
Vatandaş Yetiştirememek
Lefkoşa Belediyesi, iktidar partisinin kurultay mahkemesi ve çöpler arasında sıkışıp kalmış bir gündemle yaşıyoruz aylardır… Eğitim gündeminde ise öğretmen ataması tartışmaları bitmek bilmedi…
Oysa bütün bu olaylarda çok daha önemli unsur
Lefkoşa Belediyesi, iktidar partisinin kurultay mahkemesi ve çöpler arasında sıkışıp kalmış bir gündemle yaşıyoruz aylardır… Eğitim gündeminde ise öğretmen ataması tartışmaları bitmek bilmedi…
Oysa bütün bu olaylarda çok daha önemli unsurları gözden kaçırıyoruz. Örneğin; Lefkoşa’nın çöpleri sorun da, Lefkoşa’nın mezbahasında kesilen etlerin denetimsizliği, işe yaramayan kaldırımları, trafik düzensizliği, tarlaya dönmüş yolları, musluklardan akan kanalizasyonu, kanlı derenin sütlü dereye dönüşmesi, estetik, sanat ve kültür adına hiçbir şey yapılmaması Lefkoşa’nın sorunu değil mi?
Ancak galiba bütün bunları bir türlü farkına varamamamızın temelinde yine önemli bir eğitim eksikliği yatıyor… Vatandaşlık eğitimi… Ne yazık ki eğitim sistemimiz; vatandaşlık ve demokrasi eğitiminde sınıfta kaldı… Daha sade bir ifadeyle söylersek; vatandaş yetiştiremiyoruz… Vatandaşlık, geçmişten günümüze yaşananlar nedeniyle gittikçe anlamını yitiren içi boş bir kavram oldu. Herkes doğal bir şekilde, vatandaşın ne olduğunu bilir ama iş bu kavramdan neyin anlaşılması gerektiğini açıklamaya gelince işte o zaman her şey karmakarışık olur…
Sosyal bilimci Schugurensky, vatandaşlığı dört farklı boyutta ele almaktadır. Bunlar; “statü olarak vatandaşlık”, “kimlik olarak vatandaşlık”, “toplumsal değer olarak vatandaşlık” ve “aracı olarak vatandaşlıktır”.
Statü olarak vatandaşlıkta; sadece birey ile devlet arasındaki bağ tanımlanır. Kimlik olarak vatandaşlık tanımı çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli grupları içinde barındıran çok uluslu devletlerdeki vatandaşlık için kullanmıştır. Toplumsal değer olarak vatandaşlık; iyi vatandaş olmanın gerektirdiği tutum, değer ve davranışlardır. Aracı olarak vatandaşlık ise, mevcut yönetimde var olan otoritenin sosyal aktör olarak vatandaşlık fikrine başvurulmasıdır.
Sizce biz hangi tür vatandaş yetiştiriyoruz? Yoksa hiç bunlarla ilgili bir kaygımız yok mu? Oysa çağdaş eğitim yaklaşımlarında vatandaşlık eğitiminin temelini;
· Özgür, bağımsız, hoşgörülü, barıştan yana ve kendine güvenen bir birey olarak demokratik ve adaletli bir toplumun oluşmasına katkı sağlama,
· Paylaşılan ortak değerlerin korunması ve geliştirilmesinin önemini benimseme,
· Etkin, sorumlu ve demokratik bir vatandaş olarak toplumsal yaşamın geliştirilmesi ve güçlenmesinde aktif rol almak, kişisel ve toplumsal sorunların çözümüne katkı sunma,
· İnsanlığın bir parçası olduğu bilinci ile ülkesini ve dünyayı ilgilendiren konularda duyarlılık gösterme oluşturmaktadır…
Hal böyle olunca söz olarak şunu söylemek gerek: Farklı gerekçelerle birçok yetişkini kolaylıkla vatandaş yapıyoruz da, keşke aynı kolaylıkla çocuklarımızı da vatandaş olarak yetiştirebilsek…
BİLİYOR MUYDUNUZ?
“Sınav Odaklı Olmayan Müfredat” Hazırlığı…
TC Milli Eğitim Bakanlığı, okul türlerinin azaltıldığı ve sınav odaklı olmayan müfredat dönüşüm programını aralık ayının sonuna kadar tamamlayacağını duyurdu. NTV haber’in portalının eğitim başlığı altında verilen habere göre; genel ortaöğretim ve mesleki ve teknik orta öğretim, okul türü yerine program çeşitliliğine göre yeniden yapılandırılacak. Bu yapılandırmada öğrencilerin sistemin dışına çıkmasını azaltacak şekilde farklı eğitim kademeleri arasındaki geçişlerin kolaylaştırıldığı, başarısızlıkların telafi edilebildiği, anlaşılır ve özendirici bir sistem yaklaşımı benimsenecek…
Bu kapsamda hazırlanan düşünme, algılama ve problem çözme yeteneği gelişmiş, yeni fikirlere açık, özgüven ve sorumluluk duygusuna sahip, demokratik değerleri ve milli kültürü özümsemiş, farklı kültürleri yorumlayabilen, paylaşıma ve iletişime açık, sanat ve estetik duyguları güçlü, bilgi toplumu gereklerini haiz bireyler yetiştirmeyi amaçlayan ve sınav odaklı olmayan öğretim programları Aralık 2012’de tamamlanacak. Bu öğretim programlarının 2012-2013 öğretim yılında genel ortaöğretim ve mesleki teknik öğretim kademesinde uygulanması öngörülüyor…
Biz de ise bu anlamda en küçük bir kıpırtı yok… Türkiye eğitim sitemini, doğrudan kendi ülkemize transfer etiğimiz eğitim yönetim anlayışına rağmen böylesi olumlu uygulamaları nedense bir türlü kendi eğitim sistemimize entegre edemiyoruz… Biz, sınav odaklı eğitim anlayışını terk edebilecek miyiz? Yoksa sonuçları belli, köhnemiş bu yapısı sürdürmede ısrar mı edeceğiz?
ANLAYANA - GÜLMECE
Yalaka Çavuş
Padişah bir saray yaptıracak… Yalaka çavuş durur mu? Hemen talip olmuş saray inşaatına. Tez elden bitirmiş işleri. Teslim edecek. Padişah almış vezirini sarayı gezmekte... Yalaka çavuşla çok iyi anlaşamayan vezir, sarayın tuvaletinin olmadığını fark eder ve bu durumu padişaha hissettirmeye uğraşır. Hemen söze başlar.
- Hünkarım! Sayın ki çişiniz geldi. Nasıl gidereceksiniz? Nereye edeceksiniz?
Yalaka çavuş fırsat verir mi? hemen atılmış söze. Vezire dönerek;
- Sana ne… Koskoca padişah! Sana mı soracak nereye edeceğini? Nereye isterse oraya eder!
AKLINIZDA BULUNSUN
Temel Eğitimde Problem Çözme Becerileri
Problem çözme; erken yaşlardan itibaren çocuklara kazandırılması gereken ve tüm yaşam boyu gerekli olan bir beceridir. Bu beceri, toplumsal hedeflere ulaşmada ve öğrenme süreçlerinde başarılı olmada önemli bir yer tutmaktadır. Kişiliğin temellerinin atıldığı, belirli alışkanlıkların ve değer yargılarının kazanıldığı temel eğitim çağı, problem çözme becerisi kazandırmayla ilgili eğitimin verilebileceği en verimli yıllardır.
Kişilikleri, yetenekleri ve ihtiyaçları birbirinden farklı pek çok çocuğu bir araya getiren, onların büyümesi ve gelişmesi konusunda birçok materyal sağlayan ve çok amaçlı bir program sunan okul çevresi problemleri seçme, tanıma ve çözme bakımından uygun bir ortamdır. Bu nedenle okul öncesi ve ilköğretimde çocuklarla yakın ilişki içerisinde uzun süre geçiren öğretmenler, çocukların problem çözme becerileri yönünden gelişmeleri için temel kaynak olarak kabul edilir.
İşte tam da bu nedenlerle okulöncesi ve ilkokul öğretmen ve yöneticilere yönelik bir çalıştay gerçekleştiriliyor ülkemizde… “Birinci Kıbrıs Uluslarası Eğitim Araştırmaları Kongresi” kapsamında 8 Aralık 2012 Cumartesi günü, Girne Acapulco Hotelde gerçekleşecek çalıştayı Prof. Dr. Esra Ömeroğlu, Doç. Dr. Yasemin Aydoğan ve Yrd. Doç. Dr. Arzu Özyürek verecek… Çalıştaya katılmak için [email protected] adresine e-posta atmak yeterlidir…

















