1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Avustralya’nın İlk Türk Gazetesini çıkaran Kıbrıslı
Avustralya’nın İlk Türk Gazetesini çıkaran Kıbrıslı

Avustralya’nın İlk Türk Gazetesini çıkaran Kıbrıslı

İbrahim Dellal Kıbrıslı Türklerin yurtdışındaki meziyetleri ve akıllarının yarattığı başarıları gördükçe inasanın gurur duyması kaçınılmazdır. “tembel ve aklı kesmeyen” nitelemeleriyle “yok-hiç” sayılmaya çalışılsalar da bazı ç

A+A-

 

İbrahim Dellal

 

Kıbrıslı Türklerin yurtdışındaki meziyetleri ve akıllarının yarattığı başarıları gördükçe inasanın gurur duyması kaçınılmazdır. “tembel ve aklı kesmeyen” nitelemeleriyle “yok-hiç” sayılmaya çalışılsalar da bazı çevrelerce, onların gurbetteki başarıları, bulundukları mevkiler, insanlık adına yaptıkları atılımlar, adete bir “şamar” vazifesi görmekte bu tip eleştirenlere. Bununla birlikte zaman zaman gelecek-başarı konusunda toplumsal olarak karamsarlığa düştüğümüz anlarda bu yürekli ve başarılı insanlarımızın varlığını görmek ve bilmek, insana büyük bir motivasyon ve mutluluk vermektedir, geleceğe bakmak adına.

Bugün kendisinden bahsedeceğimiz memleketlimiz; İbrahim Dellal bey... nasıl ki ABD’de ilk Türkçe gazeteyi çıkaran bir Kıbrıslı Türk olmuştur, Avustralya’da da aynı atılımın yine bir Kıbrıslı Türk; İbrahim Dellal tarafından yapıldığını görüyoruz. Dellal; 1952 yılında Kıbrıs’tan Avustralya'ya göç etmiş insanlarımızdan biri. Daha Türkiye’den göç almaya başlamamıştı Avustralya. 

     1950’de, henüz 18 yaşındayken 2 sene önce göçme kararı alan ağabeylerinin ardından ayrılmış Kıbrıs’tan. İbrahim Dellal’ın hikâyesi 1932’de Larnaka’da başlıyor. Babası Osmanlı coğrafyasında iş yapan bir canlı hayvan tüccarı. Annesinin babası, Kıbrıs’ın son Şeyhülislamı. Dedelerinin Anadolu’dan gittiğini söylemiş büyükleri. Geçmişi ile ilgili pek çok detayı 1984’te, son Türkiye ziyaretinde Cemaliye halasından öğreniyor. Birkaç yıl sonra o da vefat edince ancak bu kadar malumat kalıyor ellerinde. İhtişamlı bir çocukluk hayali var zihninde Kıbrıs’a dair. İki bahçe kapısı da sonuna kadar açılıyormuş her sabah. Evin önünde kazanlar kaynıyor, camiden çıkan cemaat kahvaltısını onların kurduğu sofralarda ediyormuş. Hamamlar ihtiyaç sahipleri için devamlı yanıyor. Babası Rumların da Türklerin de sevdiği, saydığı bir isimmiş.

     Dellal ailesinin 3 çocuğunun en küçüğü İbrahim Bey. Ahmet ağabeyinden 12, Hasan ağabeyinden 6 yaş küçük. Kıbrıs Amerikan Akademisi’nden mezun. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra göç almaya başlayan Avustralya, İngiliz tabiyetindeki Kıbrıslılara da açıyor kapılarını. Dellal ailesinin iki büyük oğlu Ahmet ve Hasan ilk gidenlerden. İbrahim Bey’se 2 sene sonra lise biter bitmez ayrılıyor. 20 Temmuz 1974’te, Türkiye’nin Kıbrıs’a asker çıkardığı gün annesi vefat ediyor. Larnaka Rumlara geçince babası ceketini alıp ayrılıyor evinden. 78’de Türk kesiminde bir huzurevinde tamamlıyor ömrünü. O yıllarda Kıbrıs’ta henüz bir siyasi karışıklık yok. Dellal ailesinin mali durumu gayet iyi, baba oğullarına her türlü imkânı sunmaya hazır. Lakin bu şartlar kâfi gelmiyor 3 kardeşi baba ocağında tutmaya. Sadece mekânı değil, dili, dini, kültürü, aileyi ve geçmişi geride bırakarak çıkıyorlar yola. 1960’ların sonlarında Avustralya’daki Kıbrıslı Türk nüfusu ancak birkaç yüz kişiyi buluyor. Onlar da para kazanma, yeni bir hayat kurma telaşıyla sadece çalışıyor.

“Geldikten sonra her şeyime hasret duymaya başladım, lisanıma, hayat şeklime, aileme… Baktım ben bunlar gibi olamam, onların okullarında yetiştim; ama onlar gibi hissetmiyordum. ‘Üzülmüyorum, yaptığım doğruydu’ diyorsun. Hâlbuki 35 gün gemi yolculuğuyla geldim. Defalarca ağladığımı çok iyi hatırlıyorum.” Diyor kendisiyle yapılan bir röportajda. 20’lerinin başlarında bir karara varıyor İbrahim Dellal. “Ben bunlar gibi değilim, öyle olmadığım için de avantajlıyım. O halde bana ait değerleri sahiplenmeli ve insanlara hatırlatmalıyım.” Diyerek İki ağabeyiyle birlikte İslam ülkelerinden gelen Müslümanlarla tanışıp Avustralya İslam Federasyonu’nun kurulmasını sağlıyorlar. İbrahim Bey hafta içi mesai saatleri sonrasında yakın bölgeleri, hafta sonları diğer eyaletleri dolaşarak bir araya gelmenin önemini anlatıyor insanlara. Avustralya’da düzenlenen 1956 olimpiyatları dönüm noktası Dellal’a göre. Yaşar Doğu, Celal Atik, Hamit Kaplan ve Mustafa Dağıstanlı’dan oluşan Türk güreş takımı sayesinde Türkiye ile ilk kez temasa geçiyor. O minderde, Hasan ağabeyi olimpiyat köyünde tercümanlık yapıyor heyete.

     Türkiye Türklerinin Avustralya’ya göç etmelerine imkan tanınmasının nedenlerinden birini de Kıbrıslı Türkler oluşturuyordu.

     1960’lı yıllarda Avustralyalılar Avrupa’da çalışkanlıkları ve azimleriyle dikkat çeken Türkleri incelemeye başlamıştır. Avustralya’da yaşayan Kıbrıslı Türklerin dil, kültür,din ve iş becerileri konusunda uyumlu olmalarından da yola çıkarak Türklerin devlet destekli göç kapsamında davet edilmesini planlamaya başlamışlardır.

     Dellal ise, daha 30’lu yaşlarda gayreti ve vizyonuyla dikkat çekmeye başlıyor. Bir gün yarı resmi bir derneğe davet ediliyor. Orada Türkiye ve Türklerle ilgili bazı sorulara muhatap oluyor. 2 hafta sonra kendisine ulaşan resmi davette açığa çıkıyor maksat. Nüfusunu artırmak isteyen dönemin Avustralya hükümeti, Türkiye’den göçmen almanın yollarını arıyor. Danışmanlık alabilecekleri en yetkin isim İbrahim Dellal. Türkiye ile göç anlaşması 1967’de imzalanıyor ve ilk kafile bir yıl sonra iniyor Sidney’e. Karşılama törenlerinin hazırlanması, ‘hoşgeldin’ konuşmalarının yapılması, ilişkiler tıkandıkça Türkiye’ye gidip problemlerin giderilmesi Dellal’a düşüyor. Gazetelerde, “Türkler tembeldir, cahildir, bu memlekette kalmak istemiyorlar.” diye yazılar çıkmaya başlıyor. İş yine başa düşüyor. İslam federasyonu adına Dellal kardeşler öncülüğünde yeni göçmenleri ev sahibi yapmak maksadıyla kooperatif kuruluyor. Ardından da İngilizce öğrenimini yaygınlaştırmak için gazete çıkarmaya karar veriyor İbrahim Bey. Ve  27 sene aralıksız çıkacak olan Türk Sesi Gazetesi 1970’te başlıyor yayın hayatına. Haftada bir çıkan gazetenin arka sayfası İngilizce dil derslerine ayrılıyor. Bütün bu telaş içinde ayrılırken anne babasına verdiği “5 sene sonra döneceğim” sözü de tutulamıyor tabii. Ayrıldıktan 17 yıl sonra gidiyor ilk kez memleketine. 2009 itibarıyla sadece Victoria eyaletinde ağırlıkla Türk ve Müslüman çocuklarına eğitim veren 7 okul var. Bu sayıyı yeterli bulmuyor Dellal. Eğitimin bıraktığı boşluk diğer etkenler tarafından doldurulamıyor ona göre. 2 sene sürüyor iznin çıkması. Sonra sıra bina bulmaya geliyor. Kimsenin haberi yok onun bu girişiminden. Türklerin ilk yerleşim yeri olan Broadmedows’ta o yıl boşalan harabe halindeki bir okulu tutmayı koyuyor kafasına. 400 bin dolarlık binayı 20 dolar depozitle kiralıyor. Birkaç yıl öncesinde de Selimiye Eğitim Vakfı’nı kurmuştu. 3 aylık işi var denilen binada ertesi hafta salı günü ikinci el eşyalar, işsiz iki Türk öğretmen ve 28 öğrenci ile ders başı yapılıyor.

     İngiltere Kraliçesi İkinci Elizabeth'in doğum gününü kutlayan Avustralya'da, Kraliçe bir Türk'ü kendi onur listesine alarak 'The Order of Australia' madalyasına layık görüyor. Her sene olduğu gibi bu sene de Avustralya'da yaptığı toplumsal çalışmalar ile topluma faydası dokunanlara Kraliçe tarafından Avustralya için önemli madalyalardan biri olan 'The Order of Australia' onur madalyası verildi. Bu sene ilk defa bu madalyaya bir Türk de layık görüldü. O da İbrahim Dellal’dı...

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 3300 defa okunmuştur