliyetlerinin çok yükseldiğini aktararak, canlı kuzunun kilosunun 16- 17 TL’den 18- 19 TL’ye, canlı dana kilosunun 10- 11 TL’den 11.5- 12 TL’ye yükseldiğini dile getirdi.

“Canlı hayvan fiyatına  % 100 zam yapıldı” iddialarının gerçeği yansıtmadığını hayvan üreticileri, bazı kasapların ve et firmalarının yurt dışında ithal et getirmek için hem Hükümete baskı yapıldığını hem de ‘suni bir kaos’ yaratarak, üreticiyi mağdur etmeye çalışıldığını öne sürdü. 

Naimoğulları: “Kaos ortamını yaratan Hükümettir”

Bazı aracıların ve bazı kötü niyetli kasapların “canlı hayvana % 100 zam yapıldı” şeklinde bir kaos yaratmaya çalıştığını söyleyen Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Mustafa Naimoğulları, “Bu tamamen halkın güneye giderek et almasını sağlamak, üreticinin elinde kalan hayvanları fiyat düşürerek üreticiyi zarara sokmak için düzenlenen bir oyundur” dedi.

Üreticinin girdi maliyetlerinin yükseldiği için bir artış yaşandığını aktaran Naimoğulları, kasap reyonlarında fahiş fiyatlarla et satışı yapıldığını söyledi.

Bir kaos ortamı yaratıldığını, Hükümetin de buna sebep olduğunu söyleyen Naimoğulları, üreticiyle tüketiciyi ve kasabı karşı karşıya getirmekte olunduğunu belirterek, Hükümetin et konusunda bir emirname çıkartarak kriterler getirmesi gerektiğini vurguladı.

Güvenlier: “Üretici aleyhine kaos yaratılıyor”

Küçükbaş Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Orhan Güvenlier, küçükbaş hayvana 2 TL, büyükbaş hayvana da 1- 1.5 TL’lik bir artış yapıldığını belirterek, yüzde 100 oranında artış yapıldığının doğru olmadığını, bazı kesimlerin üretici aleyhine kaos yaratmaya çalıştığını söyledi. Canlı hayvan artışın üreticiler tarafından değil, kasaplar tarafından yapıldığını savunan Güvenlier, bu artışın suni bir artış olduğunu söyledi. Kasapların et ithali izni alabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını öne süren Güvenlier, Tarım Bakanlığı’na bu konuda ciddi baskı yapıldığını iddia etti.

 


Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Mustafa Naimoğulları
“Hükümet emirname çıkararak kriter uygulamalı”

Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği Mustafa Naimoğulları, son 9 yıldır canlı hayvan fiyatlarının değişmediğini, hayvancının bu süredeki girdi maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirterek, küçükbaş hayvana 2 TL, büyükbaş hayvan fiyatının 1- 1.5 TL artış gördüğünü söyledi.

Bazı aracıların ve bazı kötü niyetli kasapların “canlı hayvana % 100 zam yapıldı” şeklinde bir kaos yaratmaya çalıştığını söyleyen Naimoğulları, “Bu tamamen halkın güneye giderek et almasını sağlamak, üreticinin elinde kalan hayvanları fiyat düşürerek üreticiyi zarara sokmak için düzenlenen bir oyundur” dedi. Naimoğulları, özellikle bazı kasapların halkı, otelcileri ve restorancıları kışkırtarak, ithal et izni verilmesi için Hükümete baskı kurulmaya çalışıldığını savundu.

Bu ortamları yaratanın Hükümet olduğunu savunan Naimoğulları, üreticiyle tüketiciyi ve kasabı karşı karşıya getirmekte olunduğunu belirterek, Hükümetin et konusunda bir emirname çıkartarak kriterler getirmesi gerektiğini vurguladı.

“9 yılda canlı hayvan fiyatı % 20, et ise % 100’ün üzerinde arttı”

Dünyanın hiçbir yerinde et fiyatlarının canlı hayvan fiyatlarının 2 buçuk katını geçmediğini söyleyen Naimoğulları, “üzerine ne kadar kâr koyarsanız koyun bunu 2 buçuk katını kuzu da 2.2 katını da dana da geçmemesi gerekir. Bu güneyde de Türkiye’de de ve Avrupa’da da aynıdır. Ama maalesef bizim ülkemizde 3 buçuk 4 katına kadar satılmakta ve hiçbir cezai uygulama ya da emirname gibi hiçbir karar yoktur” dedi. 2008 yılından 2017 yılına kadar canlı hayvan fiyatlarında % 20 artış olurken, et fiyatlarının % 100’ün üzerinde artış gördüğünü ve bunun çelişkili bir durum olduğunu söyledi. Hükümetin hellim de yapmış olduğu gibi et konusunda da derhal emirname çıkarması gerektiğini vurgulayan Naimoğulları, özellikle ülkede dana eti diye inek eti satanları, kuzu eti diye oğlak eti satanları veya kuzu eti diye koyun eti satanların önünün kesilmesi gerektiğini belirtti. Kasap reyonlarında etlerin sınıflandırılması gerektiğine işaret eden Naimoğulları, etlerin sınıflandırılmaması nedeniyle hem üreticinin hem de tüketicinin mağdur olduğunu kaydetti.

“Kaos yaratılmaya çalışılıyor”

Üretici suçlu gösterilerek bir kaos yaratılmaya çalışıldığını savunan Naimoğulları, birlik olarak bu kaosun önüne geçmek için tedbirler alacaklarını belirtti. Bu durum böyle devam ederse, Hayvancılık Kooperatifçiliği olarak ülkedeki tüm ilçe merkezlerinde ‘et tanzim yeri’ açacaklarına dikkat çeken Mustafa Naimoğulları, toptan fiyatına üreticiden tüketiciye satış gerçekleşmesi için uğraş vereceklerini ifade etti. Naimoğulları, ayrıca LTB’ye ait mezbaha ile ilgili de belediye ile görüşerek, bu mezbahayı çalıştırmak istediklerini aktararak, “Bizim derdimiz güneyde olduğu gibi karkas yani kesilmiş toptan fiyatına almak, soğuk hava depolarından hem otellere hem restoranlara hem marketlere ve kasap dükkanlarına aynı fiyattan ve etleri sınıflandırarak pazarlamaktır” dedi. Naimoğulları, serbest piyasa ekonomisini bahane ederek, et fiyatlarını bilinçli olarak yükseltmesini, bu uygulamayla önüne geçilebileceğini belirtti.

Piyasada dana eti fiyatının 30- 35 TL civarında, kuzu da 37-40 TL, oğlak eti 35 TL civarında olması gerektiğini belirten Naimoğulları, “Bu rakamların üzerlerine satış yapılıyor. Bazı maddi geliri düşük olan insanlar et alamıyor. Bu konuda % 100 olarak Hükümet suçludur. Çünkü sürekli girdi maliyetlerini üreticiye artırıyor. Üreticiye yem, akaryakıt, elektrik gibi tüm girdileri 9 yılda % 100, son bir buçuk yılda % 30- 40’lara varan bir girdi maliyeti uygulandı. Hükümet bunu gözden geçirmeli, üreticinin maliyetlerini düşürmesi gerekir. Alacaklarını zamanında ödemesi gerekir. Hayvancının et ve sütten başka bir geliri yoktur. ”


Küçükbaş Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Orhan Güvenlier
“Artış 1 ila 2 TL arasındadır. İthal et izni için suni kriz yaratıldı!”

Küçükbaş Hayvan Üreticileri Birliği Başkanı Orhan Güvenlier, küçükbaş hayvana 2 TL, büyükbaş hayvana da 1- 1.5 TL’lik bir artış yapıldığını belirterek, yüzde 100 oranında artış yapıldığının doğru olmadığını, bazı kesimlerin üretici aleyhine kaos yaratmaya çalıştığını söyledi. Canlı hayvan artışın üreticiler tarafından değil, kasaplar tarafından yapıldığını savunan Güvenlier, bu artışın suni bir artış olduğunu söyledi. Kasapların et ithali izni alabilmek için ellerinden geleni yaptıklarını öne süren Güvenlier, Tarım Bakanlığı’na bu konuda ciddi baskı yapıldığını iddia etti.

5-6 ay  önce canlı kuzuyu okka bazında 12- 13 liraya alırken, etin fiyatının aynı olduğunu söyleyen Güvenlier, kuzunun fiyatının şuanda 14- 15 okkaya yani 18- 19 kiloya kasap tarafından üreticiden alındığını aktardı. Karkas olarak kasaba 20 TL’ye mal olduğunu aktaran Orhan Güvenlier, ortalama maliyet fiyatının 30 TL’ye geldiğini söyledi.

“Kasap 30 TL’ye mal ettiğini 58 TL’ye satmaya çalışası anlaşılır değil”

Kasap reyonlarında bugün kuzu et fiyatının 50 ila 54 TL pirzolanın ise 56- 58 TL arasında satışa sunulduğunu aktaran Güvenlier, şunları belirtti: “30 TL’ye mal ettiğin ürünü, 40 ya da 42 TL’ye kadar satıştı anlayabiliriz ama 56- 58 TL’ye bunu satmaya çalışmaları anlaşılır değildir. Kâr marjları haliyle düştü. Bu açığı da nasıl kapatmaya çalışıyorlar? Üreticinin elinde yeteri kadar kuzu vardır. Bir kasap arkadaş canlı kuzunun okkasını 20 TL’ye alacam diye bir açıklama yaptı ama üretici aradığı zaman gelip hayvanını almıyor. Zaten üreticiden kasap kuzuyu aldığı zaman 1- 1.5 aylık çek yazıyor. Birçok üretici de bu konuda mağdur oldu. Ellerinde karşılıksız çekler var. Bir şeyler yapmaya çalışıyor ama kasap istediği zaman da kuzuyu bulabiliyor. Hiçbir sıkıntı yok”

“Hükümete ithal et baskısı yapılıyor”

Üretici kuzu sıkıntısı olmadığını, kasapların ithal etin önünü açabilmek için bu suni krizi yaratmaya çalıştıklarını ve Tarım Bakanlığı’na da et ithal izni için baskı yaptıklarını öne sürdü. Güvenlier, kasapların üreticinin parasıyla iş yaptığını belirterek, “kasap 10 kuzu alır, üreticiye 1- 1.5 aylık çek yazar gider. Kasap bir ayda bu parayı toplar, beni öder. Yani hayvancının parasıyla iş yapar. Kasap her kuzudan her açıdan 200- 300 TL kâr elde eder. Lefkoşa mezbahasında aylık 18 bin kuzu ve oğlak kesilir. Hayvan yoktur gibi suni bir yanıltma yapılır. Yemi eskiden 30 TL’ye alırdık şimdi 50 TL oldu. Ama kasap aynı fiyattan hayvanı almak ister” dedi.

Bu arada Kıbrıs’ın güneyinde et fiyatlarının şuan ucuzladığını belirten Orhan Güvenlier, canlı kuzun fiyatının 1 buçuk ay önce Rum tarafında da aynı olduğunu kaydetti. Güvenlier, “Kaçakçılığın önüne bir nevi geçilmiş durumdadır. Bakanlık ve askerin ciddi çalışmaları oldu. Nispeten önüne geçildi. Yakalananlar da zaten ufak tefek iş yapanlardır. 5 bin kiloluluk gibi büyük et kaçakçılığı yapanların önüne geçemiyorlar” dedi.

 

Hayvan üreticileri ne dedi?  Hayvan üreticileri ne dedi?

 

Zafer Töre
“Tarım politikası şart!”

“Canlı hayvana % 40’lık bir zam yapıldı. Tüketim çoğaldı küçükbaş hayvanlar azaldı. Küçükbaş hayvanlara devlet destek verir, belki Rum tarafı ya da Avrupa kadar değil ama veriyor. 12- 13 yıl 15 TL’den gitti. Kaçakçılık bu ülkede önlenemez. Kâr yok… Kimse artık bu işi yapmıyor. Eskiden 450 bin küçükbaş koyun vardı şimdi 200 binlerdedir. Neden pahalı olmasın? Olacak işte, yetmez demektir. Kasapları denetleyen yoktur, onlar canları istedikleri gibi satarlar. Ama hayvancıyı en fazla yıkan süttür. Yemler dövizle geldi, aldı başını gider. Eskiden 22 kilo süt verirsim Binboğa’dan yem alırdım şimdi 43 kilo süt veririm bir kilo yem alırım. Devlet her yönden kontrol yapacak. Devamlı Rum tarafını örnek verirler, o zaman orada ne yaparsalar burada da yapsınlar. Orada dana veya tosun doğduğunda bir miktar yardım verir. Tosunu da 13 ayda keseceksin der ki fazla büyüyüp piyasayı tıkamasın ve fazla yem masrafı yapmasın. Ne üreticiye ne de devlet masrafı olmasın der ve katkı verir. Ama üreticinin tosunu kaç paraya satacağını hükümet söyler. Devlet bir tavan fiyatı kor ve o fiyattan satış yapılır. Rum tarafında üreticiye de kasaba da kâr oranıyla fiyat uygulaması 1’e 3’tür. Tarım politikası şarttır!”

Şefkat Semagezdi
“Kasapların yaratmış olduğu kaostur bu…”

“Canlı hayvana zam geldi. Bu zammı yaradan kasaplardır. Kasapların yaratmış olduğu kaostur bu... Kâr marjlarının düşmesinden dolayı kaos yaratırlar. Biz yıllardır canlı hayvan fiyatlarına artış yapmadık. Süt fiyatları zaten yıllardır aynıdır. Doların yükselmesinden dolayı girdi maliyetlerimiz müthiş derecede arttı. Fiyat artışına sebebiyet veren Hükümet ve kasaplardır. Kaos yaratırlar ama biz kâr ettiğimizden dolayı artış yapmış değiliz. Bu kaos birkaç büyük iş adamının dışarıdan et ithal etme çabasıdır. Yoksa hayvan yoktur, hayvancı bize havyan vermiyor, et fiyatları arttı diyorlar. Halbuki hayvan çok, kasapları ararız gelip hayvanı almaz. Almak istemez. Yıllar vardır kuzu fiyatları 17 TL’dir. Şimdi canlı kuzu fiyatı 19 TL’dir. Üstlerine bu kuzunun eti 32- 33 TL’ye gelir. Kasap vardır kilosunu 37 TL’ye, kasap vardır kilosunu 50 TL’ye satar. Tosunun kilosu 11.5- 12 TL’den alırlar. Hayvancı kuzuyu 19 TL’ye satarken, marketler ve kasaplar eti fahiş fiyata satıyor. Bizden bunu alıyorlar ama 2-3 aylık çek kesiyorlar. Kasaplar eti peşin satarlar. Dükkanlarına 19- 20 TL’ye etin kilosunu mal ederler ve 40 TL’ye satarlar. Tüketici et alırken haksız mı hayır değildir. Devlet bunu neden sorgulamaz. 1800- 2000 TL’e maaş alan insanlar var, onların et yemeye hakkı yok mu? Vardır. Ama bizde zor durumdayız. Yıllardır canlı hayvan fiyatları aynıdır. Bu yıl biraz arttı. Bu da zaten 3-4 ay önce 40 liraya aldığımız yemi, şimdi 55 liraya alıyoruz. Bu dolardan kaynaklandı ama hükümet hiçbir önlem almadı. Bize günden ödemeleri yapmıyor. 4- 5 liste süt ödeme parası var ama gününde ödemez. Hayvancının 4’te 3’ü çek yasağına girdi. Doğrudan Gelir Desteğini bir sene gecikmeli alıyoruz. Bugün biz doları yükselişinden dolayı yem fiyatlarını hemen ertesi gün pahalıdan almaya başlarız. Fakat sütü, canlı hayvanı aylardır yıllardır aynı fiyattan veriyoruz. Bu bize büyük sıkıntı yaratır. Bu işi yapan insanlar da azaldı. Üretim sektörünü yok ettiler”

Mustafa Töre
“Et ithali izni için bir kaos yaratıldı”

“Canlı hayvan fiyatı daha önce 17 TL idi şimdi, 19 TL oldu. Bazı et firmaları dışarıdan et ithal etmek için, bir kaos yarattı. Üreticinin malı ne zaman değer etse, bu tüketiciye yansıtılıp, darbeyi üretici yiyor. Canlı hayvanı 19 TL’ye alan kimi kasap 35 TL’ye satarken, başka bir kasap 40- 50 TL’ye satıyor. Eğer canlı hayvan 1 TL attıysa karkasa en çok 2 TL artması lazım. 19 TL’ye alırsa 38 TL’ye mal olması lazım. Bir canlı havyan ağırlığı 40 okkaysa 50 kilodur, 50 kiloluk bir hayvan 25 kilo et verir. 25 kiloyu 19 TL’den alırsa kaç para ödediği, satarken kaç paraya sattığının arasındaki farkı öder. Bir hayvanda istersen 100 TL istersen 200 TL kazanırsın. Bunu tüketiciye yansıtman gerekir. Çok kâr elde etmek isteyen burada bir oynama yapıyor. Piyasada hayvan çoğaldıkça fiyatlar düşecek. Şimdi herkes sıkıyor, yem olduğu için idare eder. Hayvanın da kasaplık bir seviyesi var. Belli bir sürede yedirmesi var, ondan sonra yedirmesi zarardır. Şimdi bir darboğaz vardır bu da geçen yılki kuraklıktan kaynaklanır. Kuraklık nedeniyle iyi durumdaki küçükbaş hayvanlar ot yiyemedi. Dölleme için geç kalındı. Hayvanı bugün yerdirdiğin zaman bir yıl sonra karşılığını alabiliyorsun. Büyükbaş canlı hayvan 1 TL, küçükbaş ise 2 TL arttı. Bizim en büyük sıkıntımız döviz nedeniyle yem fiyatlarının yükselmesi, ürünün de karşılığını almamamızdır. Bugün küçükbaş hayvanın süt olma mevsimidir. Hayvanın maksimumum sütü 4 ay a da 5 aydır. Bu mevsim hiçbir fabrika küçükbaş havyan almak istemez. Bu nedenle üretici etkilenir. Ürünüm çıkınca fabrika beni 2 TL’den ödemez çünkü inek sütünü 1.2 ya da 1.3 TL’den ister alsın. Buda fiyatlara yansır.

Ertuğrul Semagezdi
“Kasap alırken düşük fiyata almak ister”

 “Canlı hayvana % 100 zam yapıldığı doğru değildir. Hükümet istediğimiz parayı zamanında ödemediği için sıkıntılar yaşıyoruz. Ben işimden memnunum ama hükümet gününde destek vermelidir. Hayvanın fiyatı ne istersen koy yine düşürürler. Bu yıl kurakta geçti, hayvanlar otlanamadı. Bizde hükümetten yardım bekleriz. Canlı kuzu 18- 19 TL’ye verilir ama kasap alırken bu fiyatı düşüğe almaya çalışır. Her şeye zam geldi ama senin hayvanın fiyatını düşürecekler. Bu işten kasaplar karlı çıkar. Devlet kasapları denetlemesi gerekir” dedi.  

 

Bu haber toplam 8269 defa okunmuştur
İlgili Haberler