1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Bir Afrikalının Kiracı Olarak Kuzey Kıbrıs’taki Hayatı
Bir Afrikalının Kiracı Olarak Kuzey Kıbrıs’taki Hayatı

Bir Afrikalının Kiracı Olarak Kuzey Kıbrıs’taki Hayatı

Kıbrıs’ta bulunan Afrikalı bir öğrenci gözüyle yaşadıklarımı kendi penceremden olduğu gibi anlatmak istiyorum

A+A-

 

Favour Ezinne Ogwuegbu

           Dünyanın bambaşka bir köşesinde yeni bir hayata başlamak birçok bilinmezi ve heyecanı da beraberinde getirebiliyor. Çoğu zaman, yeni bir yerde hayatın gerçekten tadını çıkarabilmenin yolu yabancı öğrenci olmaktan geçer. Kıbrıs’a tüm bu karmaşık duygularla ve  Nijerya’dan bir yabancı öğrenci olarak buradaki vaktimi ve karşıma çıkan bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirme kararlılığıyla geldim. Alışık olduğundan farklı bir yerde yaşamaya başlarken veya oraya yerleşirken karşılaşılan en önemli endişelerden bir tanesi de ev-kalacak yer bulma endişesidir. Kişi kendi kendine birçok soru sorar. Mesela “burada ortalama bir evde kalmanın maliyeti nedir? Yaşam koşullar nelerdir“ vs. Öğrenci yurtlarının anlaşmaları 10 aylık olduğundan ve bir de yaz aylarında kalabilmek için ekstra ödeme yapılması gerektiğinden, birçok yeni öğrencinin hemen özel yurtlara yerleşmek için yeterli maddi gücü olmuyor.  Yurt ücretlerinin çok yüksek olması ya da mahremiyet ihtiyacı da diğer sebepler arasında yer alabilmekte. Birisiyle oda paylaşmaktan daha iyi ne olabilir ya da bir başkasıyla aynı dairede kalıp kendine ait bir odanın olmasından..

            Bu bahsetmiş olduğum ve daha başka diğer sebeplerden dolayı yurtta kalmamaya karar verdim. Eminim bugün Kıbrıs’ta bulunan birçok yabancı öğrenci de aynı şeyleri düşünüyordur. Şimdi de Kıbrıs’ta bulunan Afrikalı bir öğrenci gözüyle yaşadıklarımı kendi penceremden olduğu gibi anlatmak istiyorum.  Bu anlatacaklarım sadece Afrikalı öğrencileri ilgilendiriyormuş gibi düşünülmemeli. Afrikalı olmayan birçok kişinin de benzer şeyler yaşadıklarını ya da Afrikalı olup bunları yaşamayanlar olduğunu da biliyorum. Bu nedenle yazdıklarımı okurken bu anlatılanların insanın gözünü açan ya da mücadelenizde yalnız olmadığınız mesajını veren bir deneyim olarak düşünün.

            Sonuç olarak Kıbrıs’ta ilk kaldığım daireye çok fazla para ödedim. Ancak bu dairede Kıbrıs’ın korkunç yazı ve öldürücü kışı için çok elzem olan klima yoktu. Her evde bu tarz lüks unsurların olmaması anlaşılırdır. Ancak belli bir düzeyde kira ödediğiniz zaman, o miktarla doğru orantılı şeylerin de evde olmasını beklersiniz. Bir erkek arkadaşla birlikte Kıbrıs’a gelmiştim. Arkadaşım siyah bir erkek olduğu için de sözleşmeyi yasal olarak imzalayamadı ve evsahibinin de bazı önyargıları vardı. Kısaca, anlaşmamızın bitmesine 5 ay kalmış olmasına rağmen, aynı evi paylaştığımız Nijeryalı kızkardeşler kiranın kendi paylarına düşen kısmını ödeyemediklerinden evsahibi de hiç düşünmeden bizi evden çıkardı. Gözyaşları ve üzüntüyle dolu bir dönemdi; ailelerimize neyi nasıl anlatacağımızı ve bir tüm yıl için yeniden kira parasını nasıl isteyeceğimizi düşündük çünkü Mağusa’daki ev sahipleri bir yıllık kirayı peşin istiyorlar. Afrikalı olmayan arkadaşlara  bir yıllık kira ücretini peşin ödeme konusunda benzer sıkıntılar yaşayıp yaşamadıklarını sorduğumda ise verdikleri cevap olumsuzdu. Köpek balıklarıyla dolu sulardaymışım gibi kalbim hızla çarpmaktaydı ve tedirginlik içinde bir yıllık kira bedelini peşin alıp ceplerini doldurmak isteyen bir sürü evsahibini arka arkaya durmadan aradım.  Şansım yaver gitti mi diye merak ediyorsanız, hayır gitmedi.  Yeni yerin bir yıllık kirasının da  %90‘nını bir şekilde bir defada ödemem gerekiyordu.

            Yeni bulduğum yerde daha iyi bir evsahibi-kiracı ilişkisi olacağına dair yüksek umutlar taşıyordum. Ancak taşınır taşınmaz eski yaralar tekrar açıldı. Çünkü evsahibi taksit kabul etmeyen birçok evsahibinden biriydi. Ama 10%‘ununu sonra almayı kabul etmişti.  Hayalimde yaşamak istediğim dairede olması gerekenlere karar verme lüksüne sahip değildim. Kira ucuz değildi ama aşırı pahalı da değildi. Keşke tek derdim bir klimanın olmayışı olsaydı. İlk önce ünlü “kusura bakmayın arkadaşlar, Nijeryalılara ev vermem“  lafı ile karşı karşıya kaldım. Temiz ve güzel bir daireydi.  Ama daireyi paylaştığım insanlarla birlikte ödediğimiz kira miktarı düşünüldüğünde en az birkaç şeyin değişmesi gerekiyordu. Ne zaman bunu talep etsek sanki bu tarz şeyleri haketmiyormuşuz, Afrika’dan geliyor olmak mağarada yaşıyor olmakla eşdeğermiş gibi, geldiğimiz yerde kendi evlerimizde sanki böyle şeyler zaten yokmuş gibi muamele görüyorduk. Burada zor olan bir yıllık kiranın bir kerede peşin istenmesi gibi inanılmaz talepler değildi, telefonda “nerelisiniz? “ sorusunu sordukları zaman rakamların artmaya başlaması ya da  Türk Lirası kullanılan bir ükede kiranın dolar olarak istenmesiydi. Daire aramada yaşadığım zorluklara geçmeden, tarif ettiğim bu yerdeki yaşam koşullarına değinmek istiyorum.  Birkaç evsahibi İngilizce konuşmuyordu ve  tamamen Türkçe olan kira sözleşmesi imzalamaya zorladılar. İşte ilk sıkıntılar tam da bu noktada başladı.  Birçok siyah insan için, işte veya evde olması farketmez,  ortaklıkların iyi başlayıp iyi bitmesi nadirdir.  İlk başta kararlaştırılan koşulları ihlal eden genellikle de Türk/Kıbrıslı Türk muhataplar olmuştur. Her Türk/Kıbrıslı Türk böyledir demeye çalışmıyorum. Bu gibi şeyleri yapan Afrikalılar da vardır.

            Şimdi kendi hikayeme geri döneyim. Evsahibimiz genellikle bize elyazısıyla yazılmış faturalar getiriyordu. Bunlar arasında belediye borcu, temizlik, su ve eleketrik faturası vardı.  Hepimiz öğrenciyiz ve dolar ya da Türk Lirası satın almak durumunda olduğumuz için çok miktarda para ödüyoruz. Maddi açıdan ne kadar rahat olursa olsun her öğrencinin  zaman zaman başka sebepler de dahil, bütçe ya da gelen fatura miktarlarına parasının yetmemesinden dolayı bunları anında çıkarıp ödeyemeyebilirler. Devletin 500TL’lik eşiğinin oldukça altında olmasına rağmen bir aylık fatura borcu yüzünden evsahibinin elektriğimizi kesip “hükümet kesti” diyerek yalan söylediği durumlar yaşadık. Afrikalı olmayan arkadaşlarımıza sorduğumuzda hiçbirinin bu tarz tacizlerle düzenli olarak karşılaşmadıklarının öğrendik. Ömrünü doldurmuş aletlerin/cihazların bozulmasını tamir ettirmede de ciddi sıkıntılar yaşadık. Bir keresinde, halledemediğimiz teknik bir problemden dolayı yepyeni bir çamaşır makinesi almamız istendi. Çok az iyi ücretli işin olduğu bir yerde öğrenci olarak harcayacak ekstra gelirimizin olmaması kesinlikle gözönünde bulundurulmadı.

            Ev arayış süreçlerinde derimizin rengini gördüklerinde bizi ciddiye almamaya başladıklarını ya da  taksit pazarlığı yapmaya çalıştığınızda bunu duymak bile istemediklerini, sizi geri aramadıklarını ya da telefon görüşmesini yarıda kestiklerini görüyorsunuz. Benim için en acı deneyim yalnızca siyah değil ama aynı zamanda bir Nijeryalı olduğum için evsahibinin benimle görüşmeyi reddetmesiydi. Bazen elinizde bir yıllık kirayı verecek peşin para olsa bile, paranızın, başkalarının parasının yanında hiçbirşey ifade etmediğini görürsünüz.  Bazılarınız “neden yurda taşınmadın“  diye de sorabilir.  Yurtların durumu daha iyi değil. Birkaç kez, önceden kararlaştırılmış yurdu boşaltma gününden bir gün önce Nijeryalı arkadaşlarımın eşyalarını koridordan toplamalarına yardım ettim. Bu evsahipleri  paranızı istiyorlar ancak  sorunsuz ve düzgün bir işbirliği için kendi sorumluluklarını yerine getirmeye istekli değiller. Yaygın olan stereotip (basmakalıp düşünce) Afrikalıların gürültücü olduğu yönünde. Ama herkes gürültücü olabilir. Ben bir Nijeryalıyım. Hala ayrımcılığa uğruyorum ama iyi davranış sergilememden dolayı bugün kaldığım apartmanda birçok Afrikalıya daire kiralanmasının da sebebi benim.


 

LIFE AS A RENTER/TENANT OF AFRICAN ORIGIN IN NORTH CYPRUS

Starting a life in a new and entirely different part of the world, can come with lots of uncertainties, as well as excitement. Lots of times, the best way to accurately enjoy life in a new place is doing so as an international student. I arrived Cyprus with all these mixed feelings, and was most determined to make the best of my time and opportunity as an international student from Nigeria. One amongst the most important concerns about starting up or settling in somewhere else than what you are used to, is the concern about housing and accommodation. There are numerous questions which one asks oneself such as “How much would it cost to live in an average house here?” “What are the living conditions like?” etc. A lot of new students do not have what it takes in terms of resources to immediately move into the private dormitories due to the 10-month duration of the dormitory agreements, and the tendencies of paying extra amount of money for the summer stay. Other reasons could include the exorbitant dormitory fees, or the need for privacy. What is better than a room shared with someone? A shared apartment with a room to yourself.

            These and many more concerns formed part of the reasons why I made the decision to not have an accommodation in the dormitories, and I am certain, this forms part of the reasons for numerous international students in Cyprus today. Now, writing from the perspective of an African student in Cyprus, I would proceed to tell my story from the lenses that I live it, and in the shoes, that I fit. Hence, the subsequent narrations should not be considered as fitting a mould for just Africans. I am aware that many non-Africans could also have similar experiences, and that there are even some African students, who might never have felt the same experiences themselves. Thus, as you read, it is vital to either understand this as an eye opener, or as a piece that reinforces the idea that you are not alone in your struggles.

            Consequently, my very first apartment in Cyprus, was one where I had to pay a lot of money for, but without the provision of something as basic as an air conditioner, for the terrible summer heat of Cyprus, and the killer cold of the winter. Surely, it is understandable that not all houses come with such luxury, but you would expect that certain house rents should be associated with a corresponding housing arrangement. I arrived in Cyprus with a male friend, and he could not sign the contract legally because he was a black male, and the house owner had some prejudice. Bottom-line was that, at the end of the day, we got evicted without considerations by her, when the two Nigerian sisters we had moved in with, could not pay up their part of the rent on time, with some 5 months still left on our initial agreement. It was a period of tears and sorrow, considering what one was going to have to explain to one’s parents, as well as asking for an entirely new rent money for a whole year, as landlords demand in Famagusta. When I asked my non-African friends if they had similar problems about paying for an entire year’s rent, their response had been in the negative. With a rapidly beating heart, and being nervous in what appeared to be an environment of “housing sharks”, I searched endlessly and made calls to lines upon lines of house owners, who all wanted to have their pockets graced with one year’s rent.If you are guessing if I stumbled upon any luck, I did not, and somehow, I got to pay up at least 90% of the new rent at one go.

            In this new sojourn, having high hopes for a more comfortable tenant-landlord relationship, fresh wounds got inflicted as fast as I moved in. Because the owner was one amongst the many whom never accept instalments, but had agreed to some “pay up 10% later” arrangement, I did not exactly have the luxury to decide the dream apartment conditions I wanted to live in. While the rent was not cheap, and not overly expensive, I wished I had just an absence of an air conditioner to worry about. At first, I got hit by the infamous “My friend, house, I don’t give to Nigerians” line. It was a clean and cosy apartment, but at least, a few items needed replacements, considering the amount of money I had to pay, with my flatmates. Each time we made these propositions, it was almost like we did not deserve such provisions, as if coming from Africa meant that we lived in caves, and did not have any of these things in our own homes, where we have just come from. It was not the incredible demands for a full year rent at a go, that makes it overwhelming, but the fact that the prices go up over the phone when they ask “Where are you from?” or they ask for rents in dollars when we live in a country that uses the Turkish Lira currency. Before I get into the struggles of searching for an apartment, I will explore the living conditions of this place that I have so far described. A few house owners do not speak English, and thus coerce you into signing a house contract which is entirely in Turkish. It is from here that the very first fall-out begins. For many black people, whether in homes or at work, it is often rare to see partnerships end well. Often it is the Turkish/Turkish Cypriot counterpart who goes against originally agreed conditions and terms. This is not in any way, stating that this is same with all Turkish/ Turkish Cypriots. Certainly, there are a few Africans who have breathed life into these treatments.

            To continue, in my case, our landlord often brought handwritten bills to us, which included municipality dues, cleaning dues, water and electricity bills. Normally, we are all students who already have to pay a lot in terms of the currency which we have to exchange for dollars and liras. Surely, every student no matter how financially buoyant, has periods of time when he/she does not have enough money or simply cannot meet these dues as they immediately come, due to budget and plans not falling in line with the bill’s arrival, amongst many other reasons. We had to endure conditions where our landlord goes to turn off our lights manually, and then lie to us that the government had cut it, for simply owing a month’s worth of bills which are far from reaching the 500TL threshold for electricity by the government. From all inquiries made from other non-African friends, none of them seem to be facing this sort of abuse on a regular basis. We also had serious problems in the area of repairs for damage to appliances, that occur due to the “tired” equipment that have lived past their durability. One time, it was on us to purchase a brand-new washing machine, due to a technical fault which we could not manage, without any considerations that we do not have the extra income to throw around as students, in a placewhere there are seldom good paying jobs.

            On one of such house hunts, many either stop taking you seriously when they see your skin colour or they do not want to hear it when you want to negotiate for instalments, never calling you back or cutting the call on you. The most painful experience for me has been the day I was refused audience with a house owner, because I was not only black but Nigerian. Sometimes, even when you have the money for a full year rent, it feels like your money is grass and that of the others, is gold. Some of you might ask, “why not move to the dorms?” The answer is that it is not any better. On a few occasions, I have helped my Nigerian friends pick their belongings from the hall way, a day earlier than the agreed dormitory move-out. These landlords want your money, but are not willing to uphold their end of the bargain to ensure smooth and steady partnerships. The usual stereotype is that Africans are loud, but so is anyone. I am a Nigerian, and today, although I still suffer some discriminations, I am a reason why a lot of Africans have been rented apartments in my building, due to good conduct.

 

Bu haber toplam 5165 defa okunmuştur
Gaile 444. Sayısı

Gaile 444. Sayısı