1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. “Binanın sağlamlığı, fayansın renginden önce gelir”
“Binanın sağlamlığı, fayansın renginden önce gelir”

“Binanın sağlamlığı, fayansın renginden önce gelir”

İstanbul Üniversitesi’nden 1973 yılında Yüksek Mühendis-Mimar unvanıyla mezun olan Mehmet Akanyeti, YENİDÜZEN’e konuştu ve binanın sağlamlığının, fayansın renginden önce gelmesi gerektiğine dikkat çekti.

A+A-

Tünay MERTEKÇİ

İstanbul Teknik Üniversitesi’nden 1973 yılında Yüksek Mühendis-Mimar unvanıyla mezun olan Mehmet Akanyeti, YENİDÜZEN’e konuştu ve binanın sağlamlığının, fayansın renginden önce gelmesi gerektiğine dikkat çekti. Geçmişte yaptığı işlerden de örnekler veren Mehmet Akanyeti, “Beton, kolon hesapları bir ayda hesaplandıysa, mutfağa hangi fayans koyacağımız altı ay sürmüştür. Bunlara harcayacağımız enerji, bizleri birincil olan sağlamlıktan uzaklaştırır ve maliyeti yükseltir” diye konuştu. Yüksek Mimar ve Mühendisliğinin yanı sıra, “Saygın Akanyeti” ismiyle yazdığı roman ve şiir kitaplarıyla da bilinen Mehmet Akanyeti, ülkemizdeki çarpık yapılaşmaya da dikkat çekerek toplumsal bir bilinçlenmenin şart olduğunun altını çizdi.

 

1973’ten beridir mimarlık yapıyor

Limasol’a bağlı Piskobu (Yalova) köyünde 20 Mart 1947’de dünyaya gelen Mehmet Akanyeti, ilkokulu köyünde bitirdiğini, orta öğretimi ise sınavlarla girilen Limasol 19 Mayıs Lisesi’nde tamamladığını belirtti. Devamında araya mücahitlik görevinin girdiğini söyleyen Akanyeti, sonrasında İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden 1973 yılında yüksek mühendis-mimar olarak mezun olduğunu ifade etti. Üniversiteye 1968 yılında girdiğini, 1973 yılında ise mezun olduğunu söyleyen Akanyeti, “Üniversite içinde yüksek lisans da dahil olduğu için 5 yıldı. Yüksek lisansı da içeren 5 yıllık dönemi hiç kayıpsız tamamladım” dedi. Mezun olduktan sonra Limasol’da bir mimarlık ofisi açtığını dile getiren Akanyeti, “1974’te köyümüzü, varlığımızı, varlıklarımızı bırakmak zorunda kaldık. İngiliz üslerine sığındık. Bu yüzden ofisimde sadece 7 ay çalışabildim” diye konuştu. Yeni mezun olduğu için söz konusu dönemde uluslararası öğrenci kartının yanında olduğunu belirten Akanyeti, “Çadırlarda bir süre kaldıktan sonra öğrenci kafilesiyle köylülerden önce Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla kuzeye geçme olanağı yakaladık. 1975’in başlarında da güneyde kalan bütün Kıbrıslı Türkler de önce Ağrotur Üssü’ne sonra Adana’ya gitti” dedi.

 

“Sağlamlık yoksa, işlevsellik ve estetiğin anlamı da yoktur”

“Deprem, çok yönlü, çok bileşenli, çok karmaşık, çok kapsamlı, evrensel ve tarihsel bir doğal afettir” diyen Akanyeti, depremin sadece mimarlığı, mühendisliği değil, bütün dünya ekonomisini, sosyal yapısını, psikolojik yapısını etkileyen bir olgu olduğunu vurguladı. Türkiye’de 11 ili kapsayan Kahraman Maraş merkezli depremin etkilerinin birkaç yıl daha görüleceğini ifade eden Akanyeti, “Deprem, ulusal sınırları tanımayan bir doğal olgudur” diye konuştu. Depremin ne ırk ayrımı ve ne sınır ayrımı yaptığına işaret eden Akanyeti, tüm insanlığın deprem konusunda işbirliği yapması gerektiğinin altını çizdi. Depremin, mimarları etkilediği yönüne odaklanıldığı zaman, yapılan her türlü binanın başlıca üç özelliğinin bulunduğuna işaret eden Akanyeti, “Birincisi o bina sağlam olacak, ikincisi işlevsel olacak, üçüncü özellik ise güzelliktir” dedi. Yapılacak binanın işlevsel olması gerektiğine dikkat çeken Akanyeti, binanın işe yaraması gerektiğine vurgu yaptı ve “Günümüze göre daha önceki eylemlerin niteliğini ve kalitesini artıran bir şey olmalı” ifadelerini kullandı. Yapılacak binanın estetik denilen yönüne de vurgu yapan Akanyeti, “Bunun içerisinde şekiller, renkler ve dokular gelir. Sağlamlık olmaması durumunda, işlevselliğin ve estetiğin anlamı kalmaz” dedi.

2f47250b-54a1-4a33-a917-762e91d40395.jpg

“Zemin araştırması çok önemli”

“Çok sağlam bir bina yaparsınız ve merdivenden çıkarken kafanızı vurursunuz, yine işe yaramaz” diye konuşan Akanyeti, binanın sağlam ve işlevsel olması durumunda, estetiğe de ihtiyaç duyulduğunu altını çizdi. Zemin araştırması yapılmasının önemine değinen Akanyeti, “O da bizi, jeoloji bilim dalına götürür. Zemin ve yer seçiminde sadece binanın oturacağı arazi değil, oturacağı bölge, ülke ölçeğinde düşünülmesi gereken bir olaydır. Sadece çevre faktörleriyle kalmıyor. Bölge büyük bir fay hattındaysa, sadece o evi değil, belki de bütün kenti oraya oturtmamak lazım” dedi. Deprem bölgelerinde, fay hatlarında, jeolojik bakımından risk taşıyan alanlarda, daha kapsamlı çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Akanyeti, binanın genişliği, renk seçimi, ışığı, evin içinde metre kare kaybı gibi konuların önemine de değindi. Binanın güzelliği ve estetiği konularına da değinen Akanyeti, “Öyle bir şey yapayım ki benim ev kimseninkine benzemesin kaygısı var. Olmaması gereken ve ekonomik zorluklara yönelten gösteriş durumu da var. Özellikle mutfaktaki dolapların malzemesine, banyodaki fayansların rengine gösterilen ilginin yüzde birini binanın sağlamlığına gösterseler, depremdeki zayiatımız o oranda azalacaktır” dedi.

mehmet-003.jpg

“Toplumsal bilinçlenme şart”

Kendisinin de geçmişte yaptığı işlerden örnekler veren Akanyeti, “Beton, kolon hesapları bir ayda hesaplandıysa, mutfağa hangi fayans koyacağımız altı ay sürmüştür. Bunlara harcayacağımız enerji, bizleri birincil olan sağlamlıktan uzaklaştırır ve maliyeti yükseltir” diye konuştu. Akanyeti, “Mimar, binanın başlangıcından bitişine kadar bir orkestra şefi gibi diğer disiplinleri organize etmesi gereken kişidir” dedi. “Yemin vererek mezun olan bir mimar veya inşaat mühendisi, mal sahibi istesin veya istemesin tüm araştırmaları yapmalıdır” diyen Akanyeti, bir binanın sağlamlığının, fayansın renginden önce geldiğine dikkat çekti. “Bina yaparken, yer seçimini düzgün yapmadığımızda, verimli tarımsal arazilerimizi de yok etmiş oluruz” diyen Akanyeti, plansız yapılaşmaya işaret etti ve söz konusu durumun son yıllarda arttığına vurgu yaptı. İlkokul öncesinden başlatılması gereken toplumsal bir bilinçlenmenin şart olduğuna vurgu yapan Akanyeti, bu konuda mimarlar odası ve birliğin elinden geleni yapmaya çalıştığını kaydetti.

cb25b06b-8a38-4e0c-9547-775eb2fb32f6.jpg

Bu haber toplam 1339 defa okunmuştur