1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Tatil bitti
Tatil bitti

Tatil bitti

“Şimdilerde bir tatil havasına büründüm. Güzel bir teklif aldım. Yeme içme ve konaklama onlardan olmak üzere 365 günlük bir tatil imkânını kaçıramazdım herhalde!” Geçtiğimiz yıl bu zamanlar Yakın Markaj’da son sözlerimin arasında bulun

A+A-

 

 

       

 

Şimdilerde bir tatil havasına büründüm. Güzel bir teklif aldım. Yeme içme ve konaklama onlardan olmak üzere 365 günlük bir tatil imkânını kaçıramazdım herhalde!”

Geçtiğimiz yıl bu zamanlar Yakın Markaj’da son sözlerimin arasında bulunan bir cümle de buydu. Askerliğe esprili bir şekilde yaklaşmıştım. Espri gibi de geçti zaten, güzel anılarım var.

Zaman ne kadar hızlı akıp geçiyor. Daha dün gibi yazarken son yazımı şimdi tekrardan bir şeyler üretme heyecanı ile klavyenin başındayım!

Şahsen kendi adıma farklı bir deneyim oldu bu geçtiğimiz bir yıl. En güzeli de iyi arkadaşlıklar edinmiş olmam. Hayatımda belki de tanıma fırsatı bulamayacağım iyi insanlar tanımak, bu işte bardağın dolu tarafını görmek olsa gerek.

Sonuna yaklaştıkça kendinizi takozda bekleyen bir atlet gibi hissedersiniz. Tabancadan çıkacak patlama sesi ile artık yarışa başlamak arzusu olur içinizde. Gözünüz ilerdedir, kulağınız tabancada. Ve sonunda tabanca benim için de patladı ve ileri doğru sprintlerime başlayabilirim artık.

Bu süre zarfında ülkemizdeki ve dünyadaki sportif faaliyetleri adam akıllı takip edememiş olduğumdan dolayı biraz pas tuttum. Şimdi sıra o pası üzerimizden atmakta.

Yakın Markaj bir süre yakından marke edemeyecek demiştik son yazıda. Dünya futbolunda adam adama markaj kavramı artık uzaklarda olsa da yine de yakından markaj uygulamaya devam etme düşüncesindeyim.

Tatil bitti, tekrardan merhaba…

 


 

KADRO DIŞI

 

Geçen yıl gittiğim tek maç

 

Geçtiğimiz yıl içerisinde Kıbrıs Türk futbolunu fırsat buldukça gazetelerden takip ettim. Zaman zaman da televizyonda yayınlanan maçları izledim biraz. Bazı maçların ya ilk yarısını ya da son dakikalarını stadyumda oturarak izleyebildim. Sadece bir tek maça “Ben bu maçı göreceğim” diyerek gittim, o da Urcan Vangöl Federasyon Kupası Final maçı olan Çetinkaya - Lefke maçı.

Maçın sonunda olan olaylar malumunuz. Hevesim kursağımda kaldı.

Suçlu veya suçsuzu aramaktan çok genel anlamda zaten can çekişmekte olan ülke futbolunun üzerine bir yara da bu maçta açıldı. Üzücü olaylar yaşandı.

Tabi herkes kendine göre hakkını aramaya çalıştı. İşin sonunda kupa Çetinkaya’ya verildi.

Hepsinden öte suçu kendi üzerime alayım, isteyerek gittiğim tek maçta da ayağım uğursuz geldi galiba…

 


 

MERCEK ALTI

 

Alkışlar Berk’e     

 

Millet darts veya bilardonun spor olup olmadığını tartışa dursun, her ikisinin de kabiliyet ve akıl gerektiren branşlar olduğu bana göre bir gerçektir.

Mutlaka herkes ömrünün bir zamanında darts ya da bilardo oynamıştır. Bende uzun zamandan sonra geçtiğimiz günlerde bilardo oynama fırsatı bulurken bu oyunda ne kadar yeteneksiz olduğumu anladım. Karşılaşmanın başında bir hayli övünmeme rağmen dersimi aldım!

Şaka bir yana konuyu genç yeteneğimiz Berk Mehmetcik’e getireceğim. Kıbrıslı Türkler için Uluslararası bir spor organizasyonuna katılabilmek dahi kolay değil ama Berk Avrupa Bilardo Gençler Şampiyonası’nda mücadele ediyor. Avrupa’nın önde gelen sporcuları içinde tur atlamak bile bana göre başarı sayılırken, Berk çeyrek finale çıkıyor, üstüne üstlük mücadele ettiği kategori olan Pupils kategorisinde 5’inci oluyor. Daha ne olsun? Kendisini yürekten kutluyorum.

 


 

TAVSİYEM

 

“Şike Şike Futbol”          

 

Declan Hill’in yazdığı “Şike” adlı kitapta Asya’dan Avrupa’ya kadar yazarın birebir giderek takip ettiği ve başının belaya gireceğini bile bile irdelediği şike örnekleri bulunur.

Özellikle pek göz önünde bulunmayan, dikkat çekmeyecek maçların nasıl satıldığı, futbolcular ile nasıl anlaşıldığını eserinde irdelemiştir.

Bunlara verebileceği en büyük örneğin de Almanya’da düzenlenen Dünya Kupası maçlarında pek ilgi çekmeyecek olan bazılarının maç sonuçları, maç başlamadan evvel bilinmesiydi.

Bu tarz bir kitabı Türk yazar Gökçe Giresunlu kaleme aldı. Adı “Şike Şike Futbol”.

Parayla, rüşvetle, tehditle veya hatırla spor müsabakalarının sonucunu belirleme demek şike. Böylece sahadaki yarışın yerini ceplerdeki yarış almış oluyor. Buna karşın yaratılan illüzyon müthiş; seyirci yarışın sahada, kas kuvvetine dayanarak yapıldığını sanıyor” cümlesi kitabın arka kapağından. Benim yurt dışına gidince alınacak kitaplar listeme yazdığım bir kitap, bence siz de listenize yazın.

 


 

İNLEYEN NAĞMELER

 

“Spor tesislerimizin eskiye oranla daha fazla olması ve sporcuların daha iyi koşullarda spor yapmalarına olanak sağlanmasının pozitif bir ivme sağlaması gerekirken tam tersi olumsuz bir etki yarattı. Kısaca bugün olması beklenen noktanın çok gerisindeyiz.”

Narin Benli (Eski Atlet)

 

“Ülkenin geneline yansıyan sistemsizlik, spordaki dengeleri de altüst etti… Gelişigüzel ve bilinçsizce belli başlı kulüplere (özellikle futbol) yapılan katkılar, birçok kulübün veya federasyonun, ağzı açık bakmak durumunda kalmasını sağlıyor. Tabii ki katkılar yapılsın. Kulüplerimizin ayakta kalması kaçınılmazdır. Ama projeye, üretene, gerçekten çalışana yapılması gerekir.”

Gürtap Davutoğlu (YENİDÜZEN Gazetesi)

 

“Kıssadan hisse endüstriyel futbolu yönetmek için millet binlerce dolar para harcar, bizim Garavalı dostlar da yönetimi kim kime faturalarsa. Tabii bu işler için “evvel zaman içinde” dedik ya, inşallah FIFA’nın teknik takibine takılmayız, rüyamda tabii ki.”

Yard. Doç. Dr. Nazım Burgul (Kıbrıs Gazetesi)

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 832 defa okunmuştur