
YANLIŞ HESAP LEFKOŞA SOKAKLARINDAN DÖNER...
Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Küçük Başbakan’ın koltuğunun altına Ankara’da sıkıştırıvermişler paketçiği, gönderivermişler Lefkoşa’ya.
Küçük Başbakan, “Kıbrıslı Türklerin refah ve mutluluğu için” Ankara’da imzalanan ve
Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Küçük Başbakan’ın koltuğunun altına Ankara’da sıkıştırıvermişler paketçiği, gönderivermişler Lefkoşa’ya.
Küçük Başbakan, “Kıbrıslı Türklerin refah ve mutluluğu için” Ankara’da imzalanan ve önümüzdeki 3 yıllık hayatı belirleyecek bu ekonomik pakette “KKTC bandrolü” olduğunu iddia ediyor ama durum hiç de öyle değil-miş. İşte sevgili Sami Özuslu’nun dikkatli gözlerine ve YENİDÜZEN’e yakalanıverdiler.
Bu paket, basbayağı Ankara’da, bizzat Ankara’nın kurum ve bürokratları tarafından hazırlanmış, Küçük Başbakan’a da Ankara’ya kadar gidip altına imza atmak düşmüş.
Kimse sormamış gittikçe küçülen portakal bahçelerine hüzünle bakan Güzelyurtluya.
Kimse sormamış gittikçe küçülen ekmeğiyle çoluğunu çocuğunu doyurma gailesine düşen Girne’li Mağusa’lı anaya.
Kimse sormamış batmış bir belediyenin çukurunda pisliğinde nefes almaya çalışan Lefkoşalıya.
Kimse sormamış kendi toprağında azınlığa düşen Kıbrıslıya.
Kimse sormamış muhalefet partilerine.
Kimse sormamış malını üretemeyen, satamayan ticaret odasına, esnaf odasına, meslek birliklerine, sendikalara.
Kimse sormamış, Adanın kuzeyine alın terini katmış, çocuğunu torununu Ada’da büyütmüş, geleceğini Kıbrıslı Türklerin geleceğine bağlamış, gençliğini Ada’da tüketip hak vaki olduğunda Ada’ya gömülecek Türkiyeliye…
Kimse sormamış hiç birinize…
Oturmuş efendiler Ankara’da yumuşak deri koltuklara, yazıvermişler güzel güzel Kıbrıs’ın Kuzeyi için bir ekonomik refah ve mutluluk planını.
Çorum’da, Kayseri’de bile yapılamayacak olanı yapmışlar efendiler. Malum, “yerinden yönetim” diye bir şey var artık! Çorum’un kalkınma planını bile Ankara’dan yapamaz kimse. Ayağa kalkar Çorumlu bile,” bana sordunuz mu?” diye.
Mardin’e bir kalkınma modeli gerektiğinde ne yaptı mesela Mardinli? Toplandılar, herkes elini taşın altına koydu, bir plan hazırladılar. Sonra düştüler bunun kaynağının peşine. Bir kısmını Ankara’dan aldılar, büyükçe bir kısmını uluslararası fonlardan… Bir plana ihtiyacı olduğuna da, o planı hazırlamaya da, uygulamaya da Mardinli karar verdi.
Bir de bakın Ankara nezdinde Çorum kadar, Mardin kadar hükmü olmayan Kıbrıs’ın Kuzeyine…
Hadi Ankara nezdinde hükmü yok, anladık. Be arkadaş, senin kendi toprağına, kendi toplumuna da mı saygın hürmetin yok?
Seni Ankara’ya çağırıp eline Ankara’da hazırlanan paketi tutuşturana, iki çift laf edip, “burası Muz Cumhuriyeti bile olsa benim hesap vermem gereken bir Meclisim, demokratik kurum ve kuruluşlarım, meslek örgütlerim, sendikalarım, basınım var” diyemedin?
Toplayamadın bir Ekonomik Sosyal Konsey? Siyasi partilerini, sendikalarını, meslek örgütlerini bir araya getirip, “be arkadaşlar, derdimiz büyük. Ekonomiyi rayına sokmamız gerek. Gelin ihtiyacımız olan ekonomik planı birlikte hazırlayalım. Gelin birlikte hazırlayacağımız bu plan konusunda mutabakat sağlayalım. Sonra gideriz artık Ankara’ya mı, Brüksel’e mi, şuraya mı buraya mı her neyse, kaynağı bulur buluşturur, başımız dik, kendi ciğerimizi kavurarak ekonomiyi düze çıkartırız” diyemedin?
Kıbrıslı Türk’ün içine katılmadığı bir süreci, Kıbrıslı Türk’ün rızasını onayını almayan bir süreci kim yönetebilir? Muhalefete muhtaç olmadan nisap bile toplamaktan aciz bir hükümet mi?
Kıbrıs’ın Kuzeyi hızla erken seçime gidiyor. Türkiye tam da bu konjonktürde Kıbrıs’ta bir seçim olsun ister mi? Bence istemez. Ama hem Türkiye, hem Kıbrıs’ın Kuzeyindeki işbirlikçi hükümet Kıbrıslı Türkleri zıvanadan çıkartacak öyle çok hata yapıyorlar ki, erken seçim sürecini durduramayacaklar.
Kıbrıs’ın Kuzeyindeki Küçük Başbakan zannediyor ki erken seçim kararı onun inisiyatifinde, onun iki dudağı arasında. Yanılıyor, çok yanılıyor…
Ankara’da sağladığı mutabakat da, Parti içi şantaj olarak kullandığı erken seçim kartı da Lefkoşa’nın, Girne’nin, İskele’nin, Mağusa’nın, Güzelyurt’un sokaklarından döner… Haberi olsun!

















