1. HABERLER

  2. HABERLER

  3. 3 yılda 25 organ nakli
3 yılda 25 organ nakli

3 yılda 25 organ nakli

 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, 2014 yılında Hücre, Doku ve Organ Nakli Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte 15 Temmuz 2015’ten bugüne 25 organ nakli gerçekleştirildi.

A+A-

 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde, 2014 yılında Hücre, Doku ve Organ Nakli Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle birlikte 15 Temmuz 2015’ten bugüne 25 organ nakli gerçekleştirildi.

Organ nakillerinin 11’i canlı ve 14’ü beyin ölümü gerçekleşen kadavradan yapılırken, henüz kalp ve karaciğer nakline ülkede başlanmadığı için 3 kalp ile 5 karaciğer Türkiye’ye gönderildi.

Gelişmiş ülkelerde organ nakilleri çoğunlukla kadavradan gerçekleşiyor. Türkiye’de bu rakam yüzde 10. İspanya ve Portekiz gibi ülkelerde ise yüzde 90’ları buluyor. KKTC’de ise organ nakillerinin yüzde 56’sı beyin ölünü gerçekleşmiş kadavradan yüzde 44’ü ise canlıdan yapılıyor.

Sağlık Bakanlığı ve Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) işbirliğinde DAÜ Mustafa Afşin Ersoy Salonu’nda “Organlar Toprak Olmasın Bir Bedende Hayat Bulsun” sloganıyla Sağlık Bakanlığı Koordinasyon Kurulu’ndan İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Düriye Deren Oygar tarafından organ bağışı ve nakli bilgilendirme semineri verildi.
Seminer sırasında Sağlık Bakanlığı yetkilileri tarafından organ bağışı kaydı alındı.

OYGAR

Doç. Dr. Düriye Deren Oygar, gelişmiş ülkelerde kadavradan organ naklinin ön planda olduğunu ve bu naklin daha uygun tedavi yöntemi olduğunu ifade etti.
Oygar, organ bağışı sonucunda beyin ölümü gerçekleşmiş kadavradan alınan organların 8 kişiye hayat verdiğini veya hayatını uzattığını belirterek, doku ve hücre nakilleriyle birlikte sayının 50 kişiye ulaştığını ifade etti.
Oygar, 2014 yılında yürürlüğe giren Hücre Doku ve Organ Nakli Yasının ardından ilk naklin 15 Temmuz 2015 yılında 12 yaşından beri nakil bekleyen 19 yaşındaki bir gence yapıldığını, böbrek nakli gerçekleşen kişinin sağlık durumunun gayet iyi olduğunu kaydetti.
Ülkede kadavradan organ naklinin kişi hayatta iken organlarını bağışlaması veya beyin ölümü gerçekleştikten sonra dördüncü dereceye kadar akrabalarının da kabulüyle gerçekleşebildiğini söyleyen Oygar, beyin ölümü ile koma veya bitkisel hayatın aynı olmadığına dikkat çekti.
Oygar, beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin tekrar hayata döndürülmesinin imkansız olduğuna değindi.
Organ bağışının candan cana giden en büyük sadaka olduğunu söyleyen Oygar,”Dünyada yapılabilecek en büyük iyiliklerden biri” dedi.

YAZICI

Seminerde kadavradan böbrek nakli olan İlahiyatçı İbrahim Yazıcı da, organ nakli sonucunda hayata yeniden döndüğünü anlattı.
Organ bağışının dinen hiçbir sakıncası olmadığını vurgulayan Yazıcı, dinin hiçbir zaman bilimle ters düşmediğini vurguladı.
 

Bu haber toplam 1868 defa okunmuştur