
“Bizler tarım sektörünün son fertleriyiz”
YENİDÜZEN, çalışan ve emek veren güçlü kadınları konu alan özel röportaj serisinde, tarımsal alanda faaliyet gösteren kadınlarla bir araya geldi.
Ebru OSMAN-Yasmin SALAHİ
YENİDÜZEN, çalışan ve emek veren güçlü kadınları konu alan özel röportaj serisinde, tarımsal alanda faaliyet gösteren kadınlarla bir araya geldi.
Her biri farklı mesleklere sahip kadınların ortak noktası, işlerine duydukları tutku ve sergiledikleri güçlü emekleri.
4K Kırsal Kalkınma Kadın Kooperatifi üyeleri olan üç tarımcı kadın ile Yeşilırmak köyünde gerçekleştirilen röportajda, üretici kadınlar yaşadıkları mücadeleleri ve iş hayatlarında karşılaştıkları zorlukları YENİDÜZEN’e anlattı.
Oya Yılmaz, 1988’den bu yana tarım sektöründe faaliyet göstererek ailesinin geçimini bu işten sağladığını belirtti. Yılmaz, zorluklar ve ağır yüklerle mücadele ederken, tarımın kadın ve erkek ayrımı yapmadığını vurguladı. Ayrıca tarımın sürdürülebilirliği için devletin desteğine ihtiyaç duyduklarının altını çizdi.
30 yılı aşkın süredir tarım ve bahçe işleriyle uğraşan Aynur Baş, çilek ve kolakas gibi meyveler yetiştirdiğini belirterek, tarımcılığın atalarından kendilerine miras kaldığını anlattı. Evlendikten sonra bahçe işlerine odaklanan Baş, kadın olarak bu sektörde karşılaştığı zorluklara rağmen işini severek sürdürdüğünü söyledi.
Bir diğer üretici olan Hülya Kaygül, 1991 yılından bu yana tarım ve bahçecilikle ilgilenerek seralarında domates, salatalık, çilek, marul gibi meyve ve sebzeler yetiştirerek geçimini sağlıyor. Tarımla uğraşan bir kadın olarak toplumda yer edinmenin vermiş olduğu zorluklara vurgu yapan Kayagül, aynı zamanda gençlerin tarımı devam ettirmeyeceğinden endişe duyduğunu söyledi. Kaygül, “Ne yazık ki arkamızdan gelecek olan nesiller, bu işin devamını getiremeyecek. Bizler herhalde bu neslin son fertleriyiz.” şeklinde konuştu.
Oya Yılmaz: “20 yaşımda, tarım işine tamamen yöneldim”
1988’den bu yana tarımla uğraşan ve geçimini tamamen bu işten sağlayan Oya Yılmaz, Yeşilırmak’ta doğduğunu ve hayatını bu köyde geçirdiğini belirtti. Yılmaz, 20 yaşında evlendikten sonra, tarım işine tamamen kendini adayarak, ailesinin tüm geçimini bu işten sağladığını söyledi.
Yılmaz, "Evlendikten sonra tarım işine tamamen girdim. Okulumu bitirdikten sonra geçimimizi sağlamak için bir iş yapmamız gerekiyordu ve benim için en uygun iş, annemin yanında ona yardım etmekti. 1988’den itibaren, yani 20 yaşımda, tarım işine tamamen yöneldim." dedi.
“Bu işin kadını erkeği yoktur. Eğer yaptığınız işi seviyorsanız, zorluklarına katlanırsınız”
Yılmaz, ‘Bir kadın olarak bu işte herhangi bir zorlukla karşılaşıyor musunuz?’ sorusuna, “Bu işin kadını erkeği yoktur. Eğer yaptığınız işi seviyorsanız, zorluklarına katlanırsınız, onları es geçersiniz," şeklinde yanıt verdi. Ayrıca, “Ben traktör sürmeyi hiç bilmezdim, fakat eşim vefat ettikten sonra traktör kullanmayı ve tarla sürmeyi öğrendim, yıllarca bu işi tek başıma yaptım. Sonrasında oğullarım büyüyünce, ‘artık sen tarla sürme, biz onu yaparız’ dediler ve bu işi onlara devrettim” diye ekledi.
Yılmaz, bir kadın olarak tarım işinde karşılaştığı en büyük zorluğun ağır yükleri (kasalar) kaldırmak olduğunu belirterek, “Bir erkek 20 kiloluk bir kasayı zorlanmadan kaldırabilir ancak biz kadın olarak bunu kaldırırken zorlanıyoruz” dedi.
“Her şeyinizi tarımdan elde edebilirsiniz, tıpkı benim de yaptığım gibi”
Yılmaz, tarımın en büyük katkısının ‘üretmek’ olduğunu söyleyerek, tarımcılık sektöründe elde ettiği ürünlerle geçimini sağladığını, özellikle bulunduğu bölgede çok fazla iş imkânlarının olmadığına vurgu yaparak, bu işe yönelmek zorunda olduklarını belirtti. “Kırsal alanlarda pek iş yoktu, o yüzden bu şekilde geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Ancak işinizi severek yaparsanız, sağlayabilirsiniz. Her şeyinizi tarımdan elde edebilirsiniz, tıpkı benim de yaptığım gibi.” şeklinde konuştu.
“Gençler bu işi yapamaz diye bir şey yok, zorluğa göğüs gerebilen bu işi başarır”
Yılmaz, temel ihtiyacımız olan sebze ve meyveleri yetiştirmek ve tarımcılığın devam edebilmesi için genç nesillerin de bu işe girişmesi gerektiğini ifade ederek, “Gençler bu işi yapamaz diye bir şey yok, zorluğa göğüs gerebilen bu işi başarır. Zorlukları var elbet, yazın sıcakta, kışın soğukta yapmanız gereken bir iştir, bu iş hiçbir işe benzemez, çünkü insanın karnının doyması gerekir bir yerde, üretimlerin yapılması ve devam etmesi önemli” dedi.
“Bir işi severek yaparsa insan, bütün zorlukların üstesinden gelebilir”
Çalışan ve zorluklarla karşılaşan kadınlara seslenen Yılmaz, “Bir işi severek yaparsa insan, bütün zorlukların üstesinden gelebilir” dedi ve ekledi “Önce yaptığın işi sevecen yaparken, tarımın zorlukları mutlaka var ama ben işimi severek yaptığım için bir zorluk olarak görmüyorum” dedi.
Devletin destek sağlaması gerektiğine dikkat çeken Yılmaz, şu ifadeleri kullandı “Bizler ürünlerimizi Türk Lirası ile satıyoruz, ancak aldığımız her şey Dolar veya Euro bazındadır, devletin bu duruma bir çare bulmasını diliyorum”.

Aynur Baş:“Bahçe işleri ile 30 yılı aşkındır ilgileniyorum‘’
30 yıldır tarımcılık sektöründe aktif olarak faaliyet gösteren Aynur Baş, Yeşilırmak’ta yaşıyor. YENİDÜZEN’in gerçekleştirmiş olduğu özel röportajda bir kadın olarak tarım sektöründe çalışma hayatı hakkındaki sorularına yanıt veren Baş, ‘’Mevsimine göre çeşitli meyveler yetiştiriyoruz başta çilek ve kolakas olmak üzere.’’ diyerek ‘’Tarımcılık sektörü atalarımızdan bize yadigâr kaldı.’’ dedi. Gemikonağı’nda doğup büyüyen Baş, ‘’Evlendikten sonra Yeşilırmak köyüne taşındım, eşim tarımla ilgileniyordu fakat memur olduğu için pek vakit ayıramıyordu bu sebepten bahçe işleri ile 30 yılı aşkındır ben ilgileniyorum.” diye konuştu.
‘’Bahçe işlerini sevdiğim için kendimde hep güç buldum ve işime devam ettim’’
Tarımcılık sektöründe kadın olarak yıllardır emek veren ve zaman zaman zorlanan Baş; ‘’Yıllardır büyük emekler harcadım, zorlandığım zamanlar oldu özellikle ağır yükler kaldırmak ve güne yetişebilmek’’ diye konuştu, ‘’Bahçe işlerini sevdiğim için kendimde hep güç buldum ve işime devam ettim.’’ dedi.
“İnsan bir işi severek yaptığında cinsiyet fark etmeden üstesinden gelir”
Çalışma hayatında, her sektörde cinsiyet fark etmeksizin herkesin çalışabileceği belirten Baş, ‘’İnsan bir işi severek yaptığında cinsiyet fark etmeden üstesinden gelir, yeter ki başarmak istesin’’ dedi.
Baş, tarım sektörünün kendisine ne kattığı sorularına ise; “Bu iş sayesinde bahçe ve tarımsal alanlarda birçok bilgim oluştu ve bu tempoya alıştım.’’ şeklinde konuştu.
“Yaptığınız işi seviyorsanız, yılmadan ve pes etmeden çalışın”
Genç nesillere tarımcılık sektörü ile ilgili tavsiyelerde bulunan Baş, “Tarımcılık sevilerek yapılmalı ve hırslı olup emek harcadıkları takdirde güzel sonuçlar elde edilir” dedi. Çalışma hayatında zorluklarla karşılaşan kadınlara da seslenen Baş, “Yaptığınız işi seviyorsanız, yılmadan ve pes etmeden çalışın. Her zaman çaba gösterirseniz, başarıya ulaşabilirsiniz’ diyerek çalışan kadınlara çağrıda bulundu.

Hülya Kaygül:“1991 yılından beridir tarım ve bahçecilikle geçimimizi sağlıyoruz”
Hülya Kaygül, 55 yaşında ve tarım sektörüne 1991 yılında adım attı. Eşiyle tanıştıktan sonra Yeşilırmak’a gelin olarak yerleşen Kaygül, o günden itibaren tarım ve bahçecilikle geçimini sağlamaya devam ediyor. Kendilerine ait birçok serası bulunan Kaygül, seralarında domates, salatalık, çilek, kolakas, marul, ıspanak gibi her mevsime uygun sebze ve meyve yetiştirdiklerini söyledi.
Tarımcılığa ilk başta bekârlığında başladığını belirten Kaygül, “Bu işe başlamam bekârlığıma kadar dayanıyor, benim babam da çiftçiydi. Ben aslında sadrazam köylüydüm, bu işi orada da yapıyordum. Hem hayvancılıkla uğraşıyorduk hem de karpuz, domates, patates gibi sebzeler ekiyorduk. Evlendiğimde buraya geldim, eşim zaten bu işi yapıyordu ben de onunla birlikte devam ettim” dedi.
“Tarım işiyle uğraşan kadınlar toplum tarafından aşağıda görülüyor, fakat üstesinden geliyorum”
Kaygül, bir kadın olarak tarımcılıkla uğraşarak yaşadığı en büyük zorluğun toplumda bir yer edinmek olduğunu şu şekilde dile getirdi: “Kadın olarak, yaşadığım zorluklar var, mesela kendine yer edinmek çok zor. İşin tarım olduğu zaman, toplumun içinde bir birey olarak seni biraz aşağıda görüyorlar. Biraz zorlanıyoruz ancak çok şükür üstesinden geliyorum”.
Tarımcılıkla uğraşmanın kendilerine büyük katkı sağladığını belirten Kaygül, “Tüm gelirimiz buradan geliyor, başka bir gelir kaynağımız yok. Çok şükür, bahçemizde çalışarak kazanıyoruz.” dedi.

“Bizler tarım sektörünün son fertleriyiz”
Genç nesillerin bu sektörü devam ettirmeyeceğinin kaygısını taşıyan Kaygül, tarım faaliyetleriyle uğraşan son nesil olduklarının vurgusunu yaparak “Ne yazık ki arkamızdan gelecek olan nesiller, bu işin devamını getiremeyecek. Bizler herhalde bu neslin son fertleriyiz. Gençler bu tarz işleri hazır iş diye gördüğü için, umutlarımız bitmiş durumdadır. Eskisi gibi tarımla çalışan bir nesil yoktur. Maalesef, gençlik artık kolay para ve kolay işlere yönelmiş durumdadır” şeklinde konuştu. Kaygül, gençlere bu işin hiçbir zorluğu olmadığını belirterek, “Severek yapınca her iş kolaydır, önemli olan sevmek, inanmak ve başarmaktır.” ifadelerini kullandı.
"Yılmasınlar, inansınlar ve başarsınlar”
Çalışan ve zorluklarla karşılaşan kadınlara da tavsiyelerde bulunan Kaygül, "Yılmasınlar, inansınlar ve başarsınlar. İnanmanın yarısı başarmaktır. Kimse ‘Ben bunu yapamam’ demesin, inanınca herkes başarır.” diye konuştu.

FOTOĞRAFLAR: BURÇİN AYBARS















