
Zavallı bir toplumuz, zavallı!
Egemen Bağış “Kıbrıslı Rumlar isterse KKTC’ye başvursun, biz onlara ekonomik yardım yaparız” dedi ya…
Bizim Başbakan da bundan hemen nemalandı. Çağırdı Anadolu Ajansı’nı (AA), patlattı demecini:
“Güney Kıbrıs bize baş
Egemen Bağış “Kıbrıslı Rumlar isterse KKTC’ye başvursun, biz onlara ekonomik yardım yaparız” dedi ya…
Bizim Başbakan da bundan hemen nemalandı. Çağırdı Anadolu Ajansı’nı (AA), patlattı demecini:
“Güney Kıbrıs bize başvurursa, ekonomik yardım taleplerini Ankara’ya memnuniyetle iletiriz…”
Nedir bu?
Haber mi?
Yani bir Başbakan ya da bakan söyledi diye, her lakırdı ‘haber’ olabilir mi?
Üstelik resmi devlet ajansına…
Ciddiyetten uzak, içeriksiz ve anlamsız cümleler yığınını halkın önüne ‘haber’ diye servis etmek ancak bizim gibi zavallı toplumlara nasip oluyor ne yazık ki!..
**
Zavallı bir toplumuz, evet…
Zaten herkes de öyle davranıyor bize…
Enseye tokadı patlatan ağzımızdaki lokmayı alıyor.
Herkes üstümüzde boza pişiriyor da gıkımız çıkmıyor.
Sanki ne söyleseler ‘emir’ biliyoruz, hemen uyuyoruz.
Uymazsak da zaten sırtımızı dönüp uyuyoruz.
Ya uyumluyuzdur, ya uykulu…
Üç-beş kuruşluk menfaatimiz de gitmesin diye elden, kılıktan kılığa girebiliyoruz.
Bunu iyi fark edenler, bizim şifrelerimizi çözenler ‘kukla’ gibi oynatıyorlar bizi…
Hele bir de ‘kukla’ bulunca başımıza, işleri çok daha kolaylaşıyor.
**
Egemen Bağış’ın ve İrsen Küçük’ün söyledikleri, Kıbrıslı Rumlarla dalga geçmek gibi algılanıyor.
Oysa asıl dalga geçilen biz zavallı Kıbrıslı Türkleriz!
İsteyen üzerine almasın, ama ben alıyorum.
Egemen Bağış ve İrsen Küçük Kıbrıslı Türklere hakaret ediyorlar.
Bir eli yağda, diğeri balda olanlarımıza değil tabii..
Çalışanımıza, hayvancımıza, çiftçimize, sanayicimize, esnafımıza, asgari ücretlimize, diplomalı işsizimize…
Alenen hakaret ediyorlar bize!
Neymiş?
“Rumlar para isterse, Kıbrıslı Türklere başvursunlar”mış!
Bak sen!..
**
Ama asıl kabahat Egemen Bağış’ta, İrsen Küçük’te ya da bu lakırdıları ‘haber’ diye halka servis eden AA’da değil…
Asıl kabahat bizde!..
Biz zavallı Kıbrıslı Türklerde…
Ve aynı zamanda Türkiye halklarında!..
Çıkıp bu lakırdıların hesabını sormadığımız için!..
“Nedir efendi senin söylediğin?” demediğimiz için!..
Lefkoşa’nın kuzeyi ile güneyi arasındaki derin uçurumu bile gözden kaçırmaya çalışanlara “Susun, yeter” diye çıkışmadığımız için…
Yüzde 90’ı Türkiye’deki sivil ya da saklı iktidar ve güç odaklarınca tasarlanan ‘derin Kıbrıs siyaseti’ nedeniyle bu küçük coğrafyaya sıkışmış, izole edilmiş, dünyayla bağlantısı kopmuş şekilde yaşamaya mahkum bırakılan bu zavallı toplumu, bu duruma düşmek sanki kendi tercihiymiş gibi aşağılayanlara karşı çıkmadığımız için…
Kabul edelim ki zavallı bir toplumuz.
Çünkü zavallılığı reddedip buna isyan edenleri bağrına basmaktan korkan, sindirilmiş, kendisi dışında herkesi soksa bile yılanlarla yaşamaya alıştırılmış bir sosyal yapımız var bizim…
‘Nazım Hikmet’in dediği’nden yani…

















