
‘Yasa dışı kürtaj’ davasında duygusal anlar
Toplum’da infial yaratan Girne’deki ‘yasa dışı kürtaj’ davasının dünkü duruşmasında 5 aylık bebeğini 2014 yılında Ada Hospital’de aldıran N.D isimli anne ilk kez yargı huzuruna çıktı, zaman zaman duygusal anlar yaşadı
Ayşe GÜLER
Toplum’da infial yaratan, yargı süreci de aylardır devam Girne’deki ‘yasa dışı kürtaj’ davasının dünkü duruşmasında 5 aylık bebeğini 2014 yılında Ada Hospital’de aldıran N.D isimli anne, mahkemede konuştu.
Mahkeme süreci boyunca ilk kez yargı huzuruna çıkan, İddia Makamı Başsavcılığın ‘sürpriz tanığı’ 24 yaşındaki N.D isimli kadın, “Bebeğimi aldırmak istemediğim ve aldırdığım için vicdan azabı çekiyorum. Bu nedenle geldim” dedi.
Antalya’da turizm sektöründe çalışan N.D, 15 gün önce Ada Hospital ile ilgili haberleri basında görmesi üzerine Savcılık ile temasa geçtiğini, ardından da olayın tahkikatını yürüten Namık Baz ile görüştüğünü açıkladı.
Şahadet verdiği sırada, yaşadığı olayları anlatırken duygusal anlar yaşadığı gözlemlenen N.D, özetle şöyle konuştu: “ Hamile kaldığımda bebeğimi doğurmak istedim. Ancak erkek arkadaşım doğurmamı istemedi. Türkiye’de aldıramayacağım için erkek arkadaşım Fahri bey ile görüşmüş. Beni buraya yönlendirdi. Bebeğim 5 aylıktı, sağlıkla ilgili bir sıkıntısı yoktu ve cinsiyeti de erkekti… Erkek arkadaşımın işi olduğu için ben tek başıma 17 Mart 2014 tarihinde Kıbrıs’a geldim. Buraya geldiğimde her şey ayarlanmıştı. Taksi ile Ada Hospital’e gittim. Fahri bey beni kapıda karşıladı. Odası girişte sağ kapıydı… Parasını verdim. Ayşegül hanım kanımı aldı… Sabah gelmiştim, ameliyatı öğleden sonra oldum. Ameliyat için 8 bin TL ödedim. Rasiha hanımı ameliyathanede gördüm gözyaşlarımı sildi, sonra bayıldım…”
N.D dışında dünkü duruşmada Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü Dr. Katayon Kobat da dinlendi. Dr Kobat, daire arşivlerinden ve memurlarından yaptığı araştırmada Ada Hospital’in yasal sınır dışında daha büyük kürtajlarla ilgili yazılı bildirim yapılmadığını tespit edildiğini aktardı.
Taraflar hazır bulundu
Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu. Sanık Mehmet Ali Tunçbilek’i Avukat Serhan Çınar, sanık Verda Tunçbilek’i Avukat Mustafa Şener, sanık Taner Okburan ile Ayşegül İşbilen’i Avukat Emre Kadri, sanık Fahri Karagözlü’yü Avukat Güneş Menteş ve sanık Rasiha Serdaroğlu’nu Avukat Tahir Seroydaş ve Ömer Başay temsil etti.
Dr. Kobat: “Ada Hospital, yasal sınır dışındaki büyük kürtajlarla ilgili bildirim yapmadı”
Savcılık 26’ncı tanık olarak Yataklı Tedavi Kurumları Dairesi Müdürü Dr. Katayon Kobat'ı dinletti. Dr. Kobat, ülkede hastane açılması için gerekli olan prosedürleri anlattı, bu konuda belli yasa ve tüzük olduğunu dile getirdi. Ada Hospital'in 2013 yılında açıldığını ifade eden Kobat, 1998 yılında Anestezi Uzmanı olarak göreve başladığını, 2014 yılından beridir de Daire Müdürü olarak atandığını kaydetti.
Kobat, kurumun işleyişi ve görevleri ile ilgili de bilgi vermesinin ardından sanıkların avukatları tarafından sorgulandı.
Kürtajların, yasa ne emrediyorsa o sınıra kadar yapıldığını söyleyen Kobat, 10 hafta üzerinde ise yazılı olarak kuruma bildirilmesi gerektiğini ifade etti.
İşlemin acil olması halinde ise kürtajların yapılmasının ardından daireye bildirildiğini kaydeden Kobat, "Örneğin 30 haftalık bir bebek vardır. Anne karnında ex olmuştur. Onu almak zorundasınız derler, kuruma bildirirler" dedi.
Kobat, daire arşivlerinden ve memurlarından yaptığı araştırmada Ada Hospital’in yasal sınır dışında daha büyük kürtajlarla ilgili yazılı bildirim yapılmadığını tespit edildiğini aktardı.
Av. Çınar: “Mayıs 2016’dan önce bildirim yapma zorunluluğu yoktu”
Avukat Serhan Çınar ise, hiçbir kurum veya doktorun yasal sınır üzerinde kürtaj yapıldığına dair ilgili daireye bildirim yapılmadığını savundu.
Çınar ayrıca Mayıs 2016 tarihinden önce bildirim yapma zorunluluklarının da olmadığını öne sürdü.
Bunun üzerine Kobat, Tabipler Yasası ve Ceza Yasası kapsamında 10 hafta üzerindeki kürtajlarla ilgili bildirim yapılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.
Av. Şener: “Kıbrıs'ın kuzeyinde Sağlık Bakanlığı bulunmuyor”
Avukat Mustafa Şener ise ilgili yasaya göre söz konusu bildirimlerin Sağlık Müdürlüğü'ne yapılması gerektiğinin belirtildiği, ancak Kıbrıs'ın kuzeyinde Sağlık Bakanlığı'nın bulunmadığını söyledi.
Akyener: “Sürecin uzaması tanıklara müdahaleye fırsat verir”
Savcılık 27.tanık olarak N.M’yi dinletmek istedi. Avukatlar tanık ile ilgili usule uygun tanıtma merasimi yapılmadığını, tanığın dün alınan ifadesinin celse başlamadan kendilerine verildiğini, istintak etmeleri için zamana ihtiyaç olduğunu savundu.
Avukatlar ayrıca söz konusu tanığın ülkeye ne zaman giriş ve çıkış yapıldığının da araştırılması için zamana ihtiyaçları olduğunu, celsenin ertelenmesini talep ettiler.
Savcı Erdinç Akyener ise tanıkları istediği sırada ve istediği şekilde çağırabileceğini, meslektaşlarına gösterdiği hoşgörünün yanlış anlaşıldığını kaydetti. Yasaya göre tanığın ifadesinin alındığı gün mahkemeye çıkabileceğini kaydeden Akyener, 8 ayı aşkın süredir bu davayla yatıp bu davayla kalktıklarını ifade etti.
Akyener, sanık avukatlarının yargılama boyunca en fazla sürecin uzamasından ve müvekkillerinin tutuklu kalmalarından şikayet ettiklerini hatırlatarak, sürecin uzamasının tanıklara müdahaleye fırsat verdiğini bu nedenle tanığın dinlenmesini talep etti.
1 saatlik aranın ardından duruşma kaldığı yerden devam etmek üzere saat 16.00’da yeniden başladı.
--------------------------------
5 aylık bebeğini 2014 yılında Ada Hospital’de aldıran, ‘sürpriz tanık’ N.D:
“Kürtaj olabilmek için Kıbrıs’a geldim, ameliyat için 8 bin TL ödedim”
Davanın 27. tanığı olarak, 2014 yılında 5 aylık bebeğini Ada Hospital’de aldıran anne N.D, dinlendi. Tanık, savcı Erdinç Akyener ve 3 avukatın sorularını yanıtlayarak, şahadet verdi.
‘Sürpriz tanık’ olarak Savcı Erdinç Akyener tarafından mahkeme huzuruna çıkan N.D, ilk kez 17 Mart 2014 tarihinde kürtaj olabilmek için Kıbrıs’ın kuzeyine geldiğini ifade etti, özetle şunları anlattı:
“ Hamile kaldığımda bebeğimi doğurmak istedim. Ancak erkek arkadaşım doğurmamı istemedi. Türkiye’de aldıramayacağım için erkek arkadaşım Fahri bey ile görüşmüş. Beni buraya yönlendirdi. Bebeğim 5 aylıktı, sağlıkla ilgili bir sıkıntısı yoktu ve cinsiyeti de erkekti… Erkek arkadaşımın işi olduğu için ben tek başıma 17 Mart 2014 tarihinde Kıbrıs’a geldim. Ben buraya geldiğimde her şey ayarlanmıştı. Taksi ile Ada Hospital’e gittim. Fahri bey beni kapıda karşıladı. Odası girişte sağ kapıydı… Parasını verdim. Ayşegül hanım kanımı aldı… Sabah gelmiştim, ameliyatı öğleden sonra oldum. Ameliyat için 8 bin TL ödedim.”
“Ben aldırmak istemiyordum, zorla oldu. Rasiha hanım gözyaşlarımı sildi, sonra bayıldım…”
“Operasyona Fahri bey, Ayşegül Hanım ve Rasiha hanım girmişti. Normal doğum olmadığı için dikişlerimin iyileşmesi gerektiğini söylediler. Hastanede 4 gün kaldım, 21 Mart’ta çıktım. Ameliyatım sorunlu geçmişti, bu nedenle 4 gün yattım. Hastanede birinci katta sol tarafta ameliyathanenin karşısında yattım. Ameliyat günü yeşil ameliyat elbisesini giydim. Ameliyathane tam karşımdaydı. Ben aldırmak istemiyordum, zorla oldu. Rasiha hanımı ameliyathanede gördüm gözyaşlarımı sildi, sonra bayıldım…Rasiha hanımın yüzünde maske yoktu ancak başında bonesi vardı gözlük takmıyordu… Sonrasında tansiyonum düşmüştü, Fahri bey hastanede yoktu. Verda hanım beni ziyaret etti, muayene etmeye geldi. İyi olup olmadığımı sordu. Ameliyattan sonra hiçbir şey olmadı. Verda hanım, Ayşegül hanım ve Cemaliye hanım ile facebookta arkadaş olduk. Ben erkek arkadaşımla Kıbrıs’a gelmeden önce görüştüm. Başka da görüşmedim”
“Bebeğim sağlıklıydı…”
“Bebeğim sağlıklıydı, bir şeyi yoktu. Türkiye’de kadın doktoruna da gitmiştim. Bana sağlıklı bir hamileliğimin olduğunu söylemişlerdi. Bebeğimin cinsiyetinin erkek olduğunu Türkiye’deki doktordan öğrendim.
Şahadetinin ardından tanık, ameliyata girdiğini söylediği sanıkları mahkeme huzurunda tanıttı.
Avukatlar: “Fetüs ölüydü”
Tanığın şahadetin ardından tek tek söz alan avukatlar, özetle tanığın karnındaki fetüsün ölü olduğunu bildiği halde, konusunda uzman olan sanık Dr Fahri Karagözlü’ye muayene olmak için geldiğini, yapılan kontrol sonrasında da Karagözlü’nün tanığa fetüsün ölü olduğunu söylediğini savundu.
“Ben buraya görünmek (muayene olmak) için değil, kürtaj olmak için geldim”
Tanık, N.D yapılan iddialarını kabul etmedi, fetüsün yaşadığını söyleyerek, şahadetine devam etti:
“ Ben buraya görünmek (muayene olmak) için değil, kürtaj olmak için geldim. Fahri bey beni muayene etti, bebeğin ölü olduğunu bana söylemedi. Ameliyat öncesinde muayene oldum. Yaşadığını biliyorum, ölü değildi… Kıbrıs’a geldiğimde duygusaldım ancak psikolojim değişmedi. Bebeğimi istemeden aldırdım. Beni ameliyata zorladılar. Buraya neden geldiğimi bildiğim için ağlıyordum.”
“Aldırmak istemediğim ve aldırdığım için vicdan azabı çekiyorum. Bu nedenle geldim…”
“İfademi bugün (dün) Savcılık’ta verdim. 15 gün önce İnternette Ada Hospital ile ilgili haberleri fotoğrafları gördüm. Haberler, Müge Anlı’ya da çıkmıştı. Savcılığı aradım. Erdinç bey ile görüştüm. O da beni Namık beye yönlendirdi. Namık beye bugün gelebileceğimi söyledim. Olayla ilgili gönüllü ifademi verdim. Bana vaatte bulunmadılar. Aldırmak istemediğim ve aldırdığım için vicdan azabı çekiyorum. Bu nedenle geldim. Beni havaalanında Namık bey ve Cemaliye hanım karşıladı. Onların beni karşılamalarını ben istedim. İlk geldiğimde suçlulukla gelmiştim. Bir yer bilmediğim için onların karşılamalarını istedim”
Mahkeme tehir etti…
Şahadetlerin ardından Mahkeme, tanıkların dinlenmesine devam etmek üzere 14 Kasım Pazartesi saat 09.30’a tehir etti.

















