1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. 'Yasa Dışı Kürtaj' Davası
Yasa Dışı Kürtaj Davası

'Yasa Dışı Kürtaj' Davası

Girne’deki ‘yasa dışı kürtaj’ davasında dün 5 tanık daha dinlendi. Bu olayın patlak verdiği dönem K. T. Tabipler Birliği Başkanı olan Dr. Filiz Besim de şahadet verdi

A+A-

 

 

• Besim, ne Ada Hospital’in ne de diğer özel hastane ve kliniklerin, 2016 Mart ayına kadar ‘ölü doğan bebekler’ ile ilgili hiçbir bir bildirimde bulunulmadığına dikkat çekti.

• Olay Yeri İnceleme ve Foto Parmak İzi uzmanı Burak Ekinci ise hastanede herhangi bir iğne, şırınga veya tıbbi bir araç gerecin emare olarak alınmadığını ve bu yönde bir araştırma yapmadığını aktardı. Ayrıca davayla ilgili olarak ‘iğne’ araması yapmadığı, Ameliyathanede bulunan ve içerisinde fetüs muhafaza edildiği iddia edilen buzdolabında da herhangi bir iz araştırması yapmadığını söyledi

Didem MENTEŞ

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran Girne’deki ‘yasa dışı kürtaj’ davasında, Savcılık tanıklarını dinletmeye devam etti. Dünkü duruşmada ‘yasa dışı kürtaj’ soruşturmasının başladığı dönem Kıbrıs Türk Tabipler Birliği Başkanı olan Dr. Filiz Besim de şahadet verdi. Sorulara yanıt veren Besim, ne Ada Hospital’in ne de diğer özel hastane ve kliniklerin, 2016 Mart ayına kadar ‘ölü doğan bebekler’ ile ilgili hiçbir bir bildirimde bulunulmadığına dikkat çekti.

Ayrıca Türkiye’de tüp bebek hasta danışmanlığı yapan ve Ada Hospital ile iş yapan tanık R.Ö. de konuştu: “2015 yılında bir gün Mehmet Ali Bey ve Verda Hanım alışveriş için gelmişlerdi. Bu kürtajlarla ilgili bir duyum aldığımızı, kürtaj yapılıyorsa, yapan kişilerin işten çıkarılmasını söyledik. Verda Hanım, ‘ben yapmıyorum, yeminliyim’ dedi. Ben de Fahri Bey ve Ayşegül Hanım’ın yaptığını ve işten çıkarmalarını söyledim. Mehmet Ali Bey, “doğru söylüyorsunuz” derken, Verda Hanım sessiz kalmıştı…” 


Sanıklar yine mahkeme huzurunda

Sanıklar Mehmet Ali Tunçbilek, Verda Özkent Tunçbilek, Ayşegül İşbilen, Taner Okburan, Fahri Karagözlü ve Rasiha Serdaroğlu dün yeniden Girne Ağır Ceza Mahkemesi huzuruna çıkarıldı.
Başkan Fatma Şenol, üye yargıç Murat Soytaç ve üye Yargıç Seran Bensen huzurundaki davada, Başsavcılık adına İddia Makamı’nda Kıdemli Savcı Erdinç Akyener, sanıklar ve sanıkların avukatları mahkemede hazır bulundu.

5 tanık daha

Savcı Erdinç Akyener, davasının ispatı açısından dünkü oturumda mahkemeye 5 tanık daha dinletti.
Akyener, kadın doğum uzmanı Meryem Allison, K.T. Tabipler Birliği eski Başkanı Dr. Filiz Besim, Türkiye’de tüp bebek hasta danışmanlığı yapan R.Ö, Girne Polis Müdürlüğü’ne bağlı Olay Yeri İnceleme ve Foto Parmak Şubesi’nde görevli polis çavuşu Hasan Erdal ile polis memuru Burak Ekinci dinletti. 

Allison: “M.A.’ya 17- 18 haftalık teşhisini koymuştum”

Davanın 30’uncu tanığı olarak kadın doğum uzmanı Dr. Meryem Allison, şahadet vererek, hem savcının hem de avukatların sorularını yanıtladı. Allison, 15 Aralık 2015'de polisin, sanık Rasiha Serdaroğlu ile ilgili kendisinden ifade aldığını söyledi. Allison, Serdaroğlu ile 10 yıla yakındır çalıştığını belirterek, birçok hastanede de birlikte çalıştıklarını aktardı. Daha önce mahkeme tarafından muhasım (düşman) tanık olarak ilan edilen 2’inci fetüsün annesi M. A.'nın hastası olduğunu aktaran Dr. Allison, 21 Mart 2014'de de adet düzensizliği nedeniyle kendisine gelip 17-18 haftalık hamile olduğunun tespit edildiğini anlattı. M. A.' nın hamile olduğuyla ilgili raporu emare olarak sundu.

Besim: “Ada Hospital ölü bebeklerle ilgili bildirim yapmadı”

Daha sonra İddia Makamının 31'inci tanığı olarak K.T. Tabipler Birliği eski Başkanı Dr. Filiz Besim oldu. Besim, mahkemede yeminli şahadet vererek, hem savcının hem de avukatların sorularını yanıtladı. Olayla ilgili soruşturma başladığı dönemde Birlik Başkanı olduğunu aktaran Besim, kendisinden o dönem, birliğin üyesi olan 4 doktor ile ilgili bilgi istendiğini söyledi. Besim, ölü doğumlarla ilgili denetim yapacak komite için birisinin görevlendirmesini istendiğini, kendisinin de iki uzman doktoru görevlendirdiğini aktardı.

“Yasamıza göre Mahkeme sonucu beklenmek zorunda”

K.T. Tabipler Birliği Tüzüğünün 28'inci maddesinin kürtajla ilgili olduğunu aktaran Besim, 10 haftanın üzerinde kürtaj yapılamayacağına dair zorunluluk bildirimi olduğuna dikkat çekti. Ada Hospital’in olay gününe kadar ölü doğumlarla ilgili hiçbir bildirimde bulunmadığına değinen Besim, 2016 Mart ayına kadar da hiçbir özel hastane ve kliniğin de bu yönde bildirimi olmadığına dikkat çekti. Tabipler Birliği Yasası’na aykırı hareket eden hekimlerle ilgili gerekli araştırma yapılarak, Onur Kurulu’na sevk edildiğini ve gerekli yaptırımların uygulandığını belirten Besim, bir dava söz konusu ise Mahkeme sonucunun bekleme zorunluluğu olduğunu ifade etti.

R.Ö: “Kürtaj yapanları işten çıkarın demiştik”

Davanın 32’inci tanığı olarak Türkiye’de sağlık sektöründe tanıtım ve hasta danışmanlığı yapan R.Ö. tanık olarak dinlendi. Tanık R.Ö., Türkiye’de tüp bebek aileleri için danışmanlık yaptığı ve tüp bebek merkezleri ile birlikte iş yaptığını aktardı. Ada Tüp Bebek Merkezi ile de 2013 yılından beri işbirliği içerisinde olduklarını anlatan R.Ö., hastaneye tüp bebek hastalarını getirdiğini belirtti. 2015 yılı içerisinde Ada Hospital özel dal hastanesi ve Tüp Bebek Merkezi’nde ‘kürtaj’ işlemleri yapıldığını duyduklarını anlatan R.Ö., sanıklar Mehmet Ali ve Verda Tunçbilek’e bu konuyla ilgili uyardıklarını aktardı.

“Fahri Bey ve Ayşegül Hanım yapıyor, işten çıkarılmalarını söyledik”

Tanık R.Ö, şunları aktardı: “2015 yılında bir gün Mehmet Ali Bey ve Verda Hanım alışveriş için gelmişlerdi. Bu kürtajlarla ilgili bir duyum aldığımızı söyledik. Mehmet Ali Bey’e hastanelerinde kürtaj yapılıyorsa, yapan kişilerin işten çıkarılmasını söyledik. Verda Hanım, ‘ben yapmıyorum, yeminliyim’ dedi. Ben de Fahri Bey ve Ayşegül Hanım’ın yaptığını ve işten çıkarmalarını söyledim. Mehmet Ali Bey, “doğru söylüyorsunuz” derken, Verda Hanım sessiz kalmıştı” 

“İğne ve tıbbi bir araç gereç emare alınmadı”

İddia makamının 33’üncü tanığı olan Olay Yeri İnceleme ve Foto Parmak İzi uzmanı Burak Ekinci de tanıklık etti. İstintak aşamasında avukat Emre Kadri’nin sorularına cevaben olay yeri inceleme ekibinin hastanede herhangi bir iğne, şırınga veya tıbbi bir araç gereç emare olarak alınmadığını ve bu yönde bir araştırma yapmadıklarını beyan etti. Bebeğin iğne ile öldürüldüğü öne sürülen bu davada iğne aramadığını, tahkikat memurunun bu yönde bir talebi olmadığı için böyle bir arama yapmadığını da aktardı. Ameliyathanede bulunan ve içerisinde fetüs muhafaza edildiği iddia edilen buzdolabında da herhangi bir iz araştırması yapmadığını da aktardı.

Bu haber toplam 5974 defa okunmuştur