1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. “Başvurduk, geri dönen olmadı”   
“Başvurduk, geri dönen olmadı”   

“Başvurduk, geri dönen olmadı”   

Türkiye’ye girişi “N-82” ya da “G-82” tahdit kodlarıyla engellenen ve bu durumu kamuoyuyla paylaşan Kıbrıslı Türkler YENİDÜZEN’e konuştu.

A+A-

Ertuğrul SENOVA

Türkiye’ye girişi “N-82” ya da “G-82” tahdit kodlarıyla engellenen ve bu durumu kamuoyuyla paylaşan Kıbrıslı Türklerin sayısı 8’e yükseldi.

Son olarak Çarşamba gün İstanbul’a giden Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Başaran Düzgün, “N-82” kodu gerekçe gösterilerek geri gönderildi.

Türkiye’ye girişi engellenen ilk 5 Kıbrıslı Türk, “G-82” kodu gerekçesiyle Türkiye’ye alınmazken, BRTK eski Müdürü Aysu Basri Akter itibariyle, bu kod “N-82”ye çevrilmiş durumda.

Türkiye, “G-82” kodunu, “milli güvenlik aleyhine faaliyette bulunan veya bulunduğu şüphesi olan yabancılar” için uyguluyor. Hukuki kaynaklar, bu kodun “istihbari bilgilere dayanılarak konulabildiğini ve sadece dava yoluyla kaldırılabileceğini” söylüyor.

“N-82” kodu ise Türkiye’ye giriş yapmak için ön izin almak zorunda olan yabancılara uygulanıyor. Hukuki kaynaklar, bu kodun, ‘ülkeye giriş yasağının bir uygulaması’ olduğunu ve dava açıp kod iptal edilmeden, yabancının Türkiye’ye girmesinin mümkün olmadığını söylüyor.

Türkiye’ye girişi engellenen Kıbrıslı Türklerle görüşen YENİDÜZEN, girişlerinin engellenmesinin ardından hangi adımları attıklarını, nereye başvurduklarını ve ne gibi sonuçlar aldıklarını sordu.

Seyahat hakları gasp edilen Kıbrıslı Türkler’in büyük bir kısmı Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvurarak izahat istedi ya da Türkiye’de dava dosyaladı. Ancak hiçbir girişim yanıt alamadı.

 “G-82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye alınmayan Cumhurbaşkanlığı Eski Basın Koordinatörü Ali Bizden, 16 Eylül 2021’de, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne yazılı bir başvuruda bulunarak, Türkiye’ye girişinin engellenme nedenini sorduğunu ancak aradan geçen zamana karşın hala bir yanıt alamadığını söyledi.

Araştırmacı Dr. Ahmet Cavit An da 13 Temmuz 2021 tarihinde, “Yasa’da önerildiği gibi”, Türkiye’nin Lefkoşa Büyük Elçiliği’ne avukatı aracılığıyla “Türkiye alınmamasının gerekçesini” sorduğu bir mektup gönderdiğini ancak hala daha yanıt alamadığını belirtti.

BASIN-SEN Başkanı Ali Kişmir ise Kıbrıs’ın kuzeyinde herhangi bir başvuru yapmadığını ancak Türkiye’de bir avukatın kendisi adına CHP ile görüştüğünü ve kendisi adına TBMM’de soru önergesi verdiğini fakat önergenin yanıtsız kaldığını söyledi.

Sol Hareket Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan, girişinin engellenmesiyle ilgili herhangi bir yere başvurmadığını, çünkü bir şeyin değişeceğine, sağlıklı bir iletişim kurulacağına, sorunun çözüleceğine inanmadığını belirtti.

BRTK eski Müdürü Aysu Basri Akter ise Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi ile görüştüğünü, elçinin kendisine önce “bilgim yok” dediğini, sonrasında ise vize vermesinin mümkün olmadığını söylediğini aktardı. Akter, “Türkiye’de dava dosyaladım, henüz görüşülmedi” dedi.

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, girişinin engellenmesiyle ilgili Kıbrıs’ın kuzeyinde herhangi bir girişim gerçekleştirmediğini, Türkiye’de avukat tayin ettiğini ve bu idari uygulamanın kaldırılmasıyla ilgili bir dilekçe hazırladıklarını kaydetti.

Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Başaran Düzgün ise “Avukatım yakın zamanda Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvuracak” dedi.

dqpppp.jpg


Cumhurbaşkanlığı Eski Basın Koordinatörü Ali Bizden:

“16 Eylül 2021’de elçiliğe yazılı başvuru yaptım, geri dönen olmadı”

Cumhurbaşkanlığı Eski Basın Koordinatörü Ali Bizden, “G-82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye alınmadığını ifade ederek, girişinin engellenmesiyle ilgili havalimanındaki görevlilerin kendisine “Ülkenizdeki konsolosluktan bilgi alabilirsiniz” dediklerini aktardı.

Bizden, 16 Eylül 2021’de, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne yazılı bir başvuruda bulunarak, Türkiye’ye girişinin engellenme nedenini sorduğunu ancak aradan geçen zamana karşın hala bir yanıt alamadığını söyledi.

Maruz kaldığı seyahat özgürlüğü gaspının, “G-82” kodu bahanesiyle gerçekleştiğini ifade eden Bizden, “Bu kod, Türkiye Cumhuriyeti için milli güvenlik tahdidi olduğumu iddia ediyor. Kim bilir bu akıl dışı distopik fantezi nasıl yaralanmış bilincin kışkırttığı ruh halinin ürünüdür? Bu bahane, giderek normalleştirilen şuursuzluk siyasetinin her gün yüzleştiğimiz alçak taktiklerinden biri; bunu es geçelim” dedi.

 

“Akıncı’ya sırtımı dönsem, ‘makul ve makbul bir dış Türk’ olacaktım”

Bizden, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, şöyle yanıt verdi:

“Maruz kaldığım hak gaspının esası Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin hemen öncesinde, 5 Ağustos 2020 tarihinde Ankara’da olup bitenler ve ardından Kıbrıs’a gönderilen iki şahsın tekliflerini reddetmemdir. Ankara’da olup bitenler sözlü olarak TC Lefkoşa Büyükelçiliği’nin bilgisine gelmiş, ardından da Aydınlıkevler Polis Merkezi Amirliği arşivine  ‘tehdit’ başlığı altında resmen kayda girmiştir. Seçimlerde, özgür irademle Kıbrıs Türk Halkının itibar, saygınlık ve hürriyeti için doğru aday olduğuna yürekten inandığım Mustafa Akıncı’ya sırtımı dönüp kendimi inkar etsem, yaşanan açık baskı ve müdahaleye gözümü yumsam emin olun bu ‘efendilerin’ gözünde milli güvenlik tehdidi değil ‘makul ve makbul’ bir dış Türk olacaktım. Eksik olsun.”


Araştırmacı, Dr. Cavit An:

“13 Temmuz 2021’de elçiliğe yazılı başvuru yaptım, geri dönen olmadı”

Araştırmacı Dr. Ahmet Cavit An da “G-82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye girişinin engellendiğini ifade ederek, girişinin engellenmesiyle ilgili havalimanındaki görevlilerin kendisine “Ülkenizdeki konsolosluktan bilgi alabilirsiniz” dediklerini aktardı.

An, 13 Temmuz 2021 tarihinde, “Yasa’da önerildiği gibi”, Türkiye’nin Lefkoşa Büyük Elçiliği’ne avukatı aracılığıyla “Türkiye alınmamasının gerekçesini” sorduğu bir mektup gönderdiğini ancak hala daha yanıt alamadığını belirtti.

Dr. An, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, “özgürlüklerinin kısıtlandığı” ve “Güney’e geçişinin engellendiği” gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne yaptığı 1992 tarihli başvuru ile Kıbrıs’ta federal bir çözüm talebiyle yazdığı kitaplar ile yazılarla ilgili olduğunu düşündüğü söyledi.


BASIN-SEN Başkanı Ali Kişmir:

“Türkiye’de Meclis’te soru önergesi verildi, o da yanıtsız kaldı”

Basın Emekçileri Sendikası (BASIN-SEN) Başkanı Ali Kişmir de “G-82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye alınmadığını ancak Kıbrıs’ın kuzeyinde herhangi bir başvuru yapmadığını ifade etti.

Kişmir, “Ama adıma, Türkiye’de bir avukat CHP ile görüştü ve benim adıma Mecliste soru önergesi verildi. Fakat o da yanıtsız kaldı” dedi.

 

“Akıncı’ya açık destek verdim, Beyaz Ev’deki görüşmeyle ilgili yazı yazdım”

Kişmir, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, şöyle yanıt verdi:

“Son yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı’ya açık destek vermem bir neden olabilir. İkincisi de Beyaz Ev ile ilgili yazdığım yazı. Bir de seçim öncesinde, MİT görevlisi olduğunu söyleyen kişiler benimle görüştü, orada bana, eğer Akıncı’ya destek vermeyi bırakmazsam, Türkiye’ye girişimin engelleneceğini söylemiştiler.”


Sol Hareket Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan:

“Herhangi bir yere başvurmadım çünkü bir şeyin değişeceğine inanmıyorum”

“G – 82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye girişi engellenen bir diğer Kıbrıslı Türk ise Sol Hareket Genel Sekreteri Abdullah Korkmazhan oldu.

Korkmazhan, girişinin engellenmesiyle ilgili herhangi bir yere başvurmadığını ifade etti.

Korkmazhan, “Elçiliğe başvurun dediler ama gerek duymadım. Çünkü bir şeyin değişeceğine, sağlıklı bir iletişim kurulacağına, sorunun çözüleceğine inanmıyordum. Çünkü yapılan şeyin bir politika olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Mesele bizim alınmamamız değil” diyen Korkmazhan, “Mesele, belli insanlar üzerinden; gazeteciler, akademisyenler, siyasiler üzerinden topluma bir mesaj verilmek istenmesi. Bu şekilde ‘biat edeceksiniz’ denmesi” şeklinde konuştu.

 

“Akıncı’ya aktif bir şekilde çalıştım, Love Erdoğan billboardları olayı yaşandı ve Ersin Tatar için ‘kayyum’ dedim”

Korkmazhan, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, şöyle yanıt verdi:

“Mustafa Akıncı’nın seçim kampanyasında aktif bir şekilde çalıştım. Sol Hareket Genel Sekreterliği görevini yürütüyorum. Love Erdoğan bilboardlarıyla ilgili bir süreç yaşamıştık. AKP Gençlik Kolları’nın şikayeti üzerine bizi Mağusa’da tutuklamışlar ve dava okumuşlardı. Ayrıca, Ersin Tatar’a yönelik ‘Erdoğan’ın atadığı bir kayyumdur’ demiştim. Bu konuda da hakkımda dava okunmuştu.”


BRTK eski Müdürü Aysu Basri Akter:

“Türkiye’de dava dosyaladım, henüz görüşülmedi” 

BRTK eski Müdürü Aysu Basri Akter’in ise “N-82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye girişi engellendi. Akter, havalimanındaki görevlilerin kendisine “Kıbrıs’taki konsoloslukla görüşün” dediğini, bunun üzerine Büyükelçi Ali Murat Başçeri ile görüştüğünü anlattı.

Akter ayrıca, Türkiye’de “ifade özgürlüğü” kapsamında girişinin engellenmesiyle ilgili bir dava açtığını ancak davanın henüz görüşülmeye başlanmadığını aktardı.

 

“Büyükelçi ile görüştüm, önce ‘bilgim yok’ dedi, sonra vize vermesinin mümkün olmadığını söyledi”

Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Başçeri ile birkaç kez telefonda görüştüğünü aktaran Akter, “Büyükelçi, önce konuyla ilgili bilgisi olmadığını ve araştırılması için talimat verdiğini söyledi. Benim kodum N-82 idi. Bu, vize zorunluluğu anlamına geliyor. Havalimanındaki polis, vize alırsanız gelebilirsiniz demişti. Bu durumu elçiye anlattım, kendisi de ‘bu karar olduğu sürece elçiliğin vize vermesinin mümkün olmadığını ve bu kodu duymadığını’ söylemişti” şeklinde konuştu.

 

“Son olarak YENİDÜZEN’de yazı dizisi yapmıştım”

Akter, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, şöyle yanıt verdi:

“Bu konuda tahminler üretebiliyoruz. Şu röportaj veya bu yazı olabilir diye düşünüyoruz. Ben 2 yıldır aktif olarak gazetecilik sektöründe değilim. Son röportajım 1 yıl önce YENİDÜZEN gazetesinde yayınlanmıştı. Giriş yasağı kararım da Mart 2022’de başlamış. Son röportajım Eylül 2021’de yayınlanmıştı. Röportaj, ‘Demokrasi, İrade ve Müdahale’ başlıklı bir yazı dizisiydi. Eski büyükelçilerle görüşüyordum. Geçmişten günümüze TC – KKTC ilişkilerinin nasıl şekillendiği üzerine bir yazı dizisiydi.”


Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu:

“Türkiye’de avukat tayin ettim”

“N-82” koduyla Türkiye’ye alınmayan bir diğer Kıbrıslı Türk ise Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu oldu.

Rahvancıoğlu, girişinin engellenmesiyle ilgili Kıbrıs’ın kuzeyinde herhangi bir girişim gerçekleştirmediğini, Türkiye’de avukat tayin ettiğini ve bu idari uygulamanın kaldırılmasıyla ilgili bir dilekçe hazırladıklarını kaydetti.

Rahvancıoğlu, örgütlü olarak Türkiye’deki halk evlerinin desteğiyle bir başvuru yapacaklarını belirterek, “Başvurunun yanıtına göre hukuki süreci ilerleteceğiz” dedi.

 

“Onların benim üzerimde neyi yanlış gördüğünü düşünmeyi reddediyorum”

Rahvancıoğlu, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, şöyle yanıt verdi:

“Bunun keyfi bir uygulama olduğunu, Türkiye’deki İktidarın algısı çerçevesinde dünyayı düşmanlar ve dostlar bakış açısı içerisinde gördüğünü düşünüyorum. Bu kararın benimle ilgili, Türkiye ile ilgili ya da Türkiye halklarıyla ilgili bir gerekçesi olduğunu düşünmüyorum. Ortada tamamen keyfi, hukuk dışı, hiçbir mantık çerçevesinde olmayan bir iktidar var. Bizim onun aklının içine girip bizim için ne düşündüğünü bilmemiz, bence bizim için bir hakarettir. Onların benim üzerimde neyi yanlış gördüğünü düşünmeyi reddediyorum.”


Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Başaran Düzgün:

“Avukatım yakın zamanda elçiliğe başvuracak”

 “N-82” kodu gerekçe gösterilerek Türkiye’ye alınmayan son Kıbrıslı Türk, Havadis Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Gazeteci Başaran Düzgün oldu.

Türkiye’ye girişi, geride bıraktığımız Çarşamba gün engellenen Düzgün, “Avukatım yakın zamanda Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne başvuracak” dedi.

 

“Neyle suçlandığımı bilmek en doğal hakkım ama bu süreci psikolojik şiddet haline sokuyorlar”

Düzgün, “Bu koda sizce neden maruz kaldınız?” sorusuna, şöyle yanıt verdi:

“Kodun ne anlama geldiğini bilmiyorum. Orada sordum, ‘söyleyemeyiz, ülkenizde elçiliğe başvurun dediler. Biz de başvurup ne olduğunu göreceğiz. Neyle suçlandığımı bilmek en doğal hakkım ama bu süreci psikolojik şiddet haline sokuyorlar.”


Eski Milletvekili Dr. Dağlı:

"Meclis’e araştırma isteğiyle dilekçe verdim, bir sonuç almadım"

Eski milletvekili, aktivist Dr. Okan Dağlı, İzmir Adnan Menderes Havaalanı'na girişte durdurulması ve güvenlik gerekçesiyle ülkeye girişinin yasaklandığının belirtilmesi sonrasında Meclis’e dilekçe verdiğini söyledi.

Tatil için gittiği Selanik’te sorularımızı yanıtlayan Dr. Okan Dağlı, 27 Nisan 2022 tarihinde Cumhuriyet Meclisi’ne bu konunun araştırılması için dilekçe verdiğini söyledi, “Fakat KKTC Meclisi’nden bugüne kadar olumlu ya da olumsuz bir yanıt alamadım” dedi.

 

YENİDÜZEN elçiliğe sormuş, “böyle bir birimimiz yok” yanıtını almıştı

YENİDÜZEN, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’na “Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye giriş yasağı olup olmadığını nereden öğrenebilir?” diye sormuş, Ertuğruloğlu ise “Böyle bir endişesi olan gitsin TC Lefkoşa Elçiliği’ne sorsun” önerisinde bulunmuştu.

Ertuğruloğlu’nun önerisi üzerine Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçiliği’ne giden YENİDÜZEN muhabiri, “Böyle bir birimimiz yok” yanıtını almıştı.

yd-destek-gorseli-2-892.jpg

Bu haber toplam 3694 defa okunmuştur