1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. GÜZELYURT’TA BİR GÜN
GÜZELYURT’TA BİR GÜN

GÜZELYURT’TA BİR GÜN

GÜZELYURT’TA BİR GÜN

A+A-

 


Stella Aciman

Güzelyurt… Ada’nın Lefke’den sonra ikinci büyük ilçesi ve Mesarya Ovası’ndan sonra ikinci en büyük ovası. Bereketli ve bir o kadar verimli topraklara sahip adı gibi güzel bir ilçe. 1974 yılından önce Omorfo, 1974’ten sonra Güzelyurt…
İlçenin girişinde sizi karşılayan heybetli portakal heykelini görünce narenciyenin merkezine geldiğinizi anlarsınız.  Güzelyurt, portakal, mandalina, greyfurt ve limon ağaçlarının çevrelediği; narenciyelerin baharda çiçeklendiği zaman havaya yaydıkları mis kokulardan sarhoş olabileceğiniz şirin bir beldesidir Ada’nın. Her bahçede görebileceğiniz rengârenk cemileler, (begonvil) fuller ve kaktüslerin yanı sıra toprağa ekilmiş sebzeler bereketi haykırır gibidirler. Bu bereketin kaynağı ise Trodos Dağlarından gelen kaynak sularıdır. Sıcak bir bayram gününde bu şirin ilçeyi benimle dolaşmaya ne dersiniz?

ARGONYA

Güzelyurt’un yeşili arasından geçerek Doğancı kavşağına gelin. Sol tarafta ulu karabiber ağaçlarının altında saklanmış, ahşap ağırlıklı mekânın önünde durun. ‘Argonya’ yazar ahşap tabelanın üstünde. Sol tarafta küçük bir çiçekçi, sağ tarafta ise günlük el yapımı ürünlerin satıldığı küçük bir dükkân… Ön kapıdan içeri girdiğinizde soğuk günlerde kahvaltınızı yapabileceğiniz salonla karşılaşıyorsunuz. Ardından, size ağaçlar, çiçeklerin süslediği bahçe ve özgürlüğün tadını çıkaran ördekler ‘merhaba’ diyor.
Birbirinden lezzetli odun fırınından henüz çıkmış çörekler, börekler, tahinliler, pilavunalar… Hepsi Kıbrıs’a özgü tatlar, sıcak sıcak masanızı süslüyor. Yemeğe doyamıyorsunuz. Masaya gelen çaydanlık ve demliğin altında ısıtıcısı bile var. Sonrası ise anlatılmaz… Yaşanır!

O güzel kahvaltının üzerinize yüklediği ağırlığa kendinizi bırakmayın sakın ve yollara düşün, biraz tarih, biraz doğa… Geçmişin dehlizlerinde dolaşmaya ne dersiniz?

VUNİ SARAYI 

Kıbrıs’ta ayrıcalıklı bir yere sahip olan Vuni (Vouni) Sarayı tarihin ve doğanın buluştuğu eşsiz bir yerdir. 2500 yıllık gizemli tarihi, dağ ve deniz manzarasıyla 267 metre yüksekliğe kurulan Vuni Sarayı’nı her yaş grubundan insanın görmesi gerektiğini düşünürüm. Vuni Sarayı Doğu Akdeniz’deki tek Pers eseridir. Tepeden Akdeniz’in görüntüsünü seyrederken sonsuzluğu hissetmek müthiş bir duygu yaşatır insana. Eğer, Güzelyurt gezisini bahar aylarında yapmak isterseniz Vuni Sarayı’nın çevresi, sizleri çok sayıda orkide ile karşılayacaktır.

Şimdi tekrar Güzelyurt’a dönelim, bakalım neler varmış?

GÜZELYURT DOĞA VE ARKEOLOJİ MÜZESİ

Güzelyurt Doğa ve Arkeoloji Müzesi 1979 yılında sergi binası olarak açılmış. 1974 yılı öncesinde bina, Omorfo(Güzelyurt) Metropolis binası olarak faaliyet göstermekteydi. Bina iki kattan oluşmaktadır.  Müzenin yapacağınız ziyaretlerde ilk önce birinci katında Kıbrıs’ta bulunan çeşitli dönemlere ait çeşitli türlerdeki hayvanların kurutulmuş örneklerini ve Kıbrıs’a özgü İpek Böceğinden yapılmış çeşitli işlemelerin koleksiyonlarını görebilirsiniz. Müzenin ikinci katında ise Neolitik, Tunç, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait çeşitli toprak küpler, vazolar, saksılar gibi buluntular sergilenmektedir. Ben müzeyi bu defa kapalı olduğu için ziyaret edemedim ama hafta arası bir gün yolunuz düşerse buraya biraz vakit ayırın derim.

St MAMAS MANASTIRI ve İKON MÜZESİ 

Güzelyurt kent merkezinde yer alan manastıra ait kilise, orijinalde bir Bizans yapısı olup zaman içinde birçok değişiklik geçirmiş ve son halini 18. yüzyılda almıştır. Giriş ve sütunları Bizans kilisesinden kalıntıların üzerine Lüzinyanlar tarafından inşa edilmiş, kubbesi 18. yüzyılda yapılmıştır. St. Mamas hakkında birkaç hikâye olmakla birlikte en yaygın görüş 12. yy'da Güzelyurt çevresinde yaşamış Hıristiyan bir aziz olduğudur. Mezarı kilisenin kuzey girişinin hemen sol tarafında yer alır. Manastırda en çok ilgi çeken yer incir, üzüm, meşe ve kalkan motifleri ile oluşan sütunlardır. İkon bölümü Lüzinyan ve Venedik dönemine değin uzanmaktadır. Dört Venedik sütunundan biri üzüm, incir ve kalkan motifleri ile bezenmiştir. Kilisenin kuzey ve doğusunda yer alan manastır yapıları kayıtlara göre 1779 yılında inşa edilmiştir. Her yıl Eylül ayının ilk günü, kiliseye adını veren azizin isim günü nedeniyle düzenlenen ayine çok sayıda Ortodoks katılmaktadır.
Gezintimize ara vermenin ve bir kahve içmenin zamanıdır artık. Mardo, Kıbrıs’ın eski ve en güzel dondurma yapan kuruluşlarından biri olarak Güzelyurt’ta da yerini almıştır. Kahvelerinizi içtikten sonra ben derim ki “dondurmasını da tadın, özellikle portakallısını.”
Ellerde dondurmalar, İngiliz döneminde yapılmış Mahkeme ve Polis Merkezi binalarını görmeye gidelim. 1930’larda yine İngiliz’ler tarafından Kıbrıs’a özgü sarı taşlarla yapılan Bandabuliya, İngiliz mimarisi açısından güzel bir örnektir. Artık gün dönmeye başladı; güneşi, 1975 yılından beri her yıl yapılan Güzelyurt Portakal Festival alanında, portakal ağaçlarının altında, yeşillikler arasında batıralım ve artık acıktığının sinyalini veren midemizin sesini dinleyerek, arabamızla yine portakal ağaçlarının çevrelediği yoldan Kalkanlı’ya doğru ilerleyelim.

LARA RESTORAN

Bahçeli, şirin bir Kıbrıs Restoranı’na hoş geldiniz. Pembe-beyaz cemileler, kaktüsler ve tabii ki portakal ve limon ağaçları… Önce mezeler… Soğuk bira veya şarap eşliğinde… Sohbetsiz olur mu? Ardından fırından yeni çıkmış mis gibi kokan Kıbrıs Kebabı… Daha ne olsun?

Bu haber toplam 12398 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 129. Sayısı

Adres Kıbrıs 129. Sayısı