1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Tanrı Sadece AKP’yi Sevmiyor!
Tanrı Sadece AKP’yi Sevmiyor!

Tanrı Sadece AKP’yi Sevmiyor!

Türkiye’nin Su ve Orman işleri bakanı Veysi Eroğlu bir müddet önce bir televizyon kanalında anlatıyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2004 yılında (Referandumdan önce mi sonra mı açıklamadı) “Hoca” demiş, “KKTC’ye su işini u

A+A-

 

 

Türkiye’nin Su ve Orman işleri bakanı Veysi Eroğlu bir müddet önce bir televizyon kanalında anlatıyordu. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 2004 yılında (Referandumdan önce mi sonra mı açıklamadı) “Hoca” demiş, “KKTC’ye su işini unuttun galiba…” Ve bakan eskiden konuşulan bu konuyu hemen gündemine almış. KKTC’ye yılda 75 Milyon metreküp su pompalanacak. Kuzey Kıbrıs’ın yıllık tüketimi 15 Milyon metreküpmüş. Program sunucusunun başka ülkelere de su vermeyi düşünüyor musunuz sorusuna bakan “Hayır” diyerek şöyle cevap veriyor: “KKTC büyüyecek. Biz 2050’ye göre hesap yapıyoruz.” Televizyondaki sohbetten bu masraflı işin ağırlıkla siyasi bir proje olduğunu anlıyoruz. Zaten bakan da KKTC’yi “gönül bağı ile bağlıyoruz” türünden laflar ediyordu.

Aynı bakan başka bir vesile ile şöyle diyordu: “Kıbrıs bizim canımız. Biz lisede okurken Rumlar, Türklere zulüm ediyorlardı, yok etme politikası izliyorlardı. Afyonkarahisar'da miting yapmıştık, sloganımız şuydu; ‘Kıbrıs bizim canımız, feda olsun kanımız’. Kıbrıs'a sahip çıkacağız. Kıbrıs'a kimse yan gözle bakamaz. Türkiye, artık güçlü bir ülke, küresel bir güç, başı dik bir ülke. Kıbrıs'ı da kimseye kaptırmayız, bunu herkes böyle bilsin. Rumların da bir an önce hizaya gelmelerini tavsiye ediyorum.” (Yenidüzen, 28 Ekim 2012)

Bu açıklama pek öyle “gönül bağı” ile ilgili sayılmaz. Burada “güç”, “kuvvet” ön plana çıkıyor. Türkiye, “çok güçlüdür ve güçlü olduğu için de Kıbrıs’ı hiç kimseye kaptırmaz” deniliyor. Hak hukuktan tabii ki söz edilmiyor. Kıbrıslı Rumların “bir an önce hizaya gelmeleri” de ayrıca ve özellikle “tavsiye” olunuyor.

Şimdi, bu dil ile ilişkilenerek konuşmak için insanın bildiği bütün dilleri unutması lazım. Hele, barış dili konuşuyorsanız ve “güçlü bir ülke” veya “küresel bir güç” değilseniz, sayın bakana söyleyecek pek bir lafınız olamaz. O, “gönül bağı” diye diye kuvvet politikası yapacak ve Kuzey Kıbrıs’ı Türkiye’ye bağlayacak! 2050 yılında muhtemelen üçe katlanacak nüfusu ve 75 Milyon metreküp suyu ile Kıbrıs’ı kimselere kaptırılmayacak! Kendisi zaten lisedeyken Afyonkarahisar’da katıldığı mitingde Kıbrıs’ın “canı” olduğunu haykırmamış mıydı? (Elbette sayın bakan Taksim Mitinglerinde yürürken hiç kimse kendisine Türklerin 7 Haziran 1958 tarihinde önce Türk Enformasyon Bürosuna bomba koyup sonra da Rumlara saldırdıklarını söylememiştir.)

Bizde bir laf vardır: “mal canın yongasıdır” diye. AKP’nin “mal-mülk merakı” herkesin malumudur. Becerip para kazanmayı neredeyse ibadet sayıyor. Malı mülkü olmayan Kıbrıslı Türklerin yarısı AKP’nin anlamadığı barış dilini konuşuyor. Öbür yarısı ise bir kentin sokaklarını temizlemekten aciz. AKP hükümeti dilini bilmediği barış güçleri ile beş kuruşsuz Kıbrıs Türk “burjuvazisine” kulak verecek değil ya! Elbette bildiği yolda devam edecek, 2050’ye göre plan yapacaktır.

Fakat sanırım Kıbrıslı Rumların elinde AKP’nin dilinden anladığı “kara altın” vardır. Doğal gaz ve petrol rezervleri. Ve Türkiye oralara denizaltılarıyla ulaşacak kadar “küresel bir güç” olmadığından, sayın bakan ve AKP hükümeti Kıbrıs planlarının gözden geçirmek zorunda kalacaktır. “Malsız canı ne’yleyim” diyerek müzakere masasına oturacak ve Kıbrıs’a su pompalayacağı borulardan doğal gaz ve petrol çekmek için yol-yordam arayacaktır. Bu da Kıbrıs’ın şansı olacaktır.

Tanrı, sadece AKP’yi sevmiyor…

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1262 defa okunmuştur